Search
English Turkish Sentence Translations Page 163428
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| And the most dangerous. l*d like that. | Ve en tehlikelisi. Hoşuma gitti. | The Fly-1 | 1958 | |
| l*d like to be an explorer like him. Will you help me, Uncle Francois? | Onun gibi bir araştırmacı olmak istiyorum. Bana yardım eder misin Francois amca? | The Fly-1 | 1958 | |
| Yes, Philippe. | Tabii Philippe. | The Fly-1 | 1958 | |
| You*d better run and get a coat. Yes. Right away. | Hemen gidip ceketini alsan iyi olur. Hemen gidiyorum. | The Fly-1 | 1958 | |
| You*re a dear one, Francois. So kind and thoughftul. | Çok iyi bir insansın Francois. Kibar ve düşünceli. | The Fly-1 | 1958 | |
| Here l am. Well, come along, you two. | İşte geldim. Hadi bakalım, ikiniz de. | The Fly-1 | 1958 | |
| l*ll see you off. | Sizi göndereyim. | The Fly-1 | 1958 | |
| There's something wrong. I can feel it. | Bir sorun var sanki. Hissediyorum bunu. Ters birşeyler var. Onu hissedebiliyorum. | The Fly II-1 | 1989 | |
| Now, stop screaming, take a deep breath and... | Bağırmayı kes artık, derin bir nefes al ve... Şimdi, bağırmayı bırak, derin nefes al ve... | The Fly II-1 | 1989 | |
| (RONNIE SCREAMS) | (Ronnie bağırıyor) | The Fly II-1 | 1989 | |
| Something's wrong, goddamn it. Do something! Help her! | Bir sorun var Allah kahretsin. Bir şeyler yapsana! Yardım et kıza! Bir terslik var, lanet olsun. birşeyler yapın! Ona yardım edin! | The Fly II-1 | 1989 | |
| You're too excitable, Mr. Borans. Take him somewhere to calm down. | Hemen telaşlanıyorsunuz Bay Borans. Sakinleşeceği bir yere götürün şunu Çok telaşlanıyorsunuz, Bay Borans. Onu sakinleşmesi için biryere götürün. | The Fly II-1 | 1989 | |
| Screaming will not help anyone now. | Bağırmak şu an kimseye çare değil Bağırmanız kimseye yardımcı olmayacaktır. | The Fly II-1 | 1989 | |
| DOCTOR: Steady. | Tutun. Hazır. | The Fly II-1 | 1989 | |
| Hold her steady. | Sağlam tutun kızı Onu sabit tutun. | The Fly II-1 | 1989 | |
| Why wasn't I notified sooner? Sorry, Mr. Bartok. | Neden bana hemen haber verilmedi? Üzgünüm Bay Bartok. Neden daha önce uyarılmadım? Üzgünüm, Bay Bartok. | The Fly II-1 | 1989 | |
| We called when labor began. | Sancı başladığında aradık Doğum sancısı başlar başlamaz aradık. | The Fly II-1 | 1989 | |
| RONNIE: Oh, my God! | Aman tanrım! | The Fly II-1 | 1989 | |
| Just get it out of me! | Çekin şunu benden! Çıkartın şunu artık! | The Fly II-1 | 1989 | |
| Come on! Get it out of me! | Hadi! Çekin şunu ya! Haydi! Çıkartın! | The Fly II-1 | 1989 | |
| No! Just get it out of me! Get it out! | Hayır! Çekin şunu! Çekin! Hayır! Çıkarın! Çıkarın! | The Fly II-1 | 1989 | |
| You said it wasn't gonna be like this! You promised! | Böyle olmayacak demiştiniz ya! Söz vermiştiniz! Böyle olmayacağını söylemiştin! Söz vermiştin! | The Fly II-1 | 1989 | |
| NURSE 1: Push, Ronnie. DOCTOR: It's coming. | İt Ronnie. Geliyor. Bastır Ronnie. Geliyor. | The Fly II-1 | 1989 | |
| NURSE 1: Push, push. | İt, it Bastır bastır. | The Fly II-1 | 1989 | |
| (MACHINE BEEPS) | (Makina ötüyor) | The Fly II-1 | 1989 | |
| ANESTHESIOLOGIST: Cut the umbilical cord Get the Pitocin. | Göbek bağını kesin Göbek bağını kesin ve oksitosine koyun. | The Fly II-1 | 1989 | |
| (RONNIE SCREAMS) | (RONNIE bağırır) | The Fly II-1 | 1989 | |
| DOCTOR: We're losing her. | Onu kaybediyoruz Onu kaybediyoruz. | The Fly II-1 | 1989 | |
