Search
English Turkish Sentence Translations Page 158235
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| ALLlE: My mum says that life is like a roller coaster ride. | Annem hayat roller coaster gibidir der. İnişleri ve çıkışları vardır. | Taken-13 | 2002 | |
| My father and I... | Babam ve ben... | Taken-13 | 2002 | |
| Hello, Thrillseekers. | Merhaba gençlik. | Taken-13 | 2002 | |
| "Close" like "should Miss America fail to fulfil her duties" close? | Bu yaklaşma "Bayan Amerika'nın başarısızlığı" türünden bir yaklaşma mı? | Taken-13 | 2002 | |
| Ladies and gentlemen, | Bayanlar baylar, size Beyaz Gölge'yi takdim ederim. Beyaz Gölge, Florida'da üç yıl gösteri yaptıktan sonra bize geldi. | Taken-13 | 2002 | |
| You think you've been abducted by aliens. | Uzaylılar tarafından kaçırıldığını düşünüyorsun. Bu çok gülünç Jake. Ülkenin en önde giden UFO karşıtı adam, melez bir uzaylının üvey kardeşi. | Taken-14 | 2002 | |
| ERlC: There's a great deal of power | Bu tür bilgiler insana çok büyük güç getiriyor. | Taken-14 | 2002 | |
| Charlie and Lisa, both taken on September 8th of this year. | Charlie ve Lisa bu sene 8 Eylül'de alındılar. | Taken-14 | 2002 | |
| ERlC: They're breeding him with a girl who's | Onu çeyrek uzaylı bir kızla çiftleştiriyorlar. | Taken-14 | 2002 | |
| The people you were hiding from know where you are. | Seni arayan adamlar yerini biliyorlar. Beni rahatsız etmeyecekler. | Taken-14 | 2002 | |
| Do you know what you're gonna name her? | Adını ne koyacaksın? | Taken-14 | 2002 | |
| but here's the funny thing, see with this light coming at us, | Ama ilginç olan, bu ışık üzerimize geliyordu ama ben umursamıyordum, çünkü her şeyin yoluna gireceğini biliyordum. | Taken-14 | 2002 | |
| It wasn't until we got sent to that hypnotherapist Dr Fulton. | Hipnoterapist Dr. Fulton'a gidene kadar o gece 9.5 saat boyunca nerede ve kimlerle birlikte... | Taken-14 | 2002 | |
| ALLlE: If a dream is just a dream. | Eğer rüyalarımız, sadece uyurken beynimizde olup biten şeylerse sorun yok. | Taken-14 | 2002 | |
| I I could use some help with that. | Bu konuda bana yardım edebilirsin. | Taken-14 | 2002 | |
| Hey. Are we here to get enlightenment or play some rock 'n' roll? | Buraya aydınlanmaya mı yoksa Rock yapmaya mı geldik? | Taken-14 | 2002 | |
| This new footage of Allie just came in from our man in Seattle. | Seattle'daki adamımız Allie'ye ait yeni görüntüler gönderdi. | Taken-14 | 2002 | |
| ERlC: She can block a shot on goal, but other than that, | Tamam, golü kurtarıyor ama onun dışında, ondan bekleyeceğimiz türden başka bir gösteri yapmıyor. | Taken-14 | 2002 | |
| Microwave radiation that part of the light spectrum, | Mikrodalga radyasyonu, fırın kasasında 12.5 cm'lik bir yerden çıkıyor. | Taken-14 | 2002 | |
| We find these numbers everywhere shells, nebulae, | Bu numaralar her yerde karşımıza çıkıyor. Nebula'da, çam ağacının gövdesinde, arı kovanlarında, DNA'da. | Taken-14 | 2002 | |
