Search
English Turkish Sentence Translations Page 148285
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| I mean, we all know what a temper he has, | Yani hepimizin bildiği gibi o öfkeliydi. | Shadowheart-1 | 2009 | |
| I shoot him in self defense. | Kendimi savunmak için ateş ettim. | Shadowheart-1 | 2009 | |
| I wasn't aware that Preacher Conners had a temper problem. | Ben farkında değildim vaiz Conners'in bir öfke sorunu varmış. | Shadowheart-1 | 2009 | |
| Well, he did. | Evet, öyleydi. | Shadowheart-1 | 2009 | |
| Yes, sir. So am I under arrest, Sheriff, | Evet, efendim. Tutuklumuyum Şerif, | Shadowheart-1 | 2009 | |
| or what? | veya durumum nedir? | Shadowheart-1 | 2009 | |
| We have any witnesses? We have any witnesses here? | Herhangi bir tanık var mı? Burada herhangi bir tanık var mı? | Shadowheart-1 | 2009 | |
| Anybody see this? I saw it, Sheriff. | Kimse görmedi mi? Ben gördüm, Şerif. | Shadowheart-1 | 2009 | |
| Me too. I seen the whole thing. | Ben de. Herşeyi gördüm. | Shadowheart-1 | 2009 | |
| It happened exactly like he said. Just like Will here said. | Aynen söylediği gibi oldu. Olan biteni aynen söyledi. | Shadowheart-1 | 2009 | |
| Yep. Well, that be that then. | Peki. Tamam, oldu. | Shadowheart-1 | 2009 | |
| Mind if I have my gun back? | Silahımı geri almamın bir sakıncası var mı? | Shadowheart-1 | 2009 | |
| Merci beaucoup. | Teşekkürler. | Shadowheart-1 | 2009 | |
| And you know where to find me. | Ve sen beni nerede bulacağını biliyorsun. | Shadowheart-1 | 2009 | |
| Uh, boys, I don't know your names, | Uh, çocuklar, İsimlerinizi bilmiyorum, | Shadowheart-1 | 2009 | |
| but I'd like to buy you a drink. | ...ama size bir içki ısmarlamak istiyorum. | Shadowheart-1 | 2009 | |
| All righty. Whoa whoa whoa. | Tamam. Whoa whoa whoa. | Shadowheart-1 | 2009 | |
| Lord have mercy, look at you. | Tanrı korusun, şuna bakın. | Shadowheart-1 | 2009 | |
| Just come here. | ...dur bakayım. | Shadowheart-1 | 2009 | |
| You're an angel from above, hmm? | Sen Hmm, göklerden gelen bir melek misin? | Shadowheart-1 | 2009 | |
| Mighty fine bone structure. | ...ince kemik yapılı. | Shadowheart-1 | 2009 | |
| Tell me, what's your name, little girl? | Söyle bana, adın ne, küçük kız? | Shadowheart-1 | 2009 | |
| You come see me in a few years. | Bir kaç yıl içinde beni görmelisin. | Shadowheart-1 | 2009 | |
| Right over at the saloon, okay? | Sağ taraftaki salonda, tamam mı? | Shadowheart-1 | 2009 | |
| He just murdered my father and you're not going to do anything about it? | O babamı öldürdü... hiç bir şey yapmayacak mısınız? | Shadowheart-1 | 2009 | |
| He claims he acted in self defense | Kendini müdafa ettiğini iddia etti... | Shadowheart-1 | 2009 | |
| and he's got two witnesses to back him up. | ...ve onu destekleyen 2 de tanık var. | Shadowheart-1 | 2009 | |
| I'm sorry, James. I really am. | Üzgünüm, James. Gerçekten. | Shadowheart-1 | 2009 | |
| I'm innocent. I'm innocent. | Masumum. ben masumum. | Shadowheart-1 | 2009 | |
| It was self defense. Yeah, and pigs fly. | Meşru müdafaydı. Evet, ve domuz sineği. | Shadowheart-1 | 2009 | |
| Wait wait wait. Oh oh oh oh. | Bekle, bekle, bekle. Oh oh oh oh. | Shadowheart-1 | 2009 | |
