Search
English Turkish Sentence Translations Page 156773
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Shut up, crime. | Kapa çeneni suç! | Super-1 | 2010 | |
| Here's The Crimson Bolt, | Karşında Crimson Bolt. | Super-1 | 2010 | |
| Crimson Bolt's journal. Night one. | Crimson Bolt'un günlüğü. | Super-1 | 2010 | |
| Waiting to protect innocents | Kötülüğün karanlığın güçlerinden... | Super-1 | 2010 | |
| from the dark forces of evil. | ...masumları korumak için bekliyorum. | Super-1 | 2010 | |
| Crimson Bolt's journal. Night two. | Crimson Bolt'un günlüğü. İkinci gece. | Super-1 | 2010 | |
| There was no crime last night. | Geçen gece suç işlenmedi. | Super-1 | 2010 | |
| I did, however, see a few suspicious characters | Ben yine de şüpheli birkaç tip gördüm. | Super-1 | 2010 | |
| who might have been planning something for to | Bir plan yapıyorlarmış gibilerdi. | Super-1 | 2010 | |
| It was just a box. | Sadece bir kutuymuş. Rüzgar onu yoldan aşağı itmiş. | Super-1 | 2010 | |
| I'm not gonna just leave it there. | Kutuyu orada bırakmayacağım. Sonra alırım. | Super-1 | 2010 | |
| I just don't want to expose my position | Şu anda yerimi belli etmek istemiyorum. | Super-1 | 2010 | |
| Hello. | Merhaba. Ben üniversite öğrencisiyim... | Super-1 | 2010 | |
| and I'm doing a report on where to buy drugs... | ...ve uyuşturucu satılan ve uyuşturucu satıcılarının... | Super-1 | 2010 | |
| the streets where all the drug dealers are. | ...yerleriyle ilgili bir ödev hazırlıyorum. | Super-1 | 2010 | |
| You're writing a report on that? | Bu konuyla ilgili ödev mi yazıyorsun? Evet. | Super-1 | 2010 | |
| Why are you wearing a fake beard? | Niye sahte sakal takıyorsun? Gerçek ama. | Super-1 | 2010 | |
| Just my hair... | Saçım... | Super-1 | 2010 | |
| growing out of my face. | ...yüzümden çıkıyor. | Super-1 | 2010 | |
| Oh, well, I guess we can just start | Sanırım eski haberleri internetten aramakla başlayabiliriz. | Super-1 | 2010 | |
| A lot of people think it's fake, but it's not. | Çoğu kişi sahte olduğunu zannediyor ama değil. Sakalım gerçek. | Super-1 | 2010 | |
| They wanted me to be a real beard Santa | Benden gerçek sakallı Noel Baba olmamı istediler... | Super-1 | 2010 | |
| 'cause of how real my beard was. | ...çünkü sakallarımın gerçek gibi göründüğünün farkındaydılar. | Super-1 | 2010 | |
| But I was like, "No, I have to write this report." | Ama ben "Hayır, bu ödevi yazmalıyım." dedim. | Super-1 | 2010 | |
| Yo, brothers. | Selam kardeşler. Ne vereyim, tüttürecek bir şey mi? | Super-1 | 2010 | |
| You got any weed? | Ot var mı? Var tabii dostum. Hem de Tayland çubuğu. | Super-1 | 2010 | |
| This is what you good looking brothers need for a party. | Sizin gibi yakışıklı kardeşlere parti için bu lazım. | Super-1 | 2010 | |
| Pussy comes from miles away | Kızlar Tayland çubuğu kokusunu alınca dünyanın öbür ucundan olsa gelirler. | Super-1 | 2010 | |
| Bet the two of y'all get a lot of pussy, don't you, huh? | Siz ikiniz kesin çok kız kaldırıyorsunuzdur. | Super-1 | 2010 | |
