Search
English Turkish Sentence Translations Page 163431
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Talk to me. I thought we were friends. | Konuşsana. Arkadaşız sanmıştım Konuş benimle. Arkadaşın olduğumu sanıyordum. | The Fly II-1 | 1989 | |
| I didn't know... Stay out of my sector! | Bilmiyordum... Benim bölümünden uzak dur! Bilmiyordum. Benim bölümümden uzak dur. | The Fly II-1 | 1989 | |
| You no longer have clearance. | Artık iznin yok Artık giriş iznin yok. | The Fly II-1 | 1989 | |
| (BARKS) | (havlamalar) | The Fly II-1 | 1989 | |
| (DOG WHINES) | (köpek bağırması) | The Fly II-1 | 1989 | |
| BARTOK: Martin. | Martin . Martin. | The Fly II-1 | 1989 | |
| There was an unfortunate incident in the specimens division last night. | Dün gece numuneler bölümünde talihsiz bir olay oldu Dün gece talihsiz bir olay olmuş. | The Fly II-1 | 1989 | |
| Someone broke in and caused some damage. | Biri girip etrafa zarar vermiş Birisi içeri girmiş ve bir takım zarara neden olmuş. | The Fly II-1 | 1989 | |
| You wouldn't know anything about that, would you? | Bununla ilgili bilgin yoktu değil mi? Bununla ilgili birşey bilmiyorsun değil mi? | The Fly II-1 | 1989 | |
| He's lying. | Yalan söylüyor Yalan söylüyor. | The Fly II-1 | 1989 | |
| Of course, he's lying. | Elbette yalan söylüyor Tabiki yalan söylüyor. | The Fly II-1 | 1989 | |
| It seems our Martin is growing up. | Bakıyorum bizim Martin büyüyor Görünüşe göre Martin artık büyüyor. | The Fly II-1 | 1989 | |
| MARTIN: Hi. | Merhaba . Merhaba. | The Fly II-1 | 1989 | |
| BETH: Hi. | Merhaba Merhaba. | The Fly II-1 | 1989 | |
| MARTIN: I'm sorry. | Ben üzgünüm. Özür dilerim. | The Fly II-1 | 1989 | |
| Don't be sorry. | Üzülme Gerek yok. | The Fly II-1 | 1989 | |
| I missed you. | Özledim seni Seni özledim. | The Fly II-1 | 1989 | |
| Come here, I want to show you something. | Gel bak, sana bir şey göstermek istiyorum Buraya gel, sana birşey göstermek istiyorum. | The Fly II-1 | 1989 | |
| Okay, close your eyes. | Tamam, kapat gözlerini Pekala, kapa gözlerini. | The Fly II-1 | 1989 | |
| Ta da! | Ta taaa! Ta da! | The Fly II-1 | 1989 | |
| Oh, gosh. Look at it. | Oh, Tanrım. Şuna bak. Oh tanrım! Şuna bak. | The Fly II-1 | 1989 | |
| Martin, what are you doing? | Martin, napıyorsun? Martin, ne yapıyorsun? | The Fly II-1 | 1989 | |
| You can't do that. | Bunu yapamazsın Bunu yapamazsın. | The Fly II-1 | 1989 | |
| It's all right. | Tamam sorun yok Sorun yok. | The Fly II-1 | 1989 | |
| Initiate the sequence. | Sırayı başlat İşlemi başlat. | The Fly II-1 | 1989 | |
| No, I can't. | Hayır yapamam Hayır, yapamam. | The Fly II-1 | 1989 | |
| Trust me. | Güven bana Güven bana. | The Fly II-1 | 1989 | |
| That's wonderful. How did you do this? | Bu harika Nasıl yaptınki bunu? Bu muhteşem. Nasıl yaptın bunu? | The Fly II-1 | 1989 | |
| I started from scratch. | Çizerek başladım Sıfırdan başladım. | The Fly II-1 | 1989 | |
| Trimble and the rest asked the wrong questions, made the same mistakes. | Trimble ve diğerleri yanlış soruları sordular, aynı hatayı yaptılar Trimble ve diğerleri yanlış soruları soruyorlardı, bazı hatalar yaptılar. | The Fly II-1 | 1989 | |
