Search
English Turkish Sentence Translations Page 156555
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| I don't have sex. You don't have sex? Are you a virgin? | Seks yapmam ben. Yapmaz mısın? Bâkire misin? | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| I lost my virginity when I was twelve. | Bekâretimi on iki yaşında kaybettim. | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| I think you should try. | Bence sen de denemelisin. | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| To see if sex gives you a seizure. | Seks yaparken nöbet geçirip geçirmediğini görmek için. | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| Before you goto bed with someone you really like. | Hoşlandığın birisiyle ilişkiye girmeden önce. | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| Mikko Groman, nice to meet you. | Mikko Groman, tanıştığımıza memnun oldum. | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| Mikko Groman, hello. | Mikko Groman, merhaba. | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| I'm Sari's roommate. | Sari'nin oda arkadaşıyım. | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| She must have... | Siz de... | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| Perhaps she hasn't told you. | Belki de size söylemedi. | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| Just you watch it, pal. | Hareketlerine dikkat et, ahbap. | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| Do you really have a driver's license? Yes. | Ehliyetinin olduğuna emin misin? Eminim. | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| I just haven't been driving for a while. | Sadece bir süredir araba kullanmıyorum. | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| You're certainly giving me new things to fear. | Bana kesinlikle korkmam için yeni sebepler veriyorsun. | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| Have you told anyone I'm your teacher? | Herhangi birisine senin öğretmenin olduğumu söyledin mi? | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| Does it matter? At the university it might. | Fark eder mi? Üniversitede edebilir. | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| What did you parents say? They were pretty shocked. | Annenle baban ne söyledi? Şoka uğradılar. | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| They thought you were a student. Did you explain this? | Senin bir öğrenci olduğunu düşündüler. Olanı biteni açıkladın mı peki? | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| Yes. A practical arrangement. | Açıkladım. İşe yarar bir düzenleme. | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| In principle. | Prensipte. | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| Didn't it turn out the way you wanted? Come on. | İşler istediğin gibi sonuçlanmadı mı? Haydi ama. | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| That Dad got an apartment? | Babamın daire alması mı? | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| You think he should suffer, 'cause you want to punish him. | Onun acı çekmesini düşünüyorsun çünkü onu cezalandırmak istiyorsun. | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| I want what? Revenge. | Neyi istiyormuşum ben? İntikamını almak. | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| Listen, Lotta. You're hoping he'll lose it and commit suicide. | Dinle, Lotta. Onun elindekileri kaybetmesini ve suç işlemesini umuyorsun. | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| If you want to know, your Dad's moving in with some little girl. | Eğer bilmek istiyorsan, baban küçük bir kızın tekiyle taşınıyor. | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| A student. What? | Bir öğrenci. Ne? | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| Well, ask him. | Kendisine sor. | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| One, Sari's not a little girl. | Birincisi, Sari küçük bir kız değil. | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| Two, this is a practical arrangement. | İkincisi, bu sadece işe yarar bir düzenleme. | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| A crappy idea, in that ad ofyours. | Bunları duyurmak çok kötü bir fikirdi. | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| No meaning, no content, | Anlamsız, boş fikir... | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| not a thing. | ...ve hiçbir gereği yoktu. | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| Tell me it's bullshit. What? | Bunun bir saçmalık olduğunu söyle. Anlamadım? | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| Let go of me. Are you not involved with Groman? | Bırak beni. Groman'la birlikte değilsin, değil mi? | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| Bitch. Easy now. | Orospu! Sakin ol. | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| Leave my father alone. Are you Lotta? | Babamı rahat bırak. Sen Lotta mısın? | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| What else do you give him, but pussy? Shut up! | Ona amından başka ne veriyorsun? Kapa çeneni! | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| Beat it, scumbag, it's none of your business. | Yürü git, aşağılık! Bu, seni ilgilendirmez! | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| Me and Mikko share an apartment, nothing more. You think I'm a kid? | Mikko'yla ben bir daireyi paylaşıyoruz, hepsi bu. Küçük bir çocuğa mı benziyorum? | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| Yes, but I'm telling you the truth. | Evet. Ama sana doğruyu söylüyorum. | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| Hey, let's go and talk this thing over like adults. | Haydi gidelim de bu konuyu yetişkinler gibi konuşalım. | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| Mikko, in a civilized country, you'd be locked up | Mikko, böyle bir şeyi medenî bir ülkede yapsaydın, kapana kısılır... | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| and out of here. | ...ve gidecek hiçbir yerin olmazdı. | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| Otto is looking for you. | Otto, seni arıyor. | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| Mr Groman, in my office. | Bay Groman, ofisime gelin. | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| It's the same student who made you understand Baudelaire. | Bu, Baudelaire'in ana düşüncesini anlamanı sağlayan öğrencinin kendisi. | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| Yes. Sari is a talented young woman. | Evet. Sari çok yetenekli, genç bir bayan. | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| Move out! | Kes! | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| I can't give you an order, only a piece of advice. | Sana emir veremem, sadece birkaç öneride bulunacağım. | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| You're