| Yeah. Our share. | Evet. Ne bulursak. | Super-1 | 2010 | |
| I knew it. I can tell. | Biliyordum. Belli oluyor zaten. Ne diyorsun dostum? | Super-1 | 2010 | |
| Thai stick, dude. We got to. | Tayland çubuğuymuş hacı. Alalım bence. | Super-1 | 2010 | |
| Dope pushing scum! | Seni adi satıcı! Gazlasana hacı! | Super-1 | 2010 | |
| Dude, I think this is just sunflower seeds | Aga, bu bence lolipop çubuğuna yapıştırılmış ayçiçeği tohumu. | Super-1 | 2010 | |
| Go! Go, go go go go! | Hadi! Gazla! Gazla! Gazla! | Super-1 | 2010 | |
| Why are you doing this to me? | Ne yapıyorsun sen be?! | Super-1 | 2010 | |
| No fair! | Hile yapma! Hayır! | Super-1 | 2010 | |
| Ow! Hey, motherfucker! | Hop, denyolar! | Super-1 | 2010 | |
| Yo, you better get off our boy, man. | Kardeşimizden uzak dur dostum! | Super-1 | 2010 | |
| Yo, Nathaniel, what the hell? | Nathaniel, bu ne böyle?! | Super-1 | 2010 | |
| You better run, superbug! | Kaç bakalım işte süper böcek! | Super-1 | 2010 | |
| Yeah, I'm looking for comic books | Selam, güçleri olmayan bir süper kahraman çizgi romanı arıyorum da. | Super-1 | 2010 | |
| Superheroes without powers? | Güçleri olmayan süper kahraman mı? | Super-1 | 2010 | |
| Yeah, they have to use, | Evet, kendilerini korumak için silah kullanırlar ya. | Super-1 | 2010 | |
| All right. Yeah. Okay. | Pekâlâ. Tamam. Olur. | Super-1 | 2010 | |
| Batman. | Batman. Batarang, boru tipi bombaları... | Super-1 | 2010 | |
| Green Arrow has a bow and arrow. | Green Arrow'un oku ve yayı var. Tamam. | Super-1 | 2010 | |
| Captain America has a shield. | Kaptan Amerika'nın kalkanı var. | Super-1 | 2010 | |
| Shield... No, wait wait wait! | Kalkan... Hayır, dur, dur, dur! | Super-1 | 2010 | |
| No, he has powers. | Hayır, onun güçleri var. Onun güçleri var. Tanrım! | Super-1 | 2010 | |
| Sorry, you know, he's a supersoldier, so... | Pardon, yani o sonuçta bir süper asker... Tamam. | Super-1 | 2010 | |
| Don't take that one. | Onu alma. Tamam. | Super-1 | 2010 | |
| Catwoman has a whip. | Kedi Kadın'ın kamçısı var. Demir Adam var. | Super-1 | 2010 | |
| Now, Iron Man doesn't really have superpowers, per se, | Kendine ait süper güçleri yok aslında ama süper güçleri olan bir elbisesi var. | Super-1 | 2010 | |
| Does that count? | O sayılır mı? | Super-1 | 2010 | |
| I think I have enough. | Sanırım yeterince aldım. | Super-1 | 2010 | |
| I almost didn't say it, but then I did. | Neredeyse unutuyordum ama son anda aklıma geldi. | Super-1 | 2010 | |
| I'm such an idiot. | Çok aptalım. | Super-1 | 2010 | |
| Why do you need all those? | Sana bunlar niye lazım ki? | Super-1 | 2010 | |
| Research. | Araştırma yapıyorum. | Super-1 | 2010 | |
| I'm making up my own superhero. | Kendi süper kahramanımı uyduruyorum. | Super-1 | 2010 | |
| He needs a weapon. | Bir silaha ihtiyacı var. | Super-1 | 2010 | |
| That'll do. | Bu işime yarar. | Super-1 | 2010 | |
| Yo, man! | Ne oluyor?! | Super-1 | 2010 | |
| Oh, my neck! | Boynum! | Super-1 | 2010 | |