| NURSE 1: Clear. | Hemşire: Açık. Tamam. | The Fly II-1 | 1989 | |
| All clear. | Hepsi açık. Tamam. | The Fly II-1 | 1989 | |
| Is there something moving in here? | Burada hareket eden bir şey mi var? Burada kımıldayan birşey mi var? | The Fly II-1 | 1989 | |
| NURSE 2: Charge. NURSE 1: All clear. | Şarj Hepsi açık. Hazır. Tamam. | The Fly II-1 | 1989 | |
| NURSE 2: Doctor. | Hemşire: Doktor. Doktor. | The Fly II-1 | 1989 | |
| She's gone. | Öldü. Kaybettik. | The Fly II-1 | 1989 | |
| (BABY GROWLS) | (Bebek nefes alıyor) | The Fly II-1 | 1989 | |
| (CRIES) | (ağlıyor) | The Fly II-1 | 1989 | |
| BARTOK: Dr. Jainway, do not think this child is a laboratory animal. | Dr. Jainway, bu çocuk bir labaratuar hayvanı değil Dr. Jainway, sakın bu çocuğun bir laboratuar hayvanı olduğunu düşünmeyin. | The Fly II-1 | 1989 | |
| I want you to take care of him as though he were my very own. | Bu çocuğa ben buradaymışım gibi bakmanızı ilgilenmenizi istiyorum Ona sanki benim oğlummuş gibi iyi bakmanızı istiyorum. | The Fly II-1 | 1989 | |
| You will all answer to Dr. Jainway. | Dr. Jainway'e hesap vereceksiniz. Her konuyla ilgili Dr. Jainway ile görüşülecek. | The Fly II-1 | 1989 | |
| She, in turn, will answer to me. | Sonra o da bana hesap verecek Kendisi bana bildirecek. | The Fly II-1 | 1989 | |
| I, in turn, will answer to nobody but God. | Ben Tanrı hariç kimseye hesap vermeyeceğim Ben ise tanrıdan başka kimseyle hiçbir şeyi konuşmayacağım. | The Fly II-1 | 1989 | |
| From God's mouth to your ears, that is the chain of command. | Tanrının dilinden kulaklarınıza, emir zinciri bu. Buna tanrının dudaklarından sizin kulaklarınıza kadar olan bir komuta zinciri diyelim. | The Fly II-1 | 1989 | |
| JAINWAY: Here we have an average 11 month old child. | İşte 11 aylık bir çocuğumuz var Burada 11 yaşındaki bir çocuğun ölçüleri, | The Fly II-1 | 1989 | |
| And here we have our 11 month old child. | Ve işte 11 aylık çocuğumuz burada Burada ise bizim çocuğumuzun 11 aylık hali. | The Fly II-1 | 1989 | |
| As you can see, his life cycle is dramatically accelerated. | Gördüğünüz gibi, yaşam döngüsü acı biçimde hızlandırılmış Görebileceğiniz gibi, onun yaşam çemberi dramatik bir şekilde hızla ilerliyor. | The Fly II-1 | 1989 | |
| Now, these are aberrant chromosomes. | İşte bunlar anormal kromozomlar Burada ise anormal kromozomlarını görüyoruz. | The Fly II-1 | 1989 | |
| Obviously a product of genetic mutation. | Belliki genetik mutasyonun bir ürünü Açıkçası genetik mutasyonun bir ürünü. | The Fly II-1 | 1989 | |
| These are all dormant, something in addition to accelerated growth. | Hepsi cansız, hızlı gelişim için bir şeyler eklenmiş Tüm bunlar hareketsiz olarak duruyor, hızlıca büyüyor olmanın yanında. | The Fly II-1 | 1989 | |
| And his non genetic characteristics? His learning abilities, for example. | Peki genetik olmayan karakteristikleri? Öğrenme kabiliyeti mesela. Peki ya genetik özellikleri? Mesela öğrenme kabiliyeti | The Fly II-1 | 1989 | |
| He's got a photographic memory. | Fotografik bir hafızası var Fotografik bir hafızası var. | The Fly II-1 | 1989 | |
| He doesn't just learn, he consumes information. | Aslında öğrenmiyor, bilgiyi tüketiyor Sadece öğrenmekle kalmıyor, bilgileri yutuyor. | The Fly II-1 | 1989 | |
| And he never sleeps. | Ve asla uyumuyor ve hiç uyumuyor. | The Fly II-1 | 1989 | |
