Search

English Turkish Sentence Translations Page 165222

English	Turkish	Film Name	Film Year	Details
This isn't my cup!	Bu benim bardağım değil!	The IT Crowd The Red Door-1	2006
Goat's cheese salad?	Keçi peyniri salatası.	The IT Crowd The Red Door-1	2006
You don't like goat's cheese?	Keçi peyniri sevmez misin?	The IT Crowd The Red Door-1	2006
I don't like goat's anything!	Keçinin hiçbir şeyini sevmem!	The IT Crowd The Red Door-1	2006
I don't like goats...	Keçinin dahil olduğu...	The IT Crowd The Red Door-1	2006
being involved in any stage of the food production process.	...herhangi bir yiyeceğin üretim işlemini bile sevmem.	The IT Crowd The Red Door-1	2006
Would I blow everyone's mind if I ate dessert first?	Eğer tatlıyı önce yersem herkesin aklını karıştırır mıyım?	The IT Crowd The Red Door-1	2006
What are you eating anyway?	Sen ne yiyorsun?	The IT Crowd The Red Door-1	2006
It's a bucket of fried chicken.	Bir kova kızarmış tavuk.	The IT Crowd The Red Door-1	2006
You know, it comes in a real bucket now.	Biliyorsun artık gerçek kovada geliyor.	The IT Crowd The Red Door-1	2006
what's behind that red door?	...kırmızı kapının arkasında ne var?	The IT Crowd The Red Door-1	2006
Well, there must be something behind it.	Ama arkasında birşeyler olmalı.	The IT Crowd The Red Door-1	2006
There's nothing behind the red door, Jen.	Kırmızı kapının arkasında hiçbir şey yok Jen.	The IT Crowd The Red Door-1	2006
Well then I can just go... No Jen!	O zaman ben de girip... Hayır Jen!	The IT Crowd The Red Door-1	2006
It's just a boring old store room, that's all.	Sadece eski sıkıcı bir eşya odası, hepsi bu.	The IT Crowd The Red Door-1	2006
It's just a store room where we keep the snibbits.	Sadece "snibbit" leri sakladığımız bir depo odası.	The IT Crowd The Red Door-1	2006
What's a snibbit?	"Snibbit" ne?	The IT Crowd The Red Door-1	2006
It's a kind of planch.	Bir tür döşeme.	The IT Crowd The Red Door-1	2006
A planch for the computers?	Bilgisayar döşemesi mi?	The IT Crowd The Red Door-1	2006
Yes. Computer planch.	Evet, bilgisayar döşemesi.	The IT Crowd The Red Door-1	2006
Well, if it's a store room,	Eğer depo gibi kullanılıyorsa...	The IT Crowd The Red Door-1	2006
you can store some of this stuff. No! Jen, Jen!	...buradaki bazı şeyleri de koyabilirsiniz. Hayır Jen, Jen!	The IT Crowd The Red Door-1	2006
Look, I know that you wanna make your mark down here and,	Bak, burada kendine ait bir işaret bırakmak istiyorsun...	The IT Crowd The Red Door-1	2006
and that's really sweet, but,	...ve bu çok hoş birşey ama...	The IT Crowd The Red Door-1	2006
you can't just go messing around with the snibbits door room,	Plansız programsız o odaya girip...	The IT Crowd The Red Door-1	2006
willy nilly.	...orayı karıştırmak istemezsin.	The IT Crowd The Red Door-1	2006
You... You can't upset the whole harmony of the place.	Odadaki uyumu bozmak istemezsin.	The IT Crowd The Red Door-1	2006
Harmony! What harmony?	Uyum mu? Hangi uyum?	The IT Crowd The Red Door-1	2006
Look, I know that the place looks like a bit of a mess,	Biliyorum burası biraz dağınık gibi görünüyor olabilir...	The IT Crowd The Red Door-1	2006
but it's actually a very delicate ecosystem.	...ama aslında oldukça hassas bir ekosistem.	The IT Crowd The Red Door-1	2006
Everything is connected.	Herşey birbirine bağlı.	The IT Crowd The Red Door-1	2006
It's like the rainforest.	Yağmur ormanları gibi.	The IT Crowd The Red Door-1	2006
