Search
English Turkish Sentence Translations Page 151877
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| (Daisy ) 'As much as she travelled the world, | Dünyayı gezdikçe... | Spaced Back-1 | 2001 | |
| 'it was the city of London she longed for. | ...Londra'ya olan özlemi arttı. | Spaced Back-1 | 2001 | |
| 'The home of her passions, her adventures, her friends. | Tutkularının, maceralarının, arkadaşlarının olduğu yer. | Spaced Back-1 | 2001 | |
| 'This was their flat and it always would be.' | Bu onların dairesi ve hep öyle olacak. | Spaced Back-1 | 2001 | |
| I'm home! | Eve döndüm! | Spaced Back-1 | 2001 | |
| Welcome... God, it's... | Hoşgeldin... Tanrım, bu... | Spaced Back-1 | 2001 | |
| (Cheers ) Enough. | Yeter. | Spaced Back-1 | 2001 | |
| So how are you? How was Asia? | Nasılsın bakalım? Asya nasıldı? | Spaced Back-1 | 2001 | |
| It was great. I had a wonderful time. | Harikaydı. Mükemmel zaman geçirdim. | Spaced Back-1 | 2001 | |
| It was like, you know, being in another country. | Şey gibiydi, bilirsin, başka bir ülkede olmak gibi. | Spaced Back-1 | 2001 | |
| It was a different world, another universe. | Farklı bir dünyaydı, başka bir evren. | Spaced Back-1 | 2001 | |
| I feel very Zen. Very different. | Acayip Zen hissettim kendimi. Çok farklı. | Spaced Back-1 | 2001 | |
| Near the end? | Sona yakın bir yerden. | Spaced Back-1 | 2001 | |
| Where's Colin? | Colin nerede? | Spaced Back-1 | 2001 | |
| 0h, you bastard. | Seni piç. | Spaced Back-1 | 2001 | |
| He's upstairs with Marsha. | Marsha'yla beraber yukarıda. | Spaced Back-1 | 2001 | |
| He's fine. I'm sure he's fine. | İyi. Eminim iyidir. | Spaced Back-1 | 2001 | |
| Check out the tan. | Tenimin rengine bak. | Spaced Back-1 | 2001 | |
| Yeah, you look like Pocahontas. | Pocahontas'a benzemişsin. | Spaced Back-1 | 2001 | |
| Thank you very much, Casper. | Teşekkür ederim, Casper. | Spaced Back-1 | 2001 | |
| You know, the ghost. 0h, right. | Bilirsin, hayalet. Ha, anladım. | Spaced Back-1 | 2001 | |
| So how are you, then, you big bloody man? | Pekala, nasılsın bakalım? | Spaced Back-1 | 2001 | |
| I'm good. I'm good. I've had a few things to work through. | İyiyim. Üzerinde çalışmam gereken bir kaç şey var. | Spaced Back-1 | 2001 | |
| With Sarah? No, with George Lucas. | Sarah'la mı? Hayır, George Lucas'la. | Spaced Back-1 | 2001 | |
| (Daisy ) Tim, it's been over a year. | Tim, bir yılı geçti. | Spaced Back-1 | 2001 | |
| It's been 18 months, Daisy. | 18 ay oldu, Daisy. | Spaced Back-1 | 2001 | |
| And it still hurts. | Ve hala acıtıyor. | Spaced Back-1 | 2001 | |
| I didn't think Phantom Menace was that bad. | Phantom Menace o kadar da kötü değildi bence. | Spaced Back-1 | 2001 | |
| It's nice to see you, Mike. What've you been up to? | Seni görmek güzel, Mike. Neler yapıyorsun? | Spaced Back-1 | 2001 | |
| I'm in the quarterfinals of Robot Wars. | Robot savaşlarının çeyrek finalindeyim. | Spaced Back-1 | 2001 | |
| But I've had to move out of Mum's place. | Ancak annemin evinden ayrılmak zorunda kaldım. | Spaced Back-1 | 2001 | |
| Really? Things have been a bit...difficult. | Gerçekten mi? İşler biraz zorlaştı. | Spaced Back-1 | 2001 | |
| She's been very overbearing and I felt suffocated. | Çok otoriter olmaya başlamıştı, ben de bunaldım. | Spaced Back-1 | 2001 | |
