Search
English Turkish Sentence Translations Page 167856
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
There's my point. Erit, I didn't say anything of the sort. | İşte bundan bahsediyorum. Erit, öyle bir şey söylemedim. Demek istedigim bu iste. Erit, ben oyle bir sey soylemedim. İşte bundan bahsediyorum. Erit, öyle bir şey söylemedim. Demek istediğim bu işte. Erit, ben öyle bir şey söylemedim. İşte bundan bahsediyorum. Erit, öyle bir şey söylemedim. Demek istediğim bu işte. Erit, ben öyle bir şey söylemedim. Demek istediğim bu işte. Erit, ben öyle bir şey söylemedim. Demek istediğim bu işte. Erit, ben öyle bir şey söylemedim. İşte bundan bahsediyorum. Erit, öyle bir şey söylemedim. | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
Don't apologize, it's genetics. | Sakın özür dileme, genetik bir durum. ozur dileme, bu genetik bir sey. Sakın özür dileme, genetik bir durum. Kadınlar daima birbirleriyle rekabet eder. Özür dileme, bu genetik bir şey. Sakın özür dileme, genetik bir durum. Kadınlar daima birbirleriyle rekabet eder. Özür dileme, bu genetik bir şey. Özür dileme, bu genetik bir şey. Özür dileme, bu genetik bir şey. Sakın özür dileme, genetik bir durum. | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
Women are always competing with each other. | Kadınlar daima birbirleriyle rekabet içindedir. Kadinlar birbirleriyle surekli yaris hâlindeler. Kadınlar birbirleriyle sürekli yarış hâlindeler. Kadınlar birbirleriyle sürekli yarış hâlindeler. Kadınlar birbirleriyle sürekli yarış hâlindeler. Kadınlar birbirleriyle sürekli yarış hâlindeler. Kadınlar daima birbirleriyle rekabet içindedir. | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
That's why you're having problems with your boss. | Bu yüzden patronunla sorun yaşıyorsun. Bu nedenle patronunla sorunlar yasiyorsun. Bu nedenle patronunla sorunlar yaşıyorsun. Bu yüzden patronunla sorun yaşıyorsun. Bu nedenle patronunla sorunlar yaşıyorsun. Bu nedenle patronunla sorunlar yaşıyorsun. Bu nedenle patronunla sorunlar yaşıyorsun. Bu yüzden patronunla sorun yaşıyorsun. | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
Because she's a woman. Exactly. | Kadın olduğu için diyorsun yani. Kesinlikle. cunku o bir kadin. Aynen. Çünkü o bir kadın. Aynen. Kadın olduğu için diyorsun yani. Kesinlikle. Çünkü o bir kadın. Aynen. Çünkü o bir kadın. Aynen. Çünkü o bir kadın. Aynen. Kadın olduğu için diyorsun yani. Kesinlikle. | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
Women should work under men, men under women. That's it. | Kadınlar erkeklerin emri altında çalışmalı, erkekler de kadınların. Olay budur. Kadinlar erkeklerin emrinde, erkekler de kadinlarin emrinde calismali. Bu kadar basit. Kadınlar erkeklerin emrinde, erkekler de kadınların emrinde çalışmalı. Bu kadar basit. Kadınlar erkeklerin emri altında çalışmalı, erkekler de kadınların. Olay budur. Kadınlar erkeklerin emrinde, erkekler de kadınların emrinde çalışmalı. Bu kadar basit. Kadınlar erkeklerin emrinde, erkekler de kadınların emrinde çalışmalı. Bu kadar basit. Kadınlar erkeklerin emrinde, erkekler de kadınların emrinde çalışmalı. Bu kadar basit. Kadınlar erkeklerin emri altında çalışmalı, erkekler de kadınların. Olay budur. | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
What about men under men? | Ya erkeklerin emri altında çalışan erkekler? Orada sorun yok. Erkekler anlaşabiliyor. Peki ya erkek patronlari olan erkekler? Peki ya erkek patronları olan erkekler? Ya erkeklerin emri altında çalışan erkekler? Orada sorun yok. Erkekler anlaşabiliyor. Peki ya erkek patronları olan erkekler? Peki ya erkek patronları olan erkekler? Peki ya erkek patronları olan erkekler? Ya erkeklerin emri altında çalışan erkekler? Orada sorun yok. Erkekler anlaşabiliyor. | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
That's fine, too. I mean, they can deal with it. | O da olur. Yani, bununla basa cikabiliyorlar. O da olur. Yani, bununla başa çıkabiliyorlar. O da olur. Yani, bununla başa çıkabiliyorlar. O da olur. Yani, bununla başa çıkabiliyorlar. O da olur. Yani, bununla başa çıkabiliyorlar. | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
Can we go now? Either of you guys want another drink? | Artık gidebilir miyiz? İçmek isteyen var mı? Artik gidebilir miyiz? Baska icki isteyen var mi? Artık gidebilir miyiz? Başka içki isteyen var mı? Artık gidebilir miyiz? İçmek isteyen var mı? Artık gidebilir miyiz? Başka içki isteyen var mı? Artık gidebilir miyiz? Başka içki isteyen var mı? Artık gidebilir miyiz? Başka içki isteyen var mı? Artık gidebilir miyiz? İçmek isteyen var mı? | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
We're good. Shot? Double? | Böyle iyiyiz. Şat? Duble? su an iyiyiz. Tek mi, duble mi? Şu an iyiyiz. Tek mi, duble mi? Şu an iyiyiz. Tek mi, duble mi? Şu an iyiyiz. Tek mi, duble mi? Şu an iyiyiz. Tek mi, duble mi? Böyle iyiyiz. Şat? Duble? | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
Women can do amazing things. I am one. I know. | Kadınlar harika şeyler yapabilir. Ben de kadınım. Biliyorum. Kadinlar harika seyler yapabilir. Ben de kadinim, bilirim. Kadınlar harika şeyler yapabilir. Ben de kadınım, bilirim. Kadınlar harika şeyler yapabilir. Ben de kadınım. Biliyorum. Kadınlar harika şeyler yapabilir. Ben de kadınım, bilirim. Kadınlar harika şeyler yapabilir. Ben de kadınım, bilirim. Kadınlar harika şeyler yapabilir. Ben de kadınım, bilirim. Kadınlar harika şeyler yapabilir. Ben de kadınım. Biliyorum. | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
