• en flag English
    • tr flag Turkish

Search

English Turkish Sentence Translations Page 167103

English Turkish Film Name Film Year Details
I said I wasn't gonna do this. Bunu yapmayacağımı söylemiştim. Bunu yapmayacağımı söyledim. The Mechanic-1 1972 info-icon
I had it all worked out. Hepsini daha önce tekrarlamıştım. Hep buna çalıştım. The Mechanic-1 1972 info-icon
I go to the door, there you are. Kapıya gidiyorum, oradasın. Kapıya gittim ve işte oradasın. The Mechanic-1 1972 info-icon
I smile, very poised, as if I just saw you yesterday. Sanki seni dün görmüşüm gibi mutluyum. Sanki seni daha dün görmüşüm gibi temkinli bir şekilde gülümsedim. The Mechanic-1 1972 info-icon
It never does. Hiç olmayacak. Hiç değişmez. The Mechanic-1 1972 info-icon
OK, I think I've got it together. Tamam, birlikte hallederiz diye düşünmüştüm. Aklım başıma geldi sanırım. The Mechanic-1 1972 info-icon
You know... Biliyorsun... Anlarsın ya. The Mechanic-1 1972 info-icon
I think you've lost some weight. Biraz zayıflamışsın. Biraz kilo vermişsin galiba. The Mechanic-1 1972 info-icon
I wrote you a letter. Sana mektup yazmıştım. Sana mektup yazdım. The Mechanic-1 1972 info-icon
I couldn't mail it. Ama gönderemedim. Postalayamadım. The Mechanic-1 1972 info-icon
I didn't know where. Nerelerde olduğunu bilmiyordum. Nereye yollayacağımı bilmiyordum. The Mechanic-1 1972 info-icon
I keep moving around. Etrafta dolanıp durdum. Buralardaydım. The Mechanic-1 1972 info-icon
It's true, you know. Gerçek bu biliyorsun. Doğru ya. The Mechanic-1 1972 info-icon
I do always know when you're near. Yakınımda olduğunda bunu biliyor olacağım. Yakında olduğunda hep bilirim. The Mechanic-1 1972 info-icon
ESP. Altıncı his. ESP. The Mechanic-1 1972 info-icon
Well, I've been here about three minutes... Doğrusu, 3 dakikadır buradayım... Üç dakikadır buradayım ve... The Mechanic-1 1972 info-icon
and you've managed about one recrimination a minute. ve dakikaya bir sızlanma sığdırmayı başardın. ...dakikada bir suçlama yapmayı becerdin. The Mechanic-1 1972 info-icon
I can't seem to feel anything but hurt when you're not here. Sen burada olmadığında,hiçbir şey hissetmiyorum, sadece acılarım var. Sen yokken üzüntüden başka bir şey hissedemiyorum. The Mechanic-1 1972 info-icon
I guess when I see you again, I just have to hurt back. Seni tekrar gördüğümde, beni yine yaralayacağını tahmin etmiştim. Seni tekrar gördüğümde ben de seni üzmeliyim galiba. The Mechanic-1 1972 info-icon
Did you really write me a letter? Bana, gerçekten mektup yazdın mı? Bana gerçekten mektup mu yazdın? The Mechanic-1 1972 info-icon
"My dearest love... "Sevgili aşkım... " Biricik aşkım. The Mechanic-1 1972 info-icon
"I'm once again alone." "Yine yalnızım. " Gene yalnızım. The Mechanic-1 1972 info-icon
"And the silence in this room... "Ve odadaki sessizlik... " Bu odadaki sessizlik... The Mechanic-1 1972 info-icon
"presses against my ears until I'm deafened. " sağır olana dek kulaklarıma çöküyor. " ...beni sağır edene dek kulaklarıma yükleniyor. The Mechanic-1 1972 info-icon
"This is the way I live until I see you again... "Seni tekrar görene dek, yaşamım bundan ibaret olacak... " Seni tekrar görene kadar böyle yaşayacağım... The Mechanic-1 1972 info-icon