| I've got a lot to offer the world, | Dünya'ya vereceğim çok şey var... | Spaced Back-1 | 2001 | |
| and my mum's not ready to accept that yet. | ...ve annem buna hazır değil. | Spaced Back-1 | 2001 | |
| Right. And I shot the cat up the asshole. | Doğru. Bir de kediyi götünden vurmuştum. | Spaced Back-1 | 2001 | |
| Well, we'll have to have a party at your flat. | Senin dairede bir parti vermeliyiz. | Spaced Back-1 | 2001 | |
| Yeah... Actually, Daisy, he's staying here. I spoke to Marsha. | Aslına bakarsan, Daisy, o burada kalıyor. Marsha'yla konuştum. | Spaced Back-1 | 2001 | |
| She said, "The more the merrier." | O da: "Ne kadar fazla, o kadar neşeli." dedi. | Spaced Back-1 | 2001 | |
| As far as she knows, he's staying in the spare room. | Yedek odada kalıyor. | Spaced Back-1 | 2001 | |
| 0h, right. 0h...my room. | Anladım. Benim odam. | Spaced Back-1 | 2001 | |
| Yeah. I see. | Evet. Anlıyorum. | Spaced Back-1 | 2001 | |
| Sorry to spring this on you, he had nowhere to go. | Senin üzerine yıktığım için özür dilerim, ama gidecek bi yeri yoktu. | Spaced Back-1 | 2001 | |
| There was a bed going, so... It's fine. Fine. | Bir yatak boştaydı, bende... Önemli değil. | Spaced Back-1 | 2001 | |
| Hope you haven't made too much of a mess. | Umarım fazla batırmamışsındır. | Spaced Back-1 | 2001 | |
| He'll be on the sofa by tonight. | Bu gece kanepede olacak. | Spaced Back-1 | 2001 | |
| Fine! It's fine. It's fine. | Pekala. Önemli değil! | Spaced Back-1 | 2001 | |
| I've been sleeping rough for two months. | İyi aydır zor koşullarda uyuyorum. | Spaced Back-1 | 2001 | |
| Another night's not gonna kill me. | Bir geceden daha bir şey olmaz. | Spaced Back-1 | 2001 | |
| Let's see your photos. | Fotoğraflarını görelim. | Spaced Back-1 | 2001 | |
| No need for photos. Welcome to the 21st century. | Fotoğrafa gerek yok. 21.yy'la hoşgeldiniz. | Spaced Back-1 | 2001 | |
| I got this cheap in Singapore. Here we go. | Singapur'dan ucuza aldım. İşte. | Spaced Back-1 | 2001 | |
| I've got three two hour tapes. I just couldn't stop filming. | Üç tane iki saatlik kasetim var. Kendimi durduramadım. | Spaced Back-1 | 2001 | |
| I'm thinking about going into documentary filmmaking. | Belgesel film yapmayı düşünüyorum. | Spaced Back-1 | 2001 | |
| Travelogues. A Michael Palin for the millennium. | Seyehatler. Bir Michael Palin, milenyum için. | Spaced Back-1 | 2001 | |
| I could use this as a pilot. See what you think. | Bunu pilot bölüm olarak kullanabilirim. İzleyin ve ne düşündüğünüzü söyleyin. | Spaced Back-1 | 2001 | |
| 'Hello and welcome to Bangkok.' | Merhaba, Bangkok'a hoşgeldiniz. | Spaced Back-1 | 2001 | |
| Yell if you get bored. | Sıkılırsanız söyleyin. | Spaced Back-1 | 2001 | |
| 'I've been here for about four days. It's really early...' | Yaklaşık olarak 4 gündür buradayım. Gerçekten çok erken... | Spaced Back-1 | 2001 | |
| (Brian ) Who is it? It's Daisy. | Kim o? Daisy. | Spaced Back-1 | 2001 | |
| (Wheezes ) Hello, you. | Merhaba. | Spaced Back-1 | 2001 | |
| Hi. Go there. | Selam. Oraya git. | Spaced Back-1 | 2001 | |
| D'you want some tea? Yes, please. | Çay ister misin? Evet, lütfen. | Spaced Back-1 | 2001 | |
| I got you some lapsang souchong because I knew you were coming back. | Sana özel bir çay aldım, çünkü geleceğini biliyordum. | Spaced Back-1 | 2001 | |
| Did you have a great time? | İyi vakit geçirdin mi? | Spaced Back-1 | 2001 | |
