Search
English Turkish Sentence Translations Page 149188
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Are you feeling better? | Biraz daha iyisin ya? | Shutter-2 | 2004 | ![]() |
The abbot said... | Başkeşiş, Natre'nin cesedinin bugün yakılacağını söyledi. | Shutter-2 | 2004 | ![]() |
Hello. Hello, Jane. | Merhaba. Merhaba, Jane. | Shutter-2 | 2004 | ![]() |
Picking up photos? | Fotoğrafları mı alacaksın? | Shutter-2 | 2004 | ![]() |
Where's Tun? | Tun nerede? | Shutter-2 | 2004 | ![]() |
When he's busy... | Madem meşgul, | Shutter-2 | 2004 | ![]() |
I get to see you. | o halde, ben de seni görebilirim. | Shutter-2 | 2004 | ![]() |
You went on vacation? | Demek tatile çıkmıştınız? | Shutter-2 | 2004 | ![]() |
To the beach. | Sahildeydik. | Shutter-2 | 2004 | ![]() |
When did you go? | Ne zaman gitmiştiniz? | Shutter-2 | 2004 | ![]() |
This photo is... | Sanki bu resimde... | Shutter-2 | 2004 | ![]() |
You look fatter. | Daha tombul görünüyorsun. | Shutter-2 | 2004 | ![]() |
I didn't recognize you. | Sen olduğunu anlayamadım bile. | Shutter-2 | 2004 | ![]() |
Jumbo prints. | Baskılar en büyük boy. | Shutter-2 | 2004 | ![]() |
Write you name, please. | Buraya adınızı yazın, lütfen. | Shutter-2 | 2004 | ![]() |
Get her guys! | Yakalayın şunu! | Shutter-2 | 2004 | ![]() |
Asshole... | Aşağılık herif... | Shutter-2 | 2004 | ![]() |
How could you be so cruel? | Nasıl böylesine acımasız olabildin? | Shutter-2 | 2004 | ![]() |
Where did you find these? | Bunları nerede buldun? | Shutter-2 | 2004 | ![]() |
If I didn't find them... | Eğer onları bulmuş olmasam... | Shutter-2 | 2004 | ![]() |
I'd be a fool forever, right? | ...sonsuza dek bir budala olarak kalacaktım, değil mi? | Shutter-2 | 2004 | ![]() |
Let me explain. | Açıklama yapmama izin ver. | Shutter-2 | 2004 | ![]() |
What's there to say? | Söylenecek ne kaldı ki? | Shutter-2 | 2004 | ![]() |
I always believed you. | Sana her zaman güvenmiştim. | Shutter-2 | 2004 | ![]() |
I thought I knew you. | Bir de seni tanıdığımı sanmışım! | Shutter-2 | 2004 | ![]() |
Take her picture... | Şunun resmini çek ki, bizi ele veremesin. | Shutter-2 | 2004 | ![]() |
Tun, help me. | Tun, yardım et! | Shutter-2 | 2004 | ![]() |
I know it was wrong. | Biliyorum, son derece hatalıydım. | Shutter-2 | 2004 | ![]() |
Take her picture now! | Çek artık şunun resmini! | Shutter-2 | 2004 | ![]() |
What's wrong! | Neyin var senin! | Shutter-2 | 2004 | ![]() |
I'm your buddy! | Ben senin dostunum! | Shutter-2 | 2004 | ![]() |
I never forgave myself. | Kendimi asla affetmedim. | Shutter-2 | 2004 | ![]() |
But I was young and stupid. | Fakat genç ve kafasızdım. | Shutter-2 | 2004 | ![]() |
I've heard enough. | Duyduklarım bana yeter. | Shutter-2 | 2004 | ![]() |
Come on out! | Hadi göster kendini! | Shutter-2 | 2004 | ![]() |
I thought you loved me! | Beni sevdiğini sanıyordum! | Shutter-2 | 2004 | ![]() |
Loved me so much! | Çok sevdiğini! | Shutter-2 | 2004 | ![]() |
Till death do us part! | Ölüm bizi ayırıncaya kadar seveceğini! | Shutter-2 | 2004 | ![]() |
She's gone now. | O artık gitti. | Shutter-2 | 2004 | ![]() |
Um, so, anyway... | Neyse... | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
thank you all so much for being here and... | Geldiğiniz için hepinize teşekkür ederim ve... ...geldiğiniz için hepinize teşekkür ediyorum. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
uh, let�s eat some cake. | hadi biraz kek yiyelim. Hadi biraz pasta yiyelim. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
Ben, you�re gonna drop me. I am gonna drop you. | Ben, acayip sarhoşsun. Ben çok sarhoşum. Ben, düşüreceksin beni. Düşüreceğim. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
God. | Güzel. Tanrım. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
Mmm, stay just like that. Ben | Böylece kal. Ben Kal öyle. Ben... | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
Enough with the pictures! Come on! | Yeterince fotoğraf çekindik! Hadi ama! Yeter resim çektiğin! Hadi ama! | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
You look beautiful! They should be preserved for all of time. | Çok güzel görünüyorsun! Bu anı ölümsüzleştirelim. Çok güzel görünüyorsun! Güzelliğini hep muhafaza edecek. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
This is what I get for marrying a photographer. | Bir fotoğrafçı ile evlenerek hata ettim. Zaten bunun için bir fotoğrafçıyla evlendim. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
What are you doing so far away from me? | Benden uzak durarak ne yapıyorsun sen? Benden böyle uzak durarak ne yapıyorsun? | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