ruining your chances. | Eline geçen fırsatları tepiyorsun. | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| I don't stand a chance. Of course you do. | Elime geçen fırsat mırsat yok. Tabii ki var. | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| Should we give the professorship to Jarkko? | Profesörlük unvanını Jarkko'ya mı vermeliyiz? | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| I guess he's a better man than one who sleeps with his student. | Sanırım o, kendi öğrencisiyle yatan birisinden daha iyidir. | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| I'm not sleeping with my student. | Öğrencimle falan yatmıyorum. | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| Besides, it's nobody's business. | Ki bu kimseyi ilgilendirmez. | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| It's not an affair? No. | Bir ilişki yok mu yani ortada? Yok. | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| I have to live somewhere. | Bir yerde yaşamak zorundayım. | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| How the fuck | Ne boktan bir durum! | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| Mikko, now you're being naive. | Mikko, süt kuzusu gibi konuşuyorsun. | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| Mikko needed an apartment, that's all. | Mikko'nun bir daireye ihtiyacı vardı. Hepsi bu. | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| There's plenty of room. That's all there is to it. | Birçok oda var üstelik. Hepsi bundan ibaret. | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| Mom said you used... I don't know your Mom. | Annem senin Anneni tanımıyorum. | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| Now we've come to the conclusion that Sari is not dating your dad. | Buradan Sari'nin babanla birlikte olmadığı sonucuna varıyoruz. | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| Speaking of dating, what is dating? | Birlikte olmaktan falan bahsediyoruz ya, nedir ki bu? | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| Sari, would you say we're dating? | Sari, bizim birlikte olduğumuzu söyleyebilir misin? | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| I guess we could start calling it that. | Sanırım öyle demeye başlayabiliriz. | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| Should I give you something to drink? | Sana içecek bir şeyler vermeli miyim? | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| Yes, if I ask. Water. | Eğer istersem, evet. Su. | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| Make a note: Nothing in the mouth. Nothing... | Not: Ağzının içinde hiçbir şey olmasın. Ağzının... | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| If the patient bites her tongue? | Eğer hasta onun dilini ısırırsa? | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| Then you carefully open the jaws. | O zaman ağzın açılmasına dikkat et. | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| I'll go to the library to read about epilepsy. The lnternet's better. | Sara hakkında bir şeyler okumak için kütüphaneye gideceğim. Internet daha iyi. | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| You can use my machine. | Benimkini kullanabilirsin. | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| Will you show me how? | Nasıl kullanacağımı gösterecek misin? | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| Can't you use a computer? Word processing, yes. | Bilgisayar kullanamıyor musun? Sadece metin yazabiliyorum işte. | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| Word processing. I don't know a thing about computers, | Metin yazabilme. Bilgisayar hakkında bir şey bildiğim yok... | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| nor digital cameras, nor flat screen TVs, | ...ne dijital fotoğraf makinası, ne düz ekran TV'ler... | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| nor pension insurance, nor investment funds, | ...ne emekli sigorta işlerini, ne yatırım para işlerini... | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| nor my almost full grown daughter, | ...ne neredeyse kocaman olmuş kızımı... | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| nor my ex wife, | ...ne eski karımı... | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| nor cheating, nor divorcing... | ...ne aldatmayı, ne de boşanmayı... | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| You know, Sari, | Sari... | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| sometimes I think I don't know anything. | ...bazı zamanlar sanırım hiçbir şeyden anlamıyorum. | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| Have you ever been online? | Hiç çevrimiçi oldun mu? | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| That'll get you to Neurocentral, | Merkezî sinir sisteminden tüm edinebileceğimiz bilgiler bu kadar... | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| and this is about medication. | ...ve bu da tedaviyle ilgili. | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| Could you see me as a professor? No. | Beni bir profesör olarak gözünde canlandırabilir misin? Hayır. | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| Of course I could. | Elbette canlandırabilirim. | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| Really? Sure. | Gerçekten mi? Tabii ki. | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| Last year, I submitted my application, | Geçen sene başvurumu sundum... | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| but I don't stand a chance. Why not? | ...ama hiçbir şansım yok. Neden olmasın? | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| I ought to finish my book on pre symbolic poetry. | Simgesel dönem öncesi şiirlerini konu alan kitabımı bitirmem gerekiyor. | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| You can write on my computer. | Benim bilgisayarımda yazabilirsin. | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| Your classes are the best thing in the university. | Bu üniversitede yararlanabileceğimiz en iyi şey, senin derslerin. | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| Mikaela says I'm living in a reality nobody's seen in a hundred years. | Mikaela, kimsenin yüz yıldır görmediği bir gerçeklikte yaşadığımı söylüyor. | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| I don't know, maybe it is. | Bilemiyorum, belki de öyledir. | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| When I'm lecturing, I get all these ideas, but when I try to write, | Ders verirken tüm bu fikirleri alıyorum ama iş yazmaya geldiğinde... | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| it's all lost. | ...hepsi uçup gidiyor. | Suden vuosi-1 | 2007 | |
| I might be able to help. | Yardım edebilirim. | Suden vuosi-1 | 2007 |