Search
English Turkish Sentence Translations Page 167104
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Who's he? | Bu adam da kim? O da kim? | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
He's a friend of the family's. | Aile dostlarımızdan biri. Bir aile dostu. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
I thought you'd already started. | Çoktan başladığını düşünmüştüm. Çoktan başladığını sanmıştım. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Oh, no. I wanted you to watch. | Hayır. Seyretmeni istedim. Hayır. İzlemeni istedim. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Now, let me see if I've got everything. | Şimdi, bakalım her şeyi hazırlamış mıyım? Şimdi bakalım gereken her şeyi almış mıyım. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Ice cubes, wine, razor blades. | Buz küpleri, şarap, jiletler. Buz kalıpları, şarap, jilet. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Sure you do. You know everything. | Tabi ki biliyorsun. Sen her şeyi bilirsin. Elbette biliyorsun. Sen her şeyi bilirsin. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Louise, you called me because... | Louise, beni aradın çünkü... Louise, beni buraya... | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
either you don't want to do it, and you want me to stop you... | ya bunu yapmak istemiyorsun, ve seni engellememi bekliyorsun... ...ya yapmak istemediğinden seni durdurmam için... | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
or you want to lay the guilt of it on me... | ya da bu işin sorumluluğunu benim üzerime yıkmak istiyorsun... ...ya da suçu üzerime yıkmak için çağırdın... | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
and I'm not buying either one. | ve ben ikisini de kabul etmiyorum. ...ama bunlara karnım tok. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
So go ahead on. | Yani, devam edebilirsin. O yüzden devam et. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Hold on. | Biraz bekle. Bekle. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Mind if I have a little wine first? | Önce biraz şarap alabilir miyim? Önce biraz şarap almamın mahsuru var mı? | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
You son of a bitch. | Orospu çocuğu. Seni orospu çocuğu. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Not for me, thanks. | Almayacağım, teşekkürler. Bana uymaz, teşekkürler. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
You really don't believe. | Hala inanmıyorsun. Gerçekten inanmıyorsun. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
I call you baby because your innocence touches me so. | Sana bebeğim diyorum çünkü masumiyetin beni çok etkiliyor. Sana bebek diyorum çünkü masumiyetin beni çok etkiliyor. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Those really are sharp, aren't they? | Gerçekten çok keskin, değil mi? Gerçekten keskinler, değil mi? | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
I always said that you had guts, Louise. | Her zaman cesaretli olduğunu söylemişimdir, Louise. Cesur olduğunu hep söylerim Louis. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
About how long will it take? | Ne kadar sürer? Yaklaşık ne kadar sürer? | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
110. | 48. 50. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Two and a half to three hours. | İki buçuk, üç saat. İki buçuk üç saat. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
At first you'll get cold, and then sleepy. | Önce üşüyeceksin sonra da uykun gelecek. İlk olarak üşüyeceksin, sonra uyuklama gelecek. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
You're a son of a bitch, too. | Sen de orospu çocuğusun. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Louise, I haven't had anything to eat yet today. | Louise, bugün hiçbir şey yemedim. Louise, bu gün daha hiç bir şey yemedim. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
What you got in the fridge? | Buzdolabında neyin var? Dolapta neyin var? | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
I know he'll stop me. | Beni durduracak, biliyorum. Beni durduracağını biliyorum. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
I know he will. | Biliyorum, bunu yapacak. Durduracak biliyorum. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
I know he feels something. | Bir şeyler hissettiğini biliyorum. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
I didn't hear you, baby. What'd you say? | Seni duyamıyorum, bebeğim. Ne dedin? Seni duyamadım bebeğim. Ne dedin? | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
I said you'll stop it. | Durduracağını söyledim. Bunu durduracağını söyledim. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Listen. If you don't care anything... | Dinle... Eğer hayatın hakkında... Dinle. Sen kendi hayatını... | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
about your own life, then why should I? | hiçbir şeyi önemsemiyorsan, ben neden önemsiyim? ...önemsemiyorsan, ben neden önemseyeyim. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
You do care. You do. | Bunu önemsiyorsun. Önemsiyorsun. Sen önemse. Önemse. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
And you do, too. | Sende önemsiyorsun. Sen de önemse. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
I'm getting colder. | Daha da üşüyorum. Daha çok üşüyorum. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Psychosomatic. | Ruh hastası. Psikosomatik. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
You've got an hour and a half left. | Bir buçuk saat zamanın kaldı. Bir buçuk saatin kaldı. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Please, Steve. | Lütfen, Steve. Lütfen Steve. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
I don't want to do it. | Bunu yapmak istemiyorum. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
If you kick it... | Eğer gaza basarsan... Gaza basarsan... | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
you can probably make the sheriff's station... | Malibu'daki polis merkezine... ...yaklaşık elli beş dakikada Malibu'daki... | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
in Malibu in about fifteen minutes. | 15 dakikada ulaşabilirsin. ...şerif karakoluna varabilirsin. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Would you have let it happen? | Olmasına izin verecek miydin? Bunun olmasına izin mi vereceksin? | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Would you? Look, I was just an observer. | Ya sen? Ben sadece gözlemciydim. Ya sen? Ben sadece gözlemciyim. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Well, what do you think? | Peki, sen ne düşünüyorsun? Peki, ne sanıyorsun? | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
We'll never know, will we? | Asla bilemiycez, değil mi? Asla bilemeyeceğiz, değil mi? | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Well, say that I just sat there... | Düşünsene sadece orada oturdum... Diyelim ki ben sadece orada oturdum... | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
