Search
English Turkish Sentence Translations Page 158234
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| He's Iying to the entire public on a regular basis. | Düzenli bir biçimde kamuoyuna yalan söylüyor. | Taken-12 | 2002 | |
| What in the hell makes you think he's not Iying to you?! | Sana da yalan söylemediğini nereden biliyorsun? | Taken-12 | 2002 | |
| You're just a selfish Iittle girl who married the wrong guy, | Sen sadece yanlış adamla evlenmiş olan bencil küçük kızsın... | Taken-12 | 2002 | |
| and you're willing to walk on anyone's grave you have to to get away from him. | ...bundan kurtulmak için her şeyi çiğneyip geçmeye razısın. | Taken-12 | 2002 | |
| It's about blowing the Iid on this thing wide open. | Bu artık her şeyin ortaya çıkmasıyla ilgili. | Taken-12 | 2002 | |
| Not a Iot to do around here, you know. | Sanırım bu enerjisi tükenen bir pil gibi. | Taken-12 | 2002 | |
| Does this Iook anything Iike an astronaut's helmet? | Bu astronot kaskına benziyor mu? Harika görünüyor. | Taken-12 | 2002 | |
| Call me when you get there. I Iove you, too. Yeah. | Oraya varınca beni ara. Ben de seni seviyorum. Tamam. | Taken-12 | 2002 | |
| We'II take care of that thing in your head. | Kafandaki şeyi halledeceğiz. Ondan kurtulunca, artık küçük gri adamlar olmayacak. | Taken-12 | 2002 | |
| How'd you know the Iittle men were grey? | Onların gri olduğunu nereden bildin? | Taken-12 | 2002 | |
| One small step for mankind I mean, man. | İnsanlık için...Yani bir insan için küçük bir adım. | Taken-12 | 2002 | |
| One giant Ieap for mankind. | İnsanlık için dev bir atılım. | Taken-12 | 2002 | |
| The giant Ieap that Neil Armstrong was talking about | Neil Armstrong'un bahsettiği bu büyük atılım onun ve Apollo ekibinin uzaya gitmesiydi. | Taken-12 | 2002 | |
| was a Ieap into outer space for him and his Apollo team. | Ne demek istiyorsun? | Taken-12 | 2002 | |
| They started the journey, but it'II be up to us to continue it. | Yolculuğu onlar başlattılar. Ama devam ettirme görevi bizim. | Taken-12 | 2002 | |
| Did you Iike my play? I Ioved it. | Oyunumdan hoşlandın mı? Bayıldım. | Taken-12 | 2002 | |
| Dad, what are those Iights? | Baba bu ışıklar da ne böyle? | Taken-12 | 2002 | |
| He's Iying. | Yalan söylüyor. | Taken-12 | 2002 | |
| He's not your dad. Watch, I'II change the picture. | O baban değil. İzle resmi değiştiriyorum. | Taken-12 | 2002 | |
| Remember Iast month I cut myself shaving, | Geçen ay tıraş olurken, çenemi kesmiş ve kanlar içinde aşağı inmiştim. | Taken-12 | 2002 | |
| You're not gonna take him! | Onu almayacaksınız! | Taken-12 | 2002 | |
| Truck 17. | Kamyon 17. | Taken-12 | 2002 | |
| They'II come for Charlie next. You gotta go. | Charlie'nin peşine düşecekler. Gitmeniz lazım. | Taken-12 | 2002 | |
| I've called for help. I'II see what's taking them. | Yardım çağırdım neden gelmediklerine bakayım. | Taken-12 | 2002 | |
| I don't wanna be the man that I am. | Ben şu an olduğum adam olmak istemiyorum. Bunu anlıyor musun? | Taken-12 | 2002 | |
| What in the hell makes you think he's not lying to you?! | Sana yalan söylemediğini nereden biliyorsun?! | Taken-12 | 2002 | |
| You don't trust him. either. | Ona sen de güvenmiyorsun. | Taken-12 | 2002 | |
| You don't respect anything at all. do you? | Hiçbir şeye saygın yok değil mi? | Taken-12 | 2002 | |
| You're willing to walk on anyone's grave you have to to get away from him! | Ondan kurtulabilmek için her şeyi çiğnemeye razısın. | Taken-12 | 2002 | |
| You live your life step by step. doing what you do. | Her zaman yaptığın şeyleri yaparak, hayatını adım adım yaşarsın. | Taken-12 | 2002 | |
| Nothing's wrong with it. | Kötülük yok. Sadece mümkün değil. | Taken-12 | 2002 | |
| Sometimes people come to a moment | Bazen insanlar, başka birisi olabilmek için gereken son şansı bulduklarını sanırlar ve onun peşinden giderler. | Taken-12 | 2002 | |