The most beautiful blushing bride in all of Brooklyn. | Brooklyn'in en utangaç ve en güzel gelinine bakıyorum. Brooklyn'in terbiyeli en güzel gelini. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
You have been wonderful about this whole thing. | Herşey çok güzeldi ve sen harikaydın. Baştan sona harikaydın. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
Yes, I have been wonderful. Yes, you have. | Evet ben harikaydım. Evet öylesin. Evet, harikaydım. Evet, öyleydin. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
I promise you, I will make it fun. | Söz veriyorum, çok eğlenceli olacak. Sana söz veriyorum, çok güzel olacak. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
Just think, the first stamp in your new passport is gonna beJapan. | Bir düşün, yeni pasaportlarımızla ilk olarak Japonya'ya gidiyoruz. Düşünsene, pasaportundaki ilk pul Japonya'da yapışacak. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
How cool is that? That is cool. That is really cool. | Nasıl buldun? Bu harika, gerçekten harika. Ne kadar güzel? Çok güzel. Gerçekten çok güzel. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
Well, the car will be here in an hour. | O zaman araba gelmeden önce bir saatimiz var. Araba bir saate kadar gelir. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
You better hurry up if you�re gonna get this thing consummated. | Elimizi çabuk tutmalıyız. Mükemmelleştireceksen acele etsen iyi edersin. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
God, look at that. | Çok güzel, şuna bak. Tanrım, şuna baksana. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
Mmm, it�s beautiful, huh? It�s gorgeous! | Çok güzel değil mi? Muhteşem! Çok güzel, değil mi? Harika! | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
Real quick. Get in the picture. | Fotoğraf çekinelim. Çabuk. Resmimizi çekelim. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
Baby, I�m sorry. Can you check the map? | Özür dilerim bebeğim. Haritayı kontorl edebilir misin? Hayatım, kusura bakma. Haritaya bakabilir misin? | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
I am so lost. I think | Sanırım kaybolduk. Sanırım kayboldum. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
Sorry to wake you up. Mmm, it�s okay. | Uyandırdığım için üzgünüm. Sorun değil. Kusura bakma uyandırdım. Sorun değil. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
Did you cross a bridge? | Hiç köprüden geçtin mi? Köprüyü geçtin mi? | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
What was the last thing that you passed? Uh, this intersection about | Yada en son nereden geçtin? Son olarak bu yoldan saptım. En son nereden geçtin? Şu kavşak... | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
Jane.Jane? | Jane. Jane? | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
Jane, honey, are you okay? | Jane tatlım, iyi misin? Jane hayatım, iyi misin? | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
There was a girl. We hit a girl. | Orada bir kız vardı. Bir kıza çarptık. Bir kız vardı. Bir kıza çarptık. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
There was a girl on the road. Okay. Okay. | Yolda bir kız vardı. Tamam. Tamam. Yolda bir kız vardı. Tamam. Tamam. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
I think she might be dead. | Ölmüş olmalı. Ölmüş olabilir. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
Jesus Christ. There�s nothing here,Jane. | Tanrı aşkına. Burada kimse yok Jane. Allah Allah. Burada kimse yok, Jane. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
Oh, I might�ve killed someone. Janie, there�s nothin� here. | Oh, ben birini öldürdüm. Janie, burada kimse yok. Birini öldürmüş olabilirim. Janie, burada kimse yok. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
She could be covered in the snow. Ben, we have to find her. | Üzeri karla örtülmüş olmalı. Ben, onu bulmalıyız. Üstünü kar kaplamış olabilir. Ben, onu bulmamız gerek. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
Janie, there�s no blood. There�s nothing here. We have to find her. | Janie, burada kan yok. Burada kimse yok. Onu bulmalıyız. Janie, hiç kan lekesi yok. Hiçbir şey yok. Onu bulmalıyız. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
Let me get you back in the car. It is freezing out here. | Arabaya geri dönelim. Burası çok soğuk. Arabaya dönelim. Dışarısı buz gibi. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