| Gracias, Mister. | Teşekkürler bayım! | Super-1 | 2010 | |
| Don't steal. | Hırsızlık yapma! | Super-1 | 2010 | |
| Don't molest kids. | Çocukları taciz etme! | Super-1 | 2010 | |
| Don't deal drugs. | Uyuşturucu satma! | Super-1 | 2010 | |
| Shut up, crime! | Kapa çeneni suç! | Super-1 | 2010 | |
| Um, do you think you could do me a favor | Bana bir iyilik yapıp toplantıma götürebilir misin? | Super-1 | 2010 | |
| My PO's gonna kill me if I miss again. | İdarecim canıma okur. | Super-1 | 2010 | |
| That's when I need to give myself a little KISS, you know? | Ben de o yüzden "BİS" prensibini benimsedim. | Super-1 | 2010 | |
| "Keep It Simple, Stupid." | "Basite İndirgesene Sersem." | Super-1 | 2010 | |
| My sponsor has been great | Destekçim ayaklarımın yere basması için oldukça yardımcı oldu. | Super-1 | 2010 | |
| Well, then after spending that week in jail, | Hapiste geçirdiğim bir haftadan sonra... | Super-1 | 2010 | |
| I just... I mean... | ...yani, nasıl desem... | Super-1 | 2010 | |
| man, I don't ever want to go back | ...bir daha asla öyle bir yere gitmek istemiyorum. | Super-1 | 2010 | |
| It's been two months now. | Artık iki ay oldu. | Super-1 | 2010 | |
| I'm gonna stay sober this time. | Bu sefer ayık kalacağım. | Super-1 | 2010 | |
| I really am. | Artık ciddiyim. | Super-1 | 2010 | |
| Happy, joyous, and free all the way. | Mutlu, neşeli ve özgür olacağım. | Super-1 | 2010 | |
| You know what I mean? | Anlıyorsun beni. | Super-1 | 2010 | |
| I've never really been happy, | Hayatımda hiç gerçek anlamda mutlu olmadım... | Super-1 | 2010 | |
| not even when I was a little girl. | ...küçüklüğümde bile. | Super-1 | 2010 | |
| I kind of think happiness is... overrated. | Bence mutluluk... | Super-1 | 2010 | |
| People spend their whole lives chasing it, | İnsanlar hayatları boyunca mutluluğun peşinden koşuyor. | Super-1 | 2010 | |
| like it's the most important thing in the world. | Sanki dünyadaki en önemli şeymiş gibi. | Super-1 | 2010 | |
| Happy people are kind of... | Mutlu insanlar biraz... | Super-1 | 2010 | |
| arrogant. | ...küstah oluyorlar. | Super-1 | 2010 | |
| Do people tell you you're weird, Frank? | İnsanlar sana garip biri olduğunu söyler mi Frank? | Super-1 | 2010 | |
| Yeah, I guess you kind of are. | Evet bence de biraz garipsin. | Super-1 | 2010 | |
| Also, you're different to other guys I've known. | Ama tanıdığım diğer adamlardan da farklısın. | Super-1 | 2010 | |
| You're... good. | İyi birisin. | Super-1 | 2010 | |
| I want to try something. | Bir şey denemek istiyorum. Ne? | Super-1 | 2010 | |
| You can't be happy for me? | Benim adıma mutlu olamıyor musun? Senin adına mutluyum Sarah. | Super-1 | 2010 | |
| I just know that... | Ama şu var... Sen hep böyle biriydin. | Super-1 | 2010 | |
| Even when we were kids, you were like this. | Biz daha çocukken bile sen böyle biriydin. | Super-1 | 2010 | |
| No, Sarah. Yes. | Hayır Sarah. Evet. | Super-1 | 2010 | |
| It's just fast. | Biraz hızlı verilmiş bir karar. Hızlı mı? | Super-1 | 2010 |