Search
English Turkish Sentence Translations Page 156829
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| l can't tell you, because it's a secret for you from me. | Söyleyemem, çünkü sana özel bir sır. Söyleyemem, çünkü söyleyeceğim şey bir sır. | Superbad-4 | 2007 | |
| All right. So come. Come on. Okay. | Peki. Hadi gel öyleyse. Peki. Gel haydi. | Superbad-4 | 2007 | |
| Bye, guys. Bye. | Hoşça kalın, çoçuklar. Güle güle. Hoşçakalın. Güle güle. | Superbad-4 | 2007 | |
| Bye bye. Bye. | Görüşürüz. Güle güle. Güle güle. | Superbad-4 | 2007 | |
| That's so cool. Thanks. | Kıyakmış. Sağol. Acayip havalı bir isim. Sağol. | Superbad-4 | 2007 | |
| All right. l am back. | Geldim işte. Pekâlâ. İşte döndüm. | Superbad-4 | 2007 | |
| l had to thank the peeps for coming out, you know. | Geldikleri için insanlara teşekkür etmem gerekiyordu. Geldiğiniz için teşekkür ederim. | Superbad-4 | 2007 | |
| Jules. l want you to have a drink with me. | Jules. Benimle bir içki iç. Jules. Benimle birlikte içmeni istiyorum. | Superbad-4 | 2007 | |
| You're to l know you're gonna love it. | Bayılacağına eminim. | Superbad-4 | 2007 | |
| You know, l lt's green beer. For your information. | Doğrusu ben... Yeşil bira. Bilgin olsun. Ben... Yeşil bira. Bilgin olsun. | Superbad-4 | 2007 | |
| You know, l'm actually good right now. But thank you. | Şu an böyle iyiyim. Yine de sağol. Hiç canım istemiyor. Ama teşekkür ederim. | Superbad-4 | 2007 | |
| No, that's how l roll. That's the thing. | Ben böyleyimdir işte. Özelliğim bu. Huyum kurusun. Ben böyleyimdir. | Superbad-4 | 2007 | |
| lt's no problems. You'll learn that. | Benimle hiç sorun olmaz. Göreceksin. Ama sorun değil. Öğrenirsin. | Superbad-4 | 2007 | |
| l love talking and conversing with you. | Seninle konuşmaya, sohbet etmeye bayılıyorum. Seninle laflamak ve sohbet etmek çok hoşuma gidiyor. | Superbad-4 | 2007 | |
| But l can't hear you, though, because the music is so loud. | Ama müzik çok yüksek. Seni duyamıyorum. Gerçi müziğin sesi çok yüksek olduğu için seni duyamıyorum ama... | Superbad-4 | 2007 | |
| Let's do it. l haven't conversed in ages. | Hadi çıkalım. Uzun zamandır sohbet etmemiştim. Çıkalım haydi. Uzun zamandır kimseyle sohbet etmedim. | Superbad-4 | 2007 | |
| Okay. Ladies Ladies first. Okay. | Hanımlar önden. Peki. Tamam. Önce bayanlar. Peki. | Superbad-4 | 2007 | |
| Thank you very much. No problem. | Çok teşekkür ederim. Rica ederim. Çok teşekkür ederim. Önemli değil. | Superbad-4 | 2007 | |
| Watch your step. l fell earlier today. You serious? | Bastığın yere dikkat et. Bugün düştüm. Sahi mi? Dikkatli yürü. Bugün orada düştüm. Cidden mi? | Superbad-4 | 2007 | |
| Well, l was hit by a car. lt's a long story. | Araba çarptı. Uzun hikâye. Araba çarptı aslında. Uzun hikaye. | Superbad-4 | 2007 | |
| Oh, shit. Careful. Okay, well.... | Hay Allah. Dikkat et. Tamam. Hay aksi. Dikkat et. Tamam... | Superbad-4 | 2007 | |
| Are you okay? l so flirt with you in math. | İyi misin? Matematik dersinde cilve yaptım sana. İyi misin? Matematik dersinde sana kur yapmıştım. | Superbad-4 | 2007 | |
| Tell me about it. l Samesies. | Al benden de o kadar. Aynen. Bilmez miyim. Ben de sana yaptım. | Superbad-4 | 2007 | |
| l've wanted to tell you for so long that you're the best girl. | En beğendiğim kız olduğunu uzun zamandır söylemek istiyordum. Uzun zamandır sana, tanıdığım en müthiş kız olduğunu söylemek istiyordum. | Superbad-4 | 2007 | |
