Search
English Turkish Sentence Translations Page 156645
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Sekai, tomorrow, I think I'm going to tell Katsura san. | Sekai, sanırım yarın Katsura'ya açılacağım. | Sukuru deizu-1 | 2007 | |
| I may be rejected, but I want to properly convey my feelings. | Yerin dibine girebilirim; ama duygularımı söylemek istiyorum. | Sukuru deizu-1 | 2007 | |
| How manly... Makoto. | Ne erkekçe bir davranış Makoto. | Sukuru deizu-1 | 2007 | |
| Sekai...? | Sekai? | Sukuru deizu-1 | 2007 | |
| If it's you, you'll be fine. | Kendin ol, yeter! | Sukuru deizu-1 | 2007 | |
| Alright! I'm going for the score! | Pekâlâ! Sayıya gidiyorum! | Sukuru deizu-1 | 2007 | |
| Alright. Good luck... | Pekâlâ. İyi şanslar. | Sukuru deizu-1 | 2007 | |
| Morning...! | Günaydın! | Sukuru deizu-1 | 2007 | |
| You're on the same train as me. | Benimle aynı trendesin. | Sukuru deizu-1 | 2007 | |
| Itou kun? | Itou? | Sukuru deizu-1 | 2007 | |
| Ready...! | Hazır! | Sukuru deizu-1 | 2007 | |
| Start! | Koş! | Sukuru deizu-1 | 2007 | |
| Saionji san. | Saionji. | Sukuru deizu-1 | 2007 | |
| I'm also not feeling well... | Ben de kendimi pekiyi hissetmiyorum. | Sukuru deizu-1 | 2007 | |
| Umm, Saionji san... | Saionji... | Sukuru deizu-1 | 2007 | |
| Itou kun... confessed to me. | Itou bana açıldı. | Sukuru deizu-1 | 2007 | |
| Eh~ From just after meeting you, he sure is a straightforward guy. | Senle görüştükten hemen sonra, harbi dürüst çocukmuş. | Sukuru deizu-1 | 2007 | |
| I... gave my okay. | Bende kabul ettim. | Sukuru deizu-1 | 2007 | |
| I see! That's good! | Anlıyorum! Güzel! | Sukuru deizu-1 | 2007 | |
| Do you remember when I told you that there was someone who interested me? | Hoşlandığım biri olduğunu söylediğim zamanı hatırlıyor musun? | Sukuru deizu-1 | 2007 | |
| That's not good! To think about him when dating Makoto! | Bu hiçte iyi değil! Makoto'yla çıkarkenki halini düşünecek olursak! | Sukuru deizu-1 | 2007 | |
| Makoto is delicate, so he'll become depressed. | Makoto narin biri, yani bunalıma girerdi. | Sukuru deizu-1 | 2007 | |
| The person who interested me... was Itou kun. | Hoşlandığım kişi Itou. | Sukuru deizu-1 | 2007 | |
| Everyday on the train it felt like there was someone who was always watching me. | Her gün trende sanki biri beni izliyormuş gibi hissediyordum. | Sukuru deizu-1 | 2007 | |
| I used to think that it was just my imagination, | Sadece hayal ürünü bir şey olduğunu sanıyordum, | Sukuru deizu-1 | 2007 | |
| but when I started to realize that there was someone, I became more and more interested in him. | ama orada biri olduğunu fark edince, giderek daha da ilgimi çekmeye başladı. | Sukuru deizu-1 | 2007 | |
| It was Itou kun. | Bu Itou'ydu. | Sukuru deizu-1 | 2007 | |
| Then... it's a mutual love! | O halde bu karşılıklı bir aşk! | Sukuru deizu-1 | 2007 | |
| Yes. This morning when Itou kun confessed to me, I was very happy. | Evet. Bu sabah Itou bana açıldığında, çok mutlu oldum. | Sukuru deizu-1 | 2007 | |
| I'm... very grateful to you. | Sana minnettarım. | Sukuru deizu-1 | 2007 | |
| You brought us together, didn't you? | Bizi sen birleştirdin, değil mi? | Sukuru deizu-1 | 2007 | |
| If you hadn't, I don't know if I would have ever made Itou kun's acquaintance. | Yapmamış olsaydın, Itou'yla şansım olur muydu bilemiyorum. | Sukuru deizu-1 | 2007 | |