| Is that so? | Yani? Öyle mi? | The Fly II-1 | 1989 | |
| Do you like him? | Sevdiniz mi onu? Onu seviyor musun? | The Fly II-1 | 1989 | |
| Well, as a clinical subject, I find him astonishing. | Şey, kliniksel bir konu olarak hayretler içinde kaldım Şey, klinik bir vaka olarak, onu şaşırtıcı buluyorum. | The Fly II-1 | 1989 | |
| But he does try our patience when it comes to medical examinations. | Ama medikal sorguya gelince töleransımızı zorluyor Ama muayeneler sırasında bizim sabrımızı zorluyor. | The Fly II-1 | 1989 | |
| I think it's time our young guest and I became acquainted. | Sanırım vakit geldi genç ziyaretçimiz ve ben bilgilendim Bence genç konuğumuz için tam zamanı. | The Fly II-1 | 1989 | |
| We're not interrupting, are we? | Kesmiyoruz değil mi? Bölmüyorum ya? | The Fly II-1 | 1989 | |
| Not at all, Mr. Bartok. | Hayır Bay Bartok. Önemli değil, Bay Bartok. | The Fly II-1 | 1989 | |
| What a handsome young man you are. Do you know who I am? | Ne yakışıklı birisin sen böyle. Benim kim olduğumu biliyor musun? Ne kadar yakışıklı bir genç adamsın sen. Kim olduğumu biliyor musun? | The Fly II-1 | 1989 | |
| Yes, you're one of the people who lives behind the mirror. | Evet, sen aynanın arkasında yaşayan insanlardan birisin. Sen aynanın arkasında yaşayan insanlardan birisin. | The Fly II-1 | 1989 | |
| Well, my name is Mr. Bartok. | Şey ismim Bartok. Ben Bay Martok. | The Fly II-1 | 1989 | |
| I'd like you to think of me as your dad. | Beni senin babanın yerine koymanı isterim Beni baban gibi görmeni isterim. | The Fly II-1 | 1989 | |
| Martin... | Martin... Martin. . .. | The Fly II-1 | 1989 | |
| ...what's that behind your ear? | ...kulağının arkasında ne var? kulağının arkasında ne varmış böyle? | The Fly II-1 | 1989 | |
| You know, it's knowing the right magic word that makes it happen. | İşte, doğru sihirli kelimeyi biliyor yardımcı oluyor Bunun olması için en doğru sihirli sözcükleri söylemen gerekir. | The Fly II-1 | 1989 | |
| It's a real magic word, a secret word that you keep locked away... | Bu gerçek bir sihirli kelime, gizli bir kelime kapalı tutup bıraktığınız... Gerçek sihirli sözleri, kalbinin içinde sakladığın | The Fly II-1 | 1989 | |
| ...inside your heart and you never tell anybody. | ...kalbinizde ve kimseye söylemiyorsunuz ve kimseye söyleyemediğin gizli kelimeleri. | The Fly II-1 | 1989 | |
| No, you don't tell anybody, and that's what makes the magic work. | Hayır, kimseye söylemiyorsunuz ve işte olayı yapan da bu Hayır, kimseye söyleme ki gerçek sihir işe yarasın. | The Fly II-1 | 1989 | |
| SHEPARD: Martin. | Martin Martin... | The Fly II-1 | 1989 | |
| Martin, are you listening to me? | Martin, beni dinliyor musun Martin, beni dinliyor musun? | The Fly II-1 | 1989 | |
| Dr. Shepard... | Dr. Shepard... Dr. Shepard. . . | The Fly II-1 | 1989 | |
| ...I don't mean to be rude by not facing you. | ...Size saygısızlık etmek istemem Yüzünüze bakmayarak size kabalık etmek istemem ama | The Fly II-1 | 1989 | |
| But those tests are far too simple to demand my full attention. | Ama bütün bu testler benim dikkatimi vermem için çok çok basit bu testler benim dikkatimi çekmek için çok yetersiz kalıyorlar. | The Fly II-1 | 1989 | |
| Besides, I'm almost finished. | Ayrıca, bitirdim neredeyse Bunların yanında zaten bitirmiştim. | The Fly II-1 | 1989 | |
