Search

English Turkish Sentence Translations Page 163730

English	Turkish	Film Name	Film Year	Details
Lisbeth tried several times to tell the authorities	Lisbeth bir kaç defa yetkililere	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
of Zalachenkos' assault on her mother	Zalachenko'nun annesine saldırdığını anlatmış ama hiç kimse 12 yaşındaki bir	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
But no one took the ten year old girls' allegations seriously.	kız çocuğunun suçlamalarını ciddiye almamış.	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
Only when she tried to kill her father	Annesini kurtarmak için babasını öldürmeyi denediğindeyse	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
To save her mother, did society react.	yetkililer harekete geçmiş.	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
But not by arresting and punishing Alexander Zalachenko.	Ama Alexander Zalachenko'yu yargılamak için değil.	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
Instead, Lisbeth was punished.	Lisbeth'i cezalandırmak için.	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
at the age of twelve she was forcibly taken away and locked up	Yirmi yaşına kadar Uppsala'daki St. Stephen's Psikiyatri Hastanesi'nde	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
At St. Stephen's Psychiatric Hospital in Uppsala.	zorla kilit altında tutulmuş.	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
I tried to explain what happened to Peter Teleborian	Peter Teleborian'a neler olduğunu anlatmaya çalıştım	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
But he would not listen and claimed that I fantasized.	ama o beni dinlemedi ve fanteziler kurmakla suçladı.	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
I was strapped to the bed as a punishment.	Ceza olarak yatağıma bağlandım.	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
During the two years I was locked up	İki yıl boyunca kilit altındaydım	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
I was strapped to my bed for 381 days.	ve bunun 381 günü yatağa bağlı geçti.	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
My assessment stands, whatever the prosecutor decides.	Savcının kararı ne olursa olsun benim görüşüm hala aynı.	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
We just do our job. Want to argue about it.	Biz sadece işimizi yapıyoruz. Bu konuda konuşmak ister misin?	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
What should we discuss?	Neden konuşmalıymışız ki?	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
That door should stay closed!	O kapı kapalı kalmalı! Sağol.	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
I was admitted. You were not here when we arrived.	Benim başvurum vardı. Biz geldiğimizde burada değildin.	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
The prosecutor decided it.	Kararı savcı verdi.	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
Look at me. What did he do?	Bana bak. Sana ne söyledi?	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
It went too far. That won't happen again. I promise you.	Çok ileri gittiler. Bu bir daha olmayacak. Sana söz veriyorum.	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
Take care of his car. No problem.	Arabasıyla sen ilgilen. Sorun değil.	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
We waited for over an hour. Maybe he misunderstood the place.	Bir saatten uzun zaman bekledim. Belki de buluşma yerini bulamadı.	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
But he never showed up. Strange.	Sonuçta gelmedi. Garip.	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
If he contacts you again, you must notify me, immediately.	Eğer seninle tekrar temas kurarsa, hemen bana bildirmelisin.	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
Whose turn is it today? It's Malin's luck, huh?	Bugün kimin sırası? Bugünün şanslısı Malin!	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
Hello. How's it going?	Merhaba. Nasıl gidiyor?	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
Sushi, is that okay? Not fish. Chicken teriyaki for me.	Sushi, olur mu? Balık olmasın. Bana tavuk teriyaki.	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
Are you going to have lunch, Mike? No, I don't have time.	Yiyecek ne istersin, Mike? İstemem, zamanım yok.	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
You sleep with the light on at night. I see you. What am I?	Işıklar açık uyuyorsun. Seni gördüm. Haksız mıyım? Tamam. Erika, sekiz parçaya ne dersin?	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
All right. Erika, eight pieces?	Işıklar açık uyuyorsun. Seni gördüm. Haksız mıyım? Tamam. Erika, sekiz parçaya ne dersin?	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
May I change the battery with you? Mine's flat.	Telefonumun pilini seninkiyle değiştirebilir miyim? Benimki bitmiş.	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
Micke ... Look.	Micke ... Bak.	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
It's anonymous. I think it's the same author as the last one.	İsimsiz. Geçen defakiyle aynı kişi olmalı.	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
Have you had many? I got one last week.	Kaç tane oldu? Geçen hafta bir tane almıştım.	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
Why haven't you said anything? I didn't take it seriously.	Neden hiçbir şey söylemedin? Ciddiye almamıştım.	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
Let's keep it between us, we'll talk about that later.	Şimdilik aramızda kalsın. Bu konuda daha sonra konuşuruz.	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
May I take it there? Take it.	Üç tane alabilir miyim? Al.	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
Will you have eight pieces? I'm not so hungry today.	Sen sekiz parça istiyor musun? Bugün hiç aç değilim.	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
I'll skip it.	Sanırım yemeyeceğim..	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
I was strapped to the bed. Peter Teleborian stood beside it.	Yatağa bağlanmıştım. Peter Teleborian yatağın yanındaydı.	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
He smelled of aftershave. I hated his smell.	Tıraş losyonu kokuyordu. O kokudan nefret ediyordum.	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
He wanted to make me happy on my birthday.	Doğum günümde beni mutlu etmek istiyordu.	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
I hated his voice. I hated his hands.	Sesinden nefret ediyordum. Ellerinden nefret ediyordum.	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
It was the night I was 13 years old.	O gece 13 yaşına girdiğim geceydi.	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
Teleborians' opinion? A draft.	Teleborian'nın görüşü mü? Taslağı.	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
It needs to be processed, but it looks good.	Biraz daha işlenmesi gerekiyor, ama iyi görünüyor.	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
We've had an unexpected problem.	Beklenmedik bir sorun çıktı.	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
