Search

English Turkish Sentence Translations Page 14701

English	Turkish	Film Name	Film Year	Details
Someone could have gone out tonight. We are not murderers.	Akşam biri gizlice sıvışmış olmalı. Sen çıldırdın mı? Bizler katil değiliz.	Deep Cove-1	2009
We must stay calm. Let's go Keith freeing.	Sakin olmalıyız. Gidip Keith'i çözelim.	Deep Cove-1	2009
You save you now? Yeah, go. We save us now.	Siz burada iyi misiniz? Evet gidin. Biz iyiyiz.	Deep Cove-1	2009
I must find Pierre. He is alone.	Pierre'i Bulmak zorundayım. O Tek başına.	Deep Cove-1	2009
No, you go to rest. And we will seek Pierre, okay?	Hayır sen dinlen. Biz Pierre'i ararız, olur mu?	Deep Cove-1	2009
I must tell you something about Keith.	Sana Keith hakkında birşey söylemem gerekiyor.	Deep Cove-1	2009
He is not just an ordinary guy, he's our half brother.	O sadece sıradan biri değil. Yarı kardeş sayılırız.	Deep Cove-1	2009
My father had an affair.	Babamın yasak bir ilişkisi olmuş.	Deep Cove-1	2009
One day Keith was on our doorstep. As a teenager, he was nowhere to go.	Bir gün Keith evimizin basamaklarındaydı. Çok gençti ve gidebileceği hiçbiryer yoktu.	Deep Cove-1	2009
My father has taken him into his house. What could he do?	Babam ona acıdı ve eve aldık. Ve onu sevdik. Başka ne yapabilirdik ki?	Deep Cove-1	2009
My mother tried to prevent us from behind would come.	Annem bunu engellemeye çalıştı. Kardeşim olduğunu öğrenmemi istemedi.	Deep Cove-1	2009
We did it. Why should not it Tyler.	Ama öğrendim. Tyler'in neden böyle olduğunu açıklıyor.	Deep Cove-1	2009
Tyler has always been a mama's boy.	Tyler her zaman tam bir ana kuzusu olmuştur.	Deep Cove-1	2009
This was still the place?	Burası değil mi?	Deep Cove-1	2009
What's it on?	Burada ne haltlar dönüyor?	Deep Cove-1	2009
Even the blood is gone.	Kan bile kaybolmuş.	Deep Cove-1	2009
They are still there.	Onlar hala burada.	Deep Cove-1	2009
The killer is still there.	Katil hala burada!.	Deep Cove-1	2009
Keith ...	Keith ...	Deep Cove-1	2009
He is otherwise dead, then how you have described.	O tamda senin tarif ettiğin biçimde olmüşe benzemiyor.	Deep Cove-1	2009
That's right, Jenna. I do not know what to say.	O haklı, Jenna. Ne diyeceğimi bilemiyorum.	Deep Cove-1	2009
That tells you very precisely. That he had hung his legs.	Bize ayrıntıları anlattın! Nasıl ayaklarından asıldığını kanları hepsini tarif ettin.	Deep Cove-1	2009
Want to see how he really died? No, I do not.	Gerçekten nasıl öldüğünü görmek ister misin? Hayır, istemiyorum.	Deep Cove-1	2009
Come here, sweetie.	Buraya tatlım.	Deep Cove-1	2009
Come on, boy. Where are you?	Hadi oğlum. Neredesin?	Deep Cove-1	2009
Jenna. Ashley.	Jenna. Ashley.	Deep Cove-1	2009
There is none. They're gone.	Kimse yok. Gitmişler.	Deep Cove-1	2009
They are determined to find the dog.	Köpeği bulmakta kararlıydılar.	Deep Cove-1	2009
You go find them. Then I go to the harbor to warn Tyler.	Sen onları bul. Ben sahile gidip Tyler'ı uyarım.	Deep Cove-1	2009
Where is Jenna?	Jenna Nerede?	Deep Cove-1	2009
What is there The killer is still on the island.	Ne oldu? Katil hala bu adada.	Deep Cove-1	2009