| So am I, Martin. | Ben de, Martin. Ben de öyle Martin. | The Fly II-1 | 1989 | |
| I just have to time you on this maze, and we can both do something we enjoy. | Seni buraya zamanında sokayımki ikimizinde eğleneceği bir şey olsun Sadece bu labirente biraz zaman ayırmanı ve beraber eğlenmemizi istiyorum. | The Fly II-1 | 1989 | |
| Very impressive, Martin. | Çok etkileyeci, Martin. Çok etkileyici Martin. | The Fly II-1 | 1989 | |
| People, may I have your attention? | Millet, beni bir dinler misiniz? Beyler, size bir uyarı yapabilir miyim? | The Fly II-1 | 1989 | |
| I've grown tired of your trivial influence. | Sizin saçma tesirlerinizden bıktım artık Artık sizin bu anlamsız testlerinizle uğraşmaktan yoruldum. | The Fly II-1 | 1989 | |
| Another outburst and I'll be forced to make an example of you. | Ve diğer patlama, sizin bir benzerinden yapmak zorunda kalacağım Yakında patlayacağım ve sizleri cezalandırmaya başlayacağım. | The Fly II-1 | 1989 | |
| You've outdone yourself. | Siz çok üstünsünüz Daha iyi olmalısın. | The Fly II-1 | 1989 | |
| But what else does it do? | Ama başka yapacak ne var? Başka ne yapabiliyorsun? | The Fly II-1 | 1989 | |
| (SIGHS) | (iç çekmeler) | The Fly II-1 | 1989 | |
| JAINWAY: Keep still, Martin. Stop fidgeting. | Kıpırdamadan dur Martin Hareket edip durma Kımıldama Martin. Oynaşmayı kes. | The Fly II-1 | 1989 | |
| Is Mr. Bartok gonna visit today? | Bay Bartok gelecek mi bugün? Bay Bartok bugün gelecek mi? | The Fly II-1 | 1989 | |
| You know how busy he is. He has that project in zone four. | Ne kadar meşgul olduğunu biliyorsun Bölge 4 projeleri var Ne kadar meşgul olduğunu biliyorsun. 4. bölgede proje yönetiyor. | The Fly II-1 | 1989 | |
| Oh, yeah. | Ah evet. Evet. | The Fly II-1 | 1989 | |
| Can I go visit him? | Ben ona gitsem olur mu? Onu ziyaret edebilir miyim? | The Fly II-1 | 1989 | |
| Of course not, you're not allowed. Why? | Tabiki hayır, iznin yok Neden? Elbetteki olmaz. Buna izin veremeyiz. Neden? | The Fly II-1 | 1989 | |
| Because you don't have zone four clearance. | Çünkü senin Bölge 4 iznin yok. Çünkü 4. bölgeye girme yetkin yok. | The Fly II-1 | 1989 | |
| How much longer do I have to take these shots for? | Benim bu izni almam için daha ne kadar geçmesi gerek? Daha ne kadar süre boyunca bunlara maruz kalacağım? | The Fly II-1 | 1989 | |
| As long as you would like to live. | Yaşamak istediğin sürece. | The Fly II-1 | 1989 | |
| Why don't I have clearance? | Peki benim neden iznim yok Neden benim oraya girmek için yetkim yok? | The Fly II-1 | 1989 | |
| Because you're only a zone three project. You're fidgeting. | Çünkü senin sadece bir bölge 3 projen var. Yerinde durmuyorsunki. Çünkü sen yalnızca 3. bölge projesisin. Kımıldıyorsun. | The Fly II-1 | 1989 | |
| It's normal behavior. | Bu normal bir davranış. | The Fly II-1 | 1989 | |
| I read it in a book for mothers. Want to see? | Anneler için yazılmış bir kitapta okudum Bakmak ister misin? Bunu kitaplarda okumuştum. Görmek ister misin? | The Fly II-1 | 1989 | |
| Now, sit still or Mr. Bartok will be very disappointed in you. | Şimdi, düzgünce otur yoksa Bay Bartok'un senin için ümidi kalmayacak Artık otur ya da Bay Bartok'u hayal kırıklığına uğrat. | The Fly II-1 | 1989 | |
| (COMPUTER WHIRS) | (Bilgisayar vınlıyor) | The Fly II-1 | 1989 | |
| (FLIES BUZZING) | (Sinekler vızıldıyor) | The Fly II-1 | 1989 |