But even I would never work for me. | Ama ben bile kendi emrimde çalışmazdım. Ama kendi emrimde bile calismazdim. Ama kendi emrimde bile çalışmazdım. Ama ben bile kendi emrimde çalışmazdım. Ama kendi emrimde bile çalışmazdım. Ama kendi emrimde bile çalışmazdım. Ama kendi emrimde bile çalışmazdım. Ama ben bile kendi emrimde çalışmazdım. | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
That we can agree on. Good night, Mick. | Bu konuda anlaşabiliriz. İyi geceler, Mick. Canımız sıkkın galiba. iste bunda hemfikiriz. iyi geceler, Mick. İşte bunda hemfikiriz. İyi geceler, Mick. Bu konuda anlaşabiliriz. İyi geceler, Mick. Canımız sıkkın galiba. İşte bunda hemfikiriz. İyi geceler, Mick. İşte bunda hemfikiriz. İyi geceler, Mick. İşte bunda hemfikiriz. İyi geceler, Mick. Bu konuda anlaşabiliriz. İyi geceler, Mick. Canımız sıkkın galiba. | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
We are in a bad mood. | Kotu bir ruh hâli icerisindeyiz. Kötü bir ruh hâli içerisindeyiz. Kötü bir ruh hâli içerisindeyiz. Kötü bir ruh hâli içerisindeyiz. Kötü bir ruh hâli içerisindeyiz. | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
She's got a point, bro, you know. I'd much rather work under you than her. | Hatunun hakkı var, abi. Onun yerine senin altında çalışmayı tercih ederdim. Aslinda dogru diyor, kardesim. Onun emrinde calismaktansa, senin emrinde calismayi tercih ederim. Aslında doğru diyor, kardeşim. Onun emrinde çalışmaktansa, senin emrinde çalışmayı tercih ederim. Hatunun hakkı var, abi. Onun yerine senin altında çalışmayı tercih ederdim. Aslında doğru diyor, kardeşim. Onun emrinde çalışmaktansa, senin emrinde çalışmayı tercih ederim. Aslında doğru diyor, kardeşim. Onun emrinde çalışmaktansa, senin emrinde çalışmayı tercih ederim. Aslında doğru diyor, kardeşim. Onun emrinde çalışmaktansa, senin emrinde çalışmayı tercih ederim. Hatunun hakkı var, abi. Onun yerine senin altında çalışmayı tercih ederdim. | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
That's nice. I'd rather work under him, too. | Çok güzel. Ben de onun altında çalışmayı tercih ederdim. cok hos. Ben de onun emrinde calismayi tercih ederim. Çok güzel. Ben de onun altında çalışmayı tercih ederdim. Çok hoş. Ben de onun emrinde çalışmayı tercih ederim. Çok güzel. Ben de onun altında çalışmayı tercih ederdim. Çok hoş. Ben de onun emrinde çalışmayı tercih ederim. Çok hoş. Ben de onun emrinde çalışmayı tercih ederim. Çok hoş. Ben de onun emrinde çalışmayı tercih ederim. Çok güzel. Ben de onun altında çalışmayı tercih ederdim. | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
You'd rather "work" under John? | John'un altında çalışmayı mı tercih ederdin? Bunu da mı sorun ediyorsun? John'un emrinde calismayi mi tercih edersin? John'un emrinde çalışmayı mı tercih edersin? John'un altında çalışmayı mı tercih ederdin? Bunu da mı sorun ediyorsun? John'un emrinde çalışmayı mı tercih edersin? John'un emrinde çalışmayı mı tercih edersin? John'un emrinde çalışmayı mı tercih edersin? John'un altında çalışmayı mı tercih ederdin? Bunu da mı sorun ediyorsun? | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
You have a problem with that, too? | Bu da mi senin icin sorun? Bu da mı senin için sorun? Bu da mı senin için sorun? Bu da mı senin için sorun? Bu da mı senin için sorun? | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
No! Why would I have a problem with your little sexual innuendo? | Hayır! Neden senin cinsel imalarınla ilgili bir sorunum olsun ki? Hayir! Neden ufak cinsel imalarini sorun edeyim ki? Hayır! Neden ufak cinsel imalarını sorun edeyim ki? Hayır! Neden senin cinsel imalarınla ilgili bir sorunum olsun ki? Hayır! Neden ufak cinsel imalarını sorun edeyim ki? Hayır! Neden ufak cinsel imalarını sorun edeyim ki? Hayır! Neden ufak cinsel imalarını sorun edeyim ki? Hayır! Neden senin cinsel imalarınla ilgili bir sorunum olsun ki? | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
What is up your ass tonight? | Bu gece niye böylesin? Sana giren cikan ne var? Sana giren çıkan ne var? Bu gece niye böylesin? Sana giren çıkan ne var? Sana giren çıkan ne var? Sana giren çıkan ne var? Bu gece niye böylesin? | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
So I should just sit here while you come on to my husband right in front of me? | Yani sen tam karşımda oturmuş ve kocamın üzerine giderken, ben öylece oturayım mı? Ne yani, sen karsimda kocama sulanirken oylece oturmami mi bekliyorsun? Ne yani, sen karşımda kocama sulanırken öylece oturmamı mı bekliyorsun? Yani sen tam karşımda oturmuş ve kocamın üzerine giderken, ben öylece oturayım mı? Ne yani, sen karşımda kocama sulanırken öylece oturmamı mı bekliyorsun? Ne yani, sen karşımda kocama sulanırken öylece oturmamı mı bekliyorsun? Ne yani, sen karşımda kocama sulanırken öylece oturmamı mı bekliyorsun? Yani sen tam karşımda oturmuş ve kocamın üzerine giderken, ben öylece oturayım mı? | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
Lara, if I wanted your husband, I would have him, like that. | Lara, kocanı elde etmek isteseydim, ederdim, bu kadar basit. Lara, kocani isteseydim, coktan benim olurdu. Lara, kocanı isteseydim, çoktan benim olurdu. Lara, kocanı elde etmek isteseydim, ederdim, bu kadar basit. Lara, kocanı isteseydim, çoktan benim olurdu. Lara, kocanı isteseydim, çoktan benim olurdu. Lara, kocanı isteseydim, çoktan benim olurdu. Lara, kocanı elde etmek isteseydim, ederdim, bu kadar basit. | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