| Because wishes won't be granted just by thinking about them, right? | Çünkü dilekler sadece onları düşünmekle gerçekleşmez. | Sukuru deizu-1 | 2007 | |
| I said the same thing to Makoto. | Aynısını Makoto'ya söyledim. | Sukuru deizu-1 | 2007 | |
| Because he was saying, "I'm fine with just looking at her." | Çünkü bana "Sadece bakmaklada yetinebilirim." diyordu. | Sukuru deizu-1 | 2007 | |
| Makoto is a really nice guy. | Makoto çok hoş çocuktur. | Sukuru deizu-1 | 2007 | |
| And he really likes you, so... | Ve senden çok hoşlanıyor, yani... | Sukuru deizu-1 | 2007 | |
| ...good luck! | ...bol şans! | Sukuru deizu-1 | 2007 | |
| Thank you very much! | Çok sağ ol! | Sukuru deizu-1 | 2007 | |
| I didn't say anything at school~ | Okulda ağzımdan tek kelime çıkmadı. | Sukuru deizu-1 | 2007 | |
| Sekai... | Sekai... | Sukuru deizu-1 | 2007 | |
| Which is fine since everyone's hearing about it. It's ironic, isn't it? | Herkes öğrenene kadar böylesi daha iyi. İronik, değil mi? | Sukuru deizu-1 | 2007 | |
| Are you waiting for Katsura san? | Katsura'yı mı bekliyorsun? | Sukuru deizu-1 | 2007 | |
| Katsura san has a student council meeting and will be late. | Katsura'nın bir öğrenci toplantısı var geç gelecek. | Sukuru deizu-1 | 2007 | |
| Don't rush in and do anything perverted. | İşi aceleye getirme ve sapıkça bir şey yapma. | Sukuru deizu-1 | 2007 | |
| I see, I see. | Anladım. | Sukuru deizu-1 | 2007 | |
| If you're trying to keep me company, I don't need it. | Eğer bana eşlik etmeye çalışıyorsan, sağ ol, gerek yok. | Sukuru deizu-1 | 2007 | |
| Idiot. I'm also on this line. | Salak. Ben de bu yoldan gidiyorum. | Sukuru deizu-1 | 2007 | |
| No way! I've never seen you on the train. | Olamaz! Seni daha önce hiç trende görmedim. | Sukuru deizu-1 | 2007 | |
| Unlike you, my house is in the opposite direction. I live around Moteharasakashita. | Benim evim tam tersi istikamette. | Sukuru deizu-1 | 2007 | |
| Ah~ I told you, didn't I? | Sana söylemiştim, değil mi? | Sukuru deizu-1 | 2007 | |
| It's fine, though. | Sorun değil. | Sukuru deizu-1 | 2007 | |
| Hey, Sekai... | Sekai. | Sukuru deizu-1 | 2007 | |
| Why are you doing so much for me? | Benim için neden bu kadar çok şey yapıyorsun? | Sukuru deizu-1 | 2007 | |
| Just because you peeped at my cellphone... people wouldn't normally do so much. | Bir telefonuma baktığın içinse, normalde insanlar sırf onun... | Sukuru deizu-1 | 2007 | |
| Just that? | Sırf o yüzden mi? | Sukuru deizu-1 | 2007 | |
| What else could there be? | Başka n'olabilir ki? | Sukuru deizu-1 | 2007 | |
| There's nothing more interesting than watching others' love. | Başkalarının aşkını izlemekten daha eğlenceli bir şey yoktur. | Sukuru deizu-1 | 2007 | |
| The news on TV involving actors and drama generally involve romance, right? | Haberlerde hep ünlülerin romantik hayatlarını yayınlıyorlar, değil mi? | Sukuru deizu-1 | 2007 | |
| In the world of those two... | Bu ikisinin dünyasında... | Sukuru deizu-1 | 2007 | |
| Ah, not my name. The "world". | Benim adım olan "dünya" değil ama. | Sukuru deizu-1 | 2007 | |
| I get it... | Anladım. | Sukuru deizu-1 | 2007 | |
| ...Being able to push it in the right direction with your own hands. | ...kendi ellerinle doğru yola koyabilmek. | Sukuru deizu-1 | 2007 | |
| I kind of get it and I kind of don't. | Şöyle böyle anladım. | Sukuru deizu-1 | 2007 | |
| That's fun! | Eğlenceli! | Sukuru deizu-1 | 2007 | |
