Search
English Turkish Sentence Translations Page 13933
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
I'm pulling you out. no. No, you're not. | Seni bu görevden alıyorum. Hayır. Hayır, yapmıyorsun. Seni görevden alıyorum. Hayır, hayır almıyorsun. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
I have to finish this. | Bunu bitirmeliyim. Bunu bitirmem gerek. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
If you stay out of my way, we'll all live a little longer. | Eğer yolumdan çıkarsanız, hepimiz biraz daha fazla yaşarız. Eğer yolumdan çekilirseniz, hepimiz biraz daha uzun yaşayacağız. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Get out of the car. | Arabadan çıkın. Arabadan inin. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Hope that wasn't a big mistake. | Bunun büyük bir hata olmamasını umalım. Umarım büyük bir hata yapmamışızdır. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
His name's warren volk | Adı Warren Volk. Adı Warren Volk... | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Consultant for a company called armitus. | Armitus adlı bir şirkette danışman. ...Armitus adındaki bir şirketin danışmanı. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
They do corporate finance in riyadh, london, and new york | Bu şirket Riyad'da, Londra'da ve New York'ta işler yapmış. Riyad'da, Londra'da ve New York'ta şirket finans işleri yapıyorlar. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Mostly manage portfolios for wealthy individuals. | Çoğunluğu geniş göz korkutmalar için portföy yönetimi. Genelde varlıklı kişilerin portföylerini yönetiyorlar. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
What's the connection between the bank and volk? | Bankayla, Volk arasında ne gibi bir ilişki var? Bankayla Volk'un arasındaki bağ ne? | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
That we don't know. | Bilmiyoruz. İşte onu bilmiyoruz. Burda riski alan benim, o yüzden... | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Then we need someone in the bank. | O zaman bankanın içinden birine ihtiyacımız var. O zaman bankadan biri lazım. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Is there some kind of...plan? | Ortada yaptığın bir... plan var mı? Herhangi bir planımız var mı? Jaimie! | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
What did carter promise you? | Carter sana ne sözü verdi? Carter sana neyin sözünü verdi? | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Promotion or something? | Terfi veya öyle bir şey mi? Terfi falan mı? | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Maybe he thinks I have more to offer than traffic cites. | Belki de benim trafikteki bir şeylerden daha fazlasını yapabileceğimi düşünmüştür. Belki de trafik polisliğinden daha çok katkı sağlayacağımı düşünmüştür. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Two things to know about carter. | Carter hakkında bilmen gereken iki şey var. Carter hakkında bilmen gereken iki şey: | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
There's nothing he wouldn't do to protect us, | Bizi korumak için hiçbir şey yapmaz... Bizi korumak için yapmayacağı şey yoktur... | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
and there's nothing he wouldn't do to get his man. | ...ve istediği adamı almak için yapamayacağı şey yoktur. ...ve bu adamı yakalamak için de yapmayacağı şey yoktur. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
What's wrong with that? | Bunun ne kötülüğü var ki? Bunda ne sorun var? | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Sometimes you don't know which comes first. | Bazen hangisinin önce geleceğini bilemezsin. Bazen hangisinin daha önemli olduğunu kestiremiyorsun. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Is that what happened to dean? | Dean'e olan bu mu? Dean'e ne oldu? | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Dean's a different story. | Dean tamamen farklı bir hikaye. Dean farklı bir hikaye. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
You know that family, jaimie, the one you see in the movies | O aileleri bilir misin, Jaimie, hani filmlerde çıkan türden aileler... Aileyi bilir misin, Jaimie, filmlerde görürsün... | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
You know, the nice house, white fence, cute little dog? | Mesela, bilirsin, güzel bir evi, beyaz çitleri, sevimli küçük bir köpekleri olan bir aile. ...güzel bi ev, beyaz çitler, ufak şirin bir köpek? | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
That's dean's family. | Dean'in ailesi böyle. O Dean'in ailesi. O kimdi? | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Parents expect a lot from him Go to college, meet a nice girl, get a job. | Ebeveynleri ondan çok şey beklediler, üniversiteye gitmesini, iyi bir kızla tanışmasını, iş bulmasını... Ebeveynleri ondan çok şey beklediler. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Except our boy dean wants more. He decides he's got a higher calling. | Ama bizim oğlan, Dean, daha fazlasını istedi. Daha büyük şeyler yapmaya karar verdi. Fakat Dean daha fazlasını istedi. Daha önemli bir şeyler yapmalıydı. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
So he joined the police, and then along comes carter with his big ideas. | Polis oldu ve sonra büyük fikirlerle birlikte Carter'a geldi. O nedenle polis teşkilatına katıldı, ve büyük fikirli Carter'a denk geldi. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
He sounds like a poster boy. | Tam afişlik bir çocukmuş. Kulağa örnek alınacak bir çocukmuş gibi geliyor. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
What's the problem? | Sorun ne? Sorun ne? | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