How do you know? Because Keith is gone.	Nereden biliyorsun? Çünkü Keith gitmiş. Biri onu çözmüş olmalı.	Deep Cove-1	2009
Where is Ashley? Is not she with you?	Ashley Nerede? Seninle birlikte değil mi?	Deep Cove-1	2009
When I left, she was resting. There she is no more.	Biz ayrıldığımızda o dinleniyordu. Şimdi burada yok.	Deep Cove-1	2009
Look, Pierre's collar.	Bakın. Pierre'in tasması.	Deep Cove-1	2009
What they mean by "Guilty"?	"Suçlu" mu? Bu da ne demek.	Deep Cove-1	2009
Oh, my god.	Aman Tanrım! .	Deep Cove-1	2009
Ashley. Get her out.	Ashley. Çıkar onu hemen.	Deep Cove-1	2009
Get her out.	Dışarı çıkar.	Deep Cove-1	2009
Ashley and I grew up together.	Ashley ve Ben birlikte büyüdük.	Deep Cove-1	2009
I've known her since first grade. My first kiss I received from her brother.	Birince sınıftan beri tanışıyoruz. İlk defa abisiyle öpüşmüştüm.	Deep Cove-1	2009
I held her head above the toilet when they first got drunk.	İlk defa sarhoş olduğunda onu tuvalete götürmüştüm.	Deep Cove-1	2009
She's dead, Jenna. That's what you just told us.	O öldü, Jenna. Biraz önce bunu anlatıyordun bize.	Deep Cove-1	2009
What happens here anyway?	Neden bu oldu?	Deep Cove-1	2009
This is ridiculous. It can not be dead.	Bu çok saçma. Ölmüş olamaz.	Deep Cove-1	2009
Maybe it's personal. Just a maniac.	Belkide kişisel birşey değildir. Sadece rastgele bir manyak'tır.	Deep Cove-1	2009
Would you rather be killed at random this is not funny.	Birini rastgele kim öldürebilir? Bu hiç komik değil.	Deep Cove-1	2009
Why is everything a joke for you It must be something to do with you.	Neden herşey sana bir şaka gibi geliyor? Bunda mutlaka bir parmağın olmalı.	Deep Cove-1	2009
What the hell have you done? Why is it my fault?	Ne haltlar karıştırdığını söyle! Neden bu benim suçum oluyor?	Deep Cove-1	2009
Because it usually is so. She was my girlfriend, Jenna.	Çünkü her zaman öyle oluyor. O Benim sevgilimdi Jenna.	Deep Cove-1	2009
Maybe it is one of you.	Belkide sizden biridir.	Deep Cove-1	2009
That can, right?	Bu olabilir, değil mi?	Deep Cove-1	2009
You are now isolated. Maybe one of you or by running.	Sürekli dışarıdaydın. Belkide saklanıp birilerini öldürmüşsündür.	Deep Cove-1	2009
And you keep saying that nobody can come to the island.	Ve..Ve sürekli adaya kimsenin gelmediğini söylüyordun.	Deep Cove-1	2009
You had to watch it. Where were you I searched for Pierre.	Onun yanında olman gerekiyordu. Sen neredeydin? Pierre'i arıyordum.	Deep Cove-1	2009
With a killer in the neighborhood? Would you like dead or something?	Dışarıda bir katil varken mi? Kahrolası aklından ne geçiyordu ha?	Deep Cove-1	2009
And where were you, Tyler?	Peki sen neredeydin Tyler?	Deep Cove-1	2009
In the harbor, apparently? By yourself.	Rıhtımda, görünüşe göre! Yanlız başına.	Deep Cove-1	2009
And we must believe that you're looking for a dog?	Ve bizimde senin köpeği inanmamız gerekiyor öyle mi?	Deep Cove-1	2009
I was with Megan. Not all the time.	Megan ile birlikteydim. Sürekli değildin.	Deep Cove-1	2009
That is true. Enough.	Değildin. Yeter!	Deep Cove-1	2009
