English
TurkishSearch
English Turkish Sentence Translations Page 13968
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| He didn't like all the names I was calling him during sex. | Seks yaparken ona seslendiğim isimlerden hoşlanmadı. Seks yaparken ona seslendiğim isimlerden hoşlanmadı. | Dark Matter-1 | 2015 |  |
| Is that what this is about? | Bu mudur? Bu mudur? | Dark Matter-1 | 2015 | |
| You flirting with me? | Benimle flört etmenin sebebi bu mu? Benimle flört etmenin sebebi bu mu? | Dark Matter-1 | 2015 | |
| For your information, if I was flirting with you, | Bilgin olsun, seninle flört ediyor olsam... Bilgin olsun, seninle flört ediyor olsam... | Dark Matter-1 | 2015 | |
| I would be taking my clothes off, not putting them on. | ...kıyafetlerimi giyiyor olmazdım. ...kıyafetlerimi giyiyor olmazdım. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| What, I thought... | Ne, Düşündüm ki... Ne, Düşündüm ki... | Dark Matter-1 | 2015 | |
| You thought wrong. | Yanlış düşündün. Yanlış düşündün. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| But if? | Peki ya? Peki ya? | Dark Matter-1 | 2015 | |
| No, it's complicated. | Hayır, bu karmaşık bir durum. Hayır, bu karmaşık bir durum. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| And also that. | Ve bir de bu var. Ve bir de bu var. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Don't stop on my account. | Ben size engel olmayayım. Ben size engel olmayayım. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Did you need anything? | Bir şeye mi ihtiyacın vardı? Bir şeye mi ihtiyacın vardı? | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Five figured out the code to the mystery room. | Beş gizemli odanın şifresini buldu. Beş gizemli odanın şifresini buldu. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| You're kidding. | Dalga geçiyorsun. Dalga geçiyorsun. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| And we're about to open it | Onu açmak üzereyiz ama tabi sizin... Onu açmak üzereyiz ama tabi sizin... | Dark Matter-1 | 2015 | |
| but if you two have something better to do. | ...yapacak daha iyi bir şeyiniz varsa. ...yapacak daha iyi bir şeyiniz varsa. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| I think that's as open as they're gonna get. 1 | Sanırım en fazla bu kadar açılıyor. 1 Sanırım en fazla bu kadar açılıyor. 1 | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Why is everything on this ship so much work? | Bu gemideki her şey niye bu kadar uğraştırıcı? Bu gemideki her şey niye bu kadar uğraştırıcı? | Dark Matter-1 | 2015 | |
| The panel appears to be malfunctioning. | Panel arızalı sanırım. Panel arızalı sanırım. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Of course it is. | Elbette arızalı. Elbette arızalı. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Give me a moment. | Bir dakika. Bir dakika. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Hah, alright! | Harika! Harika! | Dark Matter-1 | 2015 | |
| I'm gonna call you Racquel. | Senin adın Racquel olsun. Senin adın Racquel olsun. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| All these are locked. | Bunların hepsi kilitli. Bunların hepsi kilitli. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Ah, just stand aside. | Kenara çekil bakayım. Kenara çekil bakayım. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| See if I can fix that. | Ben hallederim. Ben hallederim. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Don't be stupid. | Aptallık etme. Aptallık etme. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| We don't know what's in there. | İçinde ne olduğunu bilmiyoruz. İçinde ne olduğunu bilmiyoruz. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| It could be packed with explosives. | Patlayıcı dolu olabilir. Patlayıcı dolu olabilir. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| You know, anyone else wondering why you need to lock a box | Kilitli bir odanın içinde bir şeyi... Kilitli bir odanın içinde bir şeyi... | Dark Matter-1 | 2015 | |
| that's inside a locked room. | ...neden kilitleme ihtiyacı duymuşuz? ...neden kilitleme ihtiyacı duymuşuz? | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Could be something we stole | Çaldığımız ama henüz açmaya... Çaldığımız ama henüz açmaya... | Dark Matter-1 | 2015 | |
| that we just haven't gotten around to opening yet. | ...fırsatımız olmayan bir şey olabilir. ...fırsatımız olmayan bir şey olabilir. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Hey, anybody know what this is? | Bunun ne olduğunu bilen var mı? Bunun ne olduğunu bilen var mı? | Dark Matter-1 | 2015 | |