| I get the feeling that I owe you an enormous debt. | Birden sana büyük bir borcum varmış gibi hissettim. | Sukuru deizu-1 | 2007 | |
| An enormous one. So huge that you won't be able to pay it back in a lifetime~ | Büyük bir borç. O kadar büyük ki hayatın boyunca ödeyemezsin. | Sukuru deizu-1 | 2007 | |
| As if. | Tamam öyleyse. | Sukuru deizu-1 | 2007 | |
| But I'll definitely pay you back. | Ama kesinlikle sana borcumu ödeyeceğim. | Sukuru deizu-1 | 2007 | |
| Even if I'm forcing myself, definitely. | Kendimi zorlamam gerekse bile. | Sukuru deizu-1 | 2007 | |
| Hmm... Then what should I ask for~? | O zaman ne istesem? | Sukuru deizu-1 | 2007 | |
| Think about it carefully. | İyice düşün. | Sukuru deizu-1 | 2007 | |
| Look, the train's arrived, so next time whenever... | Bak, tren geldi, yani bir daha ki sefere... | Sukuru deizu-1 | 2007 | |
| Just this is fine. | Bu yeterde artar bile. | Sukuru deizu-1 | 2007 | |
| Seka... | Sekai... | Sukuru deizu-1 | 2007 | |
| Good luck on your date! | Buluşmanda bol şans! | Sukuru deizu-1 | 2007 | |
| Forgive me, I've been drinking. | Kusuruma bakma, içki içiyordum. | Sulanga Enu Pinisa-1 | 2005 | |
| Come on, go up ! | Hadi yukarı çık! | Sulanga Enu Pinisa-1 | 2005 | |
| Anura! | Anura! | Sulanga Enu Pinisa-1 | 2005 | |
| Under the bed. | Yatağın altında. Yüzbaşı'nın. | Sulanga Enu Pinisa-1 | 2005 | |
| He got up at five in the morning | Sabah beşte kalkmış. | Sulanga Enu Pinisa-1 | 2005 | |
| and suddenly decided to take | Ve aniden yüzbaşının yatağının altındaki tüfeği... | Sulanga Enu Pinisa-1 | 2005 | |
| the rifle under the captain's bed | ...almaya karar vermiş. | Sulanga Enu Pinisa-1 | 2005 | |
| How did the other soldiers react ? | Diğer askerler nasıl tepki vermiş? | Sulanga Enu Pinisa-1 | 2005 | |
| By then, they all hated the captain... | O zamana kadar herkes yüzbaşından nefret etmiş. | Sulanga Enu Pinisa-1 | 2005 | |
| That will happen in our camp too, very soon | Bu çok yakında bizim kampta da olur. | Sulanga Enu Pinisa-1 | 2005 | |
| If I served up North | Eğer kuzeye hizmet edersem en azından bir helikopter uçurabilirim. | Sulanga Enu Pinisa-1 | 2005 | |
| You can't imagine, what great feeling it is... | Ne kadar güzel bir his olduğunu hayal bile edemezsin. | Sulanga Enu Pinisa-1 | 2005 | |
| when you smoke a joint before, it's like being fucked by God. | Öncesinde esrarlı sigara içtiğinde Tanrı tarafından becerilmek gibi. | Sulanga Enu Pinisa-1 | 2005 | |
| Oh! Did I say something wrong ? | Yanlış bir şey mi söyledim? | Sulanga Enu Pinisa-1 | 2005 | |
| I go on a pilgrimage each year. | Her yıl kutsal yolculuğa giderim. | Sulanga Enu Pinisa-1 | 2005 | |
| is how great it is... | ...yukarıda uçarken... | Sulanga Enu Pinisa-1 | 2005 | |
| it feels like you're making love to God. | Tanrı ile sevişiyorsun gibi hissettiriyor. | Sulanga Enu Pinisa-1 | 2005 | |
| It's so great. | Çok harika. | Sulanga Enu Pinisa-1 | 2005 | |
| She's washing her husband's underpants. | Kocasının külodunu yıkıyormuş. | Sulanga Enu Pinisa-1 | 2005 | |
| Piyasir�, you got a cigarette ? | Piyasiri, sigaran var mı? | Sulanga Enu Pinisa-1 | 2005 | |
| Where's my sister ? | Kız kardeşim nerede? | Sulanga Enu Pinisa-1 | 2005 | |
| Many women are unmarried. | Birçok kadın bekâr. | Sulanga Enu Pinisa-1 | 2005 | |
| That way, I'll be glad to be an aunt. | Bu şekilde hala olduğuma seviniyorum. | Sulanga Enu Pinisa-1 | 2005 | |
| I applied. | Başvurdum. | Sulanga Enu Pinisa-1 | 2005 |