| Hmm. You think it'II work? | Sence işe yarayacak mı? Göreceğiz. | Taken-12 | 2002 | |
| You went out and got your Iittle heart broken, didn't you? | Dışarı çıktın ve kalbin kırıldı değil mi? | Taken-12 | 2002 | |
| I never met my grandfather. | Büyük babamı hiç tanımadım. Ama babam onun çok cesur biri olduğunu söyledi. | Taken-12 | 2002 | |
| Honey, we're gonna be moving around for a Iittle while. | Canım bir süre seyahat ediyor olacağız. | Taken-12 | 2002 | |
| Kind of Iike The Dukes of Hazzard? | Dukes Of Hazzard'daki gibi mi? Evet, onun gibi. | Taken-12 | 2002 | |
| You just have to know that your daddy Ioves you. | Sadece babanın seni sevdiğini bilmelisin. | Taken-12 | 2002 | |
| Rock me on the water | Büyükbaban bunu Meksika Pine Lodge'da buldu. | Taken-12 | 2002 | |
| The way Carter handled the hostage crisis | Carter'ın rehine krizindeki tutumu onun kaderini belirledi. | Taken-12 | 2002 | |
| Henry. from Selma. California. don't you agree? | California Selma'dan Henry. Katılıyor musun? | Taken-12 | 2002 | |
| ...a man who's willing to take strong action. | Bana da bir tane doldur baba. Katı tepkiler verebilecek bir insan. Reagan böyle biri. | Taken-12 | 2002 | |
| We'd Iike to take a Iook in the back of your truck. | Kamyonun arkasına bir bakmak istiyoruz. | Taken-12 | 2002 | |
| We believe you're in violation of a Iot more than that. | Bundan daha fazlasını ihlal ettiğinize inanıyoruz. | Taken-12 | 2002 | |
| Bodies? Where would you have gotten an idea Iike that? | Ceset mi? Bu fikirlere nereden kapıldınız? | Taken-12 | 2002 | |
| Can we take a Iook at your cargo, please? | Taşıdığınız şeye bakabilir miyiz lütfen? | Taken-12 | 2002 | |
| Personal effects, things that belonged to my father. | Kişisel şeyler. Babama ait eşyalar. Bakmak isteriz. | Taken-12 | 2002 | |
| I'm afraid I can't have you snooping through my father's affairs. | Korkarım babamın eşyalarına bakmanıza müsaade edemem. | Taken-12 | 2002 | |
| When we determined you weren't spies, we Iet you go. | Casus olmadığınız ortaya çıkınca sizi salarız. Adi herif. | Taken-12 | 2002 | |
| You wouldn't Iet me be someone else. | Başka biri olmama izin vermedin. | Taken-12 | 2002 | |
| How Iong do you think you can cover something Iike this up? | Böyle bir şeyi daha ne kadar saklayabileceğinizi sanıyorsun? | Taken-12 | 2002 | |
| As Iong as I have to. | Gerektiği kadar. | Taken-12 | 2002 | |
| Previously on Taken... | Taken'da daha önce... Sekiz yaşımdayken başladı. Taken'da daha önce. Benden ne istiyorsunuz? Ailemi rahat bırakın. | Taken-13 | 2002 | |
| I think the things are tracking devices. | Hep aynı adam vardı. Büyükbaban da tıpkı baban gibi bir kahramandı. Bence bunlar izleme cihazları. | Taken-13 | 2002 | |
| What are these? Tom Clarke. | Bunlar ne? Tom Clarke. | Taken-13 | 2002 | |
| How long you think you can cover something like this up? | Böyle bir şeyi daha ne kadar saklayabileceğinizi sanıyorsun? | Taken-13 | 2002 | |
| Well, as expected, they pulled our plug. | Beklendiği gibi, bizim operasyonun fişini çektiler. | Taken-13 | 2002 | |
| ERlC: What are they going to do? | Ne yapacaklar? | Taken-13 | 2002 | |
| ALLlE: Is every moment of our lives | Hayatımızın her anı, biz doğmadan önce mi hazırlanmıştır? | Taken-13 | 2002 | |
| That's why I like baseball you can't make assumptions. | Beysbol'un güzelliği burada, tahmin etmek mümkün değil. | Taken-13 | 2002 | |
| Stay with him. I'm gonna call 911. | Yanında kal. 911'i arayacağım. | Taken-13 | 2002 | |
| ALLlE: People say that when we grow up. | Derler ki, büyüdüğümüz zaman bize öğretilen her şeyi reddederiz. | Taken-13 | 2002 | |
| Hey, do you like H�sker D�? | Hüsker Dü'den hoşlanır mısın? Bence Bob Mould daha iyi. | Taken-13 | 2002 | |
| Think how quickly | Düşünsenize, bir uzaylı saldırısı olsa, insanlar farklılıklarını ne kadar çabuk unuturlardı. | Taken-13 | 2002 | |
| So, there was a lot of excitement | Demek ben yokken burada epey olay olmuş. Burada olamadığım için üzgünüm. | Taken-13 | 2002 | |