| They were too close to the problem to see it clearly. | Sorunu görmek için oldukça yaklaşmışlardı Problemi açıkça görmeye çok yaklaşmışlardı. | The Fly II-1 | 1989 | |
| Scientific myopia. | Bilimsel miyopluk Bilimsel miyopluk. | The Fly II-1 | 1989 | |
| They thought of it in terms of methodology, of physics. | Bunun Fiziğin yöntembilimin şartları gereği olduğunu sandılar Metodolojideki terimlere falan göre düşündüler. | The Fly II-1 | 1989 | |
| Absolutes. | Kesinlilikler. Mükemmel. | The Fly II-1 | 1989 | |
| But you have to be able to open your eyes and admire... | Ama sen gözlerini açıp yöntemin güzelliğini... Ama gözlerini açmalı ve | The Fly II-1 | 1989 | |
| ...the beauty of the process. | ...takdir edebilmelisin işlemin güzelliğini takdir etmelisin. | The Fly II-1 | 1989 | |
| Just a little accident. | Sadece küçük bir kaza Küçük bir kaza. | The Fly II-1 | 1989 | |
| Well, it's getting all infected. | Şey, hepsine bulaşıyor Mikrop kapıyor. | The Fly II-1 | 1989 | |
| You'd better have it looked at. | Buna baksan iyi olur Baktırsan iyi olacak. | The Fly II-1 | 1989 | |
| I have to go now. | Benim şimdi gitmem lazım Gitmeliyim. | The Fly II-1 | 1989 | |
| It's just an infection. This antibiotic... | Bu sadece bir enfeksiyon Bu antibiyotik... Sadece basit bir enfeksiyon. Bu antibiyotik... | The Fly II-1 | 1989 | |
| MARTIN: Don't patronize me, Shepard! | Sakın beni koruma, Shepard! Beni korumaya çalışma, Shepard! | The Fly II-1 | 1989 | |
| This is obviously not an infection. | Bu bir enfeksiyon değil belliki Bu sıradan bir enfeksiyon değil. | The Fly II-1 | 1989 | |
| What's going to happen? Will I lose my arm? | Neler oluyor? Kolumu mu kaybedeceğim? Ne olacak? Kolumu kaybedecek miyim? | The Fly II-1 | 1989 | |
| Of course not. Now this injection will clear it up right away. | Elbette hayır. Şimdi bu iğne hemen temizleyecek Tabiki hayır. Şimdi bu iğne orayı temizleyecek. | The Fly II-1 | 1989 | |
| You're going to have to trust me. | Bana güvenmek gerekecek. Size güvenmelisin. | The Fly II-1 | 1989 | |
| MARTIN: I don 't trust you. I want to see Mr. Bartok. | Sana güvenmiyorum Bay Bartok'u görmek istiyorum. Sana güvenmiyorum. Bay Bartok'u görmek istiyorum. | The Fly II-1 | 1989 | |
| There's no doubt. JAINWAY: None at all. | Hiç şüphesiz. Hiç de öyle değil. Şüphe yok. Hepsi bu değil. | The Fly II-1 | 1989 | |
| Early stages of genetic metamorphosis have been showing up on tests. | Genetik metamorfozun ilk aşamaları testlerde görüldü Testlerde her genetik gelişiminin sonuçları görünüyor. | The Fly II-1 | 1989 | |
| His aberrant chromosomes are not dormant. | Anormal kromozomları cansız değil Anormal kromozomları artık hareketsiz değiller. | The Fly II-1 | 1989 | |
| Now that he's reached full maturity, they're growing... | Şu an tam olgunluğa erişti kromozomlar gelişiyor... Artık tüm gelişim evresini tamamladı, onlar büyüyor, | The Fly II-1 | 1989 | |
| ...changing, becoming more defined. | ...değişiyor, daha tanımlı hale geliyor değişiyor, daha farklı birşey oluyorlar. | The Fly II-1 | 1989 | |
| How fast? | Ne hızda? Ne kadar hızlı? | The Fly II-1 | 1989 | |
