Search
English Turkish Sentence Translations Page 169023
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| It wasn't pretty. | Pek hoş değildi. Pek hos degildi. | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| We've talked about this. | Bunu konuşmuştuk. Bunu konusmustuk. | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| I don't know why you need her. She's... | Neden ona ihtiyacın var anlamıyorum. O... Neden ona ihtiyacin var anlamiyorum. O... | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| Smart. | Zeki mi diyeceksin? | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| Smart? Who needs smart? | Zeki mi? Kime lazım ki zeki? Zeki mi? Kime lazim ki zeki? | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| You're the only man I know | Kızın eteğini kaldırıp altında sözlük arayan tanıdığım tek erkeksin. Kizin etegini kaldirip altinda sözlük arayan tanidigim tek erkeksin. | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| I left my coat here last night. | Ceketimi burada unutmuşum. Ceketimi burada unutmusum. | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| No time to stop for a silly coat when you're chasing Bunny tail. | Tavşan'ın kuyruğunu kovalarken ceketi almaya fırsat bulamadın mı? Tavsan'in kuyrugunu kovalarken ceketi almaya firsat bulamadin mi? | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| It was nothing. | Bir şey olmadı. Bir sey olmadi. | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| Take tonight off. | Bu gece çalışma. Bu gece çalisma. | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| We'll have dinner at the Pump Room. | Pump Room'da akşam yemeği yeriz. Pump Room'da aksam yemegi yeriz. | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| I'm not hungry. | Aç değilim. Aç degilim. | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| I know the Door Bunny never gets tipped, | Kapıcı Tavşan'ın bahşiş almadığını biliyorum ama... Kapici Tavsan'in bahsis almadigini biliyorum ama... | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| but can she possibly wear a coat between the months of September and April? | ...Eylül ayından Nisan'a kadar ceket giyebilir mi? ...Eylül ayindan Nisan'a kadar ceket giyebilir mi? | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| No, Kate. Door Bunny's the first thing | Hayır, Kate. Erkekler içeri girdiğinde ilk kapıcı Tavşan'ı görürler. Hayir, Kate. Erkekler içeri girdiginde ilk kapici Tavsan'i görürler. | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| You know what they want to see. | Ne görmek istediklerini biliyorsun. | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| How many times you going to ask me this? | Daha kaç kez bunu bana soracaksın? Daha kaç kez bunu bana soracaksin? | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| My mom said I should ask you again. | Annem bir kez daha sormam gerektiğini söyledi. Annem bir kez daha sormam gerektigini söyledi. | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| Okay, that's it for, uh... | Pekâlâ, bu kadar yeter. Soracağıma söz verdim. Pekâlâ, bu kadar yeter. Soracagima söz verdim. | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| Did anybody wait on a Keyholder named Clyde Hill last night? | Dün gece Clyde Hill adında bir anahtar sahibinin masasına bakan oldu mu? Dün gece Clyde Hill adinda bir anahtar sahibinin masasina bakan oldu mu? | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| The wife thinks he's missing. | Karısı, adamın kayıp olduğunu sanıyor. Karisi, adamin kayip oldugunu saniyor. | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| Oh, oh, I did. | Ben baktım. Ben baktim. | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| Yes. Um, I I was very nice to him. | Evet. Ona çok nazik davrandım. Evet. Ona çok nazik davrandim. | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| And we talked about Cuba. | Küba hakkında konuştuk. Küba hakkinda konustuk. | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| And then he just up and left without leaving me a tip. | Sonra bana bahşiş vermeden kalktı gitti. Sonra bana bahsis vermeden kalkti gitti. | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| Any idea where he went? | Nereye gittiğini biliyor musun? Nereye gittigini biliyor musun? | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| No. I just turned around and he was gone. | Hayır. Arkamı döndüğümde gitmişti. Hayir. Arkami döndügümde gitmisti. | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| All right, smile tonight, ladies. | Pekâlâ, bu gece gülümseyin, bayanlar. | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| It's not a funeral. | Cenaze evi değil burası. Cenaze evi degil burasi. | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| I have a Tampax if you want one. | istersen tamponum var. | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| No, I'm okay. | Hayır, iyiyim. Hayir, iyiyim. | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| You know, you can use my help, Billy. | Sana yardımcı olabilirim biliyorsun Billy. Sana yardimci olabilirim biliyorsun Billy. | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| It's obvious you can run the numbers, | Sayılarla uğraşıp faturaları ödeyebildiğin aşikâr. Burada iyisin. Sayilarla ugrasip faturalari ödeyebildigin asikâr. Burada iyisin. | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| But out there, we've got girls chewing gum, | Ama dışarıda, sakız çiğneyen, vardiyayı yarıda bırakıp giden... Ama