You change one thing,	Bir şeyi değiştirirsen...	The IT Crowd The Red Door-1	2006
even the tiniest bit,	...en küçük şey bile olsa,	The IT Crowd The Red Door-1	2006
and the whole rainforest dies.	...tüm yağmur ormanı ölür.	The IT Crowd The Red Door-1	2006
You don't want the rainforest to die, do you?	Yağmur ormanının ölmesini istemezsin değil mi?	The IT Crowd The Red Door-1	2006
No, I really don't want the rainforest to die.	Hayır, yağmur ormanının ölmesini gerçekten istemem.	The IT Crowd The Red Door-1	2006
That's what will happen if you open the red door.	Kırmızı kapıyı açarsan olacak şey budur.	The IT Crowd The Red Door-1	2006
Hello, I.T., have you tried turning it off and on again?	Merhaba. bilgi İşlem? Kapatıp açmayı denediniz mi?	The IT Crowd The Red Door-1	2006
Ok, but are you sure that it's plugged in?	Tamam, peki kabloların takılı olduğundan emin misiniz?	The IT Crowd The Red Door-1	2006
Ok, well I'll be up in a minute.	Tamam, birazdan orada olurum.	The IT Crowd The Red Door-1	2006
Just a girl on four.	4.kattaki bir kız.	The IT Crowd The Red Door-1	2006
Oh, a job?	Bir iş mi?	The IT Crowd The Red Door-1	2006
Yeah. In a while.	Evet, birazdan.	The IT Crowd The Red Door-1	2006
But why can it wait? She probably needs to get on,	Neden beklesin ki? Belki de bilgisayarını açması lazım.	The IT Crowd The Red Door-1	2006
she needs her computer, you know.	Yani işi için bilgisayarına ihtiyacı vardır.	The IT Crowd The Red Door-1	2006
Yeah well, I am reading a comic.	Tamam ama çizgi roman okuyorum.	The IT Crowd The Red Door-1	2006
I knew it.	Bilirim.	The IT Crowd The Red Door-1	2006
Every time I used to phone I.T. in my last job	Son işimde ne zaman Bilgi İşlem'i arasam...	The IT Crowd The Red Door-1	2006
it's a good couple of hours before someone got to me.	...birinin gelmesi için kesin birkaç saat geçerdi.	The IT Crowd The Red Door-1	2006
That is how we do it.	İşi yapış şeklimiz bu.	The IT Crowd The Red Door-1	2006
You can't go up straight away	Doğruca yukarıya gidemezsin...	The IT Crowd The Red Door-1	2006
or they'll all expect it.	...hepsi seni beklerken.	The IT Crowd The Red Door-1	2006
You're killing the rainforest!	Yağmur ormanını öldürüyorsun!	The IT Crowd The Red Door-1	2006
Stop saying that!	Bunu söylemeyi bırak!	The IT Crowd The Red Door-1	2006
Look there's more than that: me and this girl,	Dahası da var: Ben ve bu kız.	The IT Crowd The Red Door-1	2006
I asked her out once,	Bir keresinde çıkma teklif ettim,	The IT Crowd The Red Door-1	2006
she said no, it all got a little bit embarrassing	...hayır dedi ve biraz utanç verici oldu.	The IT Crowd The Red Door-1	2006
and ever since then, whenever I go up,	....ve ondan sonra ne zaman yukarı çıksam...	The IT Crowd The Red Door-1	2006
she treats me like I'm some sort of sexually frustrated cretin.	... cinsel açıdan hüsrana uğramış aptal bir tacizciymişim gibi bakıyor.	The IT Crowd The Red Door-1	2006
Get up there now, please.	Yukarıya git şimdi, lütfen.	The IT Crowd The Red Door-1	2006
You're not the head of this department.	Sen bu servisin sorumlusu değilsin.	The IT Crowd The Red Door-1	2006
No, I'm relationship manager.	Hayır, ben ilişkiler yöneticisiyim.	The IT Crowd The Red Door-1	2006
I'm the one you gets the complaints.	Sizin için gelen şikayetleri dinleyen benim .	The IT Crowd The Red Door-1	2006
I'm the one who gets in trouble.	Başı belaya giren benim.	The IT Crowd The Red Door-1	2006
