Search
English Turkish Sentence Translations Page 164926
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Three months. | 3 ay. Üç ay oldu. 3 ay | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
You keep me waiting three months. | Beni 3 aydır bekletiyorsun. Beni üç aydır oyalayıp duruyorsun. beni 3 ay bekle | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Fifty is a discount. | 50 bin indirimli hali. 50 bin indirimli hâli. Sikerim öyle indirimi! 50 zaten bir indirim | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Fifty is a fuck you. | 50 bini sikerim. 50 cehenneme kadar yolun var | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
You and Freezy better get your story straight. | Sen ve Freezy hikayenizi düzgün anlasanız iyi olur. Dondurmacı ile ağzınız bir olsa iyi olur. sen ve Freezy'in doğru düzgün bir hikayeniz olsun | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Leo,I just want to go home. | Leo, sadece ve gitmek istiyorum. Leo, ben evime gitmek istiyorum sadece. Leo ben sadece eve gitmek istiyorum | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
I just want my money. | Sadece paramı istiyorum. Paramı istiyorum. sadece paramı istiyorum | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
You got some pair of balls. | Aslında taşaklı adamsın. Biraz taşaklı bir adamsın. bir çift topun var | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
You fuck up a job and now you want your money. | Hem işin içine sıçıp hem de paranı istiyorsun. İşin içine sıçtın, şimdi de gelmiş paranı istiyorsun. işin içine ettiniz ve şimdi paranızı istiyorsunuz | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
No, now that Roy knows I hired you, | Hayır, Roy sizi kiraladığımı biliyor, Ama olmaz, Roy sizi benim kiraladığımı biliyor. hayır ROy şimdi biliyor seni işe aldığımı | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
you get nothing. | hiç bir şey almayacaksınız. Hiçbir şey alamayacaksın. sana hiçbirşey yok | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Give me the money, Leo. | Parayı ver, Leo. Parayı ver Leo. bana parayı ver Leo | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Get the fuck out of my car, Polack. | Arabamdan çık, Polack. Arabamdan siktir git Polonyalı. arabamdan defol Polack | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Yeah! | Evet! Dur! Sakın! evet! | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Hey, don't you fucking do that. | Hey, bunu düşünme bile. Sakın öyle bir şey yapayım deme! hey, lanet olası bunu yapamazsın | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
You don't fucking do that. You're a dead man. | Bunu yapmaya kalkarsan, ölü bir adam olursun. Bunu yaparsan, seni gebertirim. kahretsin yapma bunu sen öldün siktiğim | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Look, you're good at what you do. Okay? | Bak, Yaptığın işte iyisin. Tamam mı? Bak, işinin ehli bir adamsın. Tamam mı? bak, her yaptığın işte iyisin tamam? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Don't fuck it up any more than you already have. | İşleri şu anki halinden daha berbat duruma getirme. Artık daha fazla sıçıp batırma. yaptığından daha fazla işin içine sıçma | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Now just get out of here. Go. | Sadece çek git buradan. Git. Şimdi git buradan. Yürü. artık buradan defol! | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Go home to your family. | Evine, ailene git. evine ailenin yanına git | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Life can be very random sometimes. | Hayat bazen çok rastgele olabilir. Hayat bazen tesadüflerle dolu olabiliyor. hayat kimi zaman gelişigüzel olabilir | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Yeah. You're right. | Evet. Haklısın. evet haklısın | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
What the fuck? | Hay sikeyim? Ne oluyor lan? lanet olsun? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Goddamn it! | Lanet olsun! Allah kahretsin | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
You fuck! You fuck! | Senin pislik! Seni pislik! Amına koyayım senin! Amına koyayım! siktiğim lanet olsun | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
(Betsy, on phone) Hello? Betsy'? You paged me'? | Selam? Betsy? Çağrı cihazımı aradın? Alo. Betsy. Beni aramışsın. alo? Betsy? bana çağrı attın? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Yes, Daddy. | Evet, babacığım. Evet, babacığım. Anabel kaza geçirdi. Hastanede şu anda. evet babacığım | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
