Search
English Turkish Sentence Translations Page 157811
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| He was quite ordinary looking. | Sıradan bir görünüşü var. | Swindled-1 | 2004 | |
| I only saw him for a minute. | Sadece bir dakikalığına gördüm. | Swindled-1 | 2004 | |
| When he mentioned the report, | Rapordan bahsederken, | Swindled-1 | 2004 | |
| Orozco went white and took him aside. | Orozco'nun rengi attı, uzaklaştılar. | Swindled-1 | 2004 | |
| Pilar, do you know about this? No, I don't. | Pilar, bu bilgiden haberin var mı? Hayır, yok. | Swindled-1 | 2004 | |
| Orozco exports pigs and he's had some problems, | Orozco domuz ihraç ediyor, ve bazı sorunları var, | Swindled-1 | 2004 | |
| but nothing serious. | ama ciddi bir şey değil. | Swindled-1 | 2004 | |
| But if he has an inspection, he'll lose a lot of money. | Ama bir denetim geçirirse, çok para kaybeder. | Swindled-1 | 2004 | |
| We'll see what Federico says. | Bakalım Federico ne diyecek. | Swindled-1 | 2004 | |
| We won't say anything for the moment. | Şu an ona bahsetmesek daha iyi. | Swindled-1 | 2004 | |
| We're almost at the end. | Nerdeyse sona yaklaştık. | Swindled-1 | 2004 | |
| The slightest thing could make Federico back off. | Bu önemsiz şey yüzünden Federico işten vazgeçebilir. | Swindled-1 | 2004 | |
| I think she's right. | Sanırım haklı. | Swindled-1 | 2004 | |
| Maybe we're giving it too much importance. | Belki de ona gereğinden çok önem veriyoruz. | Swindled-1 | 2004 | |
| Let Orozco sort it out for us. Right. | Bırakalım, Orozco işin içinden sıyrılsın. Peki. | Swindled-1 | 2004 | |
| We paid you 320 million for a report that was useless! | Sana saçma bir rapor için mi 320 milyon ödedik! | Swindled-1 | 2004 | |
| We can do something, Orozco. Oh, yes? What? | Hallederiz, Orozco. Öyle mi? Peki nasıl? | Swindled-1 | 2004 | |
| Beat our heads against the wall? | Duvara kafa mı atalım? | Swindled-1 | 2004 | |
| I can't, not with this idiot here! | Bu beyinsiz burada olduğu sürece sakin olamam! | Swindled-1 | 2004 | |
| I won't listen to this! Really? | Aklını başına devşir! Cidden mi? | Swindled-1 | 2004 | |
| I won't listen to this! What will you do? | Aklını başına devşir! Yoksa ne yaparsın? | Swindled-1 | 2004 | |
| Be careful! What will you do? | Dikkatli ol! Ne yapabilirsin? | Swindled-1 | 2004 | |
| That's enough! What is going on? | Tanrı aşkına, yeter! Ne yaptığınızı sanıyorsunuz? | Swindled-1 | 2004 | |
| 2,500 million is a considerable amount, | 2,5 milyon yüksek bir meblağ, | Swindled-1 | 2004 | |
| but the profits from the sale will be 6,000. | ama 6 milyon eder o arazi. | Swindled-1 | 2004 | |
| 6,000! Can't you see? | 6 milyon! Kör müsünüz? | Swindled-1 | 2004 | |
| In any case, | Ne şartla olursa olsun, | Swindled-1 | 2004 | |
| I'm continuing, and I'll do it with or without you. | ben devam ediyorum, siz olsanız da olmasanız da. | Swindled-1 | 2004 | |
| I'm going to call the priest and give him an answer. | Rahibi arayıp cevabımı ileteceğim. | Swindled-1 | 2004 | |
