• en flag English
    • tr flag Turkish

Search

English Turkish Sentence Translations Page 156647

English Turkish Film Name Film Year Details
holding her rice in her hand. ...çölde yürümüş. Sulanga Enu Pinisa-1 2005 info-icon
She does not know the meaning of her female nature. Kadın doğasının anlamını bilmemiş. Sulanga Enu Pinisa-1 2005 info-icon
She does not even know if she's Little Bird. Kendisinin küçük kuş olduğunu bile bilmemiş. Sulanga Enu Pinisa-1 2005 info-icon
And she walks on... Ve o yürür... Sulanga Enu Pinisa-1 2005 info-icon
Statement from the police Polis Açıklaması. Sulanga Enu Pinisa-1 2005 info-icon
Age: 24. Yaş: 24. Boy: 158 cm. Sulanga Enu Pinisa-1 2005 info-icon
Kuruduwate, Kuruduwate; Bayan Wasanta Kumari ayın 6'sından beri kayıp. Sulanga Enu Pinisa-1 2005 info-icon
Age: 19. Height : 5 ft Yaş: 19. Boy: 153 cm. Sulanga Enu Pinisa-1 2005 info-icon
Vavuniya, Vavuniya; Bayan Yogaraja Sivarani ayın 7'sinden beri kayıp. Sulanga Enu Pinisa-1 2005 info-icon
Age: 14. Taille: 4 ft 6 Yaş: 14. Boy: 140 cm. Sulanga Enu Pinisa-1 2005 info-icon
the body of an unknown man was found. ...kimliği saptanamamış bir erkek cesedi. Sulanga Enu Pinisa-1 2005 info-icon
I bet I could get down faster than that. Şu veletlere beş basarım. Bahse girerim ki ben daha hızlı varırım. Summer-1 2008 info-icon
You want a drink? Aye, go on, then. Bir şeyler içelim mi? Tamam. Gidelim hadi. İçki ister misin? Olur, doldur. Summer-1 2008 info-icon
Geronimo! Geronimo! Tutmayın beni! Summer-1 2008 info-icon
Fuck. Daz! Beat this, you little bastards! Hay ben senin. Daz! Beni geçin de göreyim, piç kuruları! Siktir! Daz! Hadi geçin beni veletler! Summer-1 2008 info-icon
Daz! Shit. Shaun! Daz! Hassiktir. Shaun! Daz! Lânet olsun. Shaun! Summer-1 2008 info-icon
You fucking idiot! God! Salak herif! Tanrım! Seni gerzek! Tanrım! Summer-1 2008 info-icon
Shit! Shaun! Jesus! Hassiktir! Shaun! Tanrım! Lânet olsun! Shaun! Tanrım! Summer-1 2008 info-icon
Are you OK? I can't feel my legs. Bir şeyin yok ya? Bacaklarımı hissetmiyorum. İyi misin? Bacaklarımı hissedemiyorum. Summer-1 2008 info-icon
Very funny. I told you I could beat them kids. Çok espritüelsin. O veletlere beş basacağımı söylemiştim. Aman ne komik. Çocukları geçebileceğimi söylemiştim. Summer-1 2008 info-icon
What a prick. You've got to have some fun. Göt lalesi. Arada bir eğlenmek de gerek. Mankafalı. Biraz eğlence şart. Summer-1 2008 info-icon
I'll fucking leave you next time. Well, leave me, then. Bir dahaki sefere elleşmem haberin olsun. Bir dahaya yanından gideceğim. İyi, şimdi git o zaman. Summer-1 2008 info-icon
For fuck's sake! Is it hurting you? Good. Hay ebesini! Canın mı yanıyor? Aman ne güzel. Hassiktir! Canını mı yakıyor? Güzel. Summer-1 2008 info-icon
Where are you going? To get the rucksack. Nereye? Sırt çantamı alacağım. Nereye gidiyorsun? Çantayı alacağım. Summer-1 2008 info-icon