I�m gonna call the police. I�ll get us some help. | Polisi ararım. Onlar bize yardımcı olurlar. Polisi arayacağım. Yardım çağıracağım. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
They can�t just leave. Honey | Nereye gidiyorlar! Tatlım... Öylece gidemezler... Hayatım... | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
They searched the woods. They called the hospitals. There�s nothing. | Ormanı aradılar, Hastahaneleri aradılar ama hiç bir iz yok. Ormanı taradılar. Hastaneleri aradılar. Bir şey bulamadılar. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
They think we hit an animal. You�re absolutely positive that it was a girl? | Bir hayvana çarptığını düşünüyorlar. Kız olduğuna emin misin? Bir hayvana çarptığımızı düşünüyorlar. Kıza çarptığına emin misin? | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
Ben, she was standing right here. | Ben, eminim bir kızdı. Ben, kız tam burada duruyordu. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
Okay. Look, there�s nothing else we can do tonight. | Tamam. Bak, bu gece yapabileceğimiz başka bir şey yok. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
So can we please, please just go? | O yüzden hadi lütfen gidelim! O yüzden, lütfen gidebilir miyiz? | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
I think I tweaked somethin� back there. | Orada sanırım bir yerlerimi incittim. Sanırım belimi incitmişim. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
We did everything we could,Jane. | Yapabileceğimiz herşeyi yaptık Jane. Elimizden geleni yaptık, Jane. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
Look, we�ve only got a couple of days before I start work. Let�s try and enjoy it. | Bak, çalışmaya başlamadan önceki günlerimizin tadını çıkaralım. Bak, işe başlamaya sadece birkaç günümüz var. Tadını çıkarmaya bakalım. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
What do you say I make us some green tea? | Taze çay yapayım, ister misin? Ne dersin yeşil çay yapayım mı? | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
And then we can sleep for a year. | Sonra uzunca bir süre, 1 yıl falan uyku çekeriz. Sonra da bir yıl boyunca yatabiliriz. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
Maybe two. | Belki iki... İki yıl da olabilir. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
Janie, I forgot how beautiful the light is out here. | Janie, buranın harika bir ışığı var... Janie, buradaki ışığın ne kadar güzel olduğunu unutmuşum. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
We have got to start taking some pictures. | Fotoğraf çekmeye başlamalıyız. Güzel resim çekmek için ışığımız var. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
What would a girl have been doing in the middle of the road wearing a dress like that? | Tuhaf giyimli bir kızın yolun ortasında ne işi var? Yolun ortasında üstünde öyle bir elbiseyle bir kız ne yapar? | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
Jane, honey, we have talked about this. | Jane tatlım, bununla ilgili konuşmuştuk. Jane, hayatım, bu konuyu konuşmuştuk. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
If there was a girl If | Eğer o bir kız olsaydı, eğer... Eğer bir kız olsaydı... | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
Then somebody must have stopped and got her some help. | O zaman birileri ona yardım etmek için durmuş olmalı. ...birinin durup ona yardım etmesi gerekirdi. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
I know. I just I can�t Jane, please. | Biliyorum, ama unutamıyorum. Jane lütfen. Biliyorum. Ben sadece... Jane, lütfen. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
Stop being so dramatic about this. | Olayı daha da dramatikleştirme. Bu olay hakkında dramatik olmayı bırak artık. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
If there was a girl, I promise you... | Eğer ordaki bir kız idiyse yemin ediyorum... Bir kız olsaydı, sana söz veriyorum... | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
she is somewhere right now sitting in bed, eating ice cream and having her cast signed. | biryerlerde yatağına uzanmış dondurmasını yemekle meşguldür. ...şu an yatağında oturmuş dondurma yiyor ve alçısını imzalattırıyor olurdu. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
Come with me, and let�s take some photographs. | Benimle gel, biraz fotoğraf çekinelim. Benimle gel ve birkaç resim çekelim. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |
Baby, do they even have ice cream in Japan? Yes, they do. | Bebeğim, Japonya'da dondurma yapıyorlar mı? Evet, yapıyorlar. Hayatım, Japonya'da dondurma var mıdır? Evet, vardır. | Shutter-3 | 2008 | ![]() |