disarida, sakiz çigneyen, vardiyayi yarida birakip giden... | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| they're having sex in the bathroom. | ...tuvalette sikişen kızlar var. ...tuvalette sikisen kizlar var. | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| We're better than that. | Biz bundan daha iyiyiz. | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| are not a "we." | ..."biz" diye bir şey yok. ..."biz" diye bir sey yok. | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| Thank you for your exhaustive list of complaints. | Bir dizi bıktırıcı şikâyetlerin için teşekkürler. Bir dizi biktirici sikâyetlerin için tesekkürler. | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| I don't get enough of that from my wife. | Zaten karım yeterince şikâyet etmiyor. Zaten karim yeterince sikâyet etmiyor. | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| But I don't need another manager, | Ama başka bir yöneticiye ihtiyacım yok... Ama baska bir yöneticiye ihtiyacim yok... | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| especially one that's breaking into my office | ...özellikle de ofisime zorla giren ve diğer Tavşanlar'ın... ...özellikle de ofisime zorla giren ve diger Tavsanlar'in... | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| Funny how you think that's a good thing. | Bunun iyi bir şey olduğunun düşünmen çok komik. Bunun iyi bir sey oldugunun düsünmen çok komik. | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| I've had this plan for a long time, Billy. | Uzun süredir planım buydu, Billy. Uzun süredir planim buydu, Billy. | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| I always knew the day would come | Artık daha fazla Tavşan olamayacağım günün geleceğini biliyordum... Artik daha fazla Tavsan olamayacagim günün gelecegini biliyordum... | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| but I promised myself it wouldn't be because I was too old, | ...ama bunun sebebinin yaşlılık olmaması için kendime söz verdim. ...ama bunun sebebinin yaslilik olmamasi için kendime söz verdim. | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| it would be because I was too good. | Çok iyi olduğum için olacaktı. Çok iyi oldugum için olacakti. | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| And it turns out... it's because you're a thief. | Ama sebebi hırsız olman oldu. Ama sebebi hirsiz olman oldu. | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| Playboy Mansion. | Playboy Malikânesi'ne. | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| Back from Vegas already? | Vegas'tan bu kadar erken mi döndün? | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| I've been gone six months. | Altı aydır oradayım. Alti aydir oradayim. | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| Time flies. | Zaman akıp gidiyor ya. Zaman akip gidiyor ya. | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| Nice suit. | Güzel takım. Güzel takim. | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| I'd say let's grab lunch, but... | Öğlen yemeği yiyelim diyecektim ama... Öglen yemegi yiyelim diyecektim ama... | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| I've already eaten. I've already eaten. | Ben zaten yedim. Ben zaten yedim. | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| And I'm due in court in ten minutes with Mr. Wilson here. | Bay Wilson ile on dakika içinde mahkemede olacağım. Bay Wilson ile on dakika içinde mahkemede olacagim. | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| Well, then I guess we don't have long to chat. | Sanırım o zaman muhabbete zamanımız yok. Sanirim o zaman muhabbete zamanimiz yok. | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| I'll meet you by the elevators. | Asansörde görüşürüz. Asansörde görüsürüz. | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| Throw the case. | Davayı düşür. Davayi düsür. | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| I don't work for your family anymore. | Artık senin ailen için çalışmıyorum. Artik senin ailen için çalismiyorum. | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| How can you say that, Nicko? | Bunu nasıl söylersin, Nicko? Bunu nasil söylersin, Nicko? | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| It's your family, too. | Onlar senin de ailen. | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| You always work for family. | Her zaman aile için çalışılır. Her zaman aile için çalisilir. | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| You certainly can't become state's attorney | Ailenin desteği olmadan kesinlikle eyalet savcısı olamazsın. Ailenin destegi olmadan kesinlikle eyalet savcisi olamazsin. | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| That's a message from the boss. | Bu patrondan sana mesaj. | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| If Bruno Bianchi has something to say, he can tell me himself. | Bruno Bianchi'nin söyleyecek bir şeyi varsa, bana kendi söyleyebilir. Bruno Bianchi'nin söyleyecek bir seyi varsa, bana kendi söyleyebilir. | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| Oh, he would, but nobody's seen him. | Söyleyecekti ama ortalarda yok. | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| Yeah, that's why I'm back from Vegas already. | Evet, bu yüzden Vegas'tan erken geldim. | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| Feel sorry for who's ever responsible. | Sorumlusu kimse onun için üzül. | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| Good