How? You couldn't possibly show him more of those tits. | Nasıl? Muhtemelen ona göğüslerinden fazlasını bile gösteremeyebilirdin. Nasil? Goguslerini daha fazla gosteremezdin herhalde. Nasıl? Göğüslerini daha fazla gösteremezdin herhalde. Nasıl? Muhtemelen ona göğüslerinden fazlasını bile gösteremeyebilirdin. Nasıl? Göğüslerini daha fazla gösteremezdin herhalde. Nasıl? Göğüslerini daha fazla gösteremezdin herhalde. Nasıl? Göğüslerini daha fazla gösteremezdin herhalde. Nasıl? Muhtemelen ona göğüslerinden fazlasını bile gösteremeyebilirdin. | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
You know what your problem is? Okay... | Senin sorunun ne biliyor musun? Tamam... Senin sorunun ne biliyor musun? Pekâlâ... Senin sorunun ne biliyor musun? Pekâlâ... Senin sorunun ne biliyor musun? Tamam... Senin sorunun ne biliyor musun? Pekâlâ... Senin sorunun ne biliyor musun? Pekâlâ... Senin sorunun ne biliyor musun? Pekâlâ... Senin sorunun ne biliyor musun? Tamam... | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
My problem is your brain is as big as those tits. | Sorunum beynimin, göğüslerinden daha büyük olması. Sorunum, beyninin goguslerinle ayni boyutta olmasi. Sorunum, beyninin göğüslerinle aynı boyutta olması. Sorunum göğüslerininle beyninin aynı büyüklükte olması. Sorunum, beyninin göğüslerinle aynı boyutta olması. Sorunum, beyninin göğüslerinle aynı boyutta olması. Sorunum, beyninin göğüslerinle aynı boyutta olması. Sorunum beynimin, göğüslerinden daha büyük olması. | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
Baby, this is your fault! Huge, exactly! | Aşkım, bu senin suçun! Kocaman, kesinlikle! Bebegim bu senin sucun! Evet, ikisi de kocaman! Aşkım, bu senin suçun! Kocaman, kesinlikle! Bebeğim bu senin suçun! Evet, ikisi de kocaman! Aşkım, bu senin suçun! Kocaman, kesinlikle! Bebeğim bu senin suçun! Evet, ikisi de kocaman! Bebeğim bu senin suçun! Evet, ikisi de kocaman! Bebeğim bu senin suçun! Evet, ikisi de kocaman! Aşkım, bu senin suçun! Kocaman, kesinlikle! | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
This is your... | Bu senin suçun. Bu senin Bu senin Bu senin suçun. Bu senin Bu senin Bu senin Bu senin suçun. | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
If you had half a brain, we wouldn't be having this conversation. | Normalin yarısı kadar beynin olsaydı şu an bu tartışmayı yapmazdık. Azicik biraz aklin olsaydi, su an bu konusmayi yapiyor olmazdik. Azıcık biraz aklın olsaydı, şu an bu konuşmayı yapıyor olmazdık. Normalin yarısı kadar beynin olsaydı şu an bu tartışmayı yapmazdık. Azıcık biraz aklın olsaydı, şu an bu konuşmayı yapıyor olmazdık. Azıcık biraz aklın olsaydı, şu an bu konuşmayı yapıyor olmazdık. Azıcık biraz aklın olsaydı, şu an bu konuşmayı yapıyor olmazdık. Normalin yarısı kadar beynin olsaydı şu an bu tartışmayı yapmazdık. | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
Baby. Let it go, let it go, let it go. | Aşkım, boş ver artık. Bırak şu mevzuyu. Tamam bebegim. Bos ver, bos ver. Tamam bebeğim. Boş ver, boş ver. Aşkım, boş ver artık. Bırak şu mevzuyu. Tamam bebeğim. Boş ver, boş ver. Tamam bebeğim. Boş ver, boş ver. Tamam bebeğim. Boş ver, boş ver. Aşkım, boş ver artık. Bırak şu mevzuyu. | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
Good night, brother dear! Good night! | İyi geceler, kardeş! İyi geceler! iyi geceler, canim kardesim! iyi geceler! İyi geceler, canım kardeşim! İyi geceler! İyi geceler, kardeş! İyi geceler! İyi geceler, canım kardeşim! İyi geceler! İyi geceler, canım kardeşim! İyi geceler! İyi geceler, canım kardeşim! İyi geceler! İyi geceler, kardeş! İyi geceler! | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
She's completely full of herself. Don't try and agree with me now! | Fazlasıyla kendini beğenmiş bir kadın. Benimle aynı fikirdeymiş gibi yapma! Ne kadar da kendine guveniyor. Sakin ha simdi benimle ayni fikirde oldugunu soyleme! Ne kadar da kendine güveniyor. Sakın ha şimdi benimle aynı fikirde olduğunu söyleme! Fazlasıyla kendini beğenmiş bir kadın. Benimle aynı fikirdeymiş gibi yapma! Ne kadar da kendine güveniyor. Sakın ha şimdi benimle aynı fikirde olduğunu söyleme! Ne kadar da kendine güveniyor. Sakın ha şimdi benimle aynı fikirde olduğunu söyleme! Ne kadar da kendine güveniyor. Sakın ha şimdi benimle aynı fikirde olduğunu söyleme! Fazlasıyla kendini beğenmiş bir kadın. Benimle aynı fikirdeymiş gibi yapma! | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
I don't even think she's a member of the dental profession. | Diş hekimi olduğunu bile düşünmüyorum. Kapa çeneni! Bence dis hekimi bile degildir. Bence diş hekimi bile değildir. Diş hekimi olduğunu bile düşünmüyorum. Kapa çeneni! Bence diş hekimi bile değildir. Bence diş hekimi bile değildir. Bence diş hekimi bile değildir. Diş hekimi olduğunu bile düşünmüyorum. Kapa çeneni! | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
Shut up! | Kapa ceneni! Kapa çeneni! Kapa çeneni! Kapa çeneni! Kapa çeneni! | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
