• en flag English
    • tr flag Turkish

Search

English Turkish Sentence Translations Page 156652

English Turkish Film Name Film Year Details
We're just looking. Sadece bakınıyorduk. Sadece bakıyoruz. Summer-1 2008 info-icon
Shaun, you're suspended. Shaun, uzaklaştırma aldın. Shaun, uzaklaştırıldın. Summer-1 2008 info-icon
In case you were wondering, that means you don't come to school. Merak edersin diye söylüyorum, okula gelmiyorsun. Belki bilmek istersin, bu demektir ki okula gelemezsin. Summer-1 2008 info-icon
Daz needs the company. Daz'ın arkadaşa ihtiyacı var. Summer-1 2008 info-icon
Darren, you don't need to be here. You're not doing any exams. Darren, burada olmaman gerek. Hiçbir sınava giremezsin. Darren, burada olmak zorunda değilsin. Sınav olmuyorsun. Summer-1 2008 info-icon
I'm doing girls' netball. Kızların netbol maçına bakıyordum. Kızların oyununu seyrediyorum. Summer-1 2008 info-icon
We've already called the police, Shaun. Çoktan polisi aradık, Shaun. Polisi çoktan çağırdık, Shaun. Summer-1 2008 info-icon
I'm asking you reasonably, please go home. Senden evine gitmeni istiyorum. Sana güzelce söylüyorum, lütfen evine git. Summer-1 2008 info-icon
We weren't even doing nothing. Thank you. Hiçbir şey yapmıyorduk. Teşekkürler. Bir şey yapmıyorduk ki. Teşekkür ederim. Summer-1 2008 info-icon
Wanker. Very clever, Shaun. Otuz birci. Çok komik, Shaun. Azgın herif. Çok zekîce, Shaun. Summer-1 2008 info-icon
You're a wanker! Otuz bircinin tekisin! Sen azgının tekisin! Summer-1 2008 info-icon
(TV)... making it one of our most lucky lottery numbers. "...şanslı numaralardan birini daha belirliyoruz..." ...ve bu da lotodaki şanslı numaralardan biri. Summer-1 2008 info-icon
And the next ball is number 40. "...ve bir sonraki top ise 40 numara." Sıradaki topumuz 40 numara. Summer-1 2008 info-icon
That's come up twice during the last month. "Bu bir ay içinde ikinci gelişi." Geçen aydan bu yana ikinci kez çekildi. Summer-1 2008 info-icon
Number 37. "37 numara." 37 numara. Summer-1 2008 info-icon
And the bonus ball, number 29. "Ve bonus topumuz 29 numara." Ve bonus topumuz; 29 numara. Summer-1 2008 info-icon
That's the holiday off, then. İşte tatilin sonu. Tatil yattı demek oluyor. Summer-1 2008 info-icon
Told you we should have gone for 43. Sana "43" yazalım demiştim. Sana 43'ü oynayalım demiştim. Summer-1 2008 info-icon
The other five numbers were just as fucking wrong. Diğer beş numara gibi o da yanlış. Diğer beş top da tutmadı. Summer-1 2008 info-icon
I've a got a new one. Oh? Yeni bir tanesi var. Elimde yenisi var. Summer-1 2008 info-icon
Serial number of the chair. Koltuğun seri numarası. Jürinin seri numarası. Summer-1 2008 info-icon
(TV) And 40. So congratulations to all our winners tonight. "Ve 40. Bu gecenin tüm kazananlarına tebrikler." Ve 40. Bu geceki talihlilerimizi kutluyoruz. Summer-1 2008 info-icon
You want some tea? Yeah, go on, then. Çay ister misin? Evet, koy bakalım. Çay ister misin? Olur, doldur. Summer-1 2008 info-icon
Fuck off. Siktir ulan. Canın cehenneme. Summer-1 2008 info-icon
It's all fucking shite. Doğru düzgün bir bok yok. Hepsi de düzmece. Summer-1 2008 info-icon
Daz, do you want some of this pork roll? Daz, bu etten biraz almak ister misin? Daz, domuz dolmalarından ister misin? Summer-1 2008 info-icon
Daz, do you want some pork or what? Daz, bu etten biraz almak istiyor musun yoksa istemiyor musun? Daz, dolma istiyor musun istemiyor musun? Summer-1 2008 info-icon
Stop fucking about. Saçmalamayı bırak. Taşak geçmeyi bırak. Summer-1 2008 info-icon
Daz? Daz? Summer-1 2008 info-icon
Daz, for fuck's sake! Daz, Tanrı aşkına! Daz, lânet olsun! Summer-1 2008 info-icon
How's he doing? He's not so good. Durumu nasıl? Hiç iyi değil. Summer-1 2008 info-icon
You might want to call his mother. Belki annesini aramak istersin. Annesini aramak isteyebilirsin. Summer-1 2008 info-icon
