Search
English Turkish Sentence Translations Page 14496
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
I do not promise, when we started. | Bu işe başlamadan ne söz vermiştik. Bu işe başlarken söz vermemiştik. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
No one will ever hurt you? | Hiç kimse yaralanmayacak mıydı? | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
I want you to remember this. | Bunu hatırlamanı istiyorum. Şunu unutma sakın. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
She did not hurt anyone. | Sana hiç kimse zarar veremeyecek. Sen kimseye zarar vermedin. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
I made the choice. | Bunu ben seçtim. Seçimi ben yaptım. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
I would think differently. | Olaya artık farklı bakıyorum. Ve işler değişti. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
What are you doing? We'll split up. | Farklı olan ne? Biz ayrılacağız. Nasıl değişti? Ayrılacağız. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
They do not know anything about you. | Onlar senin hakkında hiç bir şey bilmiyorlar. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
You're just a distraction. | Sen sadece beni yavaşlatırsın. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
I do not like this plan. | Bulduğun plan bu mu? | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
I did not ask if you liked it. | Sana ne dersem onu yapacaksın. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
We should not divide us. | Biz ayrılmamalıyız. Ayrılmamalıyız. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Listen! | Dinle! Beni dinle. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Follow this road. and will be cut to the road. | Patikayı takip et, ana yola çıktığında... Şu yolu takip et, muhtemelen yolu kesmişlerdir. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Use your charm, a passage and continue north. | cazibeni kullan ve kuzeye devam etmenin bir yolunu bul. Cazibeni kullan, kendi yolunu aç ve kuzeye doğru git. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
We can still get in Canada. | Biz hala Kanada'ya geçebiliriz. Hala Kanada'ya kaçabiliriz. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
But until then! | Ama ondan sonra... Ama o zamana kadar... | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
I do not recognize myself. | Sen beni tanımıyorsun. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
I'm not your brother. | Senin kardeşin değilim. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Not until I tell you, it's safe. | Sana güvenli olduğunu söyleyene kadar. Her şey düzelene kadar bu böyle. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Remember how I taught you. | Sana öğrettiklerimi hatırla. Nasıl kullanacağını öğretmiştim. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
I leave you now, and I will call you tonight, okay. | Şimdi senden ayrılıyorum ve bu gece yarısı seni arayacağım, tamam mı? Şimdi gidiyorum ama akşam seni arayacağım, tamam mı? | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
You're a modern girl, be careful. | Sen modern bir kızsın, demek. Sen benim küçük kızımsın, tekrar et. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
I'm not a child. | Ben bir kız değilim. Ben senin küçük kızınım. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Come on, get out of here! | Hadi, buradan gidelim! Aferin. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
This is it! | Şunu al! Al bakalım. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
What happens if you do not call? | Aramazsan ne olacak? Ya beni arayamazsan? | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
I mean dead. | Ölmüşüm demektir. Ölmüşüm demektir. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Do you have plans for Thanskgiving? | Şükran Günü için bir planınız var mıydı? Şükran Günü için bir planınız var mı? | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
No, dinner only. | Hayır, sadece akşam yemeği. Yok, yemek yiyeceğiz işte. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
What about you? | Ya senin? Sen ne yapacaksın? | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
All the news from your mother, Hena? | Annenden haber aldın mı, Hena? Annenden haber aldın mı, Hanna? | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Really? No, dear. | Siz? Hayır, tatlım. Hayır, sen? Ben de almadım canım. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Not so far. | Çok zaman geçti. Uzun süredir haber yok. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Very nice to meet you. | Sizi gördüğüme sevindim. Sizi görmek çok güzeldi. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
See you. See you. | Hoşçakal. Hoşçakal. Hoşçakalın. Güle güle. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Oh, you should come tomorrow for dinner. | Oh, sen akşam yemeğine gelmelisin, yarın. Yarın akşam yemeğe sen de gelmelisin. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Oh, thank you, you know. | Oh, teşekkürler, bilirsin... Sağ olun ama şey... | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
My father and I plan. | babamla bir planımız var. Babamla konuşacaktım ben de. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
He wanted to do what you set. | Birlikte kutlayacağız. Belki birlikte bir şeyler yapmak ister diye. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
See you later! See you later! | Sonra görüşürüz! Sonra görüşürüz! | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Hello, Dorris, is there any news? | Selam, Dorris, yeni bir şeyler var mı? | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Reportedly it was bad! | Raporlar boktan! Bok gibi! | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
There is someone waiting for you at the office. | Diğerleri ofiste seni bekliyorlar. Bir de seninkiler ofiste bekliyorlar. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Bakker? Good boy. | Bakker mı? Akıllı çocuk. Becker mı? Ve adamları. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
There's a letter for me? Letter? | Benim için posta var mı? Mektup? Bana mektup falan geldi mi? | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Yet to come. | Henüz yok. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Let me know! Yes, ma'am. | Bana haber ver! Evet efendim. Gelirse söylersin. Emredersiniz. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
We provide manpower and support other county. | Biz insan gücü ve destek sağlayacağız diğer ilçeye. Diğer ilçeye gerekli adamları ve arama ekipmanlarını siz sağlayacaksınız. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Close the door, ah! | Lanet kapıyı kapatın, haa! Kapayın lan şu kapıyı! | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
K 19 will be the turn tonight. | K 19 bu gece dönecek. K 9'lar bu gece gelecek. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
