Search
English Turkish Sentence Translations Page 148334
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
No. Then get lost. She and I have to talk. | Hayır. O halde kaybol. Onunla konuşacaklarım var. | Shadows in Paradise-1 | 1986 | ![]() |
I'll wait in the car. | Arabada bekliyorum. | Shadows in Paradise-1 | 1986 | ![]() |
You've turned violent. | Saldırganlaşmışsın. | Shadows in Paradise-1 | 1986 | ![]() |
I'll bet you are. I'm going to see my sister. | Eminim vardır. Kız kardeşimi görmeye gideceğim. | Shadows in Paradise-1 | 1986 | ![]() |
She was studying in Stockholm. Now she's in a mental hospital. | Stockholm' de eğitim gördü. Şimdi de sinir hastalıkları hastanesinde çalışıyor. | Shadows in Paradise-1 | 1986 | ![]() |
I've been so lonely. | Çok yalnızım. | Shadows in Paradise-1 | 1986 | ![]() |
Want to go back inside? | İçeri girelim mi? | Shadows in Paradise-1 | 1986 | ![]() |
We tried to come here once but couldn't get in. | Bir defasında buraya geldik ama içeri giremedik. | Shadows in Paradise-1 | 1986 | ![]() |
Why didn't you call the manager? | Neden müdüre haber vermediniz? | Shadows in Paradise-1 | 1986 | ![]() |
I think I'll go. Why? | Sanırım artık gitmeliyim. Neden? | Shadows in Paradise-1 | 1986 | ![]() |
I just feel like it. Let's go to my place. | Gitmem gerektiğini hissediyorum. Hadi bana gidelim. | Shadows in Paradise-1 | 1986 | ![]() |
You haven't been there yet. | Artık orada kalamazsın. | Shadows in Paradise-1 | 1986 | ![]() |
Thanks for the evening. | Akşam için teşekkürler. | Shadows in Paradise-1 | 1986 | ![]() |
Staffan... | Staffan... | Shadows in Paradise-1 | 1986 | ![]() |
look here. | Buraya baksana. | Shadows in Paradise-1 | 1986 | ![]() |
Got a cigarette, buddy? | Bir sigaran var mı dostum? | Shadows in Paradise-1 | 1986 | ![]() |
What happened to you? | Sana neler oldu böyle? | Shadows in Paradise-1 | 1986 | ![]() |
Hi. It's nothing. | Selam. Yok bir şey. | Shadows in Paradise-1 | 1986 | ![]() |
Let's have a smoke. | Hadi birer sigara içelim. | Shadows in Paradise-1 | 1986 | ![]() |
When will they send you home? | Seni eve ne zaman gönderecekler? | Shadows in Paradise-1 | 1986 | ![]() |
They want to test for internal bleeding. | İç kanamam olup olmadığına bakacaklar. | Shadows in Paradise-1 | 1986 | ![]() |
How are things at work? | İşler nasıl gidiyor? | Shadows in Paradise-1 | 1986 | ![]() |
Mikkonen's truck broke down yesterday. We had to do his round too. | Dün Mikkonen'in kamyonu arızalandı. Onun işini de biz yapmak zorunda kaldık. | Shadows in Paradise-1 | 1986 | ![]() |
Overtime, right? Yeah. | Fazla mesai yaptınız, öyle mi? Evet. | Shadows in Paradise-1 | 1986 | ![]() |
120 marks an hour. | Saati 120 markka. | Shadows in Paradise-1 | 1986 | ![]() |
Have you called Ilona? | Ilona'yı aradın mı hiç? | Shadows in Paradise-1 | 1986 | ![]() |
Did you drive here? Yes. | Buraya arabayla mı geldin? Evet. | Shadows in Paradise-1 | 1986 | ![]() |
I've come to take you away. Where? | Seni götürmeye geldim. Nereye? | Shadows in Paradise-1 | 1986 | ![]() |
On a honeymoon. You can't make it on your own. | Balayına. Bunu kendi başına yapamazsın. | Shadows in Paradise-1 | 1986 | ![]() |
You think so? I do. | Öyle mi? Evet. | Shadows in Paradise-1 | 1986 | ![]() |
Maybe you're right. Of course. Shall we go? | Belki de haklısındır. Tabi ki haklıyım. Gidelim mi artık? | Shadows in Paradise-1 | 1986 | ![]() |
But my job We'll find you a new one. | Ama işim... Sana başka bir iş buluruz. | Shadows in Paradise-1 | 1986 | ![]() |
What do you think? Looks good. Pay at the cashier. | Ne diyorsun? İyi görünüyor. Git ve parasını öde. | Shadows in Paradise-1 | 1986 | ![]() |