You start spending more time as an addict | Bir bağımlı veya bir hırsız ve hatta bir katil olarak bile... Bir esrarkeş, hırsız veya katil olarak geçirdiğin süre... | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
or a thief or even a killer than you do as yourself, | ...kendin gibi olduğundan daha fazla vakit geçiriyorsun,... | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
sooner or later, you're gonna forget what parts are your cover and what parts are you. | ...böyle olunca da, er ya da geç, hangilerinin senin, hangilerinin ise sahte kimliğinin özelliği olduğunu karıştırıyorsun. ...ve eninde sonunda, hangi kısımların rol hangi kısımların gerçek olduğunu unutuyorsun. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
How long can you pretend to be something before you become it, right? | Ne kadar olmadığın biri gibi davranabilirsin, değil mi? Rolünü yaptığın şeyin gerçekleşmesi için ne kadar zaman geçmesi gerekiyor ki? | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
But that's just dean. | Ama bu sadece Dean. Ama o sadece Dean. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
And that's our boy. | Ve bu da adamımız. Ve şu da çocuğumuz. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Let's go. | Haydi gidelim. Hadi gidelim. Dürüst olmanı öneriyorum. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Yeah, it looks like a good evening for you, Mr. Owens, | Evet, sizin için iyi bir gece olmuş gibi duruyor, Bay Owens, Sizin için güzel bir akşam gibi, Bay Owens... | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
manager of gulf interbank. | ...Gulf İnterbank'in Müdürü ...Körfez Bankası Müdürü. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Do I know you? | Sizi tanıyor muyum? Sizi tanıyor muyum? | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
So I guess you must be mrs. Owens. | Sanırım siz de Bayan Owens olmalısınız. Zannedersem siz de Bayan Owens olmalısınız. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Owens says volk's been in the bank four times past three months. | Owens'ın dediğine göre Volk son üç ayda dört kere bankaya gelmiş. Owens'ın dediğine göre Volk, geçtiğimiz üç ayda dört kere bankaya gitmiş. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Using the name monroe each time, he goes into a safety deposit box. | Her seferinde kullandığı isim Monroe'ymuş, güvenli kasasına gidiyormuş. Her seferinde Monroe ismini kullanarak, bir emanet kutusuna gidiyormuş. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
For what? That's the thing. | Ne için? Sorun da o. Ne için? Sorun da orada... | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Owens never sees him come or go with anything. | Owens onu bir şey getirirken veya götürürken görmemiş. ...Owens hiçbir zaman onu elinde bir şeyle görmemiş. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
he says volk's paranoid. He uses bodyguards. He's in and out in a minute. | Dediğine göre Volk paranoyakmış. Korumaları varmış. Bir dakika içinde girip çıkıyormuş. Volk'un paranoid olduğunu söylüyor. Korumalarıyla bir dakikada girip çıkarmış. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Why does franzine need to take him at the bank? | Peki Franzine neden onu bankanın içinde alt etmeyi planlıyor? Franzine onu niye bankaya yolluyor ki? | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Private bank, no walk ins. Uh, more controllable? | Özel banka, kolay giriş yok. Kontrol edilmesi daha kolay, değil mi? Özel bir banka, giriş çıkış kolay değil. Daha mı kontrollü? | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
What if franzine wants what volk has in his box... | Ya Franzine, Volk'un kasasının içindekini istiyorsa... Ya Franzine Volk'un kutusundaki şeyi istiyorsa... Bir saate dönerim. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
But volk is not planning on taking it out? | ...ama Volk çıkarmayı planlamıyorsa? ...ama Volk vermek istemiyorsa? | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Franzine would have to steal it from his safety deposit box. | Franzine'in onu kasadan çalması gerekecek. Franzine'in, onun emanet kutusundan çalması gerekiyor. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
He would need the bank's key | Bunun içinde hem bankanın, hem de Volk'un... Hem bankanın... | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
and volk's key. | ...anahtarlarına ihtiyacı var. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Owens says volk has an appointment | Owens bir görüşme yapacaklarını söyledi... Owens yarın sabah 9'da... | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
9:00 a.m. Tomorrow morning. | ...yarın Sabah 9.00'da. ...Volk'un bir randevusu olduğunu söylüyor. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Then we're gonna be there, too. | O zaman biz de orada olacağız. O halde biz de orada olacağız. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
what do we do about dean? | Dean konusunu ne yapacağız? Dean'i ne yapacağız? | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
I know that dean means something to both of you, | Dean'in ikiniz için de önemli olduğunu biliyorum... Biliyorum Dean ikiniz için de önemli... | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
but if he's turned, how far do we go to stop him? | ...ama eğer taraf değiştirdiyse, onu durdurmak için ne kadar ileri gideceksiniz? ...ama eğer taraf değiştirmişse, onu durdurmak için ne kadar ileri gideceğiz? | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
You shoot him. | Onu vurursun. Onu vuracağız. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Because if hehasturned, he'll shoot you first. | Çünkü eğer döndüyse, ilk o ateş eder. Çünkü eğer taraf değiştirmişse, ilk o seni vuracaktır. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
okay. I've tapped into the security camera feeds, | Tamam. Güvenlik kamerasına girdim... Tamam. Güvenlik kameralarına girebildim... | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