And fucking leave me here? Beni bir başıma mı bırakıyorsun? Beni de burada mı bırakacaksın? Summer-1 2008 info-icon
Oh, that's better. Şimdi rahatladım. Şimdi daha iyi. Summer-1 2008 info-icon
That's it, we're on a roll. Süpersin. Kazasız belasız buralara kadar geldik. Şanslı günümüzdeyiz. Summer-1 2008 info-icon
Do you want one? No. İster misin? Hayır. İster misin? Yok. Summer-1 2008 info-icon
Alright, Shaun? N'aber, Shaun? Nasılsın, Shaun? Summer-1 2008 info-icon
You alright? Aye. Nasılsın? İyidir. İyi misin? Evet. Summer-1 2008 info-icon
How's your dad? Baban ne yapıyor? Baban nasıl? Summer-1 2008 info-icon
Asleep. Uyuyor. Uyukluyor. Summer-1 2008 info-icon
I've got a test tomorrow. Yarın sınavım var. Yarına sınavım var. Summer-1 2008 info-icon
What about? English. Hangi dersten? İngilizce. Summer-1 2008 info-icon
I need some help. Yardımın gerekebilir. Yardıma ihtiyacım var. Summer-1 2008 info-icon
Spelling, is it? And other stuff. Heceleme konusunda mı? Başka konular da var. Dil Bilgisi, değil mi? Onun gibi. Summer-1 2008 info-icon
What did you get last time? Seven out of 20. Geçen sınavdan kaç almıştın? Yirmi üzerinden yedi. En son kaç aldın? 20 üzerinden 7. Summer-1 2008 info-icon
It's not my fault you can't spell. I can't spell. Hecelemeyi becerememen benim suçum değil. Yazamaman benim hatam değil. Yazamıyorum. Summer-1 2008 info-icon
You're better off talking to a fucking dog. Karşına bir köpek alıp onunla konuşsan faydası olur belki. Bir köpekle daha iyi konuşabilirsin. Summer-1 2008 info-icon
Get the kitchen cleaned up. Yeah, yeah, yeah. Mutfağı temizleyiver. Hâllederiz. Mutfağı temizlettir. Tabi, tabi. Summer-1 2008 info-icon
Come on. "Hadisene." Hadi. Summer-1 2008 info-icon
Come on, you lazy twat. Come on. "Hadisene, uyuşuk dangalak. Kıpırda." Hadi, seni tembel teneke. Hadi. Summer-1 2008 info-icon
Come on, Shaun. Come on. Hadi gel, Shaun. Gelsene. Hadi, Shaun. Hadi. Summer-1 2008 info-icon
Leave him. Gelmezse gelmesin. Bırak onu. Summer-1 2008 info-icon
Shauny. Shaun. Shauny. Shaun. Summer-1 2008 info-icon
Shauny! Shauny! Summer-1 2008 info-icon
Shaun? Shaun? " Shaun? Shaun?" Shaun? Shaun? Summer-1 2008 info-icon
Shaun? Come on, Shaun. " Shaun? Hadisene, Shaun." Shaun? Hadi, Shaun. Summer-1 2008 info-icon
Shauny? "Shauny?" Shauny? Summer-1 2008 info-icon
Mum says I've got to be back at nine, Shaun. Annem dokuzda evde ol dedi, Shaun. Annem dokuzda evde olmamı istiyor, Shaun. Summer-1 2008 info-icon
Nine? Revision. Dokuzda mı? Ödevlerim var. Dokuz mu? Belge işleri. Summer-1 2008 info-icon
Fuck that, it's a waste of time. It would be for you. Salla gitsin. Vakit kaybı. Senin için öyle olabilir. Siktir et, zaman kaydı. Sana göre öyle tabi. Summer-1 2008 info-icon
Fuck off. Siktir ol git. Haydi oradan. Summer-1 2008 info-icon
