Search
English Turkish Sentence Translations Page 168535
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| If We spend the money made at the fair' enough to eat and sleep Well tonight. | Panayırda kazandığımız parayı bu gece yemeğe ve yatmaya harcayacağız. | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| What about the money I gave you for safekeeping? | Peki sana saklaman için verdiğim para? | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| It's here. | O bende. | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| Gentlemen' let us gamble. | Beyler, kumar oynamak istiyorum. | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| For everything. | Her şeye. | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| (Neighing) (Quilp) Lend a hand here! | Biri buraya baksın! | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| Bags! Careful! | Çantalara dikkat et! | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| Morning' sir. | Günaydın bayım. | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| Here you are' sir. | Buyurun bayım. | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| (Slurring) I hope you've had a very pleasant journey' sir' | Umarım güzel bir yolculuk geçirmişsinizdir... | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| and I Wish you a very pleasant stay' sir. | ...ve umarım rahat edersiniz. | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| This Way' sir. | Bu taraftan bayım. | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| Top of the stairs' sir. | En son katta. | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| (Sighs) Nectar. | Bitki çayı. | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| Hello' there. | Merhaba oradakiler. | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| Don't look so startled' I'm being friendly. | Şaşkın şaşkın bakmayın, kibar davranmaya çalışıyorum. | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| Who Won the Helter Skelter horse race? | Helter Skelter at yarışını kim kazandı? | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| The Helter Skelter' ma'am? Yes' child. | Helter Skelter'mı Bayan? Evet kızım. | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| The Helter Skelter horse race at the fair. | Helter Skelter, panayırdaki at yarışı. | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| Horse... We don't knoW' ma'am. | At... Bilmiyoruz Bayan. | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| Don't knoW? But you Were there. | Bilmiyor musunuz? Fakat siz oradaydınız. | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| I saW you With my own eyes' yesterday. | Dün sizi kendi gözlerimle gördüm. | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| You Were in the company of a Mr. Punch. A very loW and vulgar Wretch. | Bay Punch'ın o sefil, basit gösterisinde gördüm sizi. | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| I think you may have been mistaken' ma'am. | Sanırım yanılıyorsunuz Bayan. | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| (Coughs) I mistake nothin'' child. | Yanıldığım falan yok, çocuğum. | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| You Were Workin' With two...showmen. | O iki kuklacıyla çalışıyordunuz. | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| Do you knoW the two gentlemen' ma'am? | O iki adamı tanıyor musunuz, hanımefendi? | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| Do I look like I'd mingle With the likes of the puppetry trade? | Beni kuklacılardan hoşlanan birine mi benzettiniz? | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| We beg your pardon' ma'am. | Özür dileriz Bayan. | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| Granted. Granted. | Affettim. | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| Still' I can understand you being ashamed of Working With such vagabonds. | O serserilerle çalıştığınız için utanmanızı anlayışla karşılıyorum. | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| Come' come. Close' I say. | Gelin, gelin. Yakına, dedim. | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| You'd better have some breakfast. | Biraz kahvaltı yapsanız iyi olur. | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| You both look like you're in need of it. | İhtiyacınız varmış gibi görünüyorsunuz. | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| An old man and a girl' you say? | Yaşlı bir adam ve bir kız dedin, değil mi? | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| Yes' sir. They left Without payin'. | Evet bayım. Ödemeden ayrıldılar. | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| (Muffled) Disgustin'. | İğrenç. | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| What direction did they go' landlord? | Peki ne tarafa gittiler, hancı? | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| I've no idea' sir' more's the pity. Just up and left. | Ne yazık ki hiç bir fikrim yok. Kalktığımda gitmişlerdi. | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| It's bad manners. | Kötü bir davranış. | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| Eat and drink as much as you like. Don't spare anything. | İstediğiniz kadar yiyin için. İsraf etmeyin. | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| It's a lovely knuckle of ham. HoW do you find it' Grandfather? | Güzel bir atıştırma. Beğendin mi büyükbaba? | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| Very tasty' ma'am. Mm! | Çok lezzetli bayan. | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| What kind of business are you in' ma'am? | Siz ne iş yapıyorsunuz Bayan? | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| Read that' child. | Şunu oku kızım. | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| Jarley's Waxworks? Aye. | Jarley'in Balmumu Sergisi mi? Evet. | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| That is me. I am the World famous Mrs. Jarley. | O benim. Ben dünyaca ünlü Bayan Jarley'im. | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| Jarley's is the delight of the nobility' and of the royal family. | Jarley adı asalet demektir, soylu bir aileden gelir. | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| Oh' yes. They've all patronized me. | Evet. Herkes benim müşterimdir. | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| Do you...Do you knoW? I've never seen a Waxworks ma'am. | Biliyor musunuz? Ben hiç Balmumu Sergisi görmedim, bayan. | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| Is it funnier than Punch and Judy? | Punch ve Judy'den daha mı komik? | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| Funnier' sir? HoW dare you? | Komik mi Bayım? Bu ne cüret? | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| My collection' sir' is not funny. Oh' please forgive me. | Benim koleksiyonum komik değildir. Lütfen beni bağışlayın. | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| No