| I suggest you be careful not to activate it. | Onu çalıştırmamaya dikkat et. Onu çalıştırmamaya dikkat et. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Oh. | Tamam. Tamam. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Well I know what this is. | Bunun ne olduğunu biliyorum. Bunun ne olduğunu biliyorum. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| We're rich! | Zenginiz! Zenginiz! | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Uh, guys. | Çocuklar. Çocuklar. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| She's alive. | O yaşıyor. O yaşıyor. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| The pod's hooked up to the ships power but there's no data link. | Kapsül geminin güç kaynağına bağlı ama bununla ilgili veri yok. Kapsül geminin güç kaynağına bağlı ama bununla ilgili veri yok. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| That would explain why this chamber | Bu, odanın sistem taramalarında... Bu, odanın sistem taramalarında... | Dark Matter-1 | 2015 | |
| never showed up on any of our system scans. | neden karşımıza çıkmadığını da açıklar. neden karşımıza çıkmadığını da açıklar. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| But what is she doing in here? | Ama burada ne yapıyor ki? Ama burada ne yapıyor ki? | Dark Matter-1 | 2015 | |
| You think she's got her memories? | Hafızası yerinde midir ki? Hafızası yerinde midir ki? | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Let's thaw her, find out. | Onu çözdürüp öğrenelim. Onu çözdürüp öğrenelim. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Are we sure we want to do that? | Bunu yapmak istediğimizden emin miyiz? Bunu yapmak istediğimizden emin miyiz? | Dark Matter-1 | 2015 | |
| She's obviously in here for a reason. | Buraya konmuş olmasının bir nedeni olmalı. Buraya konmuş olmasının bir nedeni olmalı. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Any dreams or visions that would explain it? | Bununla ilgili bir rüya filan gördün mü hiç? Bununla ilgili bir rüya filan gördün mü hiç? | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Let's thaw her and find out. | Onu çözdürüp öğrenelim. Onu çözdürüp öğrenelim. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| I said that like five seconds ago. | Bunu beş saniye kadar önce söylemiştim zaten. Bunu beş saniye kadar önce söylemiştim zaten. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Yeah, but coming from her, it actually sounds reasonable. | Evet, ama bu fikir ondan çıkınca daha akla uygun geliyor. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| How come she's not waking up? | Nasıl oluyor da uyanmıyor? Nasıl oluyor da uyanmıyor? | Dark Matter-1 | 2015 | |
| She'd been in stasis for a long time. | Uzun zamandır kapsüldeymiş. Uzun zamandır kapsüldeymiş. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| I have her sedated until I can fully evaluate | Fiziksel durumunu öğrenene kadar... Fiziksel durumunu öğrenene kadar... | Dark Matter-1 | 2015 | |
| her physical condition. | ...onu uyuşturdum. ...onu uyuşturdum. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| She has Tataryn's disease. | Tataryn hastalığı var. Tataryn hastalığı var. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| It's a disorder common on planets | Serillium çıkarılan gezegenlerde, Serillium çıkarılan gezegenlerde, | Dark Matter-1 | 2015 | |
| where they mine Serillium, a result of the run off from | ...maddenin suya karışması sonucu... ...maddenin suya karışması sonucu... | Dark Matter-1 | 2015 | |
| refineries leaching into the water supply. | ...sıklıkla karşılaşılan bir hastalık. ...sıklıkla karşılaşılan bir hastalık. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| In its advanced state, it causes rapid decline | İlerleme durumunda otonom yaşam desteği... İlerleme durumunda otonom yaşam desteği... | Dark Matter-1 | 2015 | |
| in specific neurological motor function related | ...fonksiyonlarının çalışmasını engelleyen nörolojik... ...fonksiyonlarının çalışmasını engelleyen nörolojik... | Dark Matter-1 | 2015 | |
| to autonomic life support. | ...bir düşüş yaşatıyor. ...bir düşüş yaşatıyor. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| There's no known cure. | Bilinen bir tedavi yok. Bilinen bir tedavi yok. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Wait, so she's dying? | Ölüyor mu yani? Ölüyor mu yani? | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Without question. | Şüphesiz. Şüphesiz. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| It's probably why she was in the pod in the first place | Belki de hastalığın ilerlemesini... Belki de hastalığın ilerlemesini... | Dark Matter-1 | 2015 | |
