Search
English Turkish Sentence Translations Page 168597
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| He made a new friend. How's that? Another one? | Yeni bir arkadaş buldu. Buna ne demeli? Yeni bir arkadaş mı? | The Orphanage-4 | 2007 | |
| You'll need a lot of people forthat. | Bunun için çok kişiye ihtiyacınız var. | The Orphanage-4 | 2007 | |
| Wendy gets old, but Peter Pan takes her daughterto Neverland. | Wendy yaşlandı, ama Peter Pan onun kızını Varolmayan Ülke'ye götürdü. Wendy yaşlanıyor ama Peter Pan Neverland'a onun kızını götürüyor. Wendy yaşlandı, ama Peter Pan onun kızını Varolmayan Ülke'ye götürdü. Wendy yaşlandı, ama Peter Pan onun kızını Varolmayan Ülke'ye götürdü. | The Orphanage-4 | 2007 | |
| There's more than one? Six. | Birden çoklar mı? 6 tane. Birden fazla mı sayıları? Altı. Birden çoklar mı? 6 tane. | The Orphanage-4 | 2007 | |
| They won't grow up either? They can't. | Onlar da büyümeyecekler mi? Büyüyemezler. | The Orphanage-4 | 2007 | |
| They steal yourtreasure, | Değerli bir şeyini alıyorlar,... Hazineni, sevdiğin bir şeyi çalıyorlar, sen de aramaya başlıyorsun. Değerli birşeyini alıyorlar,... | The Orphanage-4 | 2007 | |
| Where'd you get all this? I found it. | Bunlar nerden çıktı? Buldum. Bunların hepsini nereden aldın? Buldum. Bunlar nerden çıktı? Buldum. | The Orphanage-4 | 2007 | |
| Where'd you find them? See? | Nerden buldun bunları? Şimdi anladın mı? | The Orphanage-4 | 2007 | |
| The beach? No, it has to be at home. | Sahilde mi? Hayır, evde olmalı. Kumsaldan mı? Hayır, oyun evde oynanmalı. Sahilde mi? Hayır, evde olmalı. | The Orphanage-4 | 2007 | |
| Those are ourthings, you shouldn't touch them. | Bunlar bizim eşyalarımız. Onlara dokunamazsın. Onlar büyüklerin eşyaları, onları karıştırmamalısın. Bunlar bizim eşyalarımız. Onlara dokunamazsın. | The Orphanage-4 | 2007 | |
| Don't lie to me. I'm not lying. | Bana yalan söyleme. Yalan söylemiyorum. Bana yalan söyleme. Söylemiyorum. Bana yalan söyleme. Yalan söylemiyorum. | The Orphanage-4 | 2007 | |
| What? You're not my mother. | Ne dedin? Sen benim annem değilsin. Ne dedin sen? Annem değilsin. Ne dedin? Sen benim annem değilsin. | The Orphanage-4 | 2007 | |
| Who told you that? My friend told me. | Kim söyledi bunu? Arkadaşım. | The Orphanage-4 | 2007 | |
| What friend? Tom�s. | Hangi arkadaşın? Tomás. | The Orphanage-4 | 2007 | |
| I have no mother orfather. And I'm going to die. | Ne annem ne babam varmış. Ve ölecekmişim. | The Orphanage-4 | 2007 | |
| What is it? Tom�s' little house. | Ne göstereceksin? Tomás'ın küçük evini. | The Orphanage-4 | 2007 | |
| Not now, Sim�n. Now! | Şimdi olmaz dedim, Simón. Şimdi. Şimdi olmaz, Simón. Şimdi! Şimdi olmaz dedim, Simón. Şimdi. | The Orphanage-4 | 2007 | |
| He's overthere, Carlos! | Orada, Carlos! | The Orphanage-4 | 2007 | |
| How can they trust me with their kids afterthis? | Bunca şeyden sonra çocuklarını bana nasıl emanet edecekler? Bana kendi çocuklarını nasıl emanet edebilirler ki artık? Bunca şeyden sonra çocuklarını bana nasıl emanet edecekler? | The Orphanage-4 | 2007 | |