So we will be heading south with my dog. | Bu yüzden bizde güneye gideceğiz köpeğimle. O zamana kadar benim köpeklerimle idare edeceğiz. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Use your radio, use your head, everbody wear a vest. | Telsizlerinizi kullanın, kafanızı kullanın, herkes bir yelek giysin. Telsizinizi kullanın, aklınızı kullanın, unutmayın çelik yeleğinizi takın. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
If you meet this guy. | Bu adamı bulmak zorundayız. Eğer bu herifle karşılaşırsanız... | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Call it in, you do not want to go home for a turkey dinner. | Heryerde arayın! sizler onu yakalamadan eve hindi yemeye gitmeyi düşünmeyin. ...haber verin. Eve Şükran Günü hindisi olarak gitmek istemezsiniz. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
We continue to talk, I'm not made for turkey dinner. | Konuşmaya devam edersek, akşam yemeğimde hindi olmayacak. Böyle giderse Şükran Günü yemeğine yetişemeyeceğim. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Travis when you're taking the piss small mouse, he calls his wife. | Travis! Neden telsizini alıp karını aramıyorsun. Travis, sen bu sabah karınla sikişmekle meşgulken... | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
This guy shot the policeman in the face. | Bu adam bir polisi yüzünden vurdu. ...bu herif bir polisi suratından vurdu. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
A police officer named Allan Thompson. | Allan Thompson adında bir polis memurunu. Polisin adı Allan Thompson'dı. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
He served for soldiers for 18 years. | O 18 yıldır mükemmel bir şekilde hizmet vermişti. 18 yıldır teşkilata hizmet ediyordu. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
That man is dead and gone forever. | O adam öldü ve sonsuzluğa gitti. Ve şimdi sonsuza kadar aramızdan ayrıldı. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Okay, calm down, I'm sorry. | Tamam, sakin ol, üzgünüm. Tamam, sakin ol. Özür dilerim. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
It 'areal bargain boy! | Bun gerçek, çocuklar! Bu mesele ciddi, beyler. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Do you understand? | Anlaşıldı mı? Anladınız mı? | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Well, listen up! | Peki, dinleyin, o halde! Dinleyin millet! | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
This is what we do. | Bunlar, bizim yapacaklarımız. İşte planımız: | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Travis Brice, Billy, you will be with me in west of the accident site to the short lake. | Travis Brice, Billy, siz benimle birlikte kaza bölgesinin yakınında bulunan küçük göle geleceksiniz. Travis, Brice, Billy siz benimle birlikte kaza bölgesinin batısına doğru geleceksiniz. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
His four will be led by Danny | Diğerleri Danny liderliğinde Diğer dördünüz Danny'le birlikte... | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
She will head to the east of 75. | doğu 75'te turlayacaklar. ...75'in doğusuna gideceksiniz. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Alright. | Tamam. Anlaşıldı mı? | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Let's move on. | Devam edelim. Gidelim o zaman. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
What about me? | Ya ben? Ben ne olacağım? | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
What about you? | Sana ne olmuş? | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
I'm gone? No. | Ben bir şey yapmayacak mıyım? Hayır. Ben tek başıma mı gideceğim. Hayır. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
I mean who would not turn off. | Sen bu işin dışındasın diyorum. Sen bir yere gitmiyorsun. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
You can not do this? | Bunu yapamazsın? Bunu yapamazsın. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
I am responsible for the lives of these men. | Bu adamların hayatlarından ben sorumluyum. Bu adamların hayatından ben sorumluyum. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
I did looking at the healthy, | Dışarısı cehennem gibi, | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
In addition to what you want to do more than out there in addition to changing the pads. | sen söyle, orada ne yapabilirsin ki, tamponları değiştirmekten başka. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
No offense, Vice. | Darılmaca yok, şerif yardımcısı. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
And change the daddy! | Ne zaman değişeceksin, baba! Gerekirse değiştiririm, baba! | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Oh, shit! | Oh, kahretsin! Kahretsin! | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
There's a look at five. All right. | Beşinci bölgeye bir göz at. Olur. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Make sure you do not pass. | Bir şeyleri es geçmediğinizden emin olun. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Oh, shit | Oh, lanet! | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Miss! | Bayan! Hanımefendi! | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Miss, do you agree? | Bayan, her şey yolunda mı? | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Are you okay? | İyi misin? İyi misiniz? | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Start, god damn! | Çalış, lanet olası! Çalışsana be! | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
You rotten old thing! | Seni kokuşmuş yaşlı şey! Seni külüstür pislik! | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
I've been there twice in a dream. | Geçenlerde o kadını iki kez rüyamda gördüm. Rüyamda eski karımı görmüştüm. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
He told me they were coming. | O bana geleceğini söyledi. Bana senin geleceğini söylemişti. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Can barely see anything out there. | Sen gerçekten orada bir şeyler görebiliyor musun? Neredeyse hiçbir şey göremiyorum. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
You know, it's going out on a white. What? | Sana herşey beyaz görünebilir. Ne? Buna beyaz körlük diyorlar. Ne? | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
You can not see what is in front of you. | Sen buralarda ne arıyordun. Burnunun ucunu bile göremezsin. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
My car broke down. I'm lost. | Arabam bozuldu. Kayboldum. Arabam bozuldu. Kayboldum. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Do you live around here? | Buralarda mı yaşıyorsun? Buralarda mı oturuyorsun? | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
My parents, not near the border. | Bizimkiler, sınır yakınlarında. Ailem, sınıra yakın oturuyor. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
I'm just passing through. | Onlara bir uğrayacağım. Ben sadece geçiyordum. | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |
Do you think you give me a lift? | Beni bırakmayı düşün müyorsun? Beni gideceğim yere götürebilir misin? | Deadfall-1 | 2012 | ![]() |