She probably can't even spell "anesthesiologist." | Daha "anesteziyolog" kelimesini bile telaffuz edemiyordur. Muhtemelen "anesteziyolog" kelimesini heceleyemez. Muhtemelen "anesteziyolog" kelimesini heceleyemez. Daha "anesteziyolog" kelimesini bile telaffuz edemiyordur. Muhtemelen "anesteziyolog" kelimesini heceleyemez. Muhtemelen "anesteziyolog" kelimesini heceleyemez. Muhtemelen "anesteziyolog" kelimesini heceleyemez. Daha "anesteziyolog" kelimesini bile telaffuz edemiyordur. | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
The woman's a complete fraud. We went to her office party, you idiot! | Kadın tam bir sahtekâr. Onun ofis partisine gitmiştik, aptal! Kadin tam bir palavraci. Ofisinde verdigi partiye gitmistik, seni salak. Kadın tam bir palavracı. Ofisinde verdiği partiye gitmiştik, seni salak. Kadın tam bir sahtekâr. Onun ofis partisine gitmiştik, aptal! Kadın tam bir palavracı. Ofisinde verdiği partiye gitmiştik, seni salak. Kadın tam bir palavracı. Ofisinde verdiği partiye gitmiştik, seni salak. Kadın tam bir palavracı. Ofisinde verdiği partiye gitmiştik, seni salak. Kadın tam bir sahtekâr. Onun ofis partisine gitmiştik, aptal! | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
And I believe she hit on me that night as well. | O gece bile bana asılmıştı. Hayal alemindesin. Ve bana kalirsa, o gece de bana sulanmisti. Ve bana kalırsa, o gece de bana sulanmıştı. O gece bile bana asılmıştı. Hayal alemindesin. Ve bana kalırsa, o gece de bana sulanmıştı. Ve bana kalırsa, o gece de bana sulanmıştı. Ve bana kalırsa, o gece de bana sulanmıştı. O gece bile bana asılmıştı. Hayal alemindesin. | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
You are completely delusional. She didn't even hit on you in there. I just don't like her. | Halusinasyon goruyorsun. Burada da sana sulanmadi ki. Ben sadece ondan hoslanmiyorum. Halüsinasyon görüyorsun. Burada da sana sulanmadı ki. Ben sadece ondan hoşlanmıyorum. Halüsinasyon görüyorsun. Burada da sana sulanmadı ki. Ben sadece ondan hoşlanmıyorum. Halüsinasyon görüyorsun. Burada da sana sulanmadı ki. Ben sadece ondan hoşlanmıyorum. Halüsinasyon görüyorsun. Burada da sana sulanmadı ki. Ben sadece ondan hoşlanmıyorum. | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
I understand your point of view. I really do. I agree with you. | Bakış açını anlıyorum. Gerçekten. Seninle aynı fikirdeyim. Demek istedigini anladim, gercekten. Sana katiliyorum. Demek istediğini anladım, gerçekten. Sana katılıyorum. Bakış açını anlıyorum. Gerçekten. Seninle aynı fikirdeyim. Demek istediğini anladım, gerçekten. Sana katılıyorum. Demek istediğini anladım, gerçekten. Sana katılıyorum. Demek istediğini anladım, gerçekten. Sana katılıyorum. Bakış açını anlıyorum. Gerçekten. Seninle aynı fikirdeyim. | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
Somebody who looks like that should not be allowed anywhere near oral surgery. | Ağız cerrahlığının yanından bile geçmesine müsaade edilmemesi gerek biri. Onun gibi gozuken biri, agizdan yapilan ameliyatlarin yakinindan bile gecmemeli. Onun gibi gözüken biri, ağızdan yapılan ameliyatların yakınından bile geçmemeli. Ağız cerrahlığının yanından bile geçmesine müsaade edilmemesi gerek biri. Onun gibi gözüken biri, ağızdan yapılan ameliyatların yakınından bile geçmemeli. Onun gibi gözüken biri, ağızdan yapılan ameliyatların yakınından bile geçmemeli. Onun gibi gözüken biri, ağızdan yapılan ameliyatların yakınından bile geçmemeli. Ağız cerrahlığının yanından bile geçmesine müsaade edilmemesi gerek biri. | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
You are an asshole! | Pisliğin tekisin! Sen tam bir dallamasin! Pisliğin tekisin! Sen tam bir dallamasın! Pisliğin tekisin! Sen tam bir dallamasın! Sen tam bir dallamasın! Sen tam bir dallamasın! Pisliğin tekisin! | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
You're sitting in the chair, you're trying to stay calm, | Sandalyede oturuyorsun, sakin kalmaya çalışıyorsun... Sandalyende oturup, sakin durmaya calisiyorsun,... Sandalyende oturup, sakin durmaya çalışıyorsun,... Sandalyede oturuyorsun, sakin kalmaya çalışıyorsun... Sandalyende oturup, sakin durmaya çalışıyorsun,... Sandalyende oturup, sakin durmaya çalışıyorsun,... Sandalyende oturup, sakin durmaya çalışıyorsun,... Sandalyede oturuyorsun, sakin kalmaya çalışıyorsun... | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
and you got them things hanging in your face... | ...ve yüzüne çarpılan imalı sözler... ...ve suratina dogru sallaniyorlar. ...ve suratına doğru sallanıyorlar. ...ve yüzüne çarpılan imalı sözleri... ...ve suratına doğru sallanıyorlar. ...ve suratına doğru sallanıyorlar. ...ve suratına doğru sallanıyorlar. ...ve yüzüne çarpılan imalı sözler... | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
So, see you next weekend. All right? Okay. | Haftaya görüşürüz. Tamam. Haftaya gorusuruz, tamam mi? Peki. Haftaya görüşürüz, tamam mı? Peki. Haftaya görüşürüz. Tamam. Haftaya görüşürüz, tamam mı? Peki. Haftaya görüşürüz, tamam mı? Peki. Haftaya görüşürüz, tamam mı? Peki. Haftaya görüşürüz. Tamam. | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
Thank you. Good night. | Teşekkürler. İyi geceler. Tesekkurler. iyi geceler. Teşekkürler. İyi geceler. Teşekkürler. İyi geceler. Teşekkürler. İyi geceler. Teşekkürler. İyi geceler. Teşekkürler. İyi geceler. Teşekkürler. İyi geceler. | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
