English
TurkishSearch
English Turkish Sentence Translations Page 13991
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| She held on, waiting to die, and she didn't. | Tutunmuş ve ölmeyi beklemiş fakat ölmemiş. | Dark Matter-1 | 2015 |  |
| She pulled herself down into one of the trenches | Bağdaştırıcıların olduğu çuğura girmiş ve | Dark Matter-1 | 2015 | |
| that house the forward couplings, | bağlantıyı kesmiş ki | Dark Matter-1 | 2015 | |
| disengaged one of them so that ship wouldn't jump. | gemi ışık hızına geçemesin. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Then she pushed herself toward the airlock, | Kendini çıkış kapısına doğru çekmiş | Dark Matter-1 | 2015 | |
| and waited for them to open the door. | ve kapının açılmasını beklemiş. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| All that, without a space suit? | Tüm bunlar, kıyafeti olmadan mı oluyor? | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Apparently. | Görünüşe göre öyle. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| What the hell is she? | Bu hatun ne böyle? | Dark Matter-1 | 2015 | |
| As far as I can tell, you're an advanced bio synthetic organism. | Söyleyebildiğim kadarıyla gelişmiş biyo sentetik bir organizmasın. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| You weren't born, you were engineered. | Sen doğmadın, tasarlandın. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| What, like you? | Nasıl, senin gibi mi? | Dark Matter-1 | 2015 | |
| No, not like me. | Hayır, benim gibi değil. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| You have a heart, lungs, kidneys, fluids. | Senin bir kalbin, akciğerlerin, böbreklerin ve vücut sıvıların var. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| But your constituent parts were manufactured, | Fakat ana parçaların belli özelliklerle | Dark Matter-1 | 2015 | |
| to exact specifications, and then assembled. | imal edilip sonra birleştirilmiş. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| You also have a network of corrector nanites | Ayrıca benimkinden bile daha yüksek | Dark Matter-1 | 2015 | |
| moving throughout your body, even more advanced than my own. | teknolojide düzeltici nanitlerin var. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| They're designed to migrate quickly to any area of need. | İhtiyaç olan bölgeye doğrudan gönderilebilecek şekilde tasarlanmışlar. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Like when I was bitten. | Isırıldığımda olduğu gibi. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| It killed the virus. | Virüsü onlar öldürdü. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| And healed the wound itself. | Ve yarayı da iyileştirdiler. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| I believe that when you were exposed to the cold of space, | Uzayın soğukluğuna gittiğinde | Dark Matter-1 | 2015 | |
| the nanites migrated to your skin, | nanitler cildine gelerek bir nevi | Dark Matter-1 | 2015 | |
| joined together and formed a protective shield. | koruyucu kalkan görevi üstlendiler. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| It couldn't have been more than a few microns thick, | Birkaç mikrondan daha kalın olmasa da | Dark Matter-1 | 2015 | |
| but it kept you alive. | bu kalkan seni hayatta tuttu. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| I had my suspicions. | Şüpheleniyordum. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Why didn't you say anything. | Neden hiçbir şey söylemedin? | Dark Matter-1 | 2015 | |
| You didn't ask. | Sormadın. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| I had no idea this technology even existed. | Böyle bir teknolojinin varlığından bile haberdar değildim. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| It doesn't, officially. | Resmi olarak, yok. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| And it's in contravention of all G.A. regulations | Bu tür özellikleri birinde toplamak G.A. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| regarding the manufacture of artificial persons. | yasalarına aykırı. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| If the authorities were to learn of your existence, | Yönetim senin varlığını öğrenirse | Dark Matter-1 | 2015 | |
| it is likely you would be hunted down and destroyed. | büyük ihtimalle peşine düşüp, seni yok eder. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| So what do we do with this thing now? | Peki bununla ne yapacağız? | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Complete the delivery, get paid, what else? | Teslimatı yapacağız, ücretimizi alacağız, sonra? | Dark Matter-1 | 2015 | |
| I don't think we should deliver this guys. | Bunu teslim etme konusunda emin değilim, çocuklar. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Whatever this thing is, | Bu şey her neyse, | Dark Matter-1 | 2015 | |
| three corporations were willing to kill for it. | üç şirket bunun için adam öldürmeyi bile göze almış durumda. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| I'm thinking it's something that's extremely dangerous. | Son derece tehlikeli bir şey olduğunu düşünüyorum. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| All the more reason to get it off the ship. | Gemiden atmamız için bir başka sebep. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Maybe we should ask Two what she thinks. | Belki İki'ye de bu konuda ne düşündüğünü sormalıyız. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| What, we're not gonna trust her now? | Ne, artık ona güvenmeyecek miyiz? | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Because she's not who we thought she was? | O, düşündüğümüz kişi değil diye mi? | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Welcome to the goddamn club. | Kulübe hoşgeldin. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| The device is online, activating field, ten percent. | Cihaz çalışıyor, aktivite alanı yüzde on. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Pleasure doing business with you. | Sizinle iş yapmak bir zevkti. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Likewise. | Aynı şekilde. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| This is interesting. | İlginç. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| We're getting some unusual readings | Gezegenin yüzeyinden | Dark Matter-1 | 2015 | |