We must work together. I do not.	Bu işte birlikte olmalıyız. Ben değilim.	Deep Cove-1	2009
You stay here, Tyler. We should solve this.	Hiçbir yere gidemezsin Tyler Bu olayı çözmemiz gerekiyor.	Deep Cove-1	2009
From now on we stay together, and no exceptions.	Bundan sonra hiçbir istisna olmadan sürekli birlikte olacağız.	Deep Cove-1	2009
What should we do with Ashley? We can not let her lie.	Peki Ashley ile ne yapacağız? Onu öylece bırakamayız.	Deep Cove-1	2009
We can put it in the freezer.	Onu dondurucuya koymalıyız.	Deep Cove-1	2009
That leaves them fresh. ... I mean	Evet böylece taze kalır. ... Demek istediğim.	Deep Cove-1	2009
Forget it.	Ne diyeceğimi unuttum.	Deep Cove-1	2009
I do not like.	Bundan hoşlanmıyorum.	Deep Cove-1	2009
Can we ask for help? No, the distance is too great.	Yardım isteyebiliriz. Evet çalışıyor.	Deep Cove-1	2009
We can use here.	Bunu kullanabilirsin.	Deep Cove-1	2009
Do you still?	Değil mi?	Deep Cove-1	2009
It still works.	Hala çalışıyor.	Deep Cove-1	2009
Innocent.	Masum.	Deep Cove-1	2009
Who is "innocent" I said, all of us.	Kim "Masum"? Hepimiz masumuz.	Deep Cove-1	2009
Well, not everyone. Megan is. So do I.	Nasıl desem. Hepiniz değil! Megan öyle. Bende öyleyim.	Deep Cove-1	2009
You've already said before. Why Megan?	Bunu daha öncede söyledin. Neden Megan?	Deep Cove-1	2009
They listened not to be. I told you that she was very.	Onun orada olması gerekiyordu. Sana söylemiştim. O özel biri.	Deep Cove-1	2009
Who is it? Is everything okay?	Bu kim. İyi misin?	Deep Cove-1	2009
Kyle, be careful.	Kyle, dikkatli ol.	Deep Cove-1	2009
Kyle, here.	Kyle, yakala.	Deep Cove-1	2009
Oh, cunt.	Oh, oro.pu çocuğu.	Deep Cove-1	2009
Pull your leg out.	Bacağını çek.	Deep Cove-1	2009
I pick up the towels, the water you Megan.	Ben havlu getireyim. Megal sende su getir.	Deep Cove-1	2009
Go ahead.	İşte oldu.	Deep Cove-1	2009
Let's see if everything is closed. I look over it.	Bütün camların kapalı olduğundan emin olalım. Ben yukarı bakarım.	Deep Cove-1	2009
Everything is closed.	Everything is closed.	Deep Cove-1	2009
I've never actually read a Bible.	Ben asla gerçekten İncil'i okumadım.	Deep Cove-1	2009
But tonight I feel safe in there.	Ama bu gece kendimi güvende hissediyorum.	Deep Cove-1	2009
Here you're also safe.	Burada güvendesin.	Deep Cove-1	2009
Detective Armory ...	Detektif Armory ...	Deep Cove-1	2009
You mentioned his son.	Oğlundan bahsettiniz.	Deep Cove-1	2009
Hazing a student who got out of hand. Drunk.	Bir kolejde içki yarışmasındaydı. Çok fazla içti.	Deep Cove-1	2009
They did a sort of water torture. He was drowned.	Kendini kontrol edemedi. Boğuldu.	Deep Cove-1	2009
I did not. You could not.	Bilmiyordum. Bilemezdin.	Deep Cove-1	2009
He was first available. One had already died.	Polis yerine en yakın polisi gönderdiler. Olay yerine geldiğinde çoktan ölmüştü.	Deep Cove-1	2009
Three layers are close.	Dosya kapandı.	Deep Cove-1	2009
Thy will be done.	"Sonu gelecek".	Deep Cove-1	2009
A prayer to God. You know it?	İncil'den Bir bölüm. Biliyor musun?	Deep Cove-1	2009
Here is your pill.	İşte ilaçların.	Deep Cove-1	2009