I'm the one whose name is on the line...	En sonda ismi olan benim...	The IT Crowd The Red Door-1	2006
Oh God! All right,	Tanrım, peki...	The IT Crowd The Red Door-1	2006
I will go up just to shut you up.	..sırf çeneni kapatasın diye yukarı çıkacağım.	The IT Crowd The Red Door-1	2006
There's someone under here.	Aşağıda biri var.	The IT Crowd The Red Door-1	2006
Did you get it fixed?	Tamir edilmiş mi?	The IT Crowd The Red Door-1	2006
Well, left him to it.	Yapması için çıkmıştım.	The IT Crowd The Red Door-1	2006
Do what you need and just go.	Ne gerekiyorsa yap ve git dedim.	The IT Crowd The Red Door-1	2006
This flipping circuit board, Jen,	Bu devre tahtasına bak, Jen,	The IT Crowd The Red Door-1	2006
Some chump has run the data line right through the power supply.	Salağın biri veri yolunu güç kaynağının yanından geçirmiş.	The IT Crowd The Red Door-1	2006
Amateur hour!	Amatör saati!	The IT Crowd The Red Door-1	2006
I've got tears in my eyes.	Gözümden yaş geldi.	The IT Crowd The Red Door-1	2006
Roy's stuck under a desk.	Roy masanın altında kalmış.	The IT Crowd The Red Door-1	2006
Stuck under a desk?!	Masanın altında mı kalmış?!	The IT Crowd The Red Door-1	2006
Yes. It is an unusual text, isn't it? It's not just me?	Evet. Alışılmadık bir cümle, değil mi? Sadece ben değilmişim.	The IT Crowd The Red Door-1	2006
No, it's unusual.	Alışılmadık bir cümle.	The IT Crowd The Red Door-1	2006
I'd best investigate.	Gidip bir araştırayım.	The IT Crowd The Red Door-1	2006
You investigate.	Sen gidip araştır.	The IT Crowd The Red Door-1	2006
I'll hold the fort.	Kaleyi ben korurum.	The IT Crowd The Red Door-1	2006
It's a bucket of fried chicken.	Bir kova kızarmış tavuk.	The IT Crowd The Red Door-3	2006
Look, I know that the place looks like a bit of a mess,	Biliyorum burası biraz dağınık gibi görünüyor olabilir...	The IT Crowd The Red Door-3	2006
Amateur hour!	Amatör saati!	The IT Crowd The Red Door-3	2006
Listen, I'm really sorry about your hand.	Elin için gerçekten üzgünüm.	The IT Crowd The Red Door-5	2006
Oh, don't worry about it. I must have cut it when I swooned.	Dert etme. Bayılırken kesilmiş olmalı.	The IT Crowd The Red Door-5	2006
I startled you a bit.	Seni biraz korkuttum.	The IT Crowd The Red Door-5	2006
I didn't know there were anyone else down here.	Burada başka birinin olduğunu bilmiyordum.	The IT Crowd The Red Door-5	2006
I thought it was just the three of us.	Sadece üçümüz varız zannediyordum.	The IT Crowd The Red Door-5	2006
I often work at nights so, perhaps that's why you haven't seen me.	Gece geç saatlere kadar çalışıyorum, belki ondan beni hiç görmemişsindir.	The IT Crowd The Red Door-5	2006
Gosh, it's very cold in here, isn't it?	Vay canına, burası baya soğuk, değil mi?	The IT Crowd The Red Door-5	2006
Keep these things cool.	Bu şeyleri serin tutuyor.	The IT Crowd The Red Door-5	2006
Yes, what are they?	Evet. Ne bunlar?	The IT Crowd The Red Door-5	2006
They have put me in charge of them.	Onları kontrol etmem için beni buraya koydular.	The IT Crowd The Red Door-5	2006
Moss and Roy.	Moss ve Roy.	The IT Crowd The Red Door-5	2006
I don't know any of these stuff even does.	...buradaki aletlerin ne yaptığı bile bilmiyorum.	The IT Crowd The Red Door-5	2006
What's going on there?	Burada neler oluyor?	The IT Crowd The Red Door-5	2006
Is it good that it's doing that?	Bunu yapması iyi birşey mi?	The IT Crowd The Red Door-5	2006