• en flag English
    • tr flag Turkish

Search

English Turkish Sentence Translations Page 13930

English Turkish Film Name Film Year Details
Looked like he was hoping he would pull the trigger. Sanki tetiği çekmesini umarmış gibiydi. ...tetiği çekmesini umuyormuş gibi bir ifade vardı. Dark Blue-1 2009 info-icon
You think he snapped? Sence tükendi mi? Sence kırıldı mı? Dark Blue-1 2009 info-icon
I think you ask a lot of him. Bence ondan çok şey bekliyorsun. Bence ondan çok şey bekliyorsun. Dark Blue-1 2009 info-icon
Look, carter, no offense, but, um... Bak, Carter, alınma ama... Bak Carter, alınma ama... Dark Blue-1 2009 info-icon
You know, some of us like to, mm, ...bilirsin işte, bazılarımız... ...biliyorsun, bazılarımız... Dark Blue-1 2009 info-icon
sleep, eat Normal human behavior. ...uyumak, yemek yemek gibi normal insan davranışlarını sever. ...uyumayı, yemek yemeyi seviyor. Normal insan davranışları yani. Dark Blue-1 2009 info-icon
you like this? Bunu seviyor musun? Bu hali seviyor musun? Dark Blue-1 2009 info-icon
It isn't a cover. Bu bir kamuflaj değil. En azından rol değil. Dark Blue-1 2009 info-icon
I'm putting you back in play. Seni tekrar oyuna alıyorum. Seni tekrar oyuna sokuyorum. Dark Blue-1 2009 info-icon
I was just in Three weeks, long beach. Daha üç hafta oldu. Üç hafta önce Long Beach'teydim zaten daha yeni geldim. Dark Blue-1 2009 info-icon
I need some time off. We're on a clock. Biraz zamana ihtiyacım var. Zaman aleyhimize işliyor. Biraz dinlenmeye ihtiyacım var. Zamanımız azalıyor. Dark Blue-1 2009 info-icon
How long before the fbi figures out he's a cop? Sence FBI'ın, onun bir polis olduğunu anlaması ne kadar sürecek? FBI'ın, onun polis olduğunu öğrenmesine sence ne kadar vakit var? Dark Blue-1 2009 info-icon
Find dean, find out what franzine's planning. Dean'i bul, Franzine'in planını öğren. Dean'i bul, Franzine'in ne planladığını öğren. Dark Blue-1 2009 info-icon
Use your old cover. My old cover? Eski kimliğini kullan. Eski kimliğim mi? Eski rolüne bürün. Eski rolüm mü? Hem role bürünmüşken seninle sevişmeyi sevmiyorum. Dark Blue-1 2009 info-icon
I closed that cover out. Remember, carter? O kimliği kapattık. Hatırlamıyor musun, Carter? O rolü bitirdim, unuttun mu Carter? Onu gerçekten devriyede mi buldun? Dark Blue-1 2009 info-icon
He shows back up, there's a lot of questions. Geri dönerse, ortada bir sürü soru oluşacaktır. Tekrar ortaya çıkarsa, çok fazla soru sorulur. Dark Blue-1 2009 info-icon
We don't have time to work up new credentials. Yeni kimlikler üretmek için vaktimiz yok. Yeni kimlik oluşturmak için vaktimiz yok. Dark Blue-1 2009 info-icon
You had good contacts. Use them. İyi temasların vardı. Onları kullan. Güzel bağlantıların vardı. Onları kullan. Dark Blue-1 2009 info-icon
This is a lot to do alone. Bu iş, tek başına yapmak için biraz fazla. Tek başıma çok zor olacak. Dark Blue-1 2009 info-icon
I'll find you someone. Sana birini bulacağım. Sana birini bulacağım. Dark Blue-1 2009 info-icon
You ever get tired of all of this? Bütün bunlardan sıkıldığın olmuyor mu? Bütün bunlardan hiç yorulmuyor musun? Dark Blue-1 2009 info-icon
Get started. Hazırlan. Hazırlan. Dark Blue-1 2009 info-icon
Leave nothing behind! Arkanızda hiçbir şey bırakmayın! Geride hiçbir şey bırakmayın! Dark Blue-1 2009 info-icon
I just checked in with the hospital. Az önce hastanedeydim. Hastaneyle görüştüm... Dark Blue-1 2009 info-icon