Bye. Bye! | Hoşçakal. Hoşçakal! Hosca kal. Gule gule! Hoşçakal. Hoşçakal! Hoşça kal. Güle güle! Hoşçakal. Hoşçakal! Hoşça kal. Güle güle! Hoşça kal. Güle güle! Hoşça kal. Güle güle! Hoşçakal. Hoşçakal! | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
Bye! | Hoşçakalın! Gule gule! Güle güle! Hoşçakalın! Güle güle! Güle güle! Güle güle! Hoşçakalın! | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
Oh, gee. | Tanrım. Tanrim. Tanrım. Tanrım. Tanrım. Tanrım. Tanrım. Tanrım. | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
Look at this. | Şuna bak. suna bak. Şuna bak. Şuna bak. Şuna bak. Şuna bak. Şuna bak. Şuna bak. Şuna bak. | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
Now you say go. Go! | Şimdi "git" de. Git! simdi sen soyle. Birak! Şimdi sen söyle. Bırak! Şimdi "git" de. Git! Şimdi sen söyle. Bırak! Şimdi sen söyle. Bırak! Şimdi sen söyle. Bırak! Şimdi "git" de. Git! | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
Smash. | Mahvoldu. Hadi bakalım, yaklaşın. carpti. Çarptı. Mahvoldu. Hadi bakalım, yaklaşın. Çarptı. Çarptı. Çarptı. Mahvoldu. Hadi bakalım, yaklaşın. | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
All right, squeeze in. | Pekâlâ, yakinlasin bakalim. Pekâlâ, yakınlaşın bakalım. Pekâlâ, yakınlaşın bakalım. Pekâlâ, yakınlaşın bakalım. Pekâlâ, yakınlaşın bakalım. | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
You know, you can't do this every morning. It's way too corny. | Her sabah bunu yapamazsın. Modası geçmiş bir şey artık. Her sabah bunu yapamazsin, biliyorsun. cok aptalca. Her sabah bunu yapamazsın, biliyorsun. Çok aptalca. Her sabah bunu yapamazsın. Modası geçmiş bir şey artık. Her sabah bunu yapamazsın, biliyorsun. Çok aptalca. Her sabah bunu yapamazsın, biliyorsun. Çok aptalca. Her sabah bunu yapamazsın, biliyorsun. Çok aptalca. Her sabah bunu yapamazsın. Modası geçmiş bir şey artık. | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
Come on. Smile. | Hadi. Gülümseyin. Haydi. Gulumseyin. Haydi. Gülümseyin. Hadi. Gülümseyin. Haydi. Gülümseyin. Haydi. Gülümseyin. Haydi. Gülümseyin. Hadi. Gülümseyin. | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
It's just till he's 18. | 18 yaşına kadar. Sadece 18 yasina gelene kadar. Sadece 18 yaşına gelene kadar. 18 yaşına kadar. Sadece 18 yaşına gelene kadar. Sadece 18 yaşına gelene kadar. Sadece 18 yaşına gelene kadar. 18 yaşına kadar. | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
A present. Oh, great. What's that? | Hediye. Harika. Bu da ne? Bir hediye. Harika. Nedir bu? Bir hediye. Harika. Nedir bu? Hediye. Harika. Bu da ne? Bir hediye. Harika. Nedir bu? Bir hediye. Harika. Nedir bu? Bir hediye. Harika. Nedir bu? Hediye. Harika. Bu da ne? | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
You hate brushing your teeth and that brushes them in 30 seconds. | Dişlerini fırçalamaktan nefret edersin ve bu fırçayla sadece 30 saniye sürüyor. Dislerini fircalamaktan nefret ediyorsun ve bu, senin yerine 30 saniyede fircaliyor. Dişlerini fırçalamaktan nefret ediyorsun ve bu, senin yerine 30 saniyede fırçalıyor. Dişlerini fırçalamaktan nefret edersin ve bu fırçayla sadece 30 saniye sürüyor. Dişlerini fırçalamaktan nefret ediyorsun ve bu, senin yerine 30 saniyede fırçalıyor. Dişlerini fırçalamaktan nefret ediyorsun ve bu, senin yerine 30 saniyede fırçalıyor. Dişlerini fırçalamaktan nefret ediyorsun ve bu, senin yerine 30 saniyede fırçalıyor. Dişlerini fırçalamaktan nefret edersin ve bu fırçayla sadece 30 saniye sürüyor. | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
I love brushing my teeth. Don't believe everything your mother says. | Dişlerimi fırçalamayı seviyorum. Annenin söylediği her şeye inanma. Dislerimi fircalamayi seviyorum. Annenin soyledigi her seye inanma. Dişlerimi fırçalamayı seviyorum. Annenin söylediği her şeye inanma. Dişlerimi fırçalamayı seviyorum. Annenin söylediği her şeye inanma. Dişlerimi fırçalamayı seviyorum. Annenin söylediği her şeye inanma. Dişlerimi fırçalamayı seviyorum. Annenin söylediği her şeye inanma. Dişlerimi fırçalamayı seviyorum. Annenin söylediği her şeye inanma. Dişlerimi fırçalamayı seviyorum. Annenin söylediği her şeye inanma. | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
What time's your last class? 3:00. | Son dersin kaçta? 3:00. Son dersin saat kacta? ucte. Son dersin saat kaçta? Üçte. Son dersin kaçta? 3:00. Son dersin saat kaçta? Üçte. Son dersin saat kaçta? Üçte. Son dersin saat kaçta? Üçte. Son dersin kaçta? 3:00. | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
But I got some papers to grade. Can you pick up Luke? | Ama okunacak kağıtlarım var. Luke'u alabilir misin? Ama not vermem gereken sinav kagitlari var. Luke'u sen alabilir misin? Ama not vermem gereken sınav kağıtları var. Luke'u sen alabilir misin? Ama okunacak kağıtlarım var. Luke'u alabilir misin? Ama not vermem gereken sınav kağıtları var. Luke'u sen alabilir misin? Ama not vermem gereken sınav kağıtları var. Luke'u sen alabilir misin? Ama not vermem gereken sınav kağıtları var. Luke'u sen alabilir misin? Ama okunacak kağıtlarım var. Luke'u alabilir misin? | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
After yesterday, I probably don't have a job anyway, so... | Dünden sonra muhtemelen artık bir işim yoktur zaten, yani... Dunden sonra, muhtemelen gidecek bir isim yok artik... Dünden sonra, muhtemelen gidecek bir işim yok artık... Dünden sonra muhtemelen artık bir işim yoktur zaten, yani... Dünden sonra, muhtemelen gidecek bir işim yok artık... Dünden sonra, muhtemelen gidecek bir işim yok artık... Dünden sonra, muhtemelen gidecek bir işim yok artık... Dünden sonra muhtemelen artık bir işim yoktur zaten, yani... | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