| Add the number of confirmed sightings in New Mexico last year 1,597. | Geçen yıl New Mexico'da görülen UFO sayısına ekle, 1,597. Üç parmakları, bir başparmakları var. | Taken-14 | 2002 | |
| This is Peter Miller. | Bu Peter Miller. Bay Miller tam 13 kez alınmış. Korkma. Onu da odanın içinde patlatmayacağım. | Taken-14 | 2002 | |
| I believe this all has to do with the landing strip | Bence bu olanların, Superior gölünün dibindeki iniş pistiyle alakası var. | Taken-14 | 2002 | |
| You're reaching there. | Müthiş tespit. | Taken-14 | 2002 | |
| Where do you get your information, Ray? | İstihbaratı nereden alıyorsun Ray? | Taken-14 | 2002 | |
| They did something that enabled me to breathe underwater. | Su altında nefes alabilmem için bana bir şey yaptılar. | Taken-14 | 2002 | |
| That's why the two of you separated, isn't it? | Karınla bu yüzden ayrıldınız değil mi? Bu sadece bahaneydi. | Taken-14 | 2002 | |
| I I should get going. | Ben artık gideyim. Kızım yakında futbol idmanından döner. | Taken-14 | 2002 | |
| My real dad you use a computer? | Gerçek babam... Bilgisayar kullanıyor musun? Elbette. | Taken-14 | 2002 | |
| This is the "big ideas" year in science electricity, magnetism. | Bilimdeki önemli gelişmelerin olduğu yıllar. Elektrik, mıknatıs. | Taken-14 | 2002 | |
| CHARLlE: It's a good one. | O da iyidir. | Taken-14 | 2002 | |
| CHARLlE: Pretty much. | İyi. Çok iyi. | Taken-14 | 2002 | |
| LlSA: Sorry, Al. | Pardon Al. Parson Gardens'ın oraya park etmem gerekti. | Taken-14 | 2002 | |
| She, uh Lisa's getting garlic. | O... Lisa sarımsak almaya gitti. | Taken-14 | 2002 | |
| LlSA: She does this just to humiliate me. | Bunu beni utandırmak için yapıyor. | Taken-14 | 2002 | |
| ALLlE: I grew up. just my mum and me. | Ben büyürken sadece annem vardı. Babamın kim olduğunu ve nereye gittiğini hiç düşünmedim. | Taken-14 | 2002 | |
| NlNA: Okay, we got it back. | Annemin başına bir sürü şey geldi, ama bu adam onun kalbini kırdı. Mezarda bulduğunuz yazılardan ne çıkarıyorsunuz? | Taken-14 | 2002 | |
| How do you wanna tell her? I I don't know. | Ona nasıl söylemek istersin? Bilmiyorum. | Taken-14 | 2002 | |
| I I knew I mean, I didn't know you, | Biliyordum...Yani seni tanımıyordum ama onun...Kahretsin. | Taken-14 | 2002 | |
| They wanna make us better to enable us to move | Merdivende bir basamak daha yukarı çıkalım diye bizi geliştirmeye mi çalışıyorlar? | Taken-14 | 2002 | |
| Now imagine this while they're doing this research, this cataloguing, | Şöyle düşün, bu araştırmayı, listelemeyi yaparken kazayla bir şey keşfediyorlar... | Taken-14 | 2002 | |
| And that's what Allie is the result of this insight. | Hala onun nerede olduğunu ve ne yaptığını bilecek hislerim mevcut. | Taken-14 | 2002 | |
| I feel kind of I've never said this to anyone | Sanki...Bunu kimseye söylemedim. | Taken-14 | 2002 | |
| I just can't stand this feeling that my life is out of control, | Hayatımın kontrolünün benim elimden bir başkasına geçtiği hissine kapılmaya dayanamıyorum. | Taken-14 | 2002 | |
| Yeah, but you'll give me this they know about it. | Evet, ama kabul et. Bunu biliyorlar. | Taken-14 | 2002 | |