Brenner's still critical. Brenner'ın durumu hala kritik. ...Brenner'ın durumu hala ciddi. Dark Blue-1 2009 info-icon
This is, uh, carter's file. Bu Carter'ın dosyası. Bu Carter'ın dosyası. Dark Blue-1 2009 info-icon
Listen to this. Şunu dinle. Şunu bir dinle. Dark Blue-1 2009 info-icon
?? undergrad at ucla, third generation cop 18 years in. UCLA'de okumuş, ailesindeki üçüncü nesil polis, onsekiz yıldır çalışıyor. UCLA'da lisans öğrencisi, 18 yıldır üçüncü nesil polis... Dark Blue-1 2009 info-icon
He's worked everything from vice to narcotics. Ahlak masasından narkotiğe kadar her birimde çalışmış. ...ahlak polisliğinden narkotiğe kadar her işi yapmış. Dark Blue-1 2009 info-icon
He's got these These huge busts. Bu büyük baskınları yapmış. Muazzam... muazzam sayıda tutuklamaları var. Dark Blue-1 2009 info-icon
He should have a penitentiary named after him. Onun adında bir hapishane olmalıymış. Adını bir hapishaneye vermeleri gerek. Dark Blue-1 2009 info-icon
Then three years ago, he just disappears right off the face of the planet. Sonra, üç yıl önce, gezegenden kaybolmuş. Üç sene sonraysa, birden bire yeryüzünden siliniyor. Dark Blue-1 2009 info-icon
No commendations, no arrests. Övgüler yok, tutuklama yok. Resmi ödül yok, tutuklama yok. Dark Blue-1 2009 info-icon
The department has him listed as an administrative liaison. Polis departmanı onu yönetimsel çalışma listesine eklemiş. Departmanı onu idari irtibat sorumlusu olarak göstermiş. Dark Blue-1 2009 info-icon
Maybe he's a burnout. Belki de tükenmiştir. Belki de tükenip... Dark Blue-1 2009 info-icon
Park him behind a desk. Masanın arkasına geçirmişlerdir. ...masa başı görevine atılmıştır. Dark Blue-1 2009 info-icon
Yeah, but where's the desk? Evet, ama masası nerede? Evet ama, masa nerede? Dark Blue-1 2009 info-icon
I mean, I've called around. Yani, etrafta soruşturdum. Biraz araştırdım... Dark Blue-1 2009 info-icon
This guy doesn't even have an office. Bu adamın bir ofisi bile yok. ...bu adamın ofisi bile yok. Dark Blue-1 2009 info-icon
Guys like this don't just fade quietly into the twilight. Bu adam alacakaranlıkta solmaktan başka bir iş yapmıyor gibi. Bunun gibi adamlar öyle sessizce alaca karanlığa karışmazlar. Dark Blue-1 2009 info-icon
I counted 48 rounds before you scored a kill shot. Öldürücü vuruştan önce 48 atış saydım. Öldürücü atışı yapmadan önce tam 48 el ateş ettin. Dark Blue-1 2009 info-icon
I'm clapping because at 50, Alkışlıyorum çünkü eğer 50 tane yapsaydın... Alkışlıyorum çünkü 50'ye ulaştığında... Dark Blue-1 2009 info-icon
they automatically move you to the fire department. ...seni otomatik olarak itfaiye departmanına alırlardı. ...seni otomatik olarak itfaiye departmanına atıyorlar. Dark Blue-1 2009 info-icon
But I know you, officer allen. Ama ben sizi tanıyorum, Polis Memuru Allen. Ama ben seni tanıyorum, Memur Allen. Dark Blue-1 2009 info-icon
How about I buy you some dinner? Size bir yemek ısmarlamama ne dersiniz? Akşam yemeği yemeye ne dersin? Dark Blue-1 2009 info-icon
Lieutenant shaw, Teğmen Shaw, Teğmen Shaw... Dark Blue-1 2009 info-icon
I don't know why I'm here, but if this is social... Neden burada olduğumu bilmiyorum ama eğer bu sosyal açıdan bir yemekse... ...neden burda olduğumu bilmiyorum, ama eğer bu sosyal... Dark Blue-1 2009 info-icon