or we just sat there and watched her check out. | yada ikimizde oracıkta oturup onu izledik. ...ya da biz oturduk ve kızın hesabı kesişini izledik. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Think that would have been crazy? | Düşünsene, çıIdırmış olmalıyız? Çılgınca olmaz mıydı sence? | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Irrational, maybe. | Saçma, belki. Mantıksız, belki. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Is there anything wrong with that? | Sence yanlış mıydı? Bunda yanlış bir şey var mı? | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
It just means that you have your own rule book. | Bunun anlamı kendi kurallar kitabının olduğu. Sadece kendi kuralların olduğu anlamına gelir. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
I can dig that. | Bunu yapabilirim. Bunu araştırabilirim. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
It takes a very special kind of person... | Böyle bir yaşamın ağırlığını taşıyacak... Bu tür bir hayatın hesabını ödemek için... | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
to pick up the tab for that kind of living. | özel bir insan olmalısın. ...oldukça özel bir kişi olmak gerekir. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
You say you dig it, but you're talkin' about... | Yapacağını söylüyorsun... Araştırdığını söylüyorsun, ama hiç bilmediğin... | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
something you really know nothing about. | fakat yapacağın iş konusunda hiçbir halt bilmiyorsun. ...bir şeyden bahsediyorsun. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
And you do? | Peki ya sen? Peki sen biliyor musun? | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Do I? | Biliyor muyum sence? Biliyor muyum? | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Very slippery. | Çok kaypakça. Çok kaypak. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
When he's cornered, he answers questions with questions. | Köşeye sıkıştığında, soruları yine sorularla cevaplar. Köşeye sıkıştığında soruya soruyla cevap veriyor. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
What's your action, Mr. Bishop? | Yaptığınız iş nedir, Bay Bishop? Senin olayın ne Bay Bishop? | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
You've been watching too many late movies. | Çok fazla macera filmi seyretmişsin. Çok fazla gece yarısı filmi izliyorsun. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Well, it's been interesting. | Doğrusu, çok ilginçti. Pekala, ilginç oluyordu. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Thanks. Maybe another time. | Teşekkürler. Belki başka zaman. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
The underwater feeding show... | Dev akvaryumda... | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
by Marineland's staff diver in the giant fish tank. | ...Marineland çalışanlarının sunduğu balık besleme gösterisi. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
The giant fish tank is to your left... | Dev akvaryum sağınızda | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Next of kin? | Yakın akrabanız var mı? Akrabanız var mı? Yok. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Anybody we can notify? | Arayabileceğimiz kimse? Haber verebileceğimiz biri? Yok | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
How about an acquaintance? | Tanıdık biri? Peki ya bir tanıdık? | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Are you finished, doctor? | Bitirdiniz mi, doktor? Bitirdiniz mi doktor? | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
No, there's a charge. | Hayır, tedavi masrafları var. Hayır, muayene ücreti var. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
You can take care of it at the cashier's window one floor up. | Bir üst katta veznedarın penceresinde halledebilirsiniz. Bir kat yukarıdaki vezneden ödeyebilirsiniz. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
I suggest that you make an appointment with your doctor. | Size doktorunuzla bir randevu ayarlamanızı tavsiye ediyorum. Doktorunuzdan randevu almanızı öneririm. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
That is, if you have a doctor. | Tabi, doktorunuz varsa. Bir doktorunuz varsa tabi. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
What'd you feel before you passed out? | Bilincinizi kaybetmeden önce ne hissettiniz? Bayılmadan önce ne hissettiniz? | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Couldn't get my breath. | Nefes alamadım. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Palms sweating? | Aşırı terleme? Avuçlarda terleme? | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Nausea? Heart beating fast? | Bulantı? Hızlı kalp atışları? Bulantı? Kalp çarpıntısı? | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Sounds like an A.R. | AAK ye benziyor. P. A. gibi görünüyor. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Acute anxiety reaction. | Akut anksiyete krizi. Panik atak. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Classic neurasthenic pattern. | Klasik sinir zayıflığı örneği. Klasik sinir hastalığı örneği. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
See a doctor, Mr. Bishop. Have some tests. | Bir doktora görünün, Bay Bishop. Test yaptırın. Bir doktora görünün Bay Bishop. Bazı testler yaptırın. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
If they come back negative... | Eğer negatif çıkarlarsa... Sonuçlar olumsuz çıkarsa... | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
maybe you should think about seeing a psychiatrist. | bir psikiyatriste görünmeyi düşünebilirsiniz. ...belki de bir psikiyatri uzmanına gitmeyi düşünmelisiniz. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
In the meantime, take these. | Bu süre içinde bunları alın. Bu arada, bunları alın. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
They'll help a little. | Küçük bir yardımı olur. Biraz yardımı olur. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
I need a signature, Doc. | İmzanız gerekiyor, doktor. Bir imza lazım doktor. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Hey, you were really out there for a while. | Epeyce bir süre öbür taraftaydın. Hey, gerçekten iyisin ya. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
The cashier, you say, is on the first floor? | Bahsettiğiniz veznedar birinci katta mı? Söylediğiniz vezne ilk katta mıydı? Evet | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Dr. Richmond wanted in Emergency. | Dr. Richmond acilde bekleniyorsunuz. Doktor Richmond acile bekleniyorsunuz. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Watch your backs, please. | Arkanızı kollayın, Iütfen. Arkanıza dikkat edin lütfen. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
You waitin' for me? | Beni mi bekliyordun? Beni mi bekliyorsun? | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
How long you been here? | Ne kadardır buradasın? Ne zamandır buradasın? | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
Since last night, about 12:00. | Dün gece saat 12.00 ’ dan beri. Dün gece on ikiden beri. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
You said another time. | Daha sonra demiştin. Başka zaman demiştin. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |
I said maybe another time. | Belki, daha sonra demiştim. Belki başka zaman dedim. | The Mechanic-1 | 1972 | ![]() |