"and then you're here and there's no past. "ve sonra sen buradasın ve artık geçmiş yok. " ...geldiğinde de geçmiş diye bir şey olmayacak. The Mechanic-1 1972 info-icon
"Only the two of us. "Sadece ikimiz. " Sadece ikimiz. The Mechanic-1 1972 info-icon
"I know these words hurt you... "Bu sözler seni yaralayacak biliyorum... " Şu an için hiç bir şey veremediğinden... The Mechanic-1 1972 info-icon
"because you can't give anything but the moment... "çünkü sen bana hiçbir şey veremezsin ama şu an... ...bu sözlerin seni üzdüğünü biliyorum... The Mechanic-1 1972 info-icon
"but I have to write them now... "fakat bunları şimdi yazmalıyım... ...ama bunları yazmak zorundayım... The Mechanic-1 1972 info-icon
"because somehow my need for you must find its voice. " Çünkü her nasıIsa sana olan tutkum kendi sesini bulacak. " ...çünkü sana olan ihtiyacım bir şekilde ifade edilmeli. The Mechanic-1 1972 info-icon
"And you what of your pain? "Ve sen... Neyin acısı bu? " Ya sen Senin üzüntün neden? The Mechanic-1 1972 info-icon
"If you could only let me have... "Eğer bu acının tek bir küçük zerresine... " Hüznünün ağırlığının küçük bir parçasını... The Mechanic-1 1972 info-icon
"one small part of the weight of it." "sahip olmama izin verseydin. " ...taşımama izin verseydin keşke. The Mechanic-1 1972 info-icon
Don't you see? Görmüyor musun? Anlamıyor musun? The Mechanic-1 1972 info-icon
Even that would be a comfort to me when you're not here. Burada olmadığında benim yoldaşım olacak. Senin burada olmaman bile beni rahatlatıyor. The Mechanic-1 1972 info-icon
Oh, my darling, I love you so much. I can't Sevgilim, Seni çok seviyorum. Sensiz Sevgilim, seni o kadar çok seviyorum ki. Yapamam The Mechanic-1 1972 info-icon
Don't. It's gonna be all right. Yapma, tamam. Herşey düzelecek. Yapma. Her şey düzelecek. The Mechanic-1 1972 info-icon
Oh, baby, I love you. Bebeğim, seni seviyorum. The Mechanic-1 1972 info-icon
Oh, my darling. Aşkım... Sevgilim. The Mechanic-1 1972 info-icon
Darling, take us to bed. Sevgilim, bizi yatağımıza götür. Sevgilim yatağa gidelim. The Mechanic-1 1972 info-icon
Baby, I missed you. I'm so glad you're here. Bebeğim, seni özledim. Burada olmana çok sevindim. Seni özledim bebeğim. Burada olmana çok sevindim. The Mechanic-1 1972 info-icon
It'll be a hundred more this time. Bu sefer yüz misli fazla olacak. Fazladan bir yüz Dolar daha bırak. The Mechanic-1 1972 info-icon
The letter took me a while to make up. Mektubu yazmak beni çok uğraştırdı. Mektubu hazırlamak zamanımı aldı. The Mechanic-1 1972 info-icon
Yes. The letter was good. Evet. Mektubun güzeldi. Evet. Mektup iyiydi. The Mechanic-1 1972 info-icon
Try to think of something like it for next time. Bir dahakine de benzer şeyler düşünmeye çalış. Gelecek sefer için bunun gibi bir şey düşünmeye çalış. The Mechanic-1 1972 info-icon
OK, I will. Tamam, yapacağım. Tamam, çalışırım. The Mechanic-1 1972 info-icon
To his community and church... Kiliseye ve topluluğuna... Cemaati ve kilisesine... The Mechanic-1 1972 info-icon
he gave his resources, his faith, and his spirit. inancını, ruhunu ve desteğini verdi. ...parasını, inancını ve ruhunu verdi. The Mechanic-1 1972 info-icon
His good works comfort us in the going. Yaptığı hayırlar bizi avutuyor. The Mechanic-1 1972 info-icon