How's your woodwork? Making a box. Doğramacılık nasıl gidiyor? Sandık yapıyorum. Marangozluk işlerin ne durumda? Sandık yapıyorum. Summer-1 2008 info-icon
That's exciting. It's a fucking waste of time as well. Ne güzel. O da vakit kaybı. Heyecan verici. O da lânet bir zaman kaybı. Summer-1 2008 info-icon
Everything's a waste of time to you. That's cos it is. Sana göre her şey vakit kaybı. Öyle de ondan. Sana göre her şey zaman kaybı. Öyle. Summer-1 2008 info-icon
It's better than nothing. I suppose. Boş boş oturmaktan iyidir. Herhâlde. Boş durmaktan iyidir. Galiba. Summer-1 2008 info-icon
Woody reckons I can pass if I do alright in my coursework. Woody, çalışmamı tamamlarsam geçeceğime inanıyor. Woody, ödevimi iyi yaparsam geçebileceğime inanıyor. Summer-1 2008 info-icon
I'll give you a hand if you want. What, now? İstersen bir el atarım. Ne, şimdi mi? İstersen yardım ederim. Ne, şimdi mi? Summer-1 2008 info-icon
With your coursework. If you want. Çalışmana yardımcı olmak için. Sen bilirsin. Ödevine. Sen bilirsin. Summer-1 2008 info-icon
What do you have to do? Write a bit about my project. Ne yapman gerekiyor? Projemle ilgili bir şeyler karalamam. Ne yapmak gerekiyor? Tasarım hakkında yazmalısın. Summer-1 2008 info-icon
Doesn't sound too hard. Then I've got an exam. O kadar da zor bir şey değilmiş. Sonra sınava gireceğim. Zora benzemiyor. İmtihan olmalıyım. Summer-1 2008 info-icon
You'll do alright. Üstesinden gelirsin. Sen yaparsın. Summer-1 2008 info-icon
Not as good as making babies. Bebek yapmanın üstesinden daha iyi gelirim. Bebek yapmadıkça yapamam. Summer-1 2008 info-icon
Get off, Shaun! That's if your ma lets me. Çekil şuradan, Shaun! Annen izin verirse tabii. Çekil üstümden, Shaun! Annen izin verirse olur. Summer-1 2008 info-icon
She hopes you fall under a bus. That's awfully nice of her. Bir otobüsün altında can vermeni umuyor. Kendisi korkunç derecede düşünceli. Otobüsün altında kalmanı diliyor. Ne de nazik bir kadınmış. Summer-1 2008 info-icon
What does she see in him? She's fucking gagging on it. Onda ne buluyor sence? Onda ne buluyor? İçine düşecek nerdeyse. Summer-1 2008 info-icon
Don't be rotten. Terbiyesizleşme. Öküzleşme. Summer-1 2008 info-icon
Daz, do you need a hand there, mate? Daz, desteğe ihtiyacın var mı? Daz, yardıma ihtiyacın var mı dostom? Summer-1 2008 info-icon
You coming? No, too cold for me. Suya geliyor musun? Hayır, çok soğuk. Yüzecek misin? Hayır, çok soğuk. Summer-1 2008 info-icon
Katy? Boo! Katy? Katy? Boo! Summer-1 2008 info-icon
Fuck! Go on, then. Hassiktir! Madem istedin. Siktir! Hadisene. Summer-1 2008 info-icon
You'll have to catch me first. Önce beni yakalaman gerekecek. Önce beni yakalamalısın. Summer-1 2008 info-icon
Come on, Katy! Come on. Aman be, Katy! Hadi. Hadi, Katy! Hadi. Summer-1 2008 info-icon
Right, see you later, then. See you. Sonra görüşürüz. Görüşürüz. Tamam, sonra görüşürüz. Görüşürüz. Summer-1 2008 info-icon