Do you want to buy something? | Bir şeyler mi alacaksın? | Shadows in Paradise-1 | 1986 | ![]() |
Who's he? I don't know. | O kim? Tanımıyorum. | Shadows in Paradise-1 | 1986 | ![]() |
If you're not buying Get lost. | Eğer bir şey almayacaksanız... Kaybol. | Shadows in Paradise-1 | 1986 | ![]() |
Don't try it. | Bunu deneme bile. | Shadows in Paradise-1 | 1986 | ![]() |
Can you support us both? | İkimizi de geçindirebilecek misin? | Shadows in Paradise-1 | 1986 | ![]() |
All right, then. Where are we going? | Tamamdır o zaman. Nereye gidiyoruz? | Shadows in Paradise-1 | 1986 | ![]() |
They've got these cruises to Tallinn. | Tallinn'e giden gemiler var. | Shadows in Paradise-1 | 1986 | ![]() |
I'll get my coat. | Giysilerimi alayım. | Shadows in Paradise-1 | 1986 | ![]() |
Look up, my little friend | Yukarı bak küçük dostum | Shadows in Paradise-1 | 1986 | ![]() |
See, the park is brightly lit | Yukarıdaki pırıl pırıl aydınlığı gör | Shadows in Paradise-1 | 1986 | ![]() |
My poor heart longs for you | Zavallı kalbim sana hasret | Shadows in Paradise-1 | 1986 | ![]() |
It's beating here all alone | Burada yalnız başına çarpıyor | Shadows in Paradise-1 | 1986 | ![]() |
So hurry, please Oh hurry home | Lütfen acele et Hemen eve dön | Shadows in Paradise-1 | 1986 | ![]() |
Life is oh so short | Hayat o kadar kısa ki | Shadows in Paradise-1 | 1986 | ![]() |
Hurry to me | Hemen bana gel | Shadows in Paradise-1 | 1986 | ![]() |
My love, my own | Aşkım, her şeyim | Shadows in Paradise-1 | 1986 | ![]() |
You give me everything | Sahip olduğum her şeyi bana sen verdin | Shadows in Paradise-1 | 1986 | ![]() |
Hurry, please | Acele et lütfen | Shadows in Paradise-1 | 1986 | ![]() |
Everything here is yours | Sahip olduğum her şey senindir | Shadows in Paradise-1 | 1986 | ![]() |
But my friend, although I ask | Her ne kadar içim arzu doluysa da dostum | Shadows in Paradise-1 | 1986 | ![]() |
I know it's all in vain | Her şeyin beyhude olduğunun farkındayım | Shadows in Paradise-1 | 1986 | ![]() |
Even though I long for you | Seni ne kadar arzulasam da | Shadows in Paradise-1 | 1986 | ![]() |
Day and night | Günler ve geceler boyu | Shadows in Paradise-1 | 1986 | ![]() |
Don't run to me | Sen yine de bana dönme | Shadows in Paradise-1 | 1986 | ![]() |
Because you know too | Çünkü sen de biliyorsun ki | Shadows in Paradise-1 | 1986 | ![]() |
Life would only bring us pain | Hayat bize sadece acı getirecek | Shadows in Paradise-1 | 1986 | ![]() |
Don't hurry back to me now | Bana dönmek için acele etme şimdi | Shadows in Paradise-1 | 1986 | ![]() |
The shadows here would swallow you up | Buradaki gölgeler seni yutabilir | Shadows in Paradise-1 | 1986 | ![]() |
Don't hurry | Acele etme | Shadows in Paradise-1 | 1986 | ![]() |
See the beautiful world | Şu güzel dünyaya bak | Shadows in Paradise-1 | 1986 | ![]() |
Because here you couldn't see for the tears | Çünkü burada gözyaşı dökecek bir şey göremezsin | Shadows in Paradise-1 | 1986 | ![]() |
Hey, what's up? | Hey, n'aber?. | Shaft-1 | 2000 | ![]() |
Looks like the kid got clocked with that. | Görünüşe göre çocuğa şununla vurmuşlar. | Shaft-1 | 2000 | ![]() |
Is he going to make it? Got his head stove in pretty good. | Yaşayacak mı? Başı çok kötü yarılmış. | Shaft-1 | 2000 | ![]() |
Witnesses? No. | Ya şahitler?. Hayır. | Shaft-1 | 2000 | ![]() |
Did he come from in there? He's dressed like it. | Oradan mı çıkmış? Giydiklerine bakılırsa öyle. | Shaft-1 | 2000 | ![]() |
