Search
English Turkish Sentence Translations Page 157753
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Oh, and, hey, we've got that thing tonight at Lincoln Center. | Oh, ve, hey, bu gece Lincoln Center'da şeyimiz var. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| What thing? | Nasıl bir şey? | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| Fund raiser thing. | Birikim artırıcı birşey. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| Right, the thing... with your mother. | Elbette, şey... annen ile olan. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| Okay? I love you. | Tamam mı? seni seviyorum. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| I love you, too. Congratulations. | Ben de seni seviyorum. Tebrikler. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| His meeting's running a little late. | Onun toplantısı azıcık fazla sürecek. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| He told me to take you inside so you wouldn't have to wait. | Bana seni içerde bekletmemi söyledi. Böylece araba içinde beklemek zorunda olmayacaksın. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| I'm so tired, Jimmy. | Jimmy, çok yorgunum. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| I've just had it. | Henüz hissettim. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| Well... he shouldn't be too long. | Pekala... fazla bekletmeyecek. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| Miss Carmichael, won't you come in? | Bayan Carmichael, içeri girmeyecekmisiniz? | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| So... have you made a decision? About what? | Peki... Bir karar verdin mi? Ne hakkında? | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| Ireland. | İrlanda. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| Ireland, honey, that's four months from now. | İrlanda tatlım, bundan dört ay sonra. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| I was thinking maybe 2... 300 guests, tops. | 2.. 300 davetli düşünüyordum ben. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| For Christmas? | Noel için mi? | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| Andrew, are you on some sort of medication? | Andrew, ilaç mı aldın sen? | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| What's going on? Where are we? | Neler oluyor? Biz nerdeyiz? | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| Oh, my God. | Aman Allahım. Aman Allahım. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| Melanie Carmichael... | Melanie Carmichael... | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| I mean, a a are you really sure? | Diyorum ki, sen.. sen emin misin? | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| Because if you're not sure, we could just go back to the car. | Çünkü emin degilsen, hemen arabaya geri dönmeliyiz. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| It's only been 8 months. | Sadece 8 ay oldu. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| You know I never do anything rash. | Biliyorsun hiçbirşeyi gözükara yapmam. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| And I usually never ask a question I don't already know the answer to,... | Ve genellikle cevabını önceden bilmediğim şeyleri sormam ben aynı zamanda,... | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| so... at the risk of being rejected twice, I'm gonna ask you again. | bu yüzden.. iki defa reddedilme riskini göze alarak, sana tekrar soruyorum. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| Mayor, just one shot! One shot! | Belediye Başkanı, sadece bir poz! Bir Poz! | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| Can you comment on the Watson bill? | Watson bill hakkında açıklama yapacak mısınız? | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| Over here, Mayor, please! Over here! | BUraya, Başkan, lütfen! buraya! | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| Thank you. Where is he? | Teşekkürler. O nerde? | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| He's running late. | O gecikecek. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| No doubt thanks to that Carbuncle girl. | Bu Carbuncle denen kıza teşekkür etmekte tereddüt etmemeli. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| Carmichael... designer, Southern. Right, whatever. | Carmichael... tasarımcı, Güneyli. Doğru, işte her neyse. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| Your Honor, how do you answer those... | Efendim, şunları nasıl cevaplayacaksınız... | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| who are opposed to the street improvement project... | Sokak geliştirme projesine kim karşı çıkıyor... | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| you put before the city council today? | bunu bugünkü şehir konseyinden önce açıklayacak mısınız? | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| I suggest they take a drive on some of the streets in Brooklyn. | Onlara Brookly'in bazı caddelerinde gezmelerini öneririm. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| Maybe they'll disappear into a pothole. | Belki bir yol çukurunda kaybolurlar. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| Your son's relationship with Melanie Carmichael... | Oğlunuzun Melanie Carmichael ile ilişkisi... | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| sources say they're engaged. Do you have a comment? | Kaynaklarımız onların nişanlı olduğunu söylüyor. Bir yorumunuz var mı? | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| Trust me, if my son were engaged, I'd have a comment. | Bana güvenin, eğer oğlum nişanlanmış olsaydı bunu bilirdim. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| I thought you were tired. | Sanırım artık yoruldun. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| Jimmy, can you excuse us for a second? | Jimmy, birkaç saniye izin verir misin? | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| I've been planning this for weeks. | Bunu haftalardır planlıyordum. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| I knew your show would be great, and tonight is perfect. | Şovunun mükemmel olacağını biliyordum, ve bu gece de mükemmel. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| Oh, God, I can't wait to see the look on my mother's face. | Aman Allahım, annemin yüzündeki bakışı görmek için sabırsızlanıyorum. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| Come on, let's call your parents. No! | Haydi, ailelerimizi çağıralım. Hayır! | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| I mean... not right this second. | Diyorum ki... bu saniyede bu doğru olmaz. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| What I mean is, uh... | demek istediğim, ah... | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| Honey, would you mind terribly... | Tatlım, kötü düşünmezsin değil mi... | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| if we just kept this to ourselves for a few days? | bunu birkaç günlüğüne kendimize saklasak? | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| Mel, it's gonna come out sooner or later. | Mel, er ya da geç bu ortaya çıkacak. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| No, I know, I know, but, um,... | Hayır, Biliyorum, Biliyorum, fakat, a,... | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| it's just, I haven't seen my folks in about 7 years,... | sadece, akrabalarımı neredeyse yedi senedir görmedim,... | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| and I just feel like I should probably tell them in person. | ve bunu muhtemelen kendim söylemem gerektiğini hissediyorum. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| And, um... I think I should do it alone. | Ve , a... sanırım bunu yalnız başıma yapmalıyım. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| Mel, I'm gonna have to meet them eventually. | Mel, eninde sonunda onlarla tanışacağım. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| I know, I know, and they will love you... | Biliyorum, Biliyorum, onlar seni sevecek... | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| Is it because I'm a Yankee? Well, that... and a Democrat. | Bir Kuzey Amerikalı olduğum için mi? Belki o... ve belki bir demokrat olduğundan. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| Okay... mum's the word. | Tamam.. söz. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| No one will know. Thank you. | Kimse bunu bilemez. Teşekkürler. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| Secretary Hennings, will you comment... | Sekreter Hennings, yorum yapacak mısınız... | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| Why haven't you told your mother you're engaged? | Annene niçin nişanlandığınızı söylemediniz? | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| Have you thought about children? | Çocuk düşünüyor musunuz? | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| I'm sorry we're late. | Geç kaldık, üzgünüm. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| That shade of lipstick does nothing for you. What kept you? | Bu ruj lekesi sana yakışmamış. Niye bu lekeyle geziyorsun? | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| Oh, it's none of your business. | Oh, bu seni ilgilendirmez. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| Ah, you know I hate surprises. What's going on? | Ah, biliyorsun ki sürprizleri sevmem. Neler oluyor? | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| Oh, Tom, always a pleasure. Good to see you. | Oh, Tom, bu daima bir zevk. Seni görmek güzel. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| Melanie, darling. Hi, Your Honor. | Melanie, canım. Merhaba, Efendim. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| So good to see you. | Seni görmek çok güzel. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| Look at you... always the belle of the ball. | Kendine bir bak... her zaman baloların en gözde bayanısın. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| I hear very good things about your new line. | Yeni çizgilerin için çok güzel şeyler duyuyorum. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| Oh, yeah. Thanks. Always a pleasure. | Oh, evet. Teşekkürler. Her zaman bir zevk bu. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| Andrew? Yes? | Andrew? Evet? | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| Seems Melanie is wearing a skating rink on a very important finger. | Melanie'nin en önemli parmağında bir yüzük olduğu görülüyor. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| Um, Your Honor, I'd really like to keep it... | Aa, Efendim, gerçekten bunu gizli tutmak... | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| Oh, my God, you're engaged?! | Aman Allahım, siz nişanlanmışsınız?! | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| Quiet. | Sessizlik lütfen. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| Bloody hell, Mel, I'm your first New York friend, | Kahretsin, Mel, Ben senin ilk New Yorklu arkadaşınım, | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| and I have to read about it with 12 million other people! | ve bunu 12 milyon kişiyle birlikte okumak zorunda kaldım! | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| Sorry, honey, she just grabbed my hand. | Üzgünüm, tatlım, o sadece elimi yakaladı işte. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| I know... we read all about it. | Biliyorum... Hepsini okuduk. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| So, did you cry? Wouldn't you? | Yani, ağlıyor musun? öyle mi? | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| One man for the rest of my life? I'd bawl my bloody eyes out. | Hayatımı geri kalanı için sadece bir adam mı? Kanlı gözlerle bas bas bağırırdım. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| So why don't you meet us? We're just around the corner. | O halde niçin bizle buluşmuyorsun? Biz köşedeyiz. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| Can't. I'm in Alabama. | Mümkün değil. Ben Alabama'dayım. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| Oh... my God. | Aman Allahım. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| He's loud, but he don't bite. | O sadece havlıyor, fakat ısırmaz. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| Come on, shut up, hound! Lie down. | Haydi, kes sesini av köpeğim! Yere uzan bakayım. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| Go on, stay. | Hadi, dur orda. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| Now, how can I help you? | Evet sana nasıl yardımcı olabilirim? | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| Well, for starters, you can get your stubborn ass down here... | Pekala, başlangıç için, şu inadından vazgeçersin... | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| and give me a divorce. | ve benimle boşanırsın. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| Come on, Jake, I mean it. The joke's over. | Haydi, Jake, Bunu kastediyorum. Şaka bitti. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| Let's just finish this. I've got a plane to catch. | Hadi şu işi bitirelim. Yakalamam gereken bir uçak var. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| You're shittin' me, right? | Beni zorluyorsun, değil mi? | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| You know, I've never actually understood that expression,... | Biliyorsun, bu deyimi asla anlamadım,... | Sweet Home Alabama-1 | 2002 | |
| but, no, I'm not "shitting" you. | fakat, hayır, seni zorlamıyorum. | Sweet Home Alabama-1 | 2002 |