| It was herway of telling me: | Bu bana kendisini ifade ediş şekliydi: Benimle öyle durarak konuşuyordu. Bu bana kendisini ifade ediş şekliydi: | The Orphanage-4 | 2007 | |
| don't sufferfor me." | "Benim için ağlama." Benim için acı çekme." "Benim için ağlama." | The Orphanage-4 | 2007 | |
| the presence of a loved one aftertheir death. | ...etrafta hissetmemiz çok alışılmadık bir durum değil. Sevdiğiniz bir kişinin ölümünden sonra varlığını hissedebilirsiniz. ...etrafta hissetmemiz çok alışılmadık bir durum değil. | The Orphanage-4 | 2007 | |
| CHILD'S BODY FOUND ON BEACH | "Çocuğun Cesedi Sahilde Bulundu." | The Orphanage-4 | 2007 | |
| Shortly afteryour adoption. | Senin evlatlık verilmenden kısa bir süre sonra. | The Orphanage-4 | 2007 | |
| saw his smile forthe first time... | ...ilk defa gülüşüne şahit olduğumuzda... ...gülümseyişini ilk defa gördüğümüzde... | The Orphanage-5 | 2007 | |
| What is it? Someone was here. | Ne oldu? Burada biri vardı. | The Orphanage-5 | 2007 | |
| a passport to the otherworid. | ...diğer dünyaya geçmek demektir. ...öbür dünyaya açık bir pasaport, diyebiliriz. | The Orphanage-5 | 2007 | |
| who would like to attend the sessi�n. | Sizin seansınıza katılmak istiyordu. | The Orphanage-5 | 2007 | |
| To facilitate hertrance. | Odaklanmasını kolaylaştırmak için kullanacak. | The Orphanage-5 | 2007 | |
| and begin the regressi�n. | ...ve geri dönüşü başlatır. ...ve çekilişi başlatır. | The Orphanage-5 | 2007 | |
| Regressi�n? A psychic summoning. | Geri dönüş mü? Ruhu geri çağırma. Çekiliş derken? Ruhani bir davet. | The Orphanage-5 | 2007 | |
| Wheneveryou want. | İstediğiniz zaman başlayabiliriz. Siz ne zaman başlarsanız. | The Orphanage-5 | 2007 | |
| Aurora, can you hear me? Perfectly. | Aurora, beni duyuyor musun? Çok iyi duyuyorum. Aurora, beni duyabiliyor musun? Gayet net olarak. | The Orphanage-5 | 2007 | |
| you can go whereveryou want | ...istediğin her yere gidebileceksin... ...istediğin yere gidebilecek ve bu evde saklananı görebileceksin. | The Orphanage-5 | 2007 | |
| We're sick! Who's sick? | Hastayız. Kim hasta? Hastayız! Hasta olan kim? | The Orphanage-5 | 2007 | |
| Please take yourthings and leave. | Lütfen eşyalarınızı toplayıp gidin buradan. | The Orphanage-5 | 2007 | |
| Forwhat reason? They're right... | Ne sebeple? Onlar haklı olabilir. | The Orphanage-5 | 2007 | |
| They don't want money. Not yet. | Para bile istemediler. Şimdilik. | The Orphanage-5 | 2007 | |
| Laura, stop! No, you stop! | Laura, kes artık. Asıl sen kes. | The Orphanage-5 | 2007 | |
| But only you know how faryou are willing to go | Ama oğlunu bulmak için nereye kadar ileri gitmeye razı olduğunu ancak sen bilebilirsin. Ama oğlunu bulmak için ne kadar uzağa gitmeye razı olduğunu ancak sen bilebilirsin. | The Orphanage-5 | 2007 | |
| Seeing is not believing. It's the otherway around. | Görmek inanmak değildir. İnanmak görmektir. Görmekten geçmez inanmak. Tam tersidir aslı. | The Orphanage-5 | 2007 | |
| Her rational theory? She's protecting us. | O ve mantıklı teorileri. Pilar bizi korumaya çalışıyor. Onun mantıklı teorisi. O kadın bizi koruyor. | The Orphanage-5 | 2007 | |