luck. | Bol şans. Bol sans. | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| Hot shot attorney Nick Dalton stunned the courtroom | Başarılı avukat Nick Dalton mahkemeyi buz kestirdi. Basarili avukat Nick Dalton mahkemeyi buz kestirdi. | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| cause he won the landmark settlement | Parsel yerleşimini kazandı... Parsel yerlesimini kazandi... | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| and put the future of housing law into question. | ...ve iskân yasalarını geleceği bir muamma oldu. ...ve iskân yasalarini gelecegi bir muamma oldu. | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| One thing not in question is Dalton's ambition | Muamma olmayan tek şey Dalton'un avukatlık bürosu için hırsı. Muamma olmayan tek sey Dalton'un avukatlik bürosu için hirsi. | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| Candidates must declare next week, | Adaylar önümüzdeki hafta ilan edilecek... | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| and today's victory almost guarantees | ...ve bugünkü zaferi ile Dalton listede olmayı neredeyse garantiledi. ...ve bugünkü zaferi ile Dalton listede olmayi neredeyse garantiledi. | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| After party at the mansion! | Malikânede parti var! | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| No swimsuits in the pool! | Havuza mayoyla gelmek yok! | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| Is it mandatory? | Zorunlu mu? | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| Is it mandatory? | "Zorunlu mu?" mu dedin? | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| Maureen, I applied for this job because I knew | Maureen, bu işe girdim, çünkü biliyordum ki... Maureen, bu ise girdim, çünkü biliyordum ki... | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| Bunnies always got invited to the mansion parties. | ...Tavşanlar malikânedeki partilere hep davet edilirler. ...Tavsanlar malikânedeki partilere hep davet edilirler. | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| But you don't have to go. | Ama gitmene gerek yok. | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| Alice never goes because she's so boring. | Alice hiç gitmez, çünkü o çok sıkıcı. Alice hiç gitmez, çünkü o çok sikici. | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| No, because husbands aren't allowed. | Hayır, çünkü kocalara izin yok. Hayir, çünkü kocalara izin yok. | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| If I could bring my husband, I'd go. | Kocamı getirebilseydim, giderdim. Kocami getirebilseydim, giderdim. | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| When are you gonna show us this husband, Alice? | Şu kocanı ne zaman göstereceksin bize, Alice? su kocani ne zaman göstereceksin bize, Alice? | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| You've worked here almost a year and I've never seen him once. | Neredeyse bir yıldır burada çalışıyorsun, ama kocanı hiç görmedim. Neredeyse bir yildir burada çalisiyorsun, ama kocani hiç görmedim. | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| Well, it's not like he's gonna watch me come work | Beni çalışırken görmeye Playboy Kulübü'ne gelecek hâli yok ya. Beni çalisirken görmeye Playboy Kulübü'ne gelecek hâli yok ya. | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| Well, it's not like he'd see anything so bad. | Sanki hiç bu kadar kötü bir şey görmemiş ya. Sanki hiç bu kadar kötü bir sey görmemis ya. | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| You walk around here with that wedding ring | Sanki senin poponu dikizleyenler idam edilecekmiş gibi... Sanki senin poponu dikizleyenler idam edilecekmis gibi... | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| like a man will get electrocuted if he so much as | ...parmağında alyans ile dolanıyorsun. ...parmaginda alyans ile dolaniyorsun. | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| Oh. Hef. | Hef. | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| ...and at the end? | ...sonunda da gece ilerleyince açık büfe kahvaltı var. ...sonunda da gece ilerleyince açik büfe kahvalti var. | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| And they have these blueberry crepes | Vanilya soslu yabanmersini krepleri de var. | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| And I always eat way too many, but then I just | Onlardan hep çok yiyorum ama sonra parmağımı... Onlardan hep çok yiyorum ama sonra parmagimi... | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| stick my finger down my throat and throw them up. | ...boğazıma sokuyorum ve yediklerimi kusuyorum. ...bogazima sokuyorum ve yediklerimi kusuyorum. | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| It's this new diet I heard about. | Duyduğum yeni bir diyet işte. Duydugum yeni bir diyet iste. | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| Guess who I met at the last one. | Geçen kimle tanıştım tahmin edin. Geçen kimle tanistim tahmin edin. | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| Sammy Davis, Jr. Are you serious? | Sammy Davis, Jr. Ciddi misin? | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 | |
| Yeah, Hef doesn't care what color people are, | Evet, Hef ilgi çekici olduklarından sonra insanların ne renk olduğuyla ilgilenmiyor. Evet, Hef ilgi çekici olduklarindan sonra insanlarin ne renk olduguyla ilgilenmiyor. | The Playboy Club Pilot-1 | 2011 |