There was an accident. It's Anabel. She's in the hospital. | Bir kaza oldu. Anabel. Şu anda hastanede. bir kaza olmuş Anabel hastanede | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
What happened, honey? | Ne oldu, tatlım? Nasıl oldu canım? ne oldu tatlım? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
It was a hit and run. | Birisi arabayla çarpıp kaçmış. Biri çarpıp kaçtı. Glen Heights Hastanesi'ndeyiz. çarpıp kaçmışlar | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
We're at Glen Heights Hospital. | Glen Heights Hastanesi'ndeyiz. Glen Heights hastanesindeyiz | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Come on. | Haydi. haydi gel | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Come now, please! | Çabuk gel, lütfen! şimdi gel lütfen | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Honey. Hey. | Tatlım. Hey. Canım. Merhaba. tatlım hey | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Hey, sweetie. Come here. [crying] | Tatlım. Buraya gel. Tatlım, gel buraya. hey tatlım buraya gel | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Come here, sweetie. I'm sorry. I'm so sorry. | Buraya gel, tatlım. Üzgünüm. Çok üzgünüm. Gel buraya tatlım. Üzgünüm, çok üzgünüm. buraya gel canım üzgünüm çok üzgünüm | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Hey. That's my | Bu benim... hey o benim,,, | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
I'm going to go in, okay. Okay. | İçeri gideceğim, tamam mı. Tamam. Ben içeri bakacağım, tamam mı? Tamam. içeri girmeye çalışacağım tamam mı tamam | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Just sit down. Sit down. | Sadece otur. Otur. Sen otur burada. sadece otur otur | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
This is the end of it. | Bu son. Bu iş burada bitiyor. bu onun sonu | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
There ain't going to be nothing else to be afraid of. | Başka korkulacak bir şey olmayacak. Bundan sonra korkulucak bir şey olmayacak. burada korkulacak hiçbirşey yok | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
I promise. | Söz veriyorum. söz veriyorum | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
[sniff] I didn't know I was supposed to be afraid. | Korkmam gerektiğini bilmiyordum. Korkmam gereken bir şey olduğundan haberim yoktu. ben bilmiyordum aslında korkmam gerektiğini | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
What did the cops say? Uh, they say a hit and run, no witnesses? | Polisler ne dedi? Vurup kaçmış mı? Şahit yok muymuş? Polisler ne dedi? Biri çarpıp kaçmış, görgü tanığı falan yok muymuş? polisler ne diyor? onlar çarpıp kaçtıklarını söylüyorlar. görgü tanığı yok mu? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Did they get a make and model on the car? | Arabanın şeklini ve modelini öğrenmişler mı? Arabanın markasını falan biliyorlar mı? arabanın modelini biliyorlar mı? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
I don't know. Well, didn't you talk to them? | Bilmiyorum. Onlarla konuşmadın mı? Bilmiyorum. Onlarla konuşmadın mı? bilmiyorum peki onlarla konuşmadın mı? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
This was done on purpose. | Bilinçli yaptılar. Kasıtlı yapılmış bir şey bu. Yolda kızı bekliyorlardı Ritchie. bu kasıtlı yapılmış birşey | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
They were just waiting for her, Ritchie. | Orada kızımız için bekliyorlardı, Ritchie. onlar sadece onun için bekliyorlardı Ritchie | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Three blocks from our house. | Evimizden 3 blok ötede. Evimizden üç blok ötede. sadece bizim evden 3 blok | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
No, don't you touch her. | Hayır, ona dokunma. Hayır, sakın dokunma ona. hayır. ona dokunmadın mu | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
I'm going to find out who did this. | Bunu yapanı bulacağım. Ben gidip bunu yapanları bulacağım. Bulsan iyi olur. bunu kimlerin yapacağını bulacağım | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Yeah, you better. | Evet, bulsan iyi olur. hey iyi olur | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Oh, my God. | Oh, Tanrım. Tanrım. oh Tanrım | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
I'm sorry. I'm sorry! I'm sorry! | Üzgünüm. Üzgünüm! Üzgünüm! Özür dilerim. Özür dilerim! Özür dilerim! üzgünüm üzgünüm! üzgünüm! | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Sorry! I'm sorry! | Üzgünüm! Üzgünüm! Özür dilerim! Özür dilerim! üzgünüm üzgünüm! | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
