Search
English Turkish Sentence Translations Page 164231
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| In the shoe department at Bergdorf's. | Bergdorf'un ayakkabı reyonunda. | The Guru-1 | 2002 | |
| She has searched for the perfect diet, the perfect rock star boyfriend. | Mükemmel diyeti aradı, en iyisinden rock yıldızı bir erkek arkadaş aradı. | The Guru-1 | 2002 | |
| It seems Lexi will search for anything except steady employment. | Sürekli bir iş dışında aranabilecek ne varsa aradı. | The Guru-1 | 2002 | |
| So, dear Lexi, in honour of your current fixation... | Sevgili Lexi, son takıntının şerefine... | The Guru-1 | 2002 | |
| I give you Swami Bu. | sana Swami Bu'yu çağırıyorum. | The Guru-1 | 2002 | |
| VIJAY: Swami Bu has gone to another dimension. | Swami Bu başka bir boyuta göçtü. | The Guru-1 | 2002 | |
| I swear she was 16. | Yemin ederim, kız 16 yaşındaydı. | The Guru-1 | 2002 | |
| Mrs. Von Austerberg is going to kill me! | Bayan Von Austerberg beni öldürecek! | The Guru-1 | 2002 | |
| She paid a lot of money for a swami, and now we have no swami. | Swami'ye kucak dolusu para döktü, ama ortada swami falan yok. | The Guru-1 | 2002 | |
| We have jack shit! Or we don't have jack shit. | Elimizde bir bok yok! Yoksa var mı? | The Guru-1 | 2002 | |
| I don't know which one it is! | Doğrusu hangisi, bilmiyorum! | The Guru-1 | 2002 | |
| What we do have is a drunk bastard. You.... | Elimizde sarhoş bir herif var. Sen... | The Guru-1 | 2002 | |
| Didn't I fire you? | Seni kovmamış mıydım? | The Guru-1 | 2002 | |
| Rasphal, I was just wondering about my job. | Rasphal, işime dönmek istiyorum. | The Guru-1 | 2002 | |
| You really want your job back? | İşine dönmek mi istiyorsun? | The Guru-1 | 2002 | |
| RASPHAL: Mr. Ramu "Tom Cruise" Gupta? | Bay Ramu ''Tom Cruise'' Gupta! | The Guru-1 | 2002 | |
| CHANTAL: Swami Bu! | Swami Bu! | The Guru-1 | 2002 | |
| Swami Bu! | Swami Bu! | The Guru-1 | 2002 | |
| I'm conjuring up a swami. | Bir swami çağırıyorum. | The Guru-1 | 2002 | |
| CHANTAL: Here he is. Ladies and gentlemen, Swami Bu. | İşte geldi. Bayanlar baylar, Swami Bu. | The Guru-1 | 2002 | |
| Not long ago... | Kısa bir süre önce... | The Guru-1 | 2002 | |
| a wise man told me that all people care about is sex and money... | bilge bir kişi bana herkesin tek derdinin seks ve para... | The Guru-1 | 2002 | |
| and opera. | ve opera olduğunu söyledi. | The Guru-1 | 2002 | |
| Now, myself, I don't have any money... | Bana gelince, benim param yok... | The Guru-1 | 2002 | |
| well, because I'm a swami, and... | çünkü bir swami'yim... | The Guru-1 | 2002 | |
| swamis don't like opera, because... | ve swami'ler operadan hoşlanmaz, çünkü... | The Guru-1 | 2002 | |
| well, you can't dance to it. | orada dans edemezsiniz. | The Guru-1 | 2002 | |
| So I will talk to you about sex. | O yüzden size seksten söz edeceğim. | The Guru-1 | 2002 | |
| What'd you pay for this? | Buna kaç para verdin? | The Guru-1 | 2002 | |
| God, is it hot in here. | Tanrım, amma sıcak. | The Guru-1 | 2002 | |
| God. | Tanrı... | The Guru-1 | 2002 | |
| God wants us to have sex. | Tanrı seks yapmamızı ister. | The Guru-1 | 2002 | |
