• en flag English
    • tr flag Turkish

Search

English Turkish Sentence Translations Page 158187

English Turkish Film Name Film Year Details
You're not good for nothing, Sen de tıpkı diğer keşler gibi beş para etmezsin. Bu yüzden ben nakit çalışırım. Taken-1 2002 info-icon
same as every other junkie I do business with. kendi göbeğiyle daha çok meşguldü. Taken-1 2002 info-icon
Get straight, and I'd be happy never to see your face ever again. Toparlan. Suratını bir daha görmezsem çok mutlu olacağım. Taken-1 2002 info-icon
If you get some money, then I'd be happy to accommodate you. Eğer para bulursan seni ağırlamaktan memnun olurum. Taken-1 2002 info-icon
We're expecting a telegram. Bir telgraf bekliyoruz. Los Angeles'tan mı? Taken-1 2002 info-icon
Your telling me again doesn't make it get here any quicker. Habire sormanız, telgrafın gelişini hızlandırmaz. Taken-1 2002 info-icon
You're the people that are digging in the woods? Siz ormanda kazı yapan adamlar değil misiniz? Taken-1 2002 info-icon
Yeah. Evet. Ne arıyorsunuz? Taken-1 2002 info-icon
Do you know about the Indians who used to live out here? Orada yaşamış olan Kızılderilileri biliyor musun? Taken-1 2002 info-icon
We're trying to find out more about them. Onlar hakkında daha fazla bilgi edinmeye çalışıyoruz. Taken-1 2002 info-icon
It's five even. Tam beş dolar. Taken-1 2002 info-icon
You gonna be getting the hell out of there any time soon? Yakında buradan defolup gidecek misiniz? Taken-1 2002 info-icon
Why are you people so hostile? We're not doing anything. Niye bu kadar düşmanca davranıyorsunuz. Biz bir şey yapmıyoruz ki. Taken-1 2002 info-icon
You got a home with a backyard? Evinin bahçesi var mı? Var evet. Taken-1 2002 info-icon
You go outside, people digging potholes all over the yard, Sen yokken birileri gelip bahçeni kazsa ve belki de gömülü kalması gereken şeyleri çıkarsa. Taken-1 2002 info-icon
how are you gonna feel about it? Sen neler hissederdin? Taken-1 2002 info-icon
NEWSCASTER: Apollo 1 3 got into trouble Apollo 13'ün başı dertte, dün gece saat 10.00 sularında... Taken-1 2002 info-icon
Something happened which cut off the power and oxygen supply ...kumanda gemisinin oksijen ve güç kaynağını kesen bir şey oldu. Taken-1 2002 info-icon
At midnight. the astronauts were told to use the moon landing ship. Gece yarısı astronotlara, aya iniş gemilerini kullanmaları söylendi. Taken-1 2002 info-icon
At 3. 42 a. m.. they were ordered to make the critical firing Sabah 3.42'de yörüngeye oturmak için gereken kritik ateşlemeyi yapmaları emredildi. Taken-1 2002 info-icon
Do you think this was an accident? Sence bu bir kaza mıydı? Taken-1 2002 info-icon
If I had to weigh our friends' propensity NASA'dakilerin beceriksizliği ile dostlarımızın mayili arasında bir seçim yapacak olsam NASA'yı seçerdim. Taken-1 2002 info-icon
Nothing. Sana yardım için ne gerekiyorsa yaparım. Yok bir şey. Taken-1 2002 info-icon
If you were still in charge, you would have used this Eğer hala işinin başında olsaydın bunu istila kanıtı olarak kullanabilirdin. Taken-1 2002 info-icon
Sam. Hey, Dad. Sam. Selam baba. Taken-1 2002 info-icon
What a surprise. Bu ne güzel sürpriz. Taken-1 2002 info-icon
Dad said he lost his job. Babam işini kaybettiğini söyledi. Evet. Sanki çok umurunda. Taken-1 2002 info-icon
What do you want, Sam? Ne istiyorsun Sam? Taken-1 2002 info-icon
She's pregnant. What do you want? Hamile. Ne istiyorsun? Hamile demek. Tebrikler. Taken-1 2002 info-icon
You came home to gloat, didn't you? Buraya dalga geçmeye geldin değil mi? İşini kaybettiği için geldin değil mi? Taken-1 2002 info-icon
You still think he's some sort of a god, don't you? Onu hala Tanrı gibi görüyorsun değil mi? Taken-1 2002 info-icon
He craps on you for 21 years, you keep coming back for more. 21 yıldır sana etmediğini bırakmadı hala onun tarafını tutuyorsun. Taken-1 2002 info-icon
You don't know what you're saying. I'm talking about lies, Eric. Sen ne dediğini bilmiyorsun. Yalanlardan bahsediyorum Eric. Taken-1 2002 info-icon
A guy named Tom Clarke says he devoted his life Biraz sonra ona gidip acil bir iş için çıkmam gerektiğini ve bugün dönmeyeceğimi söyle. Tom Clarke adındaki bir adam, hayatını hükümetin UFO komplosunu ortaya çıkarmaya adadığını söylüyor. Taken-1 2002 info-icon