| Blah blah blah blah blah. You people. | Anca laf kalabalığı yapıyorsunuz. Yani biz hepimiz kurbanız. Bu işe bulaşmış insanlar var. Çok acımasız insanlar. | Taken-14 | 2002 | |
| Hey, don't get all over me. | Üzerime gelme. Düne kadar ben de baba olduğumu bilmiyordum. | Taken-14 | 2002 | |
| Hey, Lisa, I got a question. | Hey Lisa bir sorum var. Sence Allie hangi hikâyeden daha çok hoşlanır: | Taken-14 | 2002 | |
| Yeah, come on, Ray. | Evet. Haydi Ray. Hikâyeni anlat. | Taken-14 | 2002 | |
| You sit down, hero, or I will shoot your bride to be. | Sakin ol, yoksa müstakbel gelinini vururum. | Taken-14 | 2002 | |
| Ray, I'm sure if we talk about this, we can work it out. | Ray eminim konuşarak bunu çözebiliriz. | Taken-14 | 2002 | |
| Give me the gun. Give me the gun. | Silahı ver. Silahı ver. Lütfen silahı ona ver Ray. | Taken-14 | 2002 | |
| It's all right. Come on. | Sorun yok. Haydi. | Taken-14 | 2002 | |
| CHARLlE: Cellophane. | Selofan... | Taken-14 | 2002 | |
| Okay...I want you to call the FBl. | Tamam. FBI'ı aramanı istiyorum. | Taken-14 | 2002 | |
| FBl, please. | FBI lütfen. | Taken-14 | 2002 | |
| CYNTHlA: I knew I never should've joined this damn group. | Bu gruba katılmamam gerektiğini biliyordum. | Taken-14 | 2002 | |
| The the man who shot him... | Onu vuran adam... Lisa ne yapıyorsun? | Taken-14 | 2002 | |
| And, um... hold on a minute. | Bir dakika lütfen. Lisa? Otur. | Taken-14 | 2002 | |
| Ten adults and one child. | On yetişkin ve bir çocuk. Evet. Aynen. Otur. İşte isteklerim. | Taken-14 | 2002 | |
| One SWAT team or anything, I start shooting these people. | Eğer SWAT falan görürsem, insanları vurmaya başlarım. | Taken-14 | 2002 | |
| Good. I want someone here in 15 minutes. | Güzel. 15 dakika içinde buraya birini istiyorum. | Taken-14 | 2002 | |
| Look what they did to you and what's his name Charlie. | Bak sana ve Charlie'ye ne yaptılar. Şuna bak! | Taken-14 | 2002 | |
| Campus security. Dr Penzler? | Kampüs Güvenlik. Dr. Penzler? | Taken-14 | 2002 | |
| What we're doing here, we're waiting for the FBl. | Şu anda FBI'ı bekliyoruz. | Taken-14 | 2002 | |
| Just keep the world away from me till the FBl gets here, okay? | FBI gelene kadar dünyayı benden uzak tut yeter. | Taken-14 | 2002 | |
| By then, the FBl will be here, and then it will all be their problem. | O zamana kadar FBI gelir ve mesele onların başına kalır. Senin en iyisi olduğunu söylediler. | Taken-14 | 2002 | |
| Gas trucks. Nice touch. | Gaz kamyonları. Çok iyi. | Taken-14 | 2002 | |
| And tomorrow morning, after the FBl either lock you up or shoot you dead, | FBI seni yakaladıktan veya öldürdükten sonra, yarın sabah benim tıpkı diğer günler gibi... | Taken-14 | 2002 | |
| CYNTHlA: Yeah. | Evet. | Taken-14 | 2002 | |
| LlSA: Me, too. | Ben de. Kimse burada Tanrı değildir. Hepimiz aynı gemideyiz. | Taken-14 | 2002 | |
| Are you the one who asked for the FBl? | FBI'ı çağıran sen misin? Evet. | Taken-14 | 2002 | |