| from the planet's surface. | beklenmedik veriler alıyoruz. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| What the hell was that? | Ne oluyor? | Dark Matter-1 | 2015 | |
| The field's become unstable. | Alan dengesiz bir hal aldı. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| The planet's gravitational field is fluctuating wildly. | Gezegenin yerçekimsel alanında büyük bir dalgalanma var. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| We need to leave, immediately. | Acilen gitmemiz gerekiyor. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Marauder, what's your position? | Marauder, konumunuz nedir? | Dark Matter-1 | 2015 | |
| We're just docking now. | Gemiye kenetleniyoruz. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Can we jump? | Sıçrama yapabilir miyiz? | Dark Matter-1 | 2015 | |
| The field variance is making nav calculations impossible. | Yüzeysel dalgalanma navigasyon hesaplamalarını alt üst ediyor. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Maximum sublight, now! | Işık hızı altında motorlara tam güç, hemen! | Dark Matter-1 | 2015 | |
| The planet is breaking up. | Gezegen parçalanıyor. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Divert all available power to the engines! | Mümkün olan tüm gücü motorlara ver! | Dark Matter-1 | 2015 | |
| We're clear of the field. | Alandan çıktık. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| I'm dialing back the engines. | Motorları normale döndürüyorum. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| The planet has been destroyed. | Gezegen yok edildi. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| It's a nasty gash. | Derin kesilmiş. Derin kesilmiş. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| You know it's really too bad, | Biliyor musun çok kötü oldu. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| we could of had some real fun together | Birlikte çok eğlenebilirdik. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| She got blown out the air lock. | Hava kilidini uçurdu. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| She held on waiting to die and she didn't | Ölmek için beklese de ölemedi. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| What the hell is she? | Bu ne böyle? Bu ne böyle? | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Think you could survive a bullet between the eyes? | Gözlerinin arasına ateş etsem kurtulacağını düşünüyor musun? | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Whatever this thing is, 1 | Bu şey ne bilmiyorum fakat... 1 | Dark Matter-1 | 2015 | |
| 3 corporations were willing to kill for it | ...üç şirket bunun için birbirini öldürmeye hazır. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| The field's become unstable. | Alan kontrolden çıktı. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Shut it down. | Hemen kapat. Hemen kapat. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| What the hell is this? | Bu ne böyle? Bu ne böyle? | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Kid's a stowaway. | Çocuk kaçak yolcu. Çocuk kaçak yolcu. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| I was just trying to scare her. | Sadece onu korkutmaya çalışıyordum. Sadece onu korkutmaya çalışıyordum. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| I wasn't gonna space her, I swear. | Onu dışarı atmayacaktım, yemin ederim. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| At least let's get something for her. | En azından ona bir şeyler getirelim. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Shut up, Boone. | Kapa çeneni, Boone. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Look guys, she's an asset. | Bakın çocuklar, o değerli biri. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| She's got a head for mechanics and tech. | Mekanik ve teknolojiden anlıyor. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| I don't want her on this ship. | Onu bu gemide istemiyorum. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Why the hell not? | Neden?! | Dark Matter-1 | 2015 | |
| She's a child. | O daha çocuk. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Griff's right. | Griff haklı. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| We should keep her. | Ona göz kulak olmalıyız. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| It's even up. | Durumlar eşit. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Your call, Ryo. | Senin sıran, Ryo. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Welcome aboard, little warrior. | Gemiye hoşgeldin, küçük savaşçı. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Just don't give me any cause to regret my decision. | Sadece beni, kararım için pişman edecek bir şey yapma. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Two, I've completed my analysis | İki, patlamayla bağlantılı olan tüm uygun... | Dark Matter-1 | 2015 | |
| of all available sensor data pertaining to the explosion. | ...sensör analizlerini bitirdim. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Maybe just the short version. | Belki kısa versiyonunu. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| It was the temporary manifestation | Layman'ın deyişiyle beyaz deliğin... | Dark Matter-1 | 2015 | |
| of what's known in layman's terms as a white hole. | ...geçici göstergesi. | Dark Matter-1 | 2015 | |