People see something strange in the sky, Millet havada bir şey görüyor. Hükümet bunun gizli bir uçak olduğunu kabul etmek yerine UFO olduğunu söylüyor Taken-1 2002 info-icon
People taken in the middle of the night and filled full of mind altering drugs. İnsanlar gece evlerinden kaçırılıyorlar garip uyuşturucular enjekte ediliyor. Taken-1 2002 info-icon
Must have been cosmic visitors. Kozmik ziyaretçiler yapmış olmalı. Hükümetimizin kimyasal silahlar denemekte olduğu doğru değil. Taken-1 2002 info-icon
Is that our legacy, Eric? Bu bizim mirasımız mı Eric? Taken-1 2002 info-icon
Is that what he's been doing covering for these creeps? Babam yıllardır bu herifleri mi kolluyordu? Hangi herifleri? Taken-1 2002 info-icon
Tom Clarke. I should have known. Tom Clarke. Tahmin etmeliydim. Taken-1 2002 info-icon
Our paths have crossed. I spent a lifetime building my organization. Yollarımız kesişti. Ben bu organizasyonu oluşturmak için hayatımı harcadım. Taken-1 2002 info-icon
With one prank, he took it away. It wasn't the prank. It's the times. Bir şaka yüzünden elimden aldılar. Şaka yüzünden değil. Zamanı gelmişti. Taken-1 2002 info-icon
Nobody cares about this science fiction stuff. Artık kimse bilim kurguya inanmıyor. Taken-1 2002 info-icon
Real monsters are running this country, killing innocent people. Gerçek canavarlar ülkemizi yönetip masum insanları öldürüyorlar. Taken-1 2002 info-icon
Oh, right, son. Tabii evlat. Taken-1 2002 info-icon
There were no monsters in my generation. No killing. Benim zamanımda canavar yoktu. Kimse ölmüyordu. Taken-1 2002 info-icon
You're my son! This is your inheritance he took! Tamam efendim. Her şey düzelecek. Ambulans geliyor. Sen benim oğlumsun. Mirasınızı elimizden aldılar. Böyle miras istemiyorum. Taken-1 2002 info-icon
Then why did you come home? I was asking the same question. Öyleyse neden eve döndün? Ben de aynı şeyi soruyordum. Taken-1 2002 info-icon
If you don't give a damn, why did you come home? Eğer umurunda değilse neden eve döndün? Taken-1 2002 info-icon
Part of your inheritance. Sen özel bir aileden geliyorsun. Babanın inanılmaz bir zekâsı vardı. Mirasının parçası. Taken-1 2002 info-icon
Is it true? Are you really in charge of some UFO project? Doğru mu? Gerçekten bir UFO projesinin başında mısın? Taken-1 2002 info-icon
No. absolutely not. Hayır. Yok öyle bir şey. Taken-1 2002 info-icon
Guess I could have changed the combination, but... Aslında şifreyi değiştirirdim ama... Taken-1 2002 info-icon
I always thought when you were ready, you'd come home. Her zaman hazır olduğunda eve döneceğini düşünmüştüm. Taken-1 2002 info-icon
I found this at a crash site in New Mexico. Bunu Meksika'daki bir kaza alanından aldım. Düşen şey insan yapımı değildi. Taken-1 2002 info-icon
Inside this craft were five beings. Geminin içinde insan olmayan beş varlık vardı. Taken-1 2002 info-icon
Three of them were dead, Üçü ölmüştü. Dördüncüsü gözetim altındayken öldü. Beşinci ise... Taken-1 2002 info-icon
Everything I've done since I found this wreckage has been about this Bu enkazı bulduğumdan beri yapmaya çalıştığım şey... Taken-1 2002 info-icon
trying to understand who they are and what they wanted. ...onların kim olduklarını ve ne istediklerini anlamaya çalışmaktı. Taken-1 2002 info-icon
I was wrong about the crop circles, but I'm not wrong about this. Ekinliklerdeki olay konusunda yanıldım. Ama bu konuda yanılmıyorum. Taken-1 2002 info-icon
Something is about to happen. bir şey olmak üzere. Belki haftaya, belki 30 yıl sonra olacak. Ama bu ziyaretçilerin bir amacı var. Taken-1 2002 info-icon
It's really true, isn't it? Bunlar gerçekten doğru, değil mi? Taken-1 2002 info-icon
Dad, you had no right to hide the truth like that. Baba, böyle bir gerçeği saklamaya hakkınız yoktu. Taken-1 2002 info-icon
Do you know what would've happened in 1 947 Eğer 1947'de ülke, uzaylıların bize saldırmak üzere olduğuna inansa neler olurdu biliyor musun? Taken-1 2002 info-icon
I don't know, the growth of a military industrial complex? Bilmem, ordu için üretim yapan yerlerin sayısı mı artardı? Taken-1 2002 info-icon