but I can't control them...yet. | ...ama kontrol edemiyorum... şimdilik. ...ama onları kontrol edemiyorum... şimdilik. ...tam burda, tam şu anda. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
10 minutes. | 10 dakika. On dakika. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Hollis. It's boyle. | Hollis. Ben Boyle. Hollis. Ben Boyle. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
We got a hit off the l.a.p.d. Database. | L.A.P.D veritabanında bir şey bulduk. LAPD veri tabanında bir şey bulduk. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Dean phillips is dean bendis. | Dean Phillips, Dean Bendis'miş. Dean Phillips aslında Dean Bendis. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
He's a cop. Okay. | O bir polis. Tamam. Bir polis. Tamam. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Find lieutenant shaw right now. I'm on my way back. | Sen Teğmen Shaw'ı bul. Ben de yola çıkıyorum. Derhal Teğmen Shaw'ı bul, ben de hemen geliyorum. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Mr. Greene. Thank you. | Bay Greene. Teşekkür ederim. Bay Greene. Teşekkür ederim. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
This way, Mr. Volk. | Buradan, Bay Volk. Bu taraftan, Bay Volk. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Volk's here. Owens is taking him into the vault. | Volk burada. Owens onu kasaya götürüyor. Volk burada. Owens onu kasaya götürüyor. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
No sign of franzine yet. | Şimdilik Franzine'den bir iz yok. Franzine'den hala bir iz yok. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
go, go. Put your gun down! | Haydi, haydi. Silahlarınızı yere atın! Hadi, hadi. Silahınızı indirin! | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Put your gun down! Put your gun on the floor! Let's go. | Silahları yere atın! Yere at! Haydi. Silahını indir! Silahını yere koy! Hadi hadi. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Get your hands in the air! | Ellerinizi havaya kaldırın! Ellerinizi havaya kaldırın! | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Get those hands up! Go! | Ellerini kaldı! Haydi! Hadi kaldır! Hadi! | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Go! | Haydi! Hadi! Nerden buldun bunu? | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Hands! Hands! hands! Hands! | Eller! Eller! Eller! Eller! Eller! Eller! Eller! Eller! | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Come on! Move 'em! Keep them up! | Haydi! Yürüyün! Onların başında durun! Hadi! Kıpırdayın! Havaya! | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
There's nothing in here you'd want. | Burada isteyeceğin bir şey yok. Burada isteyebileceğin hiçbir şey yok. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
I don't want that. | Onu istemiyorum. Bunları istemiyorum. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
They're out of the vault. Franzine has volk. | Kasadan çıktılar. Franzine, Volk'u aldı. Kasadan çıktılar. Volk, Franzine'in elinde. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
What's dean doing? Let's go! Get your hands in the air! | Dean ne yapıyor? Haydi gidelim! Ellerini kaldırın! Dean ne yapıyor? Hadi gidelim! Elleriniz havaya! | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Dean's leaving with them. Damn it! | Dean onlarla gidiyor. Lanet olsun! Dean de onlarla gidiyor. Lanet olsun! | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Call it in. | Haber verin. Polise haber ver! | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Lieutenant shaw just called a 211 in progress | Teğmen Shaw az önce Gulf Interbank'te yaşanan... Teğmen Shaw az önce Körfez Bankasında... | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
at the gulf interbank here downtown. | ...bir 211 olayını haber vermiş. ...bir hırsızlık ihbarında bulundu. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
now? Yeah. | Şimdi mi? Evet. Şimdi mi? Evet. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Let's go. | Gidelim. Gidelim o zaman. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
You ain't get no money, man? Where the money? | Para almadın mı, adamım? Para nerede? Hiç para almadın mı, adamım? Paralar nerede? | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
You need to be straight with me. | Bana karşı dürüst olmalıydın. Benimle dürüst ol. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Two dead, one kidnapping. | İki ölü, bir kaçırma olayı. İki ölü, bir kaçırılma. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
u should have been straight withme! | Asıl senin bana karşı dürüst olman gerekiyordu! Asıl sen benimle dürüst ol! | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
I keep asking myself why | Kendime sürekli soruyorum, neden... Kendime sorup duruyorum, neden... | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Why would you chase a bank robber all the way from d.c.? | ...neden bir banka soygunu için başkentten buraya geldiniz? ...neden bir banka soyguncusunu taa başkentten buraya kovalayasınız? | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
This was never about franzine, was it? | Bu hiçbir zaman Franzine'le ilgili değildi, değil mi? Bu hiçbir zaman Franzine ile ilgili değildi, değil mi? | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
This is about volk. You need to tell me everything you know now! | Bu Volk'la ilgiliydi. Onun hakkında bildiğiniz her şeyi bana anlatmanızı istiyorum! Bu Volk'la ilgili. Bana bildiğin her şeyi anlatman lazım! Şimdi! | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
All right. Warren volk works for a guy named tariq. | Peki. Warren Volk, Tarık isimli biri için çalışıyor. Pekala. Warren Volk, Tariq adında biri için çalışıyor. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |