Search
English Turkish Sentence Translations Page 168596
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Laura, you're making it up. | Laura, bunlar senin uydurman. | The Orphanage-2 | 2007 | |
| I saw it myself. | Gözümle gördüm. | The Orphanage-2 | 2007 | |
| And this afternoon? Who laid out the clues? | Geçen güne ne diyeceksin? Kim hazırladı o ipuçlarını? | The Orphanage-2 | 2007 | |
| Sim�n made it all up. | Simón yüzünden bunları hayal ediyorsun? | The Orphanage-2 | 2007 | |
| Who? | Kim dedim? | The Orphanage-2 | 2007 | |
| Tell me! Who? | Söyle, kim? | The Orphanage-2 | 2007 | |
| I've packed. I don't want us to stay here. | Eşyalarımı topladım. Burada kalmak istemiyorum. Eşyalarımı topladım. Burada kalmamızı istemiyorum. | The Orphanage-2 | 2007 | |
| I can't leave yet. | Ben buradan ayrılamam. Daha gidemem. Ben burada yaşamayacağım... | The Orphanage-2 | 2007 | |
| I won't live here, | Ben burada yaşamayacağım... | The Orphanage-2 | 2007 | |
| and you're not staying alone. | ...ve sen de yalnız kalmayacaksın. ...ve sen de yalnız kalamazsın. | The Orphanage-2 | 2007 | |
| I can't just leave, there are too many memories. | Öylece gidemem. Burada birçok anım var. Öyle aniden çıkıp gidemem, her taraf anılarla dolu. | The Orphanage-2 | 2007 | |
| I have to say goodbye. | Önce veda etmem gerek. Vedalaşmalıyım önce. | The Orphanage-2 | 2007 | |
| Two days. | 2 gün. İki gün. Tek başıma. | The Orphanage-2 | 2007 | |
| Please, I need this. | Lütfen, buna ihtiyacım var. | The Orphanage-2 | 2007 | |
| Please bless what you have given us. | Bize bahşettiğin bu nimetlere şükürler olsun. Bize bahşettiğin nimetler için sana şükürler olsun. | The Orphanage-2 | 2007 | |
| Thank you for letting us gather once again | Bir kere daha beraber olmamızı sağladığın için şükürler olsun. Hepimizi yeniden bir araya getirme lütfunu gösterdiğin için şükürler olsun. | The Orphanage-2 | 2007 | |
| What else do you want? | Daha ne istiyorsunuz benden? Daha ne istiyorsunuz artık?! | The Orphanage-2 | 2007 | |
| What more must I do? What? | Daha ne yapmalıyım? Ne? Daha ne yapmam gerek? Ne? | The Orphanage-2 | 2007 | |
| I have no time, I have no time. | Zamanım kalmadı. Zamanım kalmadı, hiç zamanım kalmadı. | The Orphanage-2 | 2007 | |
| You want to keep playing? Is that it? | Oynamaya devam mı etmek istiyorsunuz? Bu mudur? Oynamak mı istiyorsunuz? Bu mudur? | The Orphanage-2 | 2007 | |
| Let's make a deal. I'll play a while, | Bir anlaşma yapalım. Sizinle bir süre oynayacağım.. Bir anlaşma yapalım. Biraz oynayacağız sonra Simón'un yerini söyleyeceksiniz. | The Orphanage-2 | 2007 | |
| then you tell me where Sim�n is. | ...siz de bana Simón'un yerini söyleyeceksiniz. | The Orphanage-2 | 2007 | |
| One, two, three, knock on the wall! | Bir, iki, üç, gel beni dürt. Bir, iki, üç, elim sende! | The Orphanage-2 | 2007 | |
| One, two, three, knock on the wall. | Bir, iki, üç, gel beni dürt. Bir, iki, üç, elim sende! | The Orphanage-2 | 2007 | |
| Wait, wait! No. | Dur, dur. Hayır. Dur, dur! Hayır. Canınızı acıtmayacağım. Sadece Simón'u bulmak istiyorum. | The Orphanage-2 | 2007 | |
| I won't hurt you. I just want to find Sim�n... | Seni incitmeyeceğim. Sadece Simón'u bulmak istiyorum... | The Orphanage-2 | 2007 | |
| Why are you crying? | Neden ağlıyorsun? Anne, niçin ağlıyorsun? | The Orphanage-2 | 2007 | |
| Oh, my darling! | Oh, canım benim. Ah, bir tanem benim! | The Orphanage-2 | 2007 | |
| Are you OK? You're freezing. | İyi misin? Buz gibi olmuşsun. İyi misin? Donmuşsun. | The Orphanage-2 | 2007 | |
| Don't worry about a thing. | Sen hiç merak etme. Sakın merak etme. Hiç korkma, seni buradan çıkartacağım. | The Orphanage-2 | 2007 | |
| Don't be afraid, I'll get you out. | Sakın korkma. Seni buradan çıkaracağım. | The Orphanage-2 | 2007 | |