Senate hearings to determine if you were or had been Belki bizlerin uzaylı sempatizanı olup olmadığını anlamak için paneller yapılırdı. Taken-1 2002 info-icon
Maybe we would have started to invade countries Belki boyun eğdiğimiz ülkeleri istila etmeye başlardık? Taken-1 2002 info-icon
I can't abide a mess. Bir karmaşaya tahammül edemem. Taken-1 2002 info-icon
You've kept this from the world for 23 years, Dad. Bunu 23 yıl boyunca dünyadan sakladın baba. Taken-1 2002 info-icon
Don't you think it's time you told the truth? Artık gerçeği söylemenin zamanı gelmedi mi? Taken-1 2002 info-icon
I've only been frightened once in my adult life. Yetişkin hayatımda sadece bir kez çok korktum. Sana anlatmamı ister misin? Taken-1 2002 info-icon
That fifth one... Çarpışmadan sağ çıkan ve hiç ele geçiremediğimiz beşinci uzaylının... Taken-1 2002 info-icon
I tracked him down to a small town in Texas. ...izini, Teksas'taki küçük bir kasabaya kadar sürdüm. Taken-1 2002 info-icon
He had formed a bond there with a young woman, Dondurma almaya gitmiştim. Mutfak penceresinde bir ışık gördüm. Orada genç bir kadınla bir ilişkisi olmuş. Yıllar sonra tekrar o kasabaya gittim. Taken-1 2002 info-icon
The woman was not that young then. Kadın o zaman genç değildi tabii. Taken-1 2002 info-icon
She had two grown children, İki yetişkin çocuğunun yanı sıra, uzaylıyla girdiği ilişkiden olma... Taken-1 2002 info-icon
the result of her bond with this stranger. ...10 yaşında bir oğlu vardı. Taken-1 2002 info-icon
Her older son Tom is the one who made that crop circle. Ekinliklerdeki işaretleri yapan büyük oğlu Tom. Bunu beni yok etmek için kasıtlı olarak yaptı. Taken-1 2002 info-icon
Well, I guess he had his reasons. Herhalde kendince sebepleri vardı. Taken-1 2002 info-icon
I got close to the Clarkes. Clarke'lara yakınlaştım. Taken-1 2002 info-icon
I wanted to know more about the younger boy Jacob. Küçük çocuk Jacob'la ilgili bilgi toplamak istiyordum. Taken-1 2002 info-icon
I was bringing him back to the ranch when it happened. Olay olduğu sırada onu merkeze getiriyordum. Taken-1 2002 info-icon
He was a strange boy. Garip bir çocuktu. Taken-1 2002 info-icon
He was gentle, and he was withdrawn. Nazik ve içine kapanıktı. Taken-1 2002 info-icon
When I looked in this boy's eyes, Sam, what I saw Oğlanın gözlerine baktığım zaman gördüğüm şey Sam... Taken-1 2002 info-icon
what I saw there was all my memories and all my fears. ...orada gördüğüm tüm anılarım ve tüm korkularımdı. Taken-1 2002 info-icon
More than that, I saw them add up. Do you understand? Dahası da var, hepsi bir araya gelmişti anlıyor musun? Taken-1 2002 info-icon
I saw my own death, Sam. Kendi ölümümü gördüm Sam. Nasıl öleceğimi gördüm. Taken-1 2002 info-icon
Maybe it was a moment of guilt. Belki suçluluk duygusundandı. Taken-1 2002 info-icon
You know, maybe what you saw... Belki de hak ettiğini bildiğin şeyi gördün. Taken-1 2002 info-icon
Well, there's your story, son. İşte hikâyen oğlum. Taken-1 2002 info-icon
Your big scoop. A Pulitzer while you're still an undergraduate. Büyük bomban. Daha öğrenciyken sana Pulitzer kazandıracak olay. Taken-1 2002 info-icon
And all you have to do is make someone believe you. Tek yapman gereken birilerini inandırmak. Taken-1 2002 info-icon
Hi. Do you know where I can find some information on the dig site? Merhaba. Kazı bölgesi ile ilgili nereden bilgi alabileceğimi biliyor musunuz? Taken-1 2002 info-icon
Yeah, I do. Who are you? Evet, biliyorum. Sen kimsin? Taken-1 2002 info-icon
I'm a journalism student from UC Berkeley. Berkeley'de gazetecilik okuyorum. Taken-1 2002 info-icon
This is Sam Crawford. He's a journalism student. Bu Sam Crawford. Gazetecilik öğrencisi. Taken-1 2002 info-icon
Nice to meet you. How you doing? Tanıştığımıza sevindim. Nasıl gidiyor? Taken-1 2002 info-icon
Is that the carbon dating report? Yeah. Bu karbon temelli tarih raporu mu? Evet. Taken-1 2002 info-icon
Well, how old's our body? Cesedimiz kaç yaşındaymış? En fazla altı~yedi yıllık. Taken-1 2002 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 158182
  • 158183
  • 158184
  • 158185
  • 158186
  • 158187
  • 158188
  • 158189
  • 158190
  • 158191
  • …
  • »
  • »»
Restricted Mode:   
  • Contribute
  • About Us
  • Disclaimer
  • Contact