You've applied to get out of the valley division 10 times in the last 9 months Vadi biriminden ayrılmak için son dokuz ayda on kere başvurdun. 9 ayda 10 kere Vadi Bölüğünden ayrılmak için başvuru yapmışsın. Dark Blue-1 2009 info-icon
Crash, metro, vice, antigang. Trafik, Metro, Ahlak Masası, Çetecilik. CRASH, Metro, Ahlak, Anti Çete. Buna sevişmek ve duş almak deniyor. Dark Blue-1 2009 info-icon
It takes two years to transfer into those units. O birimlere girmek iki yıl alır. O birimlere transfer olmak iki sene alıyor. Dark Blue-1 2009 info-icon
What's the rush, officer allen? Aceleniz neydi, Memur Allen? Acelen ne, Memur Allen? Dark Blue-1 2009 info-icon
Just eager for some real work, sir. Sadece birazcık gerçek iş için çok istekliydim, efendim. Sadece gerçek bir iş yapmak için hevesliyim, efendim. Dark Blue-1 2009 info-icon
Your academy application says that your family's from new jersey. Akademi başvuru formunda ailenin New Jersey'de olduğu yazıyor. Akademi başvurunda ailenin New Jersey'li olduğu yazıyor. Dark Blue-1 2009 info-icon
Yes, sir. Bergen county. Evet, efendim. Bergen Kasabası. Evet efendim, Bergen'dan. Dark Blue-1 2009 info-icon
So, why is it that you haven't made one call to the east coast in the past three years? O zaman, niye son üç yıldır doğu yakasına hiçbir arama yapmadın? O halde son üç yılda, Doğu Yakasına neden tek bir telefon bile etmedin? ...Guardado'nun şehri kontrolüne almasına yardım etti. Dark Blue-1 2009 info-icon
That's your best side, by the way. Bu arada, en iyi özelliğin bu. Bu arada profilden daha güzelsin. Dark Blue-1 2009 info-icon
Sealed file Not easy to get. Mühürlenmiş dosya. Alması kolay değildir. Mühürlü dosya. Bulup getirmek zor oldu. Dark Blue-1 2009 info-icon
Let me ask you something, jaimie. Sana bir şey soracağım, Jaimie. Sana bir şey sorayım, Jaimie. Dark Blue-1 2009 info-icon
Is there anything on your academy application that was true? Akademi başvuru formunda doğru olan bir şey var mı? Akademi başvurunda gerçek olan tek bir şey var mı? Dark Blue-1 2009 info-icon
Must be hard work keeping it all straight, Arkadaşlarınla, meslektaşlarınla, erkek arkadaşlarınla bir yalanı... Her şeyi yolunda tutmak zor olsa gerek... Dark Blue-1 2009 info-icon
living a lie to your friends, co workers, boyfriends. ... yaşamak, her şeyi buna göre yapmak zor olmalı. ...arkadaşlarına, meslektaşlarına, sevgililerine yalan söylemek. Dark Blue-1 2009 info-icon
But if that were me... I'd lie about it, too. Ama senin yerinde ben olsaydım... Ben de yalan söylerdim. Ama eğer o kişi ben olsaydım... ben de yalan söylerdim. Dark Blue-1 2009 info-icon
It's taken me a long time, but I am not that person anymore. Bu uzun zaman önceydi, ben artık bu insan değilim. Çok zamanımı aldı, ama artık o kişi değilim. Dark Blue-1 2009 info-icon
So, was the l.a.p.d. Your repentance? Yani, L.A.P.D'ye girmen, pişmanlığın yüzünden miydi? Peki LAPD'ye pişmanlıktan mı girdin? Dark Blue-1 2009 info-icon
Not many people can or want to see past what's in this file, lieutenant. Çoğu insan bu dosyanın içindeki geçmişe sahip olan bir hayatı yaşayamaz veya istemez, Teğmen. Bu dosyanın içindekileri çok az kişi görebilir veya görmek ister, Teğmen. Dark Blue-1 2009 info-icon
You're wanting me to apologize for lying? Yalan söylediğim için özür dilememi mi istiyorsunuz? Yalan söylediğim için bir özür mü bekliyorsunuz? Dark Blue-1 2009 info-icon