Katy. "Katy." Katy. Summer-1 2008 info-icon
Get yourself inside now. Coming. "Hemen içeri gir." Geliyorum. Hemen içeri giriyorsun! Geliyorum. Summer-1 2008 info-icon
Night, stud. Don't fucking encourage him. Hoşça kal, aygır. Şımartma şunu. İyi geceler, abaza. Kızana getirme çocuğu! Summer-1 2008 info-icon
Now! "Hemen!" Çabuk! Summer-1 2008 info-icon
Sod off and make someone else's life a misery, Shaun. Siktir ol git de başkasının hayatının içine et, Shaun. Cehennem ol da başkasının hayatını mâhvet, Shaun. Summer-1 2008 info-icon
Love you, too. Ben de sizi seviyorum. Ben de seni seviyorum. Summer-1 2008 info-icon
Come on, Daz. Hurry up! Hadi, Daz. Acele et! Summer-1 2008 info-icon
Shaun, wait up. Shaun, slow down. Shaun, bekle. Shaun, yavaşla. Shaun, bekle. Shaun, yavaşla! Summer-1 2008 info-icon
I can't. Got no brakes. Olmaz. Frenler çalışmıyor. Yapamam. Frenler tutmuyor. Summer-1 2008 info-icon
Come on, Daz. Hurry up. Hadi, Daz. Hızlan biraz. Hadi, Daz. Yetiş. Summer-1 2008 info-icon
Shaun, slow down! Katy! Shaun, yavaşlasana! Katy! Shaun, yavaşla! Katy! Summer-1 2008 info-icon
It's your mam. I can see. Annen. Görebiliyorum. Annen. Görüyoruz herhalde. Summer-1 2008 info-icon
We can do a runner. Scary. Sıvışabiliriz. Ödlek. Fırtabiliriz. Ödlek. Summer-1 2008 info-icon
You were meant to be in an hour ago. Mrs Biggs. Bir saate kadar döneceğini söylemiştin. Bayan Biggs. Bir saate kadar dönmeliydin. Bayan Biggs. Summer-1 2008 info-icon
Do you think she'll marry me? Sence benimle evlenir mi? Benimle evlenir mi dersin? Summer-1 2008 info-icon
Even a fucking dog wouldn't marry you. Lanet bir köpek bile seninle evlenmek istemez. Seninle lânet olası bir köpek bile evlenmez. Summer-1 2008 info-icon
That's not very nice, is it? Bu hiç de hoş değil, değil mi? Bu pek hoş değil, değil mi? Summer-1 2008 info-icon
Whoa, yeah! Oley! Summer-1 2008 info-icon
Come on, Daz! "Haydi, Daz!" Hadi, Daz! Summer-1 2008 info-icon
Do you want one? No. İster misin? Hayır. Summer-1 2008 info-icon
Did you bring your sample? Yeah. Numuneni getirdin mi? Evet. Örneğini aldın mı? Aldım. Summer-1 2008 info-icon
Lift the blanket up. You'll get cold. Alright. Battaniyeni çek. Üşüteceksin. Tamam. Battaniyeyi ört. Üşüteceksin. Tamam. Summer-1 2008 info-icon
Keep yourself warm. I'm alright. Kendini ılık tut. Ben iyiyim. Kendini sıcak tut dostum. İyiyim ben. Summer-1 2008 info-icon
Fucking... Lanet olsun... Şey ettiğimin... Summer-1 2008 info-icon
Oh, God, smell that nurse. Behave yourself. Tanrım, hemşire kokusu. Terbiyeli ol. Oh, Tanrım, hemşiredeki kokuya bak. Edebinle dur. Summer-1 2008 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 156642
  • 156643
  • 156644
  • 156645
  • 156646
  • 156647
  • 156648
  • 156649
  • 156650
  • 156651
  • …
  • »
  • »»
Restricted Mode:   
  • Contribute
  • About Us
  • Disclaimer
  • Contact