| Yes. Yes, I did. It was amazing. | Evet. Harikaydı. | Spaced Back-1 | 2001 | |
| Incredible, you know. So many different places and... | İnanılmaz. Bir sürü farklı yer ve... | Spaced Back-1 | 2001 | |
| (Brian moans ) Is everything all right? | Herşey yolunda mı? | Spaced Back-1 | 2001 | |
| Yes! Why? You seem different. | Evet! Neden? Farklı görünüyorsun. | Spaced Back-1 | 2001 | |
| I feel different, Daisy. | Farklı hissediyorum, Daisy. | Spaced Back-1 | 2001 | |
| Are you on Prozac? No. | Hapa mı başladın? Hayır. | Spaced Back-1 | 2001 | |
| I'm just... I don't know... I'm enjoying life | Sadece... Bilmiyorum... Hayattan zevk alıyorum. | Spaced Back-1 | 2001 | |
| and it's thanks...to you. Really? | Ve sana teşekkür ediyorum. Gerçekten mi? | Spaced Back-1 | 2001 | |
| It's because of you I met Twist. | Çünkü beni Twist'le tanıştırdın. | Spaced Back-1 | 2001 | |
| I can't believe I was single for so long. | Uzun zaman tek başıma olduğuma inanamıyorum. | Spaced Back-1 | 2001 | |
| Loooooove is a beautiful thing, Daisy. | Aşk güzel bir şey, Daisy. | Spaced Back-1 | 2001 | |
| You should try it! | Denemelisin! | Spaced Back-1 | 2001 | |
| You two having fun, are you? | İkiniz iyi eğleniyorsunuz, değil mi? | Spaced Back-1 | 2001 | |
| Well, Brian. I'm very happy for you. | Senin için sevindim, Brian. | Spaced Back-1 | 2001 | |
| Ow! Is this a new one? | Bu yeni mi? | Spaced Back-1 | 2001 | |
| No, same one. 0ur one? | Hayır, aynısı. Bizimki mi? | Spaced Back-1 | 2001 | |
| (Boys ) Shit! | Kahretsin! | Spaced Back-1 | 2001 | |
| Hello, kitten. Welcome home! Hello! | Merhaba kedicik. Eve hoşgeldin! Merhaba! | Spaced Back-1 | 2001 | |
| Hello, baby. How are you? How's he been? Has he missed me? | Selam, bebeğim. Nasılsın? O nasıldı? Beni özledi mi? | Spaced Back-1 | 2001 | |
| He's fine. I had a bloke come and put a dog flap out the back. | İyi. Bana arkadaşlık yapınca, ben de arkada ona bir yer yaptım. | Spaced Back-1 | 2001 | |
| He loves it. He's never in. | Çok sevdi. Hiç çıkmadı. | Spaced Back-1 | 2001 | |
| That's cos Mummy's been away. But she's back now, isn't she? | Çünkü annesi evde değildi. Ama şimdi geri döndü, değil mi? | Spaced Back-1 | 2001 | |
| In your basket. | Hadi sepetine git. | Spaced Back-1 | 2001 | |
| Well, come in. Come and sit down. | İçeri gir. Otur. | Spaced Back-1 | 2001 | |
| Hello, you two. | Selam. | Spaced Back-1 | 2001 | |
| Nice to have you back, Daisy. | Seni tekrar görmek güzel, Daisy. | Spaced Back-1 | 2001 | |
| I've got you something. | Senin için bir şeyim var. | Spaced Back-1 | 2001 | |
| 0h! Duty free! How did you know? | Gümrüksüz! Nasıl bildin? | Spaced Back-1 | 2001 | |
| How was it, kitten? Was it magic? 0h, yes. It was. | Nasıldı, kedicik? Sihirli miydi? Evet, öyleydi. | Spaced Back-1 | 2001 | |
| I just feel energised, you know. | Kendimi enerji dolu hissettim. | Spaced Back-1 | 2001 | |
| I feel creative. I feel absolutely good. | Kendimi yaratıcı hissediyorum, çok iyiyim. | Spaced Back-1 | 2001 | |
| Did you behave yourself? | Uslu durabildin mi? | Spaced Back-1 | 2001 | |
| What d'you mean? | Anlayamadım? | Spaced Back-1 | 2001 | |
| Young woman away on her own without her beau. | Genç ve yalnız bir bayan, uzaklarda. | Spaced Back-1 | 2001 | |
| Never know what might happen. | Neler olacağını bilemezsin. | Spaced Back-1 | 2001 |