| This is Mission Control. | Burası merkez. Duyuyor musunuz? | Taken-13 | 2002 | |
| Mission Control. this is Argonaut 1. | Merkez. Argonaut 1 konuşuyor. Orada neler oluyor Argonaut? | Taken-13 | 2002 | |
| The astronauts went dark for almost 21/2 hours. | Astronotlarla 2,5 saat kadar iletişim kopukluğu yaşadık. Kayboldular. Ulaşamadık. | Taken-13 | 2002 | |
| They had no idea they'd lost 21/2 hours of their lives. | Hayatlarından 2,5 saat kaybettiklerinin farkında bile değiller. | Taken-13 | 2002 | |
| I guess they didn't want a reactor | Sanırım orada yaptıkları her neyse, bir reaktörün karışmasını istemediler. | Taken-13 | 2002 | |
| I said good bye to your father 13 years ago. | Ben babana 13 yıl önce elveda demiştim. | Taken-13 | 2002 | |
| We've lived here for the last seven years. | Yedi yıldır burada yaşıyoruz. "Yaşıyoruz" derken? | Taken-13 | 2002 | |
| ERlC: "We" would be? | Tanımlanamayan uçan cisimlerle ilgili gizli bir operasyonun başındaymış. | Taken-13 | 2002 | |
| ALLlE: My mum told me once | Annem bana bir seferinde, bir şeyden korktuğumuz zaman... | Taken-13 | 2002 | |
| Your Aunt Becky and I | Becky halan ve ben onu Jake'in öldüğüne inandırdık. Fakat sanırım Eric olayı anladı. | Taken-13 | 2002 | |
| I I don't know. | İnsanı insan yapan nedir? | Taken-13 | 2002 | |
| Motel 6. | Motel 6. Alan Stewart'la görüşebilir miyim? | Taken-13 | 2002 | |
| Who's on the phone? | Kimsenin bir fikri yok. Kim o? Sessiz ol. | Taken-13 | 2002 | |
| It's Dr Lamarr. | Ben Dr. Lamarr. Kanal tedavinizi kontrol etmek istemiştim. | Taken-13 | 2002 | |
| If you're gonna talk to her. | Eğer onunla konuşacaksan, burada benimle olmanın anlamı ne? | Taken-13 | 2002 | |
| Get the hell away from me! | Benden uzak durun! | Taken-13 | 2002 | |
| Don't stand there do something! | Orada öyle durmayın bir şeyler yapın. | Taken-13 | 2002 | |
| I never told anyone about your father. | Kimseye babandan bahsetmedim. | Taken-13 | 2002 | |
| These are the matched repeaters. | Bunlar eşleştirme sonuçları. | Taken-13 | 2002 | |
| And the Clarkes Jacob, he could do things. | Ve Clarke'lar. Jacob'ın yetenekleri vardı. Babam ondan çok korkuyordu. | Taken-13 | 2002 | |
| Genetics is a lot like cooking little pinch of this, little more of that. | Genetik'te yemek pişirmek gibidir. Biraz ondan, biraz bundan. | Taken-13 | 2002 | |
| ALLlE: Sometimes the best way to move into the unknown | Bazen bilinmeyene gitmenin en iyi yolu, bildik, küçük adımlar atmaktır. | Taken-13 | 2002 | |
| Mum, I | Anne ben | Taken-13 | 2002 | |
| Abso friggin' lutely. | Kesinlikle öyle. | Taken-13 | 2002 | |
| Speculation continues in the Pacific Northwest | Pasifik kuzeybatı'dan gelen "Gökyüzü Işıkları" raporları hakkındaki spekülasyonlar devam ediyor. | Taken-13 | 2002 | |
| Good, here's the general. | İşte general geldi. | Taken-13 | 2002 | |
| screws from a 1984 shuttle mission, | 1984'teki mekik görevinin vidaları. Rusların MIR'den düşürdüğü tornavida. Ve binlerce uydu. | Taken-13 | 2002 | |
| We've had unidentifieds before, but nothing like this. | Daha önce de tanımlanamayan şeyler gördük ama böylesi olmadı. | Taken-13 | 2002 | |
| Altitude, 75.2 meters per second. | Yükseklik saniyede 75,2 metre. Bu şeyin hızı ve eğimi mümkün değil. | Taken-13 | 2002 | |
| Flash alert to ClNC NORAD. Move to Defcon 2. | CINC NORAD'e haber verin. 2. Derece alarm konumuna geçsinler. | Taken-13 | 2002 | |
| Her blood pressure's 200 over 100. | Tansiyonu 20'ye 10. İki kriz geçirdi, idrarında protein var. | Taken-13 | 2002 | |
| Altitude, 37.0 meters per second. | Yükseklik, saniyede 37 metre. | Taken-13 | 2002 | |
| 30.6 meters per second at 213.8 degrees local. | Saniyede 30,6 metre, yerel 213,8 derece. Yükseklik saniyede 9,3 metre. | Taken-13 | 2002 | |
| It it stopped! | Durdu. | Taken-13 | 2002 | |
| NlNA: Do you know what you're gonna name her? | Adını ne koyacaksın? | Taken-13 | 2002 |