Was it wrong of me to call her a useless cow? | Ona işe yaramaz dana dediğimde haksız mıydım? Ona "ise yaramaz inek" demem yanlis miydi? Ona "işe yaramaz inek" demem yanlış mıydı? Ona işe yaramaz dana dediğimde haksız mıydım? Ona "işe yaramaz inek" demem yanlış mıydı? Ona "işe yaramaz inek" demem yanlış mıydı? Ona "işe yaramaz inek" demem yanlış mıydı? Ona işe yaramaz dana dediğimde haksız mıydım? | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
I think bosses admire that kind of frank exchange. | Bence patronlar böylesine dürüstçe bir takası takdir eder. Bence patronlar bu tarz acik sozluluge hayranlar. Bence patronlar bu tarz açık sözlülüğe hayranlar. Bence patronlar böylesine dürüstçe bir takası takdir eder. Bence patronlar bu tarz açık sözlülüğe hayranlar. Bence patronlar bu tarz açık sözlülüğe hayranlar. Bence patronlar bu tarz açık sözlülüğe hayranlar. Bence patronlar böylesine dürüstçe bir takası takdir eder. | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
Did you call your dad? When? | Babanı aradın mı? Ne zaman? Babani aradin mi? Ne zaman? Babanı aradın mı? Ne zaman? Babanı aradın mı? Ne zaman? Babanı aradın mı? Ne zaman? Babanı aradın mı? Ne zaman? Babanı aradın mı? Ne zaman? Babanı aradın mı? Ne zaman? | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
Birthday, yesterday! | Dün, doğum günüydü! Dun dogum gunuydu! Dün doğum günüydü! Dün, doğum günüydü! Dün doğum günüydü! Dün doğum günüydü! Dün doğum günüydü! Dün, doğum günüydü! | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
Yeah, I sent him some freshly cut flowers, little pink roses. | Evet, ona taze kesilmiş küçük, pembe güller yolladım. Evet, ona yeni kesilmis pembe guller yolladim. Evet, ona yeni kesilmiş pembe güller yolladım. Evet, ona taze kesilmiş küçük, pembe güller yolladım. Evet, ona yeni kesilmiş pembe güller yolladım. Evet, ona yeni kesilmiş pembe güller yolladım. Evet, ona yeni kesilmiş pembe güller yolladım. Evet, ona taze kesilmiş küçük, pembe güller yolladım. | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
I sent him a handmade card. | El yapımı bir kart attım. El yapimi bir kart yolladim. El yapımı bir kart yolladım. El yapımı bir kart attım. El yapımı bir kart yolladım. El yapımı bir kart yolladım. El yapımı bir kart yolladım. El yapımı bir kart attım. | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
And I finished that quilt I've been sewing since spring. | Hatta bahardan beri diktiğim yorganı da tamamladım. Ve bahardan beri diktigim yorgani bitirdim. Ve bahardan beri diktiğim yorganı bitirdim. Hatta bahardan beri diktiğim yorganı da tamamladım. Ve bahardan beri diktiğim yorganı bitirdim. Ve bahardan beri diktiğim yorganı bitirdim. Ve bahardan beri diktiğim yorganı bitirdim. Hatta bahardan beri diktiğim yorganı da tamamladım. | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
You are completely impossible. | Tamamen imkansız birisin. imkansiz bir adamsin. İmkansız bir adamsın. Tamamen imkansız birisin. İmkansız bir adamsın. İmkansız bir adamsın. İmkansız bir adamsın. Tamamen imkansız birisin. | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
Did you notice what I got for my birthday this year? I got a grunt. | Bu yıl doğum günümde ne aldığımı biliyor musun? Homurtu aldım. Bu sene dogum gunumde hediye olarak ne aldigimi fark ettin mi? Bir homurdanma. Bu sene doğum günümde hediye olarak ne aldığımı fark ettin mi? Bir homurdanma. Bu yıl doğum günümde ne aldığımı biliyor musun? Homurtu aldım. Bu sene doğum günümde hediye olarak ne aldığımı fark ettin mi? Bir homurdanma. Bu sene doğum günümde hediye olarak ne aldığımı fark ettin mi? Bir homurdanma. Bu sene doğum günümde hediye olarak ne aldığımı fark ettin mi? Bir homurdanma. Bu yıl doğum günümde ne aldığımı biliyor musun? Homurtu aldım. | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
Mom said, "Happy birthday, sweetheart," and Dad went... | Annem, "Mutlu yıllar, tatlım." dedi ama babam... Annem, "Mutlu yillar, hayatim." derken, babam homurdandi. Annem, "Mutlu yıllar, hayatım." derken, babam homurdandı. Annem, "Mutlu yıllar, tatlım." dedi ama babam... Annem, "Mutlu yıllar, hayatım." derken, babam homurdandı. Annem, "Mutlu yıllar, hayatım." derken, babam homurdandı. Annem, "Mutlu yıllar, hayatım." derken, babam homurdandı. Annem, "Mutlu yıllar, tatlım." dedi ama babam... | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
It was just... It was a beautiful moment in my life. I teared up. | Hayatımın en güzel anlarından biriydi. Gözlerimden döküldü. Harika bir an oldu. Harap oldum. Harika bir an oldu. Harap oldum. Hayatımın en güzel anlarından biriydi. Gözlerimden döküldü. Harika bir an oldu. Harap oldum. Harika bir an oldu. Harap oldum. Harika bir an oldu. Harap oldum. Hayatımın en güzel anlarından biriydi. Gözlerimden döküldü. | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