Did you let anybody leave? I know the job. | Gitmesine izin verdiğin oldu mu? İşimi nasıl yapacağımı biliyorum. | Shaft-1 | 2000 | ![]() |
I'm just doing mine. | Ben de kendiminkini yapmaya çalışıyorum. | Shaft-1 | 2000 | ![]() |
Was there anything peculiar, any commotion? Did you see... | Tuhaf bir şey oldu mu, herhangi bir karışıklık?. Gördüğün ... | Shaft-1 | 2000 | ![]() |
Just call her and say what I told you to say. | Onu ara ve sana ne söyle dediysem onu söyle. | Shaft-1 | 2000 | ![]() |
Don't worry about my father, worry about me. I'm not going to argue... | Babamı merak etme, beni merak et. Bunu tartışmak ... | Shaft-1 | 2000 | ![]() |
How did you get that blood on yourself? | Üstündeki kan nasıl bulaştı? | Shaft-1 | 2000 | ![]() |
He started it... | O başlattı, ... | Shaft-1 | 2000 | ![]() |
...and I finished it. | ... ve ben de bitirdim. | Shaft-1 | 2000 | ![]() |
Look, I was razzin' the guy. He couldn't take a joke. | Bak, ben onunla dalga geçiyordum. Ama o şakayı kaldıramadı. | Shaft-1 | 2000 | ![]() |
So you cracked his head open. I can dig it. | Onun kafasını yardın. Bunu tahmin edebiliyorum. | Shaft-1 | 2000 | ![]() |
He left all pissed off. I followed him out to apologise. | Kızgın bir şekilde ayrıldı. Ben de özür dilemek için onu takip ettim. | Shaft-1 | 2000 | ![]() |
Next thing I know, he's coming at me with a silver bat. | Ondan sonra tek bildiğim şey, gümüş renkli bir kriket sopasıyla üzerime geldiğiydi. | Shaft-1 | 2000 | ![]() |
Do you know who my father is? No. Do you? | Babamın kim olduğunu biliyor musun? Hayır. Ya sen? | Shaft-1 | 2000 | ![]() |
Take him out. Let's go. | Götürün onu. Haydi, gidelim. | Shaft-1 | 2000 | ![]() |
Diane Palmieri. What did you see? | Diane Palmieri. Sen ne gördün? | Shaft-1 | 2000 | ![]() |
So why did you point that guy out? I didn't. | O zaman neden o adamı işaret ettin? Etmedim. | Shaft-1 | 2000 | ![]() |
What's that? What? | Bu ne? Neymiş o? | Shaft-1 | 2000 | ![]() |
What did you see, Diane? Nothing. I swear. | Neler gördün, Diane? Hiç bir şey. Yemin ederim. | Shaft-1 | 2000 | ![]() |
It's a zoo in here. How can I see anything? | Burası hayvanat bahçesi gibi. Durmadan çalışıyordum. Nasıl bir şey görebilirim ki? | Shaft-1 | 2000 | ![]() |
Detective, we have a potential witness you should see. | Dedektif, muhtemel bir şahit var. Görüşseniz iyi olur. | Shaft-1 | 2000 | ![]() |
I'll be back in a minute. Keep her company, okay? | Bir dakikada dönerim. Ona arkadaşlık et, tamam mı? | Shaft-1 | 2000 | ![]() |
That racist bastard! That's the one that did it. | O ırkçı piç kurusu! O öldürdü. | Shaft-1 | 2000 | ![]() |
How do you know? Did you see it? No. | Bunu nasıl biliyorsun? Gördün mü? Hayır. | Shaft-1 | 2000 | ![]() |
He was sitting over there. He hassled Trey from the minute we walked in. | Orada oturuyordu. İçeri girdiğimiz andan itibaren, Trey'i rahatbırakmadı. | Shaft-1 | 2000 | ![]() |
Right this way. This table over here. | Bu taraftan. İşte, bu masa. | Shaft-1 | 2000 | ![]() |
Excuse me, sir. Yo! | Pardon, bayım. Hey! | Shaft-1 | 2000 | ![]() |
What's up, man? They don't serve malt liquor here. | Ne var, ahbap? Burada malt likörü satmıyorlar. | Shaft-1 | 2000 | ![]() |
No malt liquor, all right? | Malt likörü yok, tamam mı? | Shaft-1 | 2000 | ![]() |
No... all right? All right? What the hell is your problem? | Yanlış söyledim. ... Tamam? ... Tamam? Derdin ne senin? | Shaft-1 | 2000 | ![]() |
Let's go. I want to go. No, we're fine. We're fine. | Gidelim buradan. Gitmek istiyorum. Hayır, her şey yolunda. Sorun yok. | Shaft-1 | 2000 | ![]() |
Don't even worry about it. | Endişe edilecek herhangi bir şey yok. | Shaft-1 | 2000 | ![]() |