We commit his remains to your earth, O, Father... Ondan geriye kalanları, sana teslim ediyoruz, Tanrım... Ondan kalanları toprağına, babamıza emanet ediyor... The Mechanic-1 1972 info-icon
and we pray you vouchsafe him eternal life. ve ölümsüz hayatında onu bağışlaman için dua ediyoruz. ...ve ona ebedi yaşam lütfetmen için dua ediyoruz. The Mechanic-1 1972 info-icon
I've always been interested in primitive rituals... İIkel ayinler her zaman ilgimi çekmiştir... Ölünün yanında tıkınmak gibi iptidai ritüeller... The Mechanic-1 1972 info-icon
Iike tucking the dead away. ÖIüyü postalamak gibi. ...hep ilgimi çekmiştir. The Mechanic-1 1972 info-icon
Glory be to the Father and to the Son... Baba, oğul ve de... Baba, oğul... The Mechanic-1 1972 info-icon
and to the Holy Spirit. Kutsal Ruh adına. ...ve kutsal ruh adına ruhu şad olsun. The Mechanic-1 1972 info-icon
Glory be to the father, Harry McKenna... Harry McKenna'yı onurlandır... Ruhun şad olsun Harry McKenna... The Mechanic-1 1972 info-icon
fixer extraordinaire... Sıradışı rüşvetçi... ...olağandışı iş bitirici... The Mechanic-1 1972 info-icon
pusher, pimp, thief, arsonist. torbacı, muhabbet tellalı, hırsız ve kundakçı. ...fırsatçı, kadın tüccarı, hırsız, kundakçı. The Mechanic-1 1972 info-icon
You liked him a lot? Onu çok mu seviyordun? The Mechanic-1 1972 info-icon
Oh, yeah. He was my kind of man. Evet. Tam benim adamımdı. Ya tabii. Tam benim tipimdi. The Mechanic-1 1972 info-icon
What was your connection with him? Onunla bağlantınız neydi? Senin ne ilişkin vardı? The Mechanic-1 1972 info-icon
He worked for my father a long time back. Çok uzun zaman önce babam için çalıştı. Uzun zaman önce babam için çalışırdı. The Mechanic-1 1972 info-icon
He thought I could do him a favor. Ona bir iyilik yapabileceğimi düşünüyordu. Ona bir iyilik yapabileceğimi düşünmüş. The Mechanic-1 1972 info-icon
So, your old man was in, huh? Yani, senin ihtiyar işin içindeydi, öyle mi? Demek baban da bu işteydi, öyle mi? The Mechanic-1 1972 info-icon
Don't you think you should be... Sence biraz daha ciddi... Sence de orada olman The Mechanic-1 1972 info-icon
Yeah, you got somethin' goin'. Evet, sende bir şeyler var Sende bir iş var. The Mechanic-1 1972 info-icon
You're pretty sure of yourself. Kendinden çok eminsin. Kendinden oldukça eminsin. The Mechanic-1 1972 info-icon
I live in my mind, Mr. Bishop. Zihnimde yaşarım, Bay Bishop. Kafama göre yaşarım Bay Bishop. The Mechanic-1 1972 info-icon
Sounds like something I read someplace. Sanki bir yerlerde okumuşum gibi geldi. Bu lafı bir yerde okudum gibi geliyor. The Mechanic-1 1972 info-icon
And so do you. Ve sen de öylesin. Okumuşsundur da ondan. The Mechanic-1 1972 info-icon
Could I have a ride home? Beni eve bırakır mısın? The Mechanic-1 1972 info-icon
Sure. Tabi ki. Elbette. The Mechanic-1 1972 info-icon
Come on. Steve's got the whole place outside. Çabuk olun. Steve dışarıdaki her şeyin sahibi oldu. Hadi. Steve'in her şeyi dışarıda. The Mechanic-1 1972 info-icon
Good old Steve! Adamımız Steve! Hey gidi Steve! The Mechanic-1 1972 info-icon
What are they celebrating? Neyi kutluyorlar? The Mechanic-1 1972 info-icon
Well, this is all mine now. Gördüğün her şey benim artık. Artık hepsi bana ait. The Mechanic-1 1972 info-icon