| They just want to help. Help? | Niyetleri yardım etmek. Yardım mı? Amaçları sadece yardım etmek. Yardım mı? | The Orphanage-5 | 2007 | |
| Didn't you hearthem? | Dediklerini dinlemedin galiba. | The Orphanage-5 | 2007 | |
| You can't ask me to give up. Neitheryou nor Pilar. | Benden pes etmemi isteyemezsin. Ne sen ne de Pilar. Boşver, diyemezsin bana. Ne sen ne de Pilar. | The Orphanage-5 | 2007 | |
| There are five, right? Yes. | 5 tane var değil mi? Evet. Beş çocuk var, değil mi? Evet. | The Orphanage-5 | 2007 | |
| to recovertheir bodies. | Cesetleri almak için. | The Orphanage-5 | 2007 | |
| What is it? Tom�s'little house. | Ne göstereceksin? Tomás'ın küçük evini. Neymiş o? Tomás'ın küçük evi. | The Orphanage-5 | 2007 | |
| there was a house nearthe beach | ...sahil kıyısında bir ev varmış. | The Orphanage-5 | 2007 | |
| Rememberwhat we called Sim�n when we met him? | Simón'u ilk gördüğümüzde ona ne demiştik hatırlıyor musun? Onu ilk gördüğümüzde, Simón'u nasıl çağırdığımızı hatırlıyor musun? | The Orphanage-6 | 2007 | |
| a passport to the otherworld. | ...diğer dünyaya geçmek demektir. ...öbür dünyaya açık bir pasaport, diyebiliriz. | The Orphanage-6 | 2007 | |
| Regression? A psychic summoning. | Geri dönüş mü? Ruhu geri çağırma. Çekiliş derken? Ruhani bir davet. | The Orphanage-6 | 2007 | |
| Yourfriends will miss you a lot, Laura. | Arkadaşların seni çok özleyecekler, Laura. Arkadaşların seni çok özleyecek, Laura. Arkadaşların seni çok özleyecekler, Laura. | The Orphanage-7 | 2007 | |
| in case they need anything. " | Herhangi bir şeye ihtiyaçları vardır diye. Herhangi birşeye ihtiyaçları vardır diye. | The Orphanage-7 | 2007 | |
| Yourfriends play together? | Arkadaşların beraber oynuyorlar mı? Arkadaşların birlikte mi oynuyorlar? E, herhâlde. Arkadaşların beraber oynuyorlar mı? | The Orphanage-7 | 2007 | |
| don't sufferfor me. " | "Benim için ağlama." Benim için acı çekme." "Benim için ağlama." | The Orphanage-7 | 2007 | |
| Aren't you a little bit old for this? | Artık bunun için büyümedin mi? Bu oyunlar için artık büyümedin mi sen? Artık bunun için büyümedin mi? | The Orphanage-8 | 2007 | |
| Weren't you also scared, when you were little? | Sen küçükken buradan korkmaz mıydın? Küçükken burada kaldığında korkmuyor muydun? Sen küçükken buradan korkmaz mıydın? | The Orphanage-8 | 2007 | |
| No, we didn't have time to be afraid. There was a whole bunch of us, | Korkmazdım. Çünkü çok kalabalıktık... Korkmak için sebep yoktu. Biz gruptuk ve deniz feneri vardı... Korkmazdım. Çünkü çok kalabalıktık... | The Orphanage-8 | 2007 | |
| A lighthouse? It's still there, | Deniz feneri mi? Hâlâ orada,... | The Orphanage-8 | 2007 | |
| I'll show it to you tomorrow. | Yarın sana gösteririm. Yarın sana gösteririm. Niçin çalışmıyor? Yarın sana gösteririm. | The Orphanage-8 | 2007 | |
| Why doesn't it work anymore? | Neden çalışmıyor ki? | The Orphanage-8 | 2007 | |
| Actually, it does still work. | Aslında, çalışıyor. Aslında çalışıyor. Aslında, çalışıyor. | The Orphanage-8 | 2007 | |