| l know. l've wanted to get with you, like, so hard. | Biliyorum. Seninle oynaşmayı öyle çok istedim ki. Biliyorum. Ben de sana çok fena vermek istiyordum. | Superbad-4 | 2007 | |
| We'll take this sweater off. l think so. | Şu hırkayı çıkaracağız şimdi. Yani umarım. Şu hırkayı çıkaralım. | Superbad-4 | 2007 | |
| Just be careful, because it's a meaningful sweater to me. lt's vintage. | Dikkatli ol. Benim için önemli, klasik bir hırka. Dikkatli ol. Bu hırkanın benim için önemi büyük. Çok kalitelidir. | Superbad-4 | 2007 | |
| Bought it at that vintage market. Just hurry. | Klasik giysilerin satıldığı dükkandan almıştım. Acele et. Pahalı bir mağazadan aldım. Acele et. | Superbad-4 | 2007 | |
| And this one. lt's off. | Bunu da. Çıktı işte. Şunu da. İşte çıktı. | Superbad-4 | 2007 | |
| Oh, shit. Oh, my. | Tüh ya. Hay Allah. Sakin ol. Ne bok yiyorsun sen? Hay aksi. | Superbad-4 | 2007 | |
| Now, looky, looky... Okay. | Şimdi bakalım... Peki. Bak şimdi, bak... Peki. | Superbad-4 | 2007 | |
| ...what l got for you under here. Oh, my gosh. | ...burada senin için ne varmış? Amanın. ...burada senin için ne var. Aman Tanrım. | Superbad-4 | 2007 | |
| ...this side of the Mississippi. l have a little something... | ...en güzel kızsın. Şunun altında... ...bu yakasındaki en güzel kızsın. Bunun altındakini de... | Superbad-4 | 2007 | |
| Look so pretty. Under there. | Öyle güzelsin ki. Altında. Çok tatlısın. Altında. | Superbad-4 | 2007 | |
| l like you so much. | Senden çok hoşlanıyorum. | Superbad-4 | 2007 | |
| l've never been with an older guy before. | Şimdiye kadar olgun bir erkekle birlikte olmadım. Daha önce hiç benden büyük biriyle birlikte olmadım. | Superbad-4 | 2007 | |
| l know, we made some kick ass tiramisu earlier. | Seninle akıllara seza bir tiramisu yapmıştık. Sabah yaptığımız tiramisu çok güzel oldu. | Superbad-4 | 2007 | |
| lt was deli lt looked weird. But it was delicious. | Tuhaf görünüyordu, ama çok lezzetliydi. Çok lezzetli... tuhaf görünüyordu ama çok lezzetliydi. | Superbad-4 | 2007 | |
| What ? What's wrong? | Ne oldu? Sorun ne? Sorun nedir? | Superbad-4 | 2007 | |
| l l would prefer if we would just do that... | Bunu başka bir zaman... | Superbad-4 | 2007 | |
| What's wrong with right now? Well, l mean, you're You're drunk. | Neyin var senin? Şey, doğrusu... Sen sarhoşsun. Şimdi yapsak ne olacak? Ama... sen... sarhoşsun? | Superbad-4 | 2007 | |
| You're, like, really, really drunk. So? You're drunk. You're drunk, Jules. | Bayağı bir sarhoşsun. Ne olmuş? Sen de sarhoşsun, Jules. Hem de çok sarhoşsun. Sen de sarhoşsun, Jules. | Superbad-4 | 2007 | |
| Yeah, l'm actually l'm not drunk at all. | Aslında hiç sarhoş değilim. Şey, ben aslında... hiç sarhoş değilim. | Superbad-4 | 2007 | |
| l don't even drink, so it's.... l mean.... | Hiç içki içmem de. Ağzıma içki koymadım. O yüzden... yani... | Superbad-4 | 2007 | |
| Everybody You You had me get liquor, so you drink. | Herkes içer. Bana içki aldırdın. O halde içersin. Herkes içti. İçki getirmemi istediğine göre sen de içtin. | Superbad-4 | 2007 | |
| lt's like.... | Yani... Öyle değil mi? | Superbad-4 | 2007 | |
| Well, yeah, because l'm throwing a party, remember? | Parti veriyorum, unuttun mu? Evet, çünkü partiyi ben veriyorum, hatırladın mı? | Superbad-4 | 2007 | |
| Other people drink and so l just.... | Başkaları içiyor diye. Başkaları içti ama ben... | Superbad-4 | 2007 | |
| Evan. Evan, l'm so wet. Oh, yeah. | Evan. Evan, çok ıslandım. Evet. Evan. Evan, sırılsıklam oldum. Evet. | Superbad-4 | 2007 | |