Ever think that somebody has to be the bigger person here? | Hiç burada olgun biri olması gerektiğini düşündün mü? Hic aramizdan birisinin yetiskin gibi davranmasi gerektigini dusundun mu? Hiç aramızdan birisinin yetişkin gibi davranması gerektiğini düşündün mü? Hiç burada olgun biri olması gerektiğini düşündün mü? Hiç aramızdan birisinin yetişkin gibi davranması gerektiğini düşündün mü? Hiç aramızdan birisinin yetişkin gibi davranması gerektiğini düşündün mü? Hiç aramızdan birisinin yetişkin gibi davranması gerektiğini düşündün mü? Hiç burada olgun biri olması gerektiğini düşündün mü? | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
Now I want you to remember this for the custody hearing, | Bu sözleri velayet davası için hatırlamanı istiyorum. simdi senden, olasi bir velayet davasinda, annenin babani... Şimdi senden, olası bir velayet davasında, annenin babanı... Bu sözleri velayet davası için hatırlamanı istiyorum. Şimdi senden, olası bir velayet davasında, annenin babanı... Şimdi senden, olası bir velayet davasında, annenin babanı... Şimdi senden, olası bir velayet davasında, annenin babanı... Bu sözleri velayet davası için hatırlamanı istiyorum. | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
how Mommy is always scolding Daddy, okay? | Annen hep babanı azarlıyor, tamam mı? Bunu hatırlayabilir misin? ...nasil azarladigini hatirlamani istiyorum, tamam mi? ...nasıl azarladığını hatırlamanı istiyorum, tamam mı? Annen hep babanı azarlıyor, tamam mı? Bunu hatırlayabilir misin? ...nasıl azarladığını hatırlamanı istiyorum, tamam mı? ...nasıl azarladığını hatırlamanı istiyorum, tamam mı? ...nasıl azarladığını hatırlamanı istiyorum, tamam mı? Annen hep babanı azarlıyor, tamam mı? Bunu hatırlayabilir misin? | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
Can you remember that? | Bunu hatirlayabilir misin? Bunu hatırlayabilir misin? Bunu hatırlayabilir misin? Bunu hatırlayabilir misin? Bunu hatırlayabilir misin? | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
You know, how are you gonna feel | Luke büyüyüp babasını doğum gününde aramazsa kendini nasıl hissedeceksin? Peki ya Luke buyudugunde, dogum gununu kutlamak... Peki ya Luke büyüdüğünde, doğum gününü kutlamak... Luke büyüyüp babasını doğum gününde aramazsa kendini nasıl hissedeceksin? Peki ya Luke büyüdüğünde, doğum gününü kutlamak... Peki ya Luke büyüdüğünde, doğum gününü kutlamak... Peki ya Luke büyüdüğünde, doğum gününü kutlamak... Luke büyüyüp babasını doğum gününde aramazsa kendini nasıl hissedeceksin? | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
when Luke grows up and doesn't call you on your birthday? | ...icin aramadiginda sen nasil hissedeceksin bakalim? ...için aramadığında sen nasıl hissedeceksin bakalım? ...için aramadığında sen nasıl hissedeceksin bakalım? ...için aramadığında sen nasıl hissedeceksin bakalım? ...için aramadığında sen nasıl hissedeceksin bakalım? | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
And now she's trying to drive a wedge between us. | Şimdi de aramızı bozmaya çalışıyor. simdi de ikimizin arasina comak sokmaya calisiyor. Şimdi de ikimizin arasına çomak sokmaya çalışıyor. Şimdi de aramızı bozmaya çalışıyor. Şimdi de ikimizin arasına çomak sokmaya çalışıyor. Şimdi de ikimizin arasına çomak sokmaya çalışıyor. Şimdi de ikimizin arasına çomak sokmaya çalışıyor. Şimdi de aramızı bozmaya çalışıyor. | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
I give up. And now she's abandoning you. | Vazgeçiyorum. Şimdi de seni terk ediyor. Pes ediyorum. simdi de seni terk ediyor. Pes ediyorum. Şimdi de seni terk ediyor. Vazgeçiyorum. Şimdi de seni terk ediyor. Pes ediyorum. Şimdi de seni terk ediyor. Pes ediyorum. Şimdi de seni terk ediyor. Pes ediyorum. Şimdi de seni terk ediyor. Vazgeçiyorum. Şimdi de seni terk ediyor. | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
Hey, buddy, do you wanna try and knock him over again? | Evlat, onu tekrar yenmeyi denemek ister misin? Yeniden deneyip, devirmek ister misin dostum? Yeniden deneyip, devirmek ister misin dostum? Evlat, onu tekrar yenmeyi denemek ister misin? Yeniden deneyip, devirmek ister misin dostum? Yeniden deneyip, devirmek ister misin dostum? Yeniden deneyip, devirmek ister misin dostum? Evlat, onu tekrar yenmeyi denemek ister misin? | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
You ready? Line it up. | Hazır mısın? Hizala. Hazir misin? cek bakalim. Hazır mısın? Çek bakalım. Hazır mısın? Hizala. Hazır mısın? Çek bakalım. Hazır mısın? Çek bakalım. Hazır mısın? Çek bakalım. Hazır mısın? Hizala. | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
Line it up now and you say go. Go! | Hizala ve "git" de. Git! cek, cek ve soyle. Birak! Çek, çek ve söyle. Bırak! Hizala ve "git" de. Git! Çek, çek ve söyle. Bırak! Çek, çek ve söyle. Bırak! Çek, çek ve söyle. Bırak! Hizala ve "git" de. Git! | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
I got it. | Ben bakarım. Tuttum. Tuttum. Ben bakarım. Tuttum. Tuttum. Tuttum. Ben bakarım. | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
Pittsburgh Police. This is an arrest warrant for Lara Brennan... | Pittsburgh Polisi. Lara Brennan adına tutuklama emrimiz... Pittsburgh Polisi. Lara Brennan icin tutuklama karari... Pittsburgh Polisi. Lara Brennan için tutuklama kararı... Pittsburgh Polisi. Lara Brennan adına tutuklama emrimiz... Pittsburgh Polisi. Lara Brennan için tutuklama kararı... Pittsburgh Polisi. Lara Brennan için tutuklama kararı... Pittsburgh Polisi. Lara Brennan için tutuklama kararı... Pittsburgh Polisi. Lara Brennan adına tutuklama emrimiz... | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