Wadensj�� disappeared. disappeared?	Wadensjöö kayboldu. kayboldu?	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
Yes, his wife made a police report in Bromma yesterday.	Evet, karısı dün Bromma'da polise bildirmiş.	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
Last time she saw him was on friday morning.	Onu en son cuma sabahı görmüş.	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
Is there a risk that he defected and told everything?	Taraf değiştirmiş ve her şeyi anlatmış olabilir mi?	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
Would Bertil do it? No, Bertil has always been loyal.	Bertil bunu yapar mı? Hayır, Bertil her zaman sadıktı.	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
I think it feels damn uncomfortable.	Sanırım sadece olanlardan rahatsızlık hissediyor.	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
What is it? We have a problem.	Ne oluyor? Bir sorunumuz var.	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
I checked Teleborians' hard disk and mailbox and found nothing.	Teleborian'ın sabit diskini ve posta kutusunu kontrol ettim. Hiçbir şey bulamadım.	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
Nothing? Nothing about you or the trial.	Hiç mi? Hiç, ne senin ne de dava hakkında.	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
The only thing that can mean anything are short emails from ...	Tek bulabildiğim, eğer bir anlam ifade ederse...	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
... Jonas on Hotmail.	...Jonas'dan gelen kısa e postalar.	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
"PSO 1 clear next week." Dating from 20 September this year.	"PSG 1, haftaya hazır." Bu yıl 20 Eylül'de gönderilmiş.	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
The second is equally brief: "PSO 2 clear tomorrow."	İkincisi de benzer: "PSG 2, yarına hazır."	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
PSO? Psychiatric opinion? Or?	PSG? Psikiyatrik Görüş? ya da?	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
No files? No.	Dosyalar yok muydu? Yok.	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
He hasn't sent anything from his office computer.	Ofisteki bilgisayarından herhangi bir şey göndermemiş.	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
He'll have a laptop with mobile broadband.	İnternete girebildiği bir dizüstü olmalı.	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
It could be difficult to access. But not impossible?	Ulaşmak zor olabilir. Ama imkansız değil?	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
At the right time, everything is possible.	doğru zamanda, her şey mümkündür.	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
I can keep track of his mailbox. Do it. But don't call anymore.	posta kutusunu izlemeye devam edeceğim. Tamam. Ama bir daha arama.	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
SMS messages or email. Okay, bye.	SMS veya e posta gönder. Tamam, hoşçakal.	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
The trial begins on the 13th. The magazine must be ready by then.	Dava aynın 13'inde başlıyor. Dergi de o zamana hazır olmalı.	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
We need to go to press the week before.	Bir hafta önceden baskıya girmeliyiz.	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
How will this be done? We must help each other.	Bunun nasıl yapacağız? Birbirimize yardım etmeliyiz.	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
You and Malin write about Teleborians background and a little about St. Stephens.	Sen ve Marlin Teleborian'ın geçmişi ve St.Stephan's hakkında olanları yazın.	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
Around 30 pages. Is this okay?	30 sayfa kadar. Tamam mı?	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
Yes, it'll be okay. Good.	Evet, tamam olacak. Güzel.	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
There's something else of importance.	Önemli bir konu daha var.	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
I received two anonymous threats by mail	Geçen hafta iki isimsiz	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
Last Week. Thought you should know.	tehdit mesajı aldım. Bilmeniz gerektiğini düşünüyorum.	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
Threats?	Tehdit?	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
Christ! Who the hell sent them?	Tanrım! Kim göndermiş olabilir?	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
Have you notified the police? I don't want the police here.	Polise bildirdin mi? Burada polis istemiyorum.	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
It's a serious threat to Erika.	Bu Erika'ya karşı ciddi bir tehdit.	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
We take it seriously. I don't want to have the police at the office.	Biz de ciddiye alıyoruz. Ama bu ofiste polis istemiyorum.	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
So we'll just sit on it? That's not what I said.	Yani sadece böylece oturacağız? Söylediğim bu değil.	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
Let me fix it my way. How?	Benim halletmeme izin verin. Nasıl?	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
The police don't care about that sort of thing. They don't give a shit!	Polis böyle şeyleri önemsemez. Umurlarında bile olmaz!	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
Please, stop! Oh my God!	Lütfen, durun! Tanrım!	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
May we skip it? No harm was done. Now we leave it.	Belki de boş vermeliyiz? Zarar gören yok. Şimdilik bırakalım.	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
30 pages?	30 sayfa?	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
How about a cup of coffee? Yeah.	Bir bardak kahveye ne dersin? Evet.	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
I have to hurry.	Çok acelem var.	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
Teleborian meets with Jonas at four o'clock at the Center.	Teleborian Jonas ile saat dörtte merkezde buluşacak.	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
What time is it? Half past three.	Şimdi saat kaç? Üç buçuk.	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
Hello. I need to take some blood. I have to go to the toilet first.	Merhaba. Biraz kan almam gerek. Önce tuvalete gitmeliyim.	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
Yes, it's Christer. I'm in the middle of the staircase.	Evet, Ben Christer. Merdivenlerin ortasındayım.	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
Yes, I see you now. I'm just below.	Evet, Seni görüyorum. Sadece izliyorum.	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
Now I can see Teleborian. Christer, go ahead. I'll stop here.	Şimdi Teleborian'ı gördüm. Christer, ben dur diyene kadar ilerle.	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
You should see him soon. Black jacket.	Onu birazdan görmelisin. Siyah ceketli.	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009
I see him now. He's standing there, waiting.	Şimdi görüyorum. Orada duruyor, bekliyor.	The Girl Who Kicked the Hornet's Nest-4	2009