| Oh, you wanna kill me, boy. | Beni öldürmek mi istiyorsun, çocuk. | Shadowheart-1 | 2009 | |
| You wanna hurt me bad. Come over here. | Bana zarar vermek istiyorsun. Buraya gel. | Shadowheart-1 | 2009 | |
| Come on, boy. | Gel, delikanlı. | Shadowheart-1 | 2009 | |
| That's right. Step up. | Bu doğru. Yaklaş. | Shadowheart-1 | 2009 | |
| How you doing, hmm? | Nasıl yapacaksın, hmm? | Shadowheart-1 | 2009 | |
| Awww. | Awww. | Shadowheart-1 | 2009 | |
| You're hurtin' bad. Well, see, my daddy... | Kötü sakatlanırsın. Peki, bak, babam... | Shadowheart-1 | 2009 | |
| he taught me | ...bana öğretti.. | Shadowheart-1 | 2009 | |
| to keep this knife razor sharp for a day like this. | böyle günlerde bu bıçağı bir ustura kadar keskin tutmayı. | Shadowheart-1 | 2009 | |
| Go on, take it. | Hadi, al onu. | Shadowheart-1 | 2009 | |
| Take it, boy. | al hadi, çocuk. | Shadowheart-1 | 2009 | |
| Ah! Now you cut my throat. Go on. | Ah! Hadi boğazımı kes. Hadi. | Shadowheart-1 | 2009 | |
| Just like a pig. You cut me. | Bir domuz gibi. Kes beni. | Shadowheart-1 | 2009 | |
| Take a man's vengeance. Come on! | İntikamını al. Hadi! | Shadowheart-1 | 2009 | |
| Come on! I'll even closed my eyes for ya. | Hadi! Hatta gözlerim kapalı olacak. | Shadowheart-1 | 2009 | |
| I'll tell you what, boy... now shoo. | Sana ne diyeceğim, çocuk... şimdi hoşt... | Shadowheart-1 | 2009 | |
| Come back when you're man enough. | Adam olduğun zaman geri gel. | Shadowheart-1 | 2009 | |
| And we'll finish this. | ve bu işi bitirelim. | Shadowheart-1 | 2009 | |
| For that rainy day! | Bu yağışlı güne ! | Shadowheart-1 | 2009 | |
| Hey! Rainy day! | Hey! yağışlı güne! | Shadowheart-1 | 2009 | |
| To that rainy day. | yağışlı gün için. | Shadowheart-1 | 2009 | |
| I knew that you'd be here. | Burada olduğunu biliyordum. | Shadowheart-1 | 2009 | |
| The whole town's been looking for you, James. | Bütün kasabada seni aradım, James. | Shadowheart-1 | 2009 | |
| Let 'em look. I'm not going back there. | Haydi bakalım. Oraya geri dönmeyeceğim. | Shadowheart-1 | 2009 | |
| You can stay with us. | Bizimle kalabilirsin. | Shadowheart-1 | 2009 | |
| Thanks the same. | Yine de teşekkürler.. | Shadowheart-1 | 2009 | |
| Are you coming back to Legend? | Legend'e geri gelecek misin? | Shadowheart-1 | 2009 | |
| When I do, it'll be to kill Will Tunney. | ...Tunney'i öldüreceğim zaman, | Shadowheart-1 | 2009 | |
| But, James, your father said that... My father's dead. | Ama, James, baban dedi ki... Babam öldü. | Shadowheart-1 | 2009 | |
| You better go back, it'll be dark soon. | En iyisi sen geri dön, kısa bir süre sonra karanlık olacak. | Shadowheart-1 | 2009 | |
| Where will you go? I don't know, I... | Nereye gideceksin? Bilmiyorum, Ben... | Shadowheart-1 | 2009 | |
| I have an aunt and uncle in Mobile, Alabama. | Mobile, Alabama'da. Bir halam ve amcam var. | Shadowheart-1 | 2009 | |
| That's a thousand miles away. | Orası binlerce mil uzaklıkta. | Shadowheart-1 | 2009 | |
| I best get going. James, wait! | En iyisi gideyim. James, bekle! | Shadowheart-1 | 2009 | |
| So that you'll remember me. | Bununla beni hatırla. | Shadowheart-1 | 2009 | |
| Run, little boy! | Koş, küçük çocuk! | Shadowheart-1 | 2009 | |