| They said that would happen in health, when l learned about it. | Bildiğim kadarıyla sağlıklı bir şey bu. Sağlıklı kadınlar ıslanır derler. Öyle öğrendim. | Superbad-4 | 2007 | |
| They taught me about Who's down there? | Söylediklerine göre... Burada kimler varmış? Öğrendiğime göre... Kimmiş bu aşağıdaki? | Superbad-4 | 2007 | |
| Thank you, that's good. You have such a smooth cock. | Sağol. İyi geldi. Ne kadar düzgün bir aletin var. Sağol. Güzeldi. Ne güzel sikin var. | Superbad-4 | 2007 | |
| l am gonna give you... | Sana şimdi... Sana ağzımla... | Superbad-4 | 2007 | |
| Why don't we ? Why don't we just kiss a while? | Niye biraz daha öpüşmüyoruz? Bir süre öpüşsek nasıl olur? | Superbad-4 | 2007 | |
| Hang on one second. What? | Bekle biraz. Ne var? Dur biraz. Ne oldu? | Superbad-4 | 2007 | |
| Becca, l don't think you wanna do this. | Becca, bunu yapmak istediğini sanmıyorum. Becca, bunu yapmak istediğime emin değilim. | Superbad-4 | 2007 | |
| You're really drunk. No, l'm not. l am not drunk. | Körkütük sarhoşsun. Değilim. Sen zil zurna sarhoşsun. Hayır, değilim. Sarhoş değilim. | Superbad-4 | 2007 | |
| l see that you are. l think you are. And l really l want you inside me. | Olduğunu görüyorum. Bence sarhoşsun. Seni içimde istiyorum. Sarhoş olduğun belli oluyor ama. Ve seni içimde istiyorum. | Superbad-4 | 2007 | |
| l want you to be my first. l want you inside me. | İlk erkeğim olmanı istiyorum. Seni içimde istiyorum. Bekaretimi sana vermek istiyorum. Seni içimde istiyorum. | Superbad-4 | 2007 | |
| So just Just go with it. | Hadi yapıver. Kendini bana bırak. | Superbad-4 | 2007 | |
| Let it happen. l know, but.... | Yapalım. Biliyorum da... Koyver gitsin. Biliyorum, ama... | Superbad-4 | 2007 | |
| And l just l'm so drunk. l can't even, like, process this. | O kadar sarhoşum ki. Bu şekilde sürdüremem. Öyle sarhoşum ki, buna devam edemeyeceğim. | Superbad-4 | 2007 | |
| And l just think this isn't how l pictured it. | Aklımdan geçen bu değildi. Böyle olacağını düşünmemiştim. | Superbad-4 | 2007 | |
| l don't understand why you have to be such a little bitch about it. | Niye bana itlik yapıyorsun anlamıyorum. Neden bu kadar sızlandığını anlamıyorum. | Superbad-4 | 2007 | |
| Did you just call me a bitch? Yes, a scared | Sen bana it mi dedin? Evet, korkak bir... Sızlanmak mı dedin? Evet, korkak... | Superbad-4 | 2007 | |
| See, l, like, l think we're not thinking clear | Bak, bence sağlıklı düşünemiyoruz. Bak, sağlıklı düşünemiyoruz... | Superbad-4 | 2007 | |
| Go get Gaby. l'll go get her. | Git Gaby'i getir. Getiriyorum. Git Gaby'i çağır. Çağırayım. | Superbad-4 | 2007 | |
| l got a boner. Good. | Benimki kalktı. Güzel. Sikim kalktı. Güzel. | Superbad-4 | 2007 | |
| Do you have a condom? Yes. | Prezervatifin var mı? Var. Kaputun var mı? Evet. | Superbad-4 | 2007 | |
| Are ? Are you crying? | Sen ağlıyor musun? Sen... Ağlıyor musun? | Superbad-4 | 2007 | |
| No, l just have something in both my eyes. | Hayır, her iki gözüme bir şey kaçtı. Hayır. İki gözüme de toz kaçtı. | Superbad-4 | 2007 | |
| l don't cry. That's funny. | Ağlamam ki ben. Gülünç bir şey bu. Ağlamıyorum tabii ki. | Superbad-4 | 2007 | |
| You look You look lt looks like you're crying. | Ağlıyorsun gibi görünüyor. Ağlıyor gibisin. | Superbad-4 | 2007 | |
| So.... | Yani... Ama... | Superbad-4 | 2007 | |
| lt was my last chance and l fucked it up, and | Son şansımdı. Bense sıçtım batırdım. Bu benim son şansımdı ama sıçıp batırdım... | Superbad-4 | 2007 | |