| But the light is invisible now, so it can protects us. | Ama ışığı görünmez bir ışık. Ve bizi koruyor. Ama ışığı görünmezdir. Bizi korur. Nasıl oluyor görünmez ışık? Ama ışığı görünmez bir ışık. Ve bizi koruyor. | The Orphanage-8 | 2007 | |
| OK, do this, watch... | Pekâlâ, bak şimdi. Şöyle göstereyim. Pekâlâ, bak şimdi. | The Orphanage-8 | 2007 | |
| See it? Yea. | Görüyor musun? | The Orphanage-8 | 2007 | |
| They're very special children, | Onlar özel çocuklar... Onlar özel çocuklar ve çok özel bakıma ihtiyaçları var. Onlar özel çocuklar... | The Orphanage-8 | 2007 | |
| and they need lot's, and lot's of care. | ...ve onlara çok çok iyi bakılması gerekir. | The Orphanage-8 | 2007 | |
| They have nowhere else to go, so they need a place to stay. | Onların sıcak bir yuvaya ihtiyaçları var. Gelip gidemezler. Bir evde kalmalılar. Anlıyor musun? Onların sıcak bir yuvaya ihtiyaçları var. | The Orphanage-8 | 2007 | |
| Papa, are you coming to the beach? | Baba, sahile geliyor musun? Baba, kumsala geliyor musun? Watson ile Pepe gitmediler mi? Baba, sahile geliyor musun? | The Orphanage-8 | 2007 | |
| You're such a smartass! They're only your friends, when it suits you. | Seni gidi seni. Onlar ancak işine gelince arkadaşların, değil mi? Seni akıllı seni! Sadece işine geldiğinde arkadaşlık ediyorsun. Seni gidi seni. Onlar ancak işine gelince arkadaşların, değil mi? | The Orphanage-8 | 2007 | |
| "S" stands for Sim�n! | Simón'un 'S' si. "S" Simón için. Simón'un 'S' si. | The Orphanage-8 | 2007 | |
| Go upstairs and get your bag. Dad will meet us there later. | Yukarı çık, çantanı al. Baban sonra gelecek, tamam mı? Yukarı çıkıp çantanı al. Baban bizimle orada buluşacak. Yukarı çık, çantanı al. Baban sonra gelecek, tamam mı? | The Orphanage-8 | 2007 | |
| He's just lonely and bored, that's normal. | Sadece yalnız ve sıkılıyor. Bu normal. Çocuk bir başına sıkılıyor. Normaldir. Gerçekleri gelince eskileri unutacaktır. Sadece yalnız ve sıkılıyor. Bu normal. | The Orphanage-8 | 2007 | |
| He'll forget them, as soon as all the other kids get here. | Gerçek çocuklarla tanışır tanışmaz onları unutacak. | The Orphanage-8 | 2007 | |
| Everything will work out fine. | Her şey rayına oturacak. Her şey yolunda gidecek. Harika bir evimiz olacak. Herşey rayına oturacak. | The Orphanage-8 | 2007 | |
| Once upon a time, there was a mean, and very bad pirate... | Bir zamanlar, çok çok kötü bir korsan varmış. Evvel zaman içinde çok ama çok kötü bir korsan varmış. Bir zamanlar, çok çok kötü bir korsan varmış. | The Orphanage-8 | 2007 | |
| But it wasn't easy to find and get into the cave. | Ama mağara girmek hiç de kolay değilmiş. | The Orphanage-8 | 2007 | |
| They had a big stone in a gap, in front of the rocks... | Bir taşı oradaki bir boşluğa yerleştirmişler... Bir taşı orada ki bir boşluğa yerleştirmişler... | The Orphanage-8 | 2007 | |
| I'm Sim�n. Do you want to play with me? | Ben Simón. Oyun oynamak ister misin? Simón. Oynamak ister misin? Ben Simón. Oyun oynamak ister misin? | The Orphanage-8 | 2007 | |