Arrest for what? ...and a search warrant for the premises. | ...ve mülkünde arama yapma iznimiz var. Ne için tutulama? Ne icin tutuklama? ...ve mulkunuz icin arama emri. Ne için tutuklama? ...ve mülkünüz için arama emri. ...ve mülkünde arama yapma iznimiz var. Ne için tutulama? Ne için tutuklama? ...ve mülkünüz için arama emri. Ne için tutuklama? ...ve mülkünüz için arama emri. Ne için tutuklama? ...ve mülkünüz için arama emri. ...ve mülkünde arama yapma iznimiz var. Ne için tutulama? | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
Hold on! Lara Brennan? | Durun! Lara Brennan? Lara Brennan? Bir daha dokunursanız, sizi tutuklarım. Durun! Lara Brennan? Durun! Lara Brennan? Durun! Lara Brennan? Durun! Lara Brennan? | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
You touch me again, I'm gonna arrest you. Hold on. | Bir daha dokunursan, seni tutuklarım. Durun. Bir daha bana dokunursan, seni tutuklarim. Durun. Bir daha bana dokunursan, seni tutuklarım. Durun. Bir daha bana dokunursan, seni tutuklarım. Durun. Bir daha bana dokunursan, seni tutuklarım. Durun. Bir daha bana dokunursan, seni tutuklarım. Durun. Bir daha dokunursan, seni tutuklarım. Durun. | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
Stay where you are! This is my house! | Olduğunuz yerde kalın! Burası benim evim! Oldugun yerde kal! Burasi benim evim! Olduğunuz yerde kalın! Burası benim evim! Olduğun yerde kal! Burası benim evim! Olduğunuz yerde kalın! Burası benim evim! Olduğun yerde kal! Burası benim evim! Olduğun yerde kal! Burası benim evim! Olduğun yerde kal! Burası benim evim! Olduğunuz yerde kalın! Burası benim evim! | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
Lara Brennan? Yes! | Lara Brennan? Evet! | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
I will arrest you. | Sizi tutukluyorum. Sizi tutuklayacağım. Elizabeth Gesas cinayetinden tutulusunuz. Sizi tutukluyorum. Sizi tutukluyorum. Sizi tutukluyorum. Sizi tutukluyorum. | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
You're under arrest for the murder of Elizabeth Gesas. | Elizabeth Gesas cinayetinden tutulusunuz. Elizabeth Gesas cinayeti ile suclaniyorsunuz. Elizabeth Gesas cinayeti ile suçlanıyorsunuz. Elizabeth Gesas cinayeti ile suçlanıyorsunuz. Elizabeth Gesas cinayeti ile suçlanıyorsunuz. Elizabeth Gesas cinayeti ile suçlanıyorsunuz. Elizabeth Gesas cinayetinden tutulusunuz. | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
Calm down! I got my kid in the kitchen! | Sakin olun! Mutfaktaki çocuğumu alayım! Sakin ol! cocugum mutfakta! Sakin ol! Çocuğum mutfakta! Sakin olun! Mutfaktaki çocuğumu alayım! Sakin ol! Çocuğum mutfakta! Sakin ol! Çocuğum mutfakta! Sakin ol! Çocuğum mutfakta! Sakin olun! Mutfaktaki çocuğumu alayım! | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
What are you doing? Arrest her for what? | Ne yapıyorsunuz? Ne için tutukluyorsunuz? Ne yapiyorsunuz? Onu nicin tutukluyorsunuz? Ne yapıyorsunuz? Onu niçin tutukluyorsunuz? Ne yapıyorsunuz? Ne için tutukluyorsunuz? Ne yapıyorsunuz? Onu niçin tutukluyorsunuz? Ne yapıyorsunuz? Onu niçin tutukluyorsunuz? Ne yapıyorsunuz? Onu niçin tutukluyorsunuz? Ne yapıyorsunuz? Ne için tutukluyorsunuz? | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
Turn around! Mommy! | Arkanı dön! Anneciğim! Arkani don! Annecigim! Arkanı dön! Anneciğim! Arkanı dön! Anneciğim! Arkanı dön! Anneciğim! Arkanı dön! Anneciğim! Arkanı dön! Anneciğim! Arkanı dön! Anneciğim! | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
John! John! You have the right to an attorney... | John! John! Avukat tutma hakkına sahipsiniz. John! John! Avukat tutma hakkina sahipsiniz... John! John! Avukat tutma hakkına sahipsiniz... John! John! Avukat tutma hakkına sahipsiniz. John! John! Avukat tutma hakkına sahipsiniz... John! John! Avukat tutma hakkına sahipsiniz... John! John! Avukat tutma hakkına sahipsiniz... John! John! Avukat tutma hakkına sahipsiniz. | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
Go get Luke. Go get Luke. | Luke'u al. Luke'u al. Git, Luke'a bak. Luke'a bak. Git, Luke'a bak. Luke'a bak. Luke'u al. Luke'u al. Git, Luke'a bak. Luke'a bak. Git, Luke'a bak. Luke'a bak. Git, Luke'a bak. Luke'a bak. Luke'u al. Luke'u al. | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
...understand these rights... Luke! | Luke! Sorun yok, evlat! Sorun yok! ...kisisel haklarinizi korumak uzere... Luke! ...kişisel haklarınızı korumak üzere... Luke! Luke! Sorun yok, evlat! Sorun yok! ...kişisel haklarınızı korumak üzere... Luke! ...kişisel haklarınızı korumak üzere... Luke! ...kişisel haklarınızı korumak üzere... Luke! Luke! Sorun yok, evlat! Sorun yok! | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
It's okay, buddy! It's okay! | Gecti, dostum! Gecti! Geçti, dostum! Geçti! Geçti, dostum! Geçti! Geçti, dostum! Geçti! Geçti, dostum! Geçti! | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
Mommy! Luke! | Anneciğim! Luke! Annecigim! Luke! Anneciğim! Luke! Anneciğim! Luke! Anneciğim! Luke! Anneciğim! Luke! Anneciğim! Luke! Anneciğim! Luke! | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |
It's all right. It's okay! | Merak etme. Sorun yok! Gecti. Her sey yolunda! Geçti. Her şey yolunda! Merak etme. Sorun yok! Geçti. Her şey yolunda! Geçti. Her şey yolunda! Geçti. Her şey yolunda! Merak etme. Sorun yok! | The Next Three Days-1 | 2010 | ![]() |