| l thought we'd both be drunk. | İkimiz de sarhoş oluruz demiştim. İkimizin de sarhoş olacağını sanmıştım. | Superbad-4 | 2007 | |
| Look at me. Seth, come on, you didn't blow it. | Bir de bana bak. Seth, yapma. Batırmış falan değilsin. ...bir de bana. Seth, hiçbir şeyi berbat etmedin. | Superbad-4 | 2007 | |
| l think maybe | Belki de... | Superbad-4 | 2007 | |
| Someone forgot to call pest control. Yep. | Böcek ilaçlamacıları çağırmayı unutmuşlar. Evet. Haşere kontrolü aramayı unutmuşlar. Evet. | Superbad-4 | 2007 | |
| Where are you going? No. | Nereye gidiyorsunuz? Olamaz. Nereye gidiyorsun? Olamaz. | Superbad-4 | 2007 | |
| lf you're back there, get out. Everyone, come on. | Oradaysanız çıkın. Size söylüyorum, millet. Arkadaysan çık ortaya. Herkes çıksın. | Superbad-4 | 2007 | |
| We will shoot you. Party's over. | Sizi vuracağız. Parti sona erdi. Yoksa vururuz. Parti, bitti. | Superbad-4 | 2007 | |
| Evan. Get the hell out of here. | Hapisten kaçıracak mıyız sanki? İçinde eğe olan pasta mı pişireceğiz? Evan. Çıkın dışarı. Herife, içinde eğe olan pasta gönderip hapisten kaçıracak değiliz ya. Evan. Toz olun haydi. | Superbad-4 | 2007 | |
| ''Oh, no, it's the cops.'' We have a complaint. | "Eyvah, polis." Hakkınızda şikayet var. "Olamaz, polisler." | Superbad-4 | 2007 | |
| Evan, come on. Get the hell out of here right now. | Evan, hadisene. Hemen boşaltın burayı. Evan, uyan haydi. Haydi uzayın buradan. | Superbad-4 | 2007 | |
| Drop the crantini and move it, sister. See you, sugar tits. | Devir şu içkiyi de çık, abla. Görüşürüz, tatlı memeler. Bırak o kokteyli ve yürü. Görüşürüz güzelim. | Superbad-4 | 2007 | |
| l assume you all have guns and crack. | Hepinizde silah ve uyuşturucu olduğunu farzediyorum. Silah ve uyuşturu bulunduruyorsunuz gibime geliyor. | Superbad-4 | 2007 | |
| l'm gonna save you. l'm gonna save you, Evan. | Seni kurtaracağım, Evan. | Superbad-4 | 2007 | |
| lt's in. Oh, my God, it's in. | Girdi. Vallahi girdi. Soktum. Tanrım, soktum. | Superbad-4 | 2007 | |
| Officer Slater, is that you? You ran away from us. | Memur Slater, sen misin? Bizden kaçtın. Memur Slater, sen misin? Kaçtın bizden. | Superbad-4 | 2007 | |
| No. l didn't run away. What the fuck? | Hayır, kaçmadım. Bu da ne böyle? Hayır. Kaçmadım. Neden kaçtın? | Superbad-4 | 2007 | |
| l was disoriented from Were you violating that girl? | Kazadan dolayı zihnim karıştı... Kızı iğfal mi ediyordun? Kafam karışmıştı... O kızın ırzına mı geçiyordun? | Superbad-4 | 2007 | |
| McLovin? No, no, no. | McLovin? Hayır, hayır. McLovin! Hayır, hayır. | Superbad-4 | 2007 | |
| No. Yeah, l was, but | Hayır. Yani evet, ama... | Superbad-4 | 2007 | |
| Yes, yes, he was. lt's not what you think, guys. | Yapıyormuş. Düşündüğünüz gibi değil, arkadaşlar. Evet. Sevişiyorlarmış. Sandığınız gibi değil. | Superbad-4 | 2007 | |
| l'm not even Sit the fuck down. Stay down. | Hatta ben... Otur lan aşağı. Orada kal. Ben daha... Otur yerine. Kalkma. | Superbad-4 | 2007 | |
| Calm down. l thought we were friends... | Kıpraşma. Dost olduğumuzu sanırken sen kaçtın gittin. Sakin ol. Arkadaş olduğumuzu sanmıştım... | Superbad-4 | 2007 | |
| We're friends. Shut up. | Biz dostuz. Kapa çeneni. Biz arkadaşız. Kapa çeneni. | Superbad-4 | 2007 | |
| Calm down. Calm down, man. Why? What? | Sakin ol, dostum. Niye? Neden? Sakin ol. Sakin ol dostum. Neden? Ne var? | Superbad-4 | 2007 | |
| Wait, what are you ? What are you guys doing? | Ne yapıyorsunuz siz? Durun. Ne yapıyorsunuz? | Superbad-4 | 2007 |