You're looking a little pale, Polack. How are you? | Soluk gözüküyorsun, Polack. Nasılsın? Biraz solgun görünüyorsun Polonyalı. İyi misin? biraz solgun görünüyorsun Polack. nasılsın? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
I'm not sure. Why are you all cleaned up? | Emin değilim. Neden her şeyini temizleyip düzene sokma ihtiyacı hissettin? Bilmiyorum. Saçlarını niye kestin? Belki bu sana bir ipucu verir. emin değilim ne için hepsini temizlediniz? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Yeah, well, let me give you a clue. | Evet, peki, sana bir ip ucu vereyim. evet peki sana ipuçu vermeme izin ver | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
We both should be scared shitless. | İkimizde iliklerimize kadar korkmalıyız. İkimizin de ödünün kopması lazım aslında. biz ikimiz korkmak zorundayız | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Well, they're not looking for an ice cream truck. | Dondurma satan bir kamyonet aramıyorlar. Dondurma arabasının peşinde değiller en azından. peki, onlar dondurma kamyonunu aramıyorlar. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
I know, they're looking for the Iceman. | Biliyorum, Buzadam'ı arıyorlar. Biliyorum, Buz Adam'ı arıyorlar. Şanslı piç. biliyorum onlar buz adamı arıyorlar | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Lucky son of a bitch. | Şanslı piç. şanslı oruspu çocuğu | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
I ought to charge you royalties for headlines like that. | Böyle gazete manşetleri için senden telif ücreti talep etmeliyim. Böyle manşetler için senden telif ücreti almam lazım aslında. seni bunun gibi başlıklarla dürüstlükle doldurabilirim | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
That was your friend, right? Guy outside the club? | Arkadaşındı değil mi? Kulübün dışında karşılaştığımız adam? O herif arkadaşındı değil mi? Gece kulübünde karşılaştığınız. senin arkadaşındı doğru mu? adam Klubün dışında? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Yeah, but he's not my friend. | Evet, ama arkadaşım değil. Evet ama pek arkadaş sayılmayız. Hadi ya. evet ama benim arkadaşım değil | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
No shit. | Hadi canım. hayır lanet olsun | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Listen, it's only a matter of time now. | Dinle, artık sadece zaman meselesi. Bak, artık her an her şey olabilir. dinle, birtek zamanın sorunu bu | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Roy knows he's a dead man unless you come forward on Leo Marks. | Roy, Leo Marks cinayetini senin üzerine atamazsa ölü bir adam olduğunu biliyor. Sen Leo Marks'ı öldürdüğünü söylemediğin sürece ihale Roy'a kalacak. sen Leo Marks a doğru gelmezsen Roy öleceğini biliyor | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
He's got to prove you pulled the trigger. | Tetiği senin çektiğini kanıtlamak zorunda. Tetiği çekenin sen olduğunu kanıtlaması lazım. bunu sana tetiği çekerek kanıtlayacak | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
My wife. Our kids. | Karım. Çocuklarımız. Karım. Çocuklarımız. Hepsi bizim için birer tehdit şimdi. karım çocuklarımız | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
They're all fucking threats now. | Şimdi hepsi benim için birer tehdit. onların hepsi lanet olası tehditin altındalar | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Doesn't matter if they love you | Seni sevmeleri veya Senin bir katil olduğunu düşünürlerse, seni sevdikleri sorun değil | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
if they think you're a murderer. | katil olduğunu düşünmeleri bir şey fark etmez. eğer katil olduklarını düşünürlerse | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Maybe there's a way we can do each other a favor. | Belki birbirimize birer iyilik yapabiliriz. Belki birbirimize bir iyilik yapabiliriz. Nasıl? belkide birbirimize iltimas yapabileceğimiz bir yol vardır | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Kill my family. | Ailemi öldür. ailemi öldür! | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
You kill mine, I'll kill yours. | Sen benimkini öldür, ben seninkini öldüreyim. Sen benim ailemi öldür, ben de seninkini öldüreyim. benimkisini öldüreceksin ve bende seninkileri. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