| Stay and play with us. | Kal ve bizimle oyna. Kalıp bizimle oynasana. | The Orphanage-2 | 2007 | |
| We can't stay to play. | Şimdi oyunun sırası değil. Olmaz, canım, oynamaya devam edemeyiz. | The Orphanage-2 | 2007 | |
| Listen to me, Sim�n. | Dinle beni, Simón. Beni dinle, Simón. | The Orphanage-2 | 2007 | |
| Imagine it's just you and me here. OK? | Sadece sen ve ben varmışız gibi hayal et. Tamam mı? | The Orphanage-2 | 2007 | |
| Think about before we came to this house. | Bu eve gelmeden öncesini hatırla. Eve gelmeden önceki günlerimizi düşün. Hatırlıyor musun? | The Orphanage-2 | 2007 | |
| Think only about that, OK? | Sadece o zamanı düşün, anladın mı? | The Orphanage-2 | 2007 | |
| Think only about that, | Sadece o zamanı. | The Orphanage-2 | 2007 | |
| think about Daddy, | Babanı düşün. Babanı, önümüzdeki Noel'i ve birlikte yapacaklarımızı düşün. | The Orphanage-2 | 2007 | |
| think about next Christmas, | Bir sonraki yılbaşını düşün. | The Orphanage-2 | 2007 | |
| and all the things we'll do together. | Ve birlikte yapacağımız şeyleri. | The Orphanage-2 | 2007 | |
| So many things, darling! | Çok şey yapacağız, bir tanem. Bunların hepsini düşün, hayatım. Gözlerini sıkı sıkı kapa. | The Orphanage-2 | 2007 | |
| Close your eyes, tight, | Sıkıca kapa gözlerini. | The Orphanage-2 | 2007 | |
| shut them really tight | Çok sıkı, çok sıkı kapat. | The Orphanage-2 | 2007 | |
| and think about what you'll be when you grow up. | Ve büyüyünce ne olacağını düşün. Büyüdüğün zamanı düşün. Ne olmak isteyeceğini düşün, hayatım. | The Orphanage-2 | 2007 | |
| What would you like to be, darling? | Ne olmak istiyorsun, hayatım? | The Orphanage-2 | 2007 | |
| Think about the schools you'll go to, the friends you'll make. | Gideceğin okulları, edineceğin arkadaşları düşün. | The Orphanage-2 | 2007 | |
| And just believe for a moment | Ve bir an için Tomás ve diğerlerinin... Ve bir süreliğine de olsa... | The Orphanage-2 | 2007 | |
| that Tom�s and the other children aren't real. | ...gerçek olmadığını kabul et. ...Tomás ve diğer çocukların aslında var olmadıklarını düşün. | The Orphanage-2 | 2007 | |
| This is a fantasy, my darling, | Bu sadece bir hayal, bir tanem. Hepsi hayal ürünü, hayatım. Aynı bir kabus gibi. | The Orphanage-2 | 2007 | |
| like a nightmare. | Sadece bir kâbus. | The Orphanage-2 | 2007 | |
| Do it for me, Sim�n. | Benim için yap, Simón. Benim için bunu yap, Simón. | The Orphanage-2 | 2007 | |
| When you open your eyes, | Gözlerini açtığında... | The Orphanage-2 | 2007 | |
| make them go away. | ...hepsi gitmiş olacak. ...onları kov gitsinler buradan. | The Orphanage-2 | 2007 | |
| Close your eyes, darling, | Henüz açma gözlerini, bebeğim. Gözlerini kapalı tut, hayatım. | The Orphanage-2 | 2007 | |
| and keep on playing with me. | Benimle oynamaya devam et. Ve benimle oynamaya devam et. | The Orphanage-2 | 2007 | |
| Keep on playing, darling, OK? | Benimle oynamaya devam et, canım. Tamam mı? Oynamaya devam et, tamam mı? | The Orphanage-2 | 2007 | |
| What is it? Tom�s' little house. | Ne göstereceksin? Tomás'ın küçük evini. Neymiş o? Tomás'ın küçük evi. | The Orphanage-2 | 2007 | |
| I found you. This isn't fair. | Sen buldum ama. Bu oyunbozanlık. Seni buldum ama. Hiç adil değil. | The Orphanage-2 | 2007 | |
| I found you... | Seni buldum... | The Orphanage-2 | 2007 | |
| I want Sim�n back! | Simón'u geri istiyorum. Simón'u geri istiyorum! | The Orphanage-2 | 2007 | |
| Mummy, can I wake up? | Anne uyanabilir miyim? Anne, gözlerimi açabilir miyim? | The Orphanage-2 | 2007 | |
| Of course you can, darling. | Elbette uyanabilirsin, hayatım. Elbette. Tabii ki de açabilirsin, canım. | The Orphanage-2 | 2007 | |
| I found the special coins. | Özel bozuk paralarımı buldum. ...özel madeni paraları buldum. Şimdi dilek tutabilirim. | The Orphanage-2 | 2007 | |