| I vote to continue. | Oyum devamdan yana. | Swindled-1 | 2004 | |
| I'm not backing out. | Ben vazgeçmiyorum. | Swindled-1 | 2004 | |
| Well, Pilar? | Ya sen, Pilar? | Swindled-1 | 2004 | |
| It's a very large sum. | Yüklü bir miktar. | Swindled-1 | 2004 | |
| 2,500 million. 500 per head. | 2,5 milyon. Kişi başı 500 bin. | Swindled-1 | 2004 | |
| Orozco? | Orozco? | Swindled-1 | 2004 | |
| Sometimes I wonder if I'd be willing to follow you | Nereye gidersen git, | Swindled-1 | 2004 | |
| no matter where. | seni takip ederim. | Swindled-1 | 2004 | |
| Even if you swore it, | Yemin bile etsen de, | Swindled-1 | 2004 | |
| sooner or later you'd disappear. | er ya da geç yokoluyorsun. | Swindled-1 | 2004 | |
| You said it yourself: "We chose different paths". | Kendi ağzınla söylemiştin: "Biz farklı yolları seçtik". | Swindled-1 | 2004 | |
| No, not if we keep all the money. | Hayır, bütün para bizde olursa. | Swindled-1 | 2004 | |
| I did that once but I gave you up. | Bir kez söylemiştim, ama vazgeçtim. | Swindled-1 | 2004 | |
| Now I can have everything. I won't betray anybody. | Artık herşeyim var. Kimseye ihanet etmeyeceğim. | Swindled-1 | 2004 | |
| Forget the others, think about you and me, | Bıraksana diğerlerini, kendini ve beni düşün, | Swindled-1 | 2004 | |
| all we could do together. | ikimiz herşeyin üstesinden gelebiliriz. | Swindled-1 | 2004 | |
| My intuition never fails, | Sezgilerimde yanılmam, | Swindled-1 | 2004 | |
| and it says you're hiding something. | ve benden bir şeyler gizlediğini söylüyor. | Swindled-1 | 2004 | |
| No, I've got nothing to hide. | Hayır, gizleyecek bir şeyim yok ki. | Swindled-1 | 2004 | |
| But I don't trust Ernesto and the others. | Fakat Ernesto ve diğerlerine güvenmiyorum. | Swindled-1 | 2004 | |
| They'll blow the money and call attention everywhere. | Parayı ortalıkta çarçur ederek bütün dikkatleri üzerlerine çekecekler. | Swindled-1 | 2004 | |
| If even one is caught... | Birisi yakalansa... | Swindled-1 | 2004 | |
| Why do you say that? | Nerden çıkardın bunu? | Swindled-1 | 2004 | |
| What are you insinuating? | Ne yapmaya çalışıyorsun? | Swindled-1 | 2004 | |
| That we should guarantee our money. | Paramızı garanti altına almaya çalışıyorum. | Swindled-1 | 2004 | |
| We could take care of them. | Onların hakkından geliriz. | Swindled-1 | 2004 | |
| Like you did with Fingers. | Senin, Cepçi'nin hakkından geldiğin gibi. | Swindled-1 | 2004 | |
| Will you ruin it all | O aptallar yüzünden | Swindled-1 | 2004 | |
| for those fools? Please, Pilar. | her şeyi rezil mi edeceksin? Yapma Pilar. | Swindled-1 | 2004 | |
| No one has to disappear. | Kimse kaybolmamalı. | Swindled-1 | 2004 | |
| And Ernesto? Don't worry about him. | Ya Ernesto? Onu düşünme. | Swindled-1 | 2004 | |
| But never mention Fingers again. Forgive me. | Ancak bir daha Cepçi'yi anma. Affet beni. | Swindled-1 | 2004 | |
| I just want all this to end | Tek isteğim her şeyi halledip... | Swindled-1 | 2004 | |
| so we can get back the time we've lost. | kaybettiğimiz zamanı tekrar kazanmak. | Swindled-1 | 2004 | |