I know where you live. I wouldn't even wake you up. | Nerede yaşadığını biliyorum. Seni uyandırmam bile. Nerede oturduğunu biliyorum, seni uyandırmadan hallederim işimi. nerede yaşadığını biliyorum seni uyandırmayacağım bile | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Listen, the way I see it, it's a lose lose. | Dinle bana göre, iki durumda da kaybediyoruz. Bana göre her halükarda kaybeden biz oluyoruz. dinle, onu gördüğümde o bir kayıptır | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Either we get pinched, or Roy finds us. | Ya Roy bizi bulur ve canımıza okur. Kalırsak, ya polis bizi yakalar ya da Roy. biz sıkıştırıldığımızda veya Roy bizi bulduğunda | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Either way, we go away and everybody suffers. | Ya da, kaçarız ve herkes acı çeker. Kaçırsak da herkes acı çeker. her iki şekilde biz defolacağız ve herkes acı çekecek | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
How do you know? What? | Nerden biliyorsun? Neyi? Nereden biliyorsun? Neyi? nasıl biliyorsun? neyi? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
How do you know where I live? | Nerde yaşadığımı nerden biliyorsun? Oturduğum evi nereden biliyorsun? Bilirim tabii ki, sen söylemiştin. nerede yaşadığımı nasıl öğrendin? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Course I know where you live. You mentioned it. | Herhalde nerede yaşadığını bileceğim. Bahsetmiştin. elbette nerede yaşadığını biliyorum sen ima ettin | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Nah. I never told you that. | Hayır. Bunu sana hiç söylemedim. Hayır. Sana böyle bir şeyi hayatta söylemem. hayır sana asla söylemedim | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Fuck! | Siktir! Siktir! Derdin ne lan senin! siktir! | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Get your hand out of your pocket. | Ellerini ceplerinden çıkar. Ellerini cebinden çek. Mendil çıkarıyorum amına koyayım. elini cebinden çıkar | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
I'm getting a fucking tissue. | Mendil alıyorum. duygusallaşıyorum | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Relax! | Sakin ol! Sakinleş! gevşe! | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Fuck! Jesus Christ! | Siktir! Yüce İsa! Hay sikeyim! Hayret bir şey! lanet olsun! Yüce Tanrım! | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
You know, considering your nerves | Bu kadar sinirli oluşunu göz önüne alırsak Senin bu sinirli tavırlarından sonra... sinirini nasıl güz önünde bulundurduğunu biliyorsun | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
maybe we should renegotiate our little partnership, pal. | küçük ortaklığımızı yeniden gözden geçirmeliyiz. ...belki de ortaklığımızı tekrar gözden geçirmeliyiz dostum. belkide ortaklığımızı tekrar gözden geçirmeliyiz | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
(Pronge) Can I blow my nose now? Jesus Christ. | Şimdi burnumu temizleyebilir miyim? Yüce İsa. Burnumu silebilir miyim artık? Hayret bir şey! burnumu temizleyebilir miyim şimdi? tanrım. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
What's up, Ritchie? | Neler oluyor, Ritchie? N'aber Ritchie? naber Ritchie? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Shit. Hey. I'm fucking exhausted. | Hassiktir! Çok yorgunum. Hassiktir. Çok yorgunum. lanet olsun çok yorgunum | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
How do you know this guy? | Bu herifi nerden tanıyorsun? Bu adamı nereden tanıyorsun? bu adamı nasıl tanıyorsun? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
He used to work with me. Yeah? | Eskiden benimle çalışırdı. Öyle mi? Eskiden beraber çalışırdık. Öyle mi? benimle çalışırdı. evet? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Chopping twenties at the store. | Dükkanda yirmilikleri doğrardık. Dükkanda beraber takılırdık. dükkanda 20likleri damgalardı | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Sister used to work for a chemist, so he's probably your best bet. | Kız kardeşi eskiden bir kimyacıyla çalışırdı. En iyi seçeneğin o. Kardeşi de eskiden eczanede çalışıyordu, yani adam elindeki en iyi şans. kız kardeşi kimyacı için çalışırdı böylece senin en iyi iddian | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
You trust him? | Ona güveniyor musun? Bu adama güveniyor musun? Güveniyor muyum? Evet, galiba. ona güveniyor musun? | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |
Do I trust him? Yeah, I guess. | Ona güveniyor muyum? Evet, sanırım. ona güveniyor muyum? evet galiba.. | The Iceman-1 | 2012 | ![]() |