I already phoned her. She's in a taxi. Az önce aradım. Taksideymiş. Çoktan aradım. Taksiyle geliyor. Summer-1 2008 info-icon
Can I see him? Of course. Onu görebilir miyim? Elbette. Summer-1 2008 info-icon
Hurry up. Some fucker's gonna see us. Push! "Acele et. Yoksa biri bizi görecek! İt!" Acele et. Bizi görecekler. İttir! Summer-1 2008 info-icon
Fucking get off my head, you knob! "Kafamın üstenden çekil, seni geri zekâlı!" Kafamdan çekilsene, geri zekâlı! Summer-1 2008 info-icon
Daz! What? " Daz!" Ne var? Daz! Ne var? Summer-1 2008 info-icon
Come here. "Gel buraya." Gelsene. Summer-1 2008 info-icon
Sure that's how you spell "wankers"? Eminim ki "Otuz birci" böyle yazılır. "Azgınlar"ı nasıl hecelediğin belli oluyor. Summer-1 2008 info-icon
For fuck's sake, it starts with a W. What more do you want? Ne alaka, "O" ile başlıyor. Daha ne istiyorsun? Lânet olsun, "a" ile başlıyor. Daha ne istiyorsun? Summer-1 2008 info-icon
You got a light? Ateşin var mı? Çakmağın var mı? Summer-1 2008 info-icon
Mate, I'm burning my file. Watch and observe. Dostum, dosyamı yakıyorum. Seyret ve gözlemle. Dostum, dosyamı yakıyorum. İzle de gör. Summer-1 2008 info-icon
Burn, you fucker. Yeah. Come on. Yaksana şunu. Hadi. Cayır cayır yan. Evet. Hadi. Summer-1 2008 info-icon
It'll burn better than that, though. Yine de ben daha iyi yakarım. Öteki türlü daha beter yanar. Summer-1 2008 info-icon
Give us that. I'll show you a fire. Ver şunu. Sana ateş nasıl olurmuş göstereyim. Ver şunu. Sana yangın neymiş göstereyim. Summer-1 2008 info-icon
What are you doing? Ne yapıyorsun? N'apıyorsun? Summer-1 2008 info-icon
It's not gonna burn. Bet you it will. Yanmayacak. Öyle bir yanacak ki. Yanmayacak. Bence yanacak. Summer-1 2008 info-icon
It's got special paint on it. So? Üzerinde özel boya var. Yani? Summer-1 2008 info-icon
Yeah, that means it's fireproof. Yani ateş almaz. Yanisi yangına dayanıklı. Summer-1 2008 info-icon
♪ Gilly told me in detention Gözaltındayken Gilly söyledi. Gilly demişti içerdeyken Summer-1 2008 info-icon
What, fireproof? Yanmayacağını mı? Ne, yangına dayanıklı? Summer-1 2008 info-icon
Doesn't matter what you do, it won't burn. Ne yaparsan yap, nafile. Yanmayacak. Ne yaparsan yap, yanmayacak. Summer-1 2008 info-icon
Oh, won't burn? Put it out. Yanmayacak mı? Söndür şunu. Yanmayacak mı? Söndürsene. Summer-1 2008 info-icon
How am I supposed to put it out? Fucking do something. Nasıl söndürmemi bekliyorsun? Bir şeyler yap. Ben nasıl söndüreyim? Lânet bir şeyler yap. Summer-1 2008 info-icon
Fucking twat. Fucking hell, Shaun! Seni dangalak. Cehenneme git, Shaun! Gerzek herif. Lânet olsun, Shaun! Summer-1 2008 info-icon
Shaun? Yes, mate? Shaun. Evet, dostum. Shaun? Efendim dostum. Summer-1 2008 info-icon
I've had enough now. Bana bu kadar yeter. Göreceğimi gördüm artık. Summer-1 2008 info-icon
Are you gonna stay this time? Bu defa kalacak mısın? Bu sefer kalacak mısın? Summer-1 2008 info-icon
I'm not going anywhere. Hiçbir yere gitmiyorum. Hiçbir yere gittiğim yok. Summer-1 2008 info-icon
What are you doing? Split up. Ne yapıyorsun? Hedef şaşırtmaca. Ne yapıyorsun? Ayrılalım. Summer-1 2008 info-icon
Fuck that! Just dump the bike and run. Lanet olsun! Bisikleti bırak ve koş. Hadi ordan! Bırak motoru da kaç. Summer-1 2008 info-icon
I can't just fucking dump my bike, can I? Bisikleti öylece bırakamam, değil mi? Motorumu öylece bırakamam. Summer-1 2008 info-icon
Shaun! Shaun! Shaun! Shaun! Summer-1 2008 info-icon
Daz! Daz! Summer-1 2008 info-icon
Daz! Daz! Daz! Daz! Summer-1 2008 info-icon
Shaun! Get the fuck off me! Shaun! Çekil üzerimden! Shaun! Çekil başımdan! Summer-1 2008 info-icon
Stop it! Get the fuck off me! Bastard! Kes şunu! Çekil üstümden! Piç herif! Kesin şunu! Bırakın beni. Hergeleler. Summer-1 2008 info-icon
Shaun! Get the fuck off! Shaun! Çekil üstümden! Shaun! Bırakın beni! Summer-1 2008 info-icon