| Do you want to come to my house and play with me later? | Sonra bir ara evime gelip oynamak ister misin? Sonra bizim eve gelip oynamak ister misin? Sonra bir ara evime gelip oynamak ister misin? | The Orphanage-8 | 2007 | |
| Sim�n! What are you doing? | Simon... | The Orphanage-8 | 2007 | |
| But Watson and Pepe didn't come with you. | Ama Wetson'la Pepe gelmedi ki. Hani Watson ve Pepe gelmiyordu? Ama Wetson'la Pepe gelmedi ki. Ama Wetson'la Pepe gelmedi ki. | The Orphanage-8 | 2007 | |
| Both of you shouldn't be playing here. It's dangerous. | Burada oynamamalı ama. Burası çok tehlikeli. | The Orphanage-8 | 2007 | |
| Why do you keep dropping those shells? | O kabukları neden yere atıyorsun? Kabukları niye yere atıyorsun? Arkadaşım yolu takip edebilsin diye. O kabukları neden yere atıyorsun? | The Orphanage-8 | 2007 | |
| It's a path for my friend, so he can follow... | Arkadaşım için iz bırakıyorum. | The Orphanage-8 | 2007 | |
| We won't have room, for all these kids. | Ama evde yeterince yerimiz yok ki. | The Orphanage-8 | 2007 | |
| Sorry I didn't call... | Haber veremediğim için kusura bakmayın... Kusura bakmayın, aramadan geldim, ama numaranızı bulamadım. Haber veremediğim için kusura bakmayın... | The Orphanage-8 | 2007 | |
| but I couldn't find your number. | ...ama telefon numaranızı bulamadım. | The Orphanage-8 | 2007 | |
| I'm sorry you've came out here... | Buraya kadar gelmişsiniz ama... Altı. Bunca yolu gelmişsiniz, ama bugün mülakat yapmıyoruz. Buraya kadar gelmişsiniz ama... | The Orphanage-8 | 2007 | |
| No, I'm here because of Sim�n. | Yanlış anladınız, ben Simón için geldim. | The Orphanage-8 | 2007 | |
| How did you find us? | Nerden buldunuz burayı? Nereden buldunuz burayı? Nerden buldunuz burayı? | The Orphanage-8 | 2007 | |
| I grew up here. It used to be an orphanage. | Ben burada büyüdüm. Burası bir yetimhaneydi. Çocukluğum burada geçti. Yetimhaneydi eskiden. Ben burada büyüdüm. Burası bir yetimhaneydi. | The Orphanage-8 | 2007 | |
| I always wanted to come back here, I thought of it as home. | Geri dönüp burayı bir yuva haline getirmek istedim. | The Orphanage-8 | 2007 | |
| We're glad to have room, for 5 or 6 children. | 5 veya 6 çocuğa rahat rahat bakabiliriz. Fazlası çok zor olurdu zaten. | The Orphanage-8 | 2007 | |
| I received his file yesterday... | Dosyası dün elime geçti... Dosyası elime dün geçti. Ben de gidip göreyim, belki bir ihtiyaçları vardır dedim. Dosyası dün elime geçti... | The Orphanage-8 | 2007 | |
| in case there's anything you folks needed". | Herhangi bir şeye ihtiyaçları vardır diye. Herhangi birşeye ihtiyaçları vardır diye. | The Orphanage-8 | 2007 | |
| Will you be making many changes? | Çok fazla değişiklik yapacak mısınız? Fazla değişiklik yapacak mısınız? Pardon, ama neden geldiğinizi anlayamadım. Çok fazla değişiklik yapacak mısınız? | The Orphanage-8 | 2007 | |
| I know, but I just received it yesterday. | Biliyorum ama bana gelen bu. | The Orphanage-8 | 2007 | |
| There are new treatments, it's an experimental program... | Çok yeni tedavi yöntemleri ve programlar mevcut. Yeni tedaviler ile başvuru gerektiren... Çok yeni tedavi yöntemleri ve programlar mevcut. | The Orphanage-8 | 2007 |