jokings and squawkings like your rickety booth players. No' no. | Öyle dalga geçilecek, aşağılanacak tür bir şey değil. Hayır, hayır. | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| Jarley's hysterical and famous Waxworks is exhibiting at the Royal Assembly Rooms. | Jarley'in tarihi ve meşhur Balmumu Sergisi Kraliyet Salonları'nda sergilenir. | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| I dare say We'd like to visit' ma'am. | Cüretimi bağışlayın ama görmek istiyorum bayan. | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| But I'm not certain. No' We are poor people' ma'am. | Ama kesin konuşamam. Biz fakir insanlarız, Bayan. | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| We have no Work as yet and I only Wish We had. | Şu an bir işimiz bile yok, keşke olsaydı. | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| You amaze me more and more. | Beni şaşırtmaya devam ediyorsunuz. | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| NoW' What line are you in? What do you...What do you call yourselves? | Neyle iştigal edersiniz? Ne iş yaparsınız?. Kendinize ne dersiniz? | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| Beggars. (Splutters) Nell! | Dilenci. Nell! | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| Beggars? Oh! Oh' pass me the teapot. | Dilenci mi? Bana çayı uzatın. | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| Do my eyes' nose and ears deceive me? | Gözlerim, burnum ve kulaklarım beni aldatıyor mu? | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| But you can read and that' Well' that's a mercy. And Write too' I shouldn't Wonder. | Ancak sen çok güzel okuyabiliyorsun. Ve yazdığından da şüphem yok. | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| You'll journey With me today' I hope? Grandfather? | Bugün benimle yolculuk eder misiniz, büyükbaba? | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| But that's marvelous' marvelous. And in the meanwhile' | Çok iyi. Ve bu arada... | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| We'll talk about finding you some respectable employment. | ...size saygın bir iş bulmak için konuşalım. | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| You're browned by the sun' I see. | Güneşte yanmışsınız. | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| Have you been traveling far? Pretty nigh all over the West Country' sir. | Uzaktan mı geldiniz? Oldukça yakın, batı tarafından geldik, Bayım. | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| from most parts of England but none from the West Country. | ...insanlarla konuştum ancak hiç batı kısmından kimseyle görüşmedim. | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| I pray you can help me With the information I'm seeking. | Umarım aradığım bilgiyi vererek bana yardım edebilirsiniz. | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| We'll do our best' sir. You can depend upon us' sir. | Elimizden geleni yaparız Bayım. Bize güvenebilirsiniz Bayım. | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| Especially... | Özellikle de... | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| If you make it Worth our While... Sir. | ...siz bedelini ödediğinizde... Bayım. | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| Been at Workhouse. | Kaldığın yerdeydi. | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| D'you see this? | Bunu gördün mü? | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| Right. Don't say you never get any meat here. | Bana, buraya hiç et getirmediğini söyleme. | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| Thank you' miss. | Teşekkürler hanımefendi. | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| Don't answer back. | Bana karşılık verme. | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| You knoW them' the old man and child? | Yaşlı adamı ve kızı tanıyor musunuz? | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| Tell me' Where are they? | Bana nerede olduklarını söyleyebilir misiniz? | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| Sovereign apiece. | Bir kraliyet altını. | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| Thank you' sir. Much obliged' sir. | Teşekkürler, Bayım. Çok teşekkürler, Bayım. | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| Where are they? The last time We saW them' | Neredeler? Onları son gördüğümüzde...' | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| the old man and the girl... They Were traveling in that direction... | ...yaşlı adam ve kız... Şu yöne seyahat ediyorlardı... | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| There! | İşte oraya! | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| Do you knoW Where they've gone' sir? I think I do' ma'am. | Nereye gittiklerini biliyor musunuz Bayım? Sanırım, biliyorum Bayan. | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| And it's my hope to travel to the old gentleman and child today. | Bugün yaşlı adam ve kızın olduğu yere yola çıkacağım. | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| But first I need to ask... | Ama önce size bir şey sormalıyım... | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| Will you let your son come With me? Me' sir? | Oğlunuzun benimle gelmesine izin verir misiniz? | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| I'm not sure the old gentleman Will Want to see me. | Yaşlı adamın beni görmek istediğinden emin değilim. | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| Your presence' Kit' Would assure Nell of my friendly intentions. | Senin varlığın çocuk, Nell'e olan dostane niyetimi gösterecektir. | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| Why shouldn't he Want to see you' sir? | Bayım, seni neden görmek istemesin ki? | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| There Was a disagreement between us a long time ago | Uzun zaman önce ikimizin arasında yıllarca... | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| Which has banished us from meeting for many years. | ...görüşmememizi engelleyen bazı anlaşmazlıklar oldu. | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| You been away' sir? Yes' ma'am. | Uzun süredir uzaklarda mısınız? Evet, Bayan. | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| I made my fortune living abroad. But We still don't knoW Who you are' sir. | Servetimi yurtdışında kazandım. | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| Why should We trust you if you Won't say? | Bize söylemediğiniz halde size nasıl güvenebiliriz? | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| I cannot say. (Sighs) Then my son cannot help you' sir. | Söyleyemem. O halde oğlum size yardım edemez. | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 | |
| If I Were to tell you my full history... | Eğer size hikayemin tamamını anlatırsam... | The Old Curiosity Shop-1 | 2007 |