My father never really liked my friends... Babam, arkadaşlarımdan asla hoşlanmazdı... Babam arkadaşlarımdan pek hoşlanmazdı... The Mechanic-1 1972 info-icon
and I'm not so sure I do, either. doğrusu ben de pek emin değilim. ...ben de hoşlandığımı sanmıyorum. The Mechanic-1 1972 info-icon
Hey, we've got a call here from Katmandu. Hey, Katmandu'dan aranıyoruz. Katmandu'dan arıyorlar. The Mechanic-1 1972 info-icon
Hey, Katmandu's calling, Sam. Hey, Katmandu'dan arıyorlar, Sam. Katmandu arıyor Sam. The Mechanic-1 1972 info-icon
Yes, I placed a call to Sydney, Australia. Evet, Sydney Avustralya'yla görüşmek istiyordum. Evet, Sydney Avustralya'ya ben telefon ettim. The Mechanic-1 1972 info-icon
We got the White House. Beyaz Saray'a bağlandık. The Mechanic-1 1972 info-icon
Yes, I want to speak Evet, ben konuşmak istiyorum Evet, konuşmak istiyorum The Mechanic-1 1972 info-icon
Yeah. No, listen, I live there. Evet. Hayır, orada yaşıyorum. Evet. Hayır, dinle, orada yaşıyorum. The Mechanic-1 1972 info-icon
I know he's there. Orda olduğunu biliyorum. Orada olduğunu biliyorum. The Mechanic-1 1972 info-icon
It's all in the bubbles. Onyüzbin baloncuk. Her şey köpüklerde. The Mechanic-1 1972 info-icon
Yeah, emergency. I must speak to him. John Lenn Evet, acil durum. Onunla konuşmalıyım. John Lenn Evet acil durum. Onunla konuşmalıyım. John Lenn The Mechanic-1 1972 info-icon
Hey, Steve, Louise is on the phone. Hey, Steve, Louise telefonda bekliyor. Steve, Louise telefonda. The Mechanic-1 1972 info-icon
Sounds important, man. Önemli galiba, adamım. Önemliye benziyor dostum. The Mechanic-1 1972 info-icon
Afghanistan here. No, I didn't call Afghanistan. Afganistan bağlandı. —Hayır, Afganistan'ı aramadım. Afganistan hatta. Hayır Afganistan'ı aramadım. The Mechanic-1 1972 info-icon
Hello, Louise? Are you with her? Merhaba, Louise? Onunla birlikte misin? Alo, Louise? Onunla birlikte misin? The Mechanic-1 1972 info-icon
You don't love me. That kinda talk is foolish. Beni sevmiyorsun. Aptalca konuşma. Beni sevmiyorsun. Bu şekilde konuşmak çok saçma. The Mechanic-1 1972 info-icon
I'm gonna kill myself. I wanna die. Kendimi öldürüceğim. ÖImek istiyorum. Kendimi öldüreceğim. Ölmek istiyorum. The Mechanic-1 1972 info-icon
Louise, please. I do. Louise, Iütfen. Yapacağım. Louise, lütfen. Yaparım. The Mechanic-1 1972 info-icon
Well, go ahead then. I will. You don't care. İyi, o zaman devam et. Yapacağım. Umurunda değil. Yaparsan yap öyleyse. Yapacağım. Merak etme. The Mechanic-1 1972 info-icon
Yeah, that's right. I don't care. Evet, bu doğru. Umursamıyorum. Peki tamam. Umurumda değil. The Mechanic-1 1972 info-icon
Right Doğru Peki The Mechanic-1 1972 info-icon
My friends are so happy, they're killing themselves. Dostlarım, o kadar mutlu ki, kendilerini öldürüyorlar. Arkadaşlarım o kadar mutlu ki kendilerini öldürüyorlar. The Mechanic-1 1972 info-icon
Would you come along? Benimle gelir misin? Gelmek ister misin? The Mechanic-1 1972 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 167098
  • 167099
  • 167100
  • 167101
  • 167102
  • 167103
  • 167104
  • 167105
  • 167106
  • 167107
  • …
  • »
  • »»
Restricted Mode:   
  • Contribute
  • About Us
  • Disclaimer
  • Contact