| And if God wants us to have sex, then, well, it can't be bad... | Eğer Tanrı seks yapmamızı istiyorsa, o zaman bu kötü bir şey olamaz. | The Guru-1 | 2002 | |
| because the universe isn't run by a big old perv. | Zira evreni yöneten, koca bir sapık değildir. | The Guru-1 | 2002 | |
| Glad he cleared that up. | Bunu söylemesi iyi oldu. | The Guru-1 | 2002 | |
| Your naked body... | Çıplak vücudunuz... | The Guru-1 | 2002 | |
| is like a costume that you wear to be yourself. | kendiniz olmak üzere giydiğiniz bir kostümdür. | The Guru-1 | 2002 | |
| Be comfortable... | Çıplaklığınızla... | The Guru-1 | 2002 | |
| in your nakedness. | barışık olun. | The Guru-1 | 2002 | |
| The most powerful sexual organ God gave you... | Tanrı'nın size bahşettiği en güçlü cinsel organ... | The Guru-1 | 2002 | |
| is your brain. | beyninizdir. | The Guru-1 | 2002 | |
| RAMU: Think about it. | Bunu düşünün. | The Guru-1 | 2002 | |
| Are you thinking? | Düşünüyor musunuz? | The Guru-1 | 2002 | |
| My whole body is about to think. | Bütün vücudum düşünmeye başladı. | The Guru-1 | 2002 | |
| And like roses are made to open, so must you. | Nasıl ki güller açılmak için yaratıldı, siz de öyle olmalısınız. | The Guru-1 | 2002 | |
| You must open your rosebud. | Goncanızı açmalısınız. | The Guru-1 | 2002 | |
| Dance is like love. | Dans, aşk gibidir. | The Guru-1 | 2002 | |
| Follow your inner beat. | İçinizdeki ritme uyun. | The Guru-1 | 2002 | |
| Is he doing the Macarena? Looks like it. | Macarena mı yapıyor? Öyle görünüyor. | The Guru-1 | 2002 | |
| Wait, isn't that the.... | Baksana, bu şey değil mi... | The Guru-1 | 2002 | |
| I think it's one of those dervish, spiritual, trance dance things. | Galiba ruhani bir derviş trans dansı. | The Guru-1 | 2002 | |
| VIJAY: Excellent. Come on. | Harika. Hadi. | The Guru-1 | 2002 | |
| I thought we were just going to do some light chanting. | Hafif bir şeyler söyleyeceğimizi sanıyordum. | The Guru-1 | 2002 | |
| ALL: Bravo. | Bravo. | The Guru-1 | 2002 | |
| The Macarena, man. | Macarena ha! | The Guru-1 | 2002 | |
| We're going clubbing. You want to come? | Kulübe gidiyoruz. Gelmek ister misiniz? | The Guru-1 | 2002 | |
| Unless it's against your religion or something. | Dininize aykırı değilse tabii. | The Guru-1 | 2002 | |
| No, my religion believes in clubbing. | Hayır, dinimde kulüplere yer vardır. | The Guru-1 | 2002 | |
| LEXl: Swami Bu. RAMU: Call me Ramu. | Swami Bu. Bana Ramu de. | The Guru-1 | 2002 | |
| Candles. We need candles. | Mumlar. Mum lazım. | The Guru-1 | 2002 | |
| You can't have spiritual sex without candles. | Mum olmadan ruhani seks olmaz. | The Guru-1 | 2002 | |
| You must use a lot of candles in lndia. | Hindistan'da çok mum kullanıyorsunuzdur. | The Guru-1 | 2002 | |
| When the electricity goes out. | Elektrikler kesilince. | The Guru-1 | 2002 | |
| Undress me slowly, spiritually... | Beni yavaş yavaş soy, ruhani bir şekilde... | The Guru-1 | 2002 | |
| Iike a goddess. | Aileni düşün, ne kadar gurur duyacaklar. bir tanrıça gibi. | The Guru-1 | 2002 | |
| Pretend I'm Vishnu. | Farz et ki ben Vişnu'yum. | The Guru-1 | 2002 | |
| Vishnu is a man. | Vişnu erkektir. | The Guru-1 | 2002 | |
| Kali? | Ya Kali? | The Guru-1 | 2002 | |