Get off him! Get off me! Üstünden çekil! Üstümden çekil! Bırakın onu! Bırakın beni! Summer-1 2008 info-icon
Give us a bit of that. Şundan biraz versene. Bize de versene. Summer-1 2008 info-icon
What's up? Hayırdır? Ne var? Summer-1 2008 info-icon
I need to talk to you. Seninle konuşmam gerek. Konuşmalıyız. Summer-1 2008 info-icon
He's dead, then? Öldü demek? Summer-1 2008 info-icon
I'm sorry. Üzgünüm. Başın sağolsun. Summer-1 2008 info-icon
You'd best come back. I'm staying out. Geri gelsen iyi olacak. Dışarıda kalacağım. Gelsen iyi olacak. Dışarıda kalacağım. Summer-1 2008 info-icon
Daniel. Don't fucking matter now, does it? Daniel. Artık bir önemi yok nasıl olsa. Daniel. Artık önemi yok, değil mi? Summer-1 2008 info-icon
He was a fucking pisshead, a fucking waster. Lanet olası alkoliğin, umutsuz vakanın tekiydi o. İşe yaramaz, çulsuzun tekiydi. Summer-1 2008 info-icon
Oh, God! Tanrım! Ah, Tanrım! Summer-1 2008 info-icon
Oh, please, God! Lütfen, Tanrım! Ah, lütfen Tanrım. Summer-1 2008 info-icon
Hey, Shaun? Shaun? Hey, Shaun? Summer-1 2008 info-icon
Daz? It's me. Benim. Daz mı? Benim. Summer-1 2008 info-icon
Are you alright, man? İyi misin, dostum? İyi misin adamım? Summer-1 2008 info-icon
Come on, you miserable fucker, get up, man. Hadi, seni gidi sefil yaratık. Uyan dostum. Hadi seni zavallı herif, kalk dostum. Summer-1 2008 info-icon
Come on, Shaun, seriously. Get up. Hadi, Shaun. Cidden, kalk. Hadi, Shaun, gerçekten bak. Kalk. Summer-1 2008 info-icon
Shaun. Fucking... You stink, man. You need a wash. Shaun. Seni sidikli herif! Yıkanman gerek. Shaun. Leş gibisin. Yıkanmalısın. Summer-1 2008 info-icon
I ain't fucking moving till you get up. Sen kalkana kadar hareket etmeyeceğim. Sen kalkana kadar gitmeyeceğim. Summer-1 2008 info-icon
I'll see you later, then, yeah? Sonra görüşürüz, tamam mı? Sonra görüşürüz o zaman. Summer-1 2008 info-icon
Don't get hammered. No, Zoe won't let me. Enselenme. Zoe izin vermez ki. Kendini harcatma. Hayır, Zoe bana göz kulak olur. Summer-1 2008 info-icon
How is she? She alright? Fucking fantastic. Peki o nasıl? İyi mi? Bomba gibi. O nasıl? İyi mi? Domuz gibi. Summer-1 2008 info-icon
Seriously, Shaun, you should see her tits, mate. Cidden, memelerini görmeliydin dostum. Cidden Shaun, memelerini görmelisin ahbap. Summer-1 2008 info-icon
Alright, youth? Alright. N'aber? İyilik. Naber genç? İyidir. Summer-1 2008 info-icon
Fuck. I forgot the wreath! Lanet olsun. Çelengi unuttum. Siktir. Çelengi unuttum! Summer-1 2008 info-icon
Come on, come on. Wreath! Hadi, acele edin. Çelenk! Hadi. Hadi. Çelenk! Summer-1 2008 info-icon
Hurry up. Alright, alright! Acele et. Tamam, tamam! Acele et. Tamam, tamam. Summer-1 2008 info-icon
He's not gonna run off, is he? Kaçacak değil ya? Kaçacak hâli yok ya? Summer-1 2008 info-icon
God so loved the world that gave His only son Tanrı dünyayı o kadar sevdi ki, biricik oğlunu oraya gönderdi. Tanrı dünyayı o kadar çok sevdi ki... Summer-1 2008 info-icon
that whoever believes in Him should not perish Ona inananlar yok olmayıp, sonsuz yaşama kavuşacaklar. ...size verdiği tek oğluna kim inanırsa helâk olmayacak... Summer-1 2008 info-icon
but have eternal life. ...aksine ebedi yaşama kavuşacak. Summer-1 2008 info-icon
The eye has not seen nor ear heard nor the heart of man conceived Tanrı ona inananlara, hiç görülmemiş, duyulmamış,... Tanrı'nın, O'nu sevenler için hazırladıklarını ne göz gördü,... Summer-1 2008 info-icon
what God has prepared for those who love Him. ...hatta kavramasının bile imkânsız olduğu şeyler hazırlayacak. ...ne kulak duydu, ne de insan gönlü idrak edebildi. Summer-1 2008 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 156647
  • 156648
  • 156649
  • 156650
  • 156651
  • 156652
  • 156653
  • 156654
  • 156655
  • 156656
  • …
  • »
  • »»
Restricted Mode:   
  • Contribute
  • About Us
  • Disclaimer
  • Contact