| to halt the progress of the disease. | ...durdurmak için kapsüle girmiştir. ...durdurmak için kapsüle girmiştir. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| If we keep her out, how long does she have? | Kapsülün dışında ne kadar ömrü var? Kapsülün dışında ne kadar ömrü var? | Dark Matter-1 | 2015 | |
| It's impossible to say. | Söyleyemem. Söyleyemem. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| It could be a matter of days. | Günlerle sayılıdır. Günlerle sayılıdır. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| We've gotta put her back in there. | Onu geri koymalıyız. Onu geri koymalıyız. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| You're the one that wanted to take her out in the first place. | İlk başta onu çözelim diyen sendin. İlk başta onu çözelim diyen sendin. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| This is different, we should put her back in. | Bu farklı bir durum, onu kapsüle geri koymalıyız. Bu farklı bir durum, onu kapsüle geri koymalıyız. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Hey, we need to find out what she knows. | Onun bildiklerini öğrenmemiz gerekiyor. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Check it out. | Şuna bakın. Şuna bakın. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Maybe, it's the Android's sister. | Belki de Android'in kardeşi falandır. Belki de Android'in kardeşi falandır. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| A service bot? | Hizmet robotu mu? Hizmet robotu mu? | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Entertainment model. | Eğlence için tasarlanmış. Eğlence için tasarlanmış. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Disassembled but in good condition. | Parçaları birleştirilmemiş ama iyi durumda. Parçaları birleştirilmemiş ama iyi durumda. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Well proportioned. | Vücudu iyiymiş. Vücudu iyiymiş. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| She's got a wide range of capabilities. | Epey yetenekliymiş. Epey yetenekliymiş. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Magic tricks. | Sihir numaraları. Sihir numaraları. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Twirling. | Çevirme. Çevirme. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Contortion. | Eğilme. Eğilme. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| I'm preparing to wake the woman we found in stasis. | Kapsülde bulduğumuz kadını uyandırmaya hazırlanıyorum. Kapsülde bulduğumuz kadını uyandırmaya hazırlanıyorum. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| On my way. | Geliyorum. Geliyorum. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Bring the bot online. | Robotu çalıştır. Robotu çalıştır. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| I'm sure she's got a great personality | O vücuduna uygun gidecek harika... O vücuduna uygun gidecek harika... | Dark Matter-1 | 2015 | |
| to go with that body. | ...bir karakteri olduğuna eminim. ...bir karakteri olduğuna eminim. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| It's amazing how the skin fuses so you can't even see the seams. | Deri öyle güzel kaynaşıyor ki birleşim yerlerini göremiyorsun bile. Deri öyle güzel kaynaşıyor ki birleşim yerlerini göremiyorsun bile. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| It says her programming is standard issue | Bir eğlence robotu için standart bir... Bir eğlence robotu için standart bir... | Dark Matter-1 | 2015 | |
| for an entertainment model. | ...programlaması olduğu yazıyor. ...programlaması olduğu yazıyor. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| I don't think she's gonna be much help with repairs | Tamir etmeye filan pek yardımı Tamir etmeye filan pek yardımı | Dark Matter-1 | 2015 | |
| or anything like that. | ...olacağını sanmıyorum. ...olacağını sanmıyorum. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Well, she can learn, can't she? | Öğrenebilir, değil mi? Öğrenebilir, değil mi? | Dark Matter-1 | 2015 | |
| And anyway there's lots she can do in the meantime. | Hem her türlü o sırada, yapabileceği bir sürü şey var. Hem her türlü o sırada, yapabileceği bir sürü şey var. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Just turn her on. | Aç bakalım. Aç bakalım. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| I mean, activate her. | Yani, aktive et. Yani, aktive et. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| My name is Wendy. | Benim adım Wendy. Benim adım Wendy. | Dark Matter-1 | 2015 | |