| Kali is the goddess of death and destruction. | Kali ölüm ve yıkım tanrıçasıdır. | The Guru-1 | 2002 | |
| LEXl: Okay. Death and destruction. | Pekala. Ölüm ve yıkım. | The Guru-1 | 2002 | |
| LEXl: We need music. | Müzik lazım. | The Guru-1 | 2002 | |
| Not really, no. | Şart değil. | The Guru-1 | 2002 | |
| It's the Guatemalan Boys Choir. | Guatemala Erkek Çocuklar Korosu. | The Guru-1 | 2002 | |
| They're deaf. | Hepsi de sağır. | The Guru-1 | 2002 | |
| I'm having sex with a guru. | Bir guruyla seks yapıyorum. | The Guru-1 | 2002 | |
| Cha.kh le. | Tadına bak. | The Guru-1 | 2002 | |
| It's so powerful. | Çok güçlü bir şey. | The Guru-1 | 2002 | |
| I can stand alone. | Tek başıma durabiliyorum. | The Guru-1 | 2002 | |
| It feels like we're doing it. Right now. | Sanki yapıyormuşuz gibi. Tam şu anda. | The Guru-1 | 2002 | |
| From there, it's like.... It feels like we're doing it. | Sanki oradan... Sanki yapıyormuşuz gibi. | The Guru-1 | 2002 | |
| Right now, from there, it's like you're pulsating through me. | Şu anda, oradasın, ama sanki içimde titreşiyorsun. | The Guru-1 | 2002 | |
| It's better from here. Trust me. | Buradan daha iyi olur. İnan bana. | The Guru-1 | 2002 | |
| Oh, Guru, what is the most sacred position? | En kutsal pozisyon hangisidir guru? | The Guru-1 | 2002 | |
| You may find this hard to believe, but in lndia guru sex is very fast. | İnanmak zor gelebilir, ama Hindistan'da guru seksi çok hızlıdır. | The Guru-1 | 2002 | |
| What about the slow chanting 200 position sex? | Ya ağır tempolu 200 seks pozisyonu? | The Guru-1 | 2002 | |
| That's Tibet. | O Tibet'te. | The Guru-1 | 2002 | |
| Where I come from, we do it very fast. Like wild monkeys at sundown. | Bizim oralarda bu işler çok hızlı olur. Gün batımındaki vahşi maymunlar gibi. | The Guru-1 | 2002 | |
| And if we don't, the evil spirits might grab our tails... | Aksi halde kötü ruhlar bizi kuyruğumuzdan yakalayıp... | The Guru-1 | 2002 | |
| and throw us into the next jungle. | ormana fırlatabilir. | The Guru-1 | 2002 | |
| You know what? Don't get me started. | Bak ne diyeceğim... Beni tahrik etme. | The Guru-1 | 2002 | |
| You know what Father Flanagan says: | Peder Flanagan ne der biliyorsun... | The Guru-1 | 2002 | |
| "How you gonna teach kids values if you haven't lived them yourself?" | ''İnsan kendi uygulamadığı değerleri çocuklarına nasıl öğretir?'' | The Guru-1 | 2002 | |
| RUSTY: Will you hate me if I make you wait? SHARRONA: No, I love you. | Beklemeni istesem bana kızar mısın? Hayır, seni seviyorum. | The Guru-1 | 2002 | |
| I'm proud to save myself for you. | Kendimi sana saklamaktan gurur duyuyorum. | The Guru-1 | 2002 | |
| You know what? You're the best. | Biliyor musun? Sen mükemmelsin. | The Guru-1 | 2002 | |
| RUSTY: Honey, can I ask you a question? | Tatlım, sana bir soru sorabilir miyim? | The Guru-1 | 2002 | |
| How does a nice, Catholic schoolgirl like you... | Senin gibi cici bir Katolik kız... | The Guru-1 | 2002 | |
| Iearn how to make all those sexy little sounds? | Tabii. Bayan Von Austerberg çok titizdir. | The Guru-1 | 2002 | |
| Well, me and my friends used to practice kissing. | Arkadaşlarımla öpüşme provası yapardık. | The Guru-1 | 2002 | |
| On our hands. | Ellerimizi öperdik. | The Guru-1 | 2002 |