| Everything was ready. | Her şey hazırlanmıştı. | Swindled-1 | 2004 | |
| Each one would have a briefcase. | Her birimizde birer çanta olacak. | Swindled-1 | 2004 | |
| But only one would have the 500 million. | Ancak sadece birinin içinde 500 milyon olacaktı. | Swindled-1 | 2004 | |
| Nervous, Pilar? | Gergin misin Pilar? | Swindled-1 | 2004 | |
| Cold blood, | Soğukkanlı olun, | Swindled-1 | 2004 | |
| and please, no surprises. | ve lütfen, artık sürpriz olmasın. | Swindled-1 | 2004 | |
| I'll take it all to the priest. | Hepsini rahibe götüreceğim. | Swindled-1 | 2004 | |
| Let's hurry. | Acele edin. | Swindled-1 | 2004 | |
| And after? | Ya daha sonra? | Swindled-1 | 2004 | |
| Is anything wrong, Orozco? | Canını sıkan bir şey mi var Orozco? | Swindled-1 | 2004 | |
| It's over. I'm out of it. | Yeter. Ben yokum artık. | Swindled-1 | 2004 | |
| Now you tell us? | Şimdi mi söylüyorsun? | Swindled-1 | 2004 | |
| We're almost there. | Nerdeyse sonuna geldik. | Swindled-1 | 2004 | |
| For me it's over. I want my money. | Benim açımdan iş bitti. Paramı geri istiyorum. | Swindled-1 | 2004 | |
| You know I'm won't give you back anything. | Sana hiç bir şey vermeyeciğimi bal gibi biliyorsun. | Swindled-1 | 2004 | |
| Why don't we all calm down? | Niye sakin sakin konuşmuyoruz? | Swindled-1 | 2004 | |
| We've been under stress. | Çok gerildik doğru ama. | Swindled-1 | 2004 | |
| I don't want your money. | Sizin paranızda gözüm yok. | Swindled-1 | 2004 | |
| I want what I've paid. | Ödediğim kadarını geri istiyorum. | Swindled-1 | 2004 | |
| You're over reacting. | Aşırı tepkilisin. | Swindled-1 | 2004 | |
| I'll do anything to get my money. I swear by my children. | Çocuklarım üzerine yemin ederim. Paramı geri almak için her şeyi yaparım. | Swindled-1 | 2004 | |
| Be careful with that. | Öyleyse çok dikkatli ol. | Swindled-1 | 2004 | |
| I said, shut up. | Sana "Kes sesini" demiştim. | Swindled-1 | 2004 | |
| Orozco, | Orozco, | Swindled-1 | 2004 | |
| put down the gun. | silahı indir. | Swindled-1 | 2004 | |
| Keep away from me. | Bana yaklaşma. | Swindled-1 | 2004 | |
| Don't move! | Gelme! | Swindled-1 | 2004 | |
| All right, but put it down and we'll talk. | İndir şunu da konuşalım. | Swindled-1 | 2004 | |
| I just want the money I gave to that bloodsucker. | Sadece, şu kan emicilere verdiğim parayı geri istiyorum. | Swindled-1 | 2004 | |
| Why, Orozco? | Niye Orozco? | Swindled-1 | 2004 | |
| He'll bleed to death, call an ambulance. | Kan kaybediyor, ambulans çağırın. | Swindled-1 | 2004 | |
| He'll bleed to death! | Çok kan kaybediyor! | Swindled-1 | 2004 | |
| Tell my wife I love her. | Karıma onu sevdiğimi söyle. | Swindled-1 | 2004 | |
| A doctor's coming. | Doktor yolda. | Swindled-1 | 2004 | |
| Mellado, help me. Get Pilar out of here. | Mellado, yardım et. Pilar'ı dışarı çıkar. | Swindled-1 | 2004 | |
| Get her out of here. | Dışarı, dışarı. | Swindled-1 | 2004 | |
| To Pilar's house. Wait for me there. | Pilar'ın evine. Beni orada bekleyin. | Swindled-1 | 2004 |