| Like wild fire. | Hızla ilerleyen bir yangın gibi. Azgın bir yangın kadar. | The Fly II-1 | 1989 | |
| You know what to do, what preparations to make. | Ne yapacağını ne hazırlayacağını biliyorsun. Ne yapman gerektiğini neleri hazırlaman gerektiğini biliyorsun | The Fly II-1 | 1989 | |
| Get on with it. | İdare et durumu. Devam et. | The Fly II-1 | 1989 | |
| (DOOR BUZZES) | (Kapı sesi) | The Fly II-1 | 1989 | |
| SCORBY: You having a problem, Ms. Logan? | Bir problem mi var Bayan Logan? Bir problem mi var, Bayan Logan? | The Fly II-1 | 1989 | |
| My card isn't working, it's not opening the door. | Kartım çalışmıyor, kapıyı açamadım Kartım çalışmıyor. Kapıyı açmıyor. | The Fly II-1 | 1989 | |
| Nothing wrong with your card. It's just not your door anymore. | Kartınızda sorun yok O artık sizin kapınız değil Kartınızda problem yok. Bu kapı artık size ait değil. | The Fly II-1 | 1989 | |
| What're you talking about? It looks like... | Ne diyorsun sen? Bu, sanırım... Ne diyorsun sen? Demek istediğim, artık | The Fly II-1 | 1989 | |
| ...your transfer to the day shift finally came through. | ...gündüz mesaisi yapmanız için transfer edildiniz gece vardiyasından gündüz vardiyasına alındınız. | The Fly II-1 | 1989 | |
| Just like you wanted. | Aynen istediğiniz gibi tıpkı istediğiniz gibi. | The Fly II-1 | 1989 | |
| Systems analysis? | Sistem analizi mi? | The Fly II-1 | 1989 | |
| This is in a building across town. | Şehrin diğer yakasında bir binada. Burası şehrin diğer ucunda. | The Fly II-1 | 1989 | |
| We've already sent your personal effects over. | Kişisel eşyalarınızı da oraya gönderdik zaten Kişisel eşyalarını oraya gönderdik. | The Fly II-1 | 1989 | |
| That's what you get for fucking around with Bartok's pet freak. | Bartok'un ucubik hayvanıyla takılırsanız sonuç bu olur Bu, Bartok'un evcil hayvanlarının etrafında dolaştığın için. | The Fly II-1 | 1989 | |
| For your eyes only. | Sadece gözlerin için Kendi gözlerinle görsen daha iyi olacak. | The Fly II-1 | 1989 | |
| Bye bye. | Hoşçakal. Bye bye. | The Fly II-1 | 1989 | |
| OPERATOR: May I help you? | Yardımcı olabilir miyim? ? Yardımcı olabilir miyim? | The Fly II-1 | 1989 | |
| Yes, I'd like an outside line, please. | Evet dış hat istiyorum lütfen Evet, dış hatlar lütfen. | The Fly II-1 | 1989 | |
| I'm sorry, sir, all outside lines are busy. Please try again later. | Üzgünüm efendim, tüm dış hatlar dolu Lütfen daha sonra tekrar deneyiniz Özür dilerim efendim, tüm dış hatlar dolu. Lütfen daha sonra deneyiniz. | The Fly II-1 | 1989 | |
| OPERATOR: Bartok Industries, may I help you? | Bartok Endüstrisi yardımcı olabilir miyim? Bartok endüstirisi. Nasıl yardımcı olabilirim? | The Fly II-1 | 1989 | |
| I'd like to speak with Martin Brundle. | Martin Brundle ile görüşmek istiyorum Martin Brundle ile konuşmak istiyorum. | The Fly II-1 | 1989 | |
| There is no Martin Brundle here. Please try again. | Martin Brundle burada değil Lütfen tekrar deneyin Üzgünüm, Martin Brundle burada değil. Lütfen daha sonra tekrar arayın. | The Fly II-1 | 1989 | |
| Now, you listen to me. I know... | Şimdi beni dinle Biliyorum... Dinle beni. Ben biliyorum... | The Fly II-1 | 1989 | |
| (PHONE RINGS) | (telefon çalıyor) | The Fly II-1 | 1989 | |
| MARTIN: Beth? Martin? | Beth? Martin? Beth? Martin? | The Fly II-1 | 1989 | |
| You all right? Oh, my God! | İyi misin? Aman tanrım! | The Fly II-1 | 1989 | |
| I've been trying to call you. You okay? | Sana ulaşmaya çalışıyordum İyi misin sen? Seni aramaya çalışıyordum. İyi misin? | The Fly II-1 | 1989 | |
| Something is happening to me. I don't know what. | Bana bir şeyler oldu Ne olduğunu bilmiyorum Bana birşeyler oluyor. Ne olduğunu bilmiyorum. | The Fly II-1 | 1989 | |
| I was transferred. They found out. Bartok knows about us. | Transfer edildim. Öğrendiler Bartok bizi biliyor Başka yere transfer edildim. Bartok'un bizden haberi var. | The Fly II-1 | 1989 | |
| We never told anyone. | Kimseye anlatmadıkki Hiç kimseye birşey söylemedik. | The Fly II-1 | 1989 | |
| Because he saw us. He videotaped us in bed. | Çünkü bizi gördü Yatakta bizi kaydetti Çünkü bizi gördüler. Yatakda görüntülerimizi çekmişler! | The Fly II-1 | 1989 | |
| That's it. | Bu yüzden. Bu kadar. | The Fly II-1 | 1989 | |
| He's found it. | O buldu bunu Bizi buldu. | The Fly II-1 | 1989 | |
| You'd better call Bartok, tell him the kid's pissed. | Bartok'u arasan iyi olur, çocuğun tüydüğünü söyle. Bartok'u arasan iyi olacak, çocuğun delirdiğini söyle. | The Fly II-1 | 1989 | |
| We lost video completely. | Videoyu tamamen kaybettik Görüntüleri kaybettik. | The Fly II-1 | 1989 | |
| BARTOK: Where is he now? Could be anywhere. | Şu an nerede o? Her yerde olabilir. Şuan nerede? Herhangi bir yerde olabilir. | The Fly II-1 | 1989 | |
| You're not allowed in here. | Buraya girmenize izin yok Butaya girmeye iznin yok. | The Fly II-1 | 1989 | |
| Get out! | Dışarı çık! Defolun! | The Fly II-1 | 1989 | |
| STATHIS ON TV: You don 't know anything. I was there. | Hiç bir şey bilmiyorsun. Ben oradaydım Hiçbirşey bilmiyorsunuz. Ben oradaydım. | The Fly II-1 | 1989 | |
| I upset Brundle. He was trying to cure himself, can 't you see that? | Brundle'ı bozdum. Kendini tedavi etmeye çalışıyordu görmüyor musun? Brundle ile mücadele ettim. Kendini iyileştirmeye çalışıyordu. Ne olduğunu görmüyor musunuz? | The Fly II-1 | 1989 | |
| You gotta help Ronnie, she's pregnant with his child. | Ronnie'ye yardım etmelisin, O bu çocuğa hamile Ronnie ye yardım etmelisiniz. Onun çocuğuna hamile! | The Fly II-1 | 1989 | |
| BARTOK ON TV: You and I are gonna be very good friends, you think? | Sen ve ben çok sıkı dost olacağız, ne dersin? Sen ve ben iyi arkadaş olabilir, değil mi? | The Fly II-1 | 1989 | |
| Well, I know we are. | Şey, eminim olacağız Evet biliyorum. | The Fly II-1 | 1989 | |
| I want us to... | İsterimki bizim... Bizim... | The Fly II-1 | 1989 | |
| I want us to be more than friends. I want you to think of me as your dad. | Arkadaştan daha öte olmak isterim Beni baban yerine koy isterim arkadaştan öte olmamızı istiyorum. Beni baban olarak görmeni istiyorum. | The Fly II-1 | 1989 | |
| MARTIN: You mean this is my place? | Yani burası benim yerim mi diyorsun? Yani burası benim mi? | The Fly II-1 | 1989 | |
| Your place, your private place. | Senin yerin, özel yerin Evet senin, senin özel evin. | The Fly II-1 | 1989 |