| Man in therapist's office holding ten hostages demands FBl agent. | Terapistin ofisinde silahlı bir adam on kişiyi rehin tutuyor. | Taken-14 | 2002 | |
| I asked for someone from the FBl extraterrestrial project. | FBI'ın uzaylı projesinden birilerinin gelmesini istemiştim. Uzaylıları bilen birisinin. | Taken-14 | 2002 | |
| You think she cares about killing 11 Shut up! | 11 kişinin ölmesi onun umurunda mı? Kapa çeneni! | Taken-14 | 2002 | |
| WlLSON: Look at the eyes, Ray. | Gözlerine bak Ray. Gördün mü? Onlar uzaylı gözleri. | Taken-14 | 2002 | |
| Wilson, shut up. | Wilson kapa çeneni. Kızı bana ver. Şu an güçsüz. Alabilirsiniz onu. | Taken-14 | 2002 | |
| Here comes your dad. | İşte baban geldi. | Taken-14 | 2002 | |
| You're gonna have to give me mouth to mouth. | Suni teneffüs yapman lazım. | Taken-14 | 2002 | |
| It's like Allie said people get mean when they get scared. | Allie'nin dediği gibi insanlar korktuğu zaman kırıcı olurlar. | Taken-14 | 2002 | |
| But you have faith. | Ama senin inancın var. | Taken-14 | 2002 | |
| Go sit down with your mum and dad. | Git annenle babanın yanına otur. | Taken-14 | 2002 | |
| CYNTHlA: I got to go to the bathroom. | Tuvalete gitmem lazım. | Taken-14 | 2002 | |
| He wasn't? | Değil miydi? | Taken-14 | 2002 | |
| I never believed that part of your story "My grandfather was an alien." | Hikâyenin "Büyükbabam bir uzaylıydı" kısmına hiç inanmadım. | Taken-14 | 2002 | |
| Everybody in position? | Herkes yerinde mi? | Taken-14 | 2002 | |
| What are we doing here, Ray? | Burada ne yapıyoruz Ray? Bu adamın yardıma ihtiyacı var. | Taken-14 | 2002 | |
| LlSA: Allie... It would be easier, wouldn't it? | Allie... Böylesi daha kolay olurdu değil mi? | Taken-14 | 2002 | |
| One day, you're gonna stand in front of the Lord, | Bir gün Tanrı'nın karşısına çıkıp, bugün burada neler olduğunu açıklamak zorunda kalacaksın. | Taken-14 | 2002 | |
| Dale's son explain that. | Dale'in oğlunu açıklayın. Kanseri açıklayın. Savaşı açıklayın. | Taken-14 | 2002 | |
| It's okay. Keep coming. | Tamam. Gelmeye devam et. Ben hepinize yardımcı olurum. Haydi. | Taken-14 | 2002 | |
| ALLlE: Miss Crawford. | Bayan Crawford. | Taken-14 | 2002 | |
| I love the way your mind works. | Beyninin çalışma şekline bayılıyorum. | Taken-14 | 2002 | |
| We've both inside them. Aah. | ALLIE: Sanırım bende değişik | Taken-15 | 2002 | |
| We would never do anything to harm a private citizen. | Eric, annenin öldüğü gece baban bana otoparktan bir araba aldırdı. | Taken-15 | 2002 | |
| And. In somme ways. A futune. | Roswell'dan getirilen üç cesedin ve gözetim altında ölen dördüncünün... | Taken-15 | 2002 | |
| then a commercial airline en route to Chicago. | Komutan. | Taken-15 | 2002 | |
| We already know that, don't we? | Buradan çıkmamız lazım! | Taken-15 | 2002 | |
| Colonel Crawford. Toby Woodruff. | 15.000 mil öteye kızının yaş günü için ekibi uçurduğunu bilselerdi yani. | Taken-15 | 2002 | |
| and make the President know he has to be here immediately. | Enola Gay, Hiroşima'ya yükünü bıraktığı zaman... | Taken-15 | 2002 |