| Now I just have to make a wish. | Şimdi bir dilek hakkım var. | The Orphanage-2 | 2007 | |
| I wish you'll stay and look after all of us. | Dilerim burada kalır ve hepimize bakarsın. Burada kalmanı ve bize bakmanı diliyorum. | The Orphanage-2 | 2007 | |
| It's Laura! | Bu Laura. Laura bu! | The Orphanage-2 | 2007 | |
| She's grown old, like Wendy in the story. | Hikâyedeki Wendy gibi o da büyümüş. Masaldaki Wendy gibi yaşlanmış. | The Orphanage-2 | 2007 | |
| It's Laura. | Laura. | The Orphanage-2 | 2007 | |
| Come, don't be afraid. | Gel, korkma. Yaklaş, korkma. | The Orphanage-2 | 2007 | |
| The house. The beach. The lost children. | Ev. Sahil. Ve kayıp çocuklar. Ev. Kumsal. Kayıp çocuklar. | The Orphanage-2 | 2007 | |
| Once upon a time | Bir zamanlar... Evvel zaman içinde... | The Orphanage-2 | 2007 | |
| there was a house near the beach | ...sahil kıyısında bir ev varmış. | The Orphanage-2 | 2007 | |
| where the lost children lived... | İçinde kayıp çocuklar yaşarmış. | The Orphanage-2 | 2007 | |
| In memory of Laura and Sim�n | Laura, Simón ve yetimlerin anısına. Laura ile Simón'un ve yetimlerin anısına | The Orphanage-2 | 2007 | |
| Mart�n, Rita, Guillermo, Alicia, V�ctor | Martín, Rita, Guillermo, Alicia, Víctor... | The Orphanage-2 | 2007 | |
| and Tom�s | ...ve Tomás | The Orphanage-2 | 2007 | |
| I can't sleep through the night. | Geceleri doğru dürüst uyuyamıyorum. | The Orphanage-3 | 2007 | |
| "Two Little Kilos". | "İki Küçük Kilo". | The Orphanage-3 | 2007 | |
| The doctors said it wasn't enough. | Doktorlar bunun yetersiz olduğunu söylemişlerdi. | The Orphanage-3 | 2007 | |
| Together, we're strong. | Birlikte, güçlüyüz. | The Orphanage-3 | 2007 | |
| Carlos, feel, it's still warm. | ...sahil kıyısında bir ev varmış. | The Orphanage-3 | 2007 | |
| A being that appears in one's own image. | Kişinin kendi imgesinde beliren bir varlık. | The Orphanage-3 | 2007 | |
| you can go wherever you want | ...istediğin yere gidebilirsin. | The Orphanage-3 | 2007 | |
| anyone who is hiding in this house. | ...herkesi görebilirsin. | The Orphanage-3 | 2007 | |
| the window is open. | ...pencere açık. | The Orphanage-3 | 2007 | |
| ...all alone. | Tek başına. | The Orphanage-3 | 2007 | |
| Let's get her. | Sanırım onları kaybettim. | The Orphanage-3 | 2007 | |
| Aurora, stay in the middle of the room. | Aurora, odanın ortasında dur. | The Orphanage-3 | 2007 | |
| we who are close to death, | ...biz ölüme yakın olanlar... | The Orphanage-3 | 2007 | |
| If he's not, they won't recover him. | Hayatta değilse, bize onu geri getirmezler. | The Orphanage-3 | 2007 | |
| You can't ask me to give up. Neither you nor Pilar. | Carlos, benden vazgeçmemi isteyemezsin. Ne sen, ne de Pilar. | The Orphanage-3 | 2007 | |
| And this afternoon? Who laid out the clues? | Bu öğleden sonra olanlar neydi? O ipuçlarını kim bıraktı? | The Orphanage-3 | 2007 | |
| Why are you crying? | Neden ağlıyorsun anne? | The Orphanage-3 | 2007 | |
| where the lost children lived... | Orada, kayıp çocuklar yaşarmış. | The Orphanage-3 | 2007 | |
| She's playing. We haven't told heryet. | Oyun oynuyor. Henüz ona söylemedik. Şu an oyun oynuyor. Henüz söylemedik. Oyun oynuyor. Henüz ona söylemedik. | The Orphanage-4 | 2007 | |
| Aren't you a bit old forthis? | Artık bunun için büyümedin mi? Bu oyunlar için artık büyümedin mi sen? Artık bunun için büyümedin mi? | The Orphanage-4 | 2007 | |
| Lighthouse? It's still there, | Enrique. Deniz feneri mi? Hâlâ orada aslında, ama çalışmıyor artık. | The Orphanage-4 | 2007 | |
| Look at the window, overthere. | Pencereden dışarı bak. Pencereye doğru bak. Tam şöyle. Pencereden dışarı bak. | The Orphanage-4 | 2007 | |
| What treasures? Stolen treasures. | Ne hazinesi? Çaldığı hazineleri. | The Orphanage-4 | 2007 |