| Boy, where are ya? | Delikanlı, neredesin? | Shadowheart-1 | 2009 | |
| Why don't you come home... | Neden eve gelmiyorsun... | Shadowheart-1 | 2009 | |
| so we can finish this... | bu işi bitirmeye... | Shadowheart-1 | 2009 | |
| ...boy? | ...çocuk? | Shadowheart-1 | 2009 | |
| A little bit jumpy there, Conners? | Küçük bir sorun mu var, Conners? | Shadowheart-1 | 2009 | |
| Seems like you got something on your conscience. | vicdani bir şeyler var gibi görünüyor. | Shadowheart-1 | 2009 | |
| Now me, I sleep like a baby. | Şimdi, bebek gibi uyumak istiyorum. | Shadowheart-1 | 2009 | |
| Shut up, Haines. | Çeneni kapat, Haines. | Shadowheart-1 | 2009 | |
| Sangre de Cristo Mountains, Conners. | Sangre de Cristo Mountains, Conners. | Shadowheart-1 | 2009 | |
| The blood of Christ. | İsanın kanı adına. | Shadowheart-1 | 2009 | |
| I know what it is, Haines. | Ne olduğunu biliyorum, Haines. | Shadowheart-1 | 2009 | |
| Yea, though I ride through the valley of the shadow of death | Yea, ölümün gölgesinde vadi boyunca yolculuk. | Shadowheart-1 | 2009 | |
| I shall fear no evil for thou art with me, Conners. | Korkudan başka hiçbir kötülüğün yok benim için, Conners. | Shadowheart-1 | 2009 | |
| Thy knife and thy gun comfort me. | Bıçak ve silahların beni rahatlatıyor. | Shadowheart-1 | 2009 | |
| You ain't much for religion, are you, Conners? | Fazla dindar değilsin değil mi, Conners? | Shadowheart-1 | 2009 | |
| See, that concerns me. | Bak, bu beni ilgilendirir. | Shadowheart-1 | 2009 | |
| I'm worried about your soul. | senin ruhun için endişeleniyorum. | Shadowheart-1 | 2009 | |
| How do you know I have one? | Nasıl biri ruha sahip olduğumu nereden biliyorsun? | Shadowheart-1 | 2009 | |
| Bringing these hostiles out of Canyon de Chelly, | Canyon de Chelly'den geliyor bu düşmanlar. | Shadowheart-1 | 2009 | |
| putting 'em on a reservation. | korumak amacıyla alıkoyduk. | Shadowheart-1 | 2009 | |
| They don't look very hostile to me. | Bana pek düşman gibi gelmiyorlar. | Shadowheart-1 | 2009 | |
| Neither does he. | hiç birisi. | Shadowheart-1 | 2009 | |
| We're gonna put 8,000 of them there... | orada onları bırakacağız... | Shadowheart-1 | 2009 | |
| if they're smart enough to surrender. | ...yeteri kadar akıllı olurlarsa. | Shadowheart-1 | 2009 | |
| Give 'em five minutes' rest. | 5 dakika mola. | Shadowheart-1 | 2009 | |
| No water. And watch out for that buck over there. | Su yok. ve bunun karşılığını orada... | Shadowheart-1 | 2009 | |
| If he gets half a chance, he'll slit your throat. | Eğer azıcık şans bulursa, boğazını keser. | Shadowheart-1 | 2009 | |
| ''The Lord is my shepherd. I shall not want. | "Tanrı çobanımdır benim eksiğim olmaz... | Shadowheart-1 | 2009 | |
| He leadeth me by still water | ...beni sakin sular boyunca yürütür... | Shadowheart-1 | 2009 | |
| for His name's sake. | ...kendi ismi uğrunda... | Shadowheart-1 | 2009 | |
| Thy rod and Thy staff comfort me.'' | ...beni doğruluk yollarına yöneltir." | Shadowheart-1 | 2009 | |
| Put an end to it, Preacher. | Buna bir son ver, Vaiz. | Shadowheart-1 | 2009 | |
| These heathens don't need religion. | Bunların dine ihtiyacı yok. | Shadowheart-1 | 2009 |