It's not gonna happen. Bu gerçekleşmeyecek. O özürü duyamayacaksınız. Dark Blue-1 2009 info-icon
What do you see out there? Orada ne görüyorsun? Dışarıda ne görüyorsun? Dark Blue-1 2009 info-icon
Cars. People. Arabalar. İnsanlar. Arabalar. İnsanlar. Dark Blue-1 2009 info-icon
I see the guy in need of his next fix. Ben, bir uyuşturucu iğnesine ihtiyacı olan bir adam görüyorum. Ben bir sonraki dozuna ihtiyacı olan bir adam görüyorum. Dark Blue-1 2009 info-icon
I see the girl who just made her rent in the backseat of a car. Ben, az önce ev kirasını bir arabanın arka koltuğundan çıkaran bir kız görüyorum. Bir arabanın arka koltuğunda kirasını kazanmış bir kız görüyorum. Alışverişi haftaya yapacağımızı sanıyordum. Dark Blue-1 2009 info-icon
I see the mother who just lost her son in a drive by. Ben, az süre önce oğlunu bir yaya geçidinde kaybeden bir anne görüyorum. Bir çatışmada oğlunu kaybetmiş bir anne görüyorum. Dark Blue-1 2009 info-icon
I see everything that needs to be fixed. Düzeltilmesi gereken her şeyi görüyorum. Düzeltilmesi gereken her şeyi görüyorum. Patron önümüzdeki ay, polisin silah kaçakçılığına açtığı savaşı duyuracak... Dark Blue-1 2009 info-icon
I can teach you to see that way, too. Böyle görmeyi sana da öğretebilirim. Sana da bu şekilde görmeyi öğretebilirim. Hayır, soyulma... Dark Blue-1 2009 info-icon
I run a, um How should I call it? Ben bir şey yönetiyorum... Nasıl desem? Benim bir... Nasıl anlatsam... Dark Blue-1 2009 info-icon
Special unit, deep cover Özel birim, gizli... Özel Birimim var, gizli görevler... Dark Blue-1 2009 info-icon
Independent of standard departmental jurisdiction. That means... Standart birimlerde olan hukuki sorumluluklardan bağımsız. Bu demek oluyor ki... Standart departman yetkisinden bağımsız. Yani... Dark Blue-1 2009 info-icon
no?? ...kimse bizi bilmiyor. ...hiç kimse bizi bilmiyor. Dark Blue-1 2009 info-icon
so if you want to do some real work, if you want to show me who you really are and maybe, possibly, Yani, biraz gerçek iş yapmak istiyorsan, bana gerçekten kim olduğunu göstermek istiyorsan ve belki, büyük ihtimalle... Yani eğer gerçek bir iş yapmak istersen... Dark Blue-1 2009 info-icon
redeem yourself, here's your chance. ...kendini yaptıklarından arındırmak istiyorsan, işte sana bir fırsat. ...günahlarından arınmak istersen, işte sana şans. Dark Blue-1 2009 info-icon
Why me? Neden ben? Neden ben? Dark Blue-1 2009 info-icon
We're about perception Or, more accurately, deception. Bizim yaptığımız işlerde önemli olan algı... Veya daha önemlisi, aldatma yeteneği. Bizim olayımız algılama. Daha doğrusu aldatmaca. Dark Blue-1 2009 info-icon
And you're one hell of a liar, jaimie. Ve sen çok iyi bir yalancısın, Jaimie. Ve sen de harika bir yalancısın, Jaimie. Dark Blue-1 2009 info-icon
That's something I can really use. Bu gerçekten işime yarayacak bir özellik. İyi bir yalancı çok işime yarar. Dark Blue-1 2009 info-icon
dean's not your responsibility. Dean senin sorumluluğunda değil. Dean senin sorumluluğun değil. Dark Blue-1 2009 info-icon
I brought him to carter. Onu Carter'a ben getirdim. Onu Carter'a ben götürdüm. Dark Blue-1 2009 info-icon
Doesn't mean that you have to go chasing after him every time he does something stupid. Yani, her aptalca bir şey yapışında onun peşinden gitmen gerekmiyor. Yine de, her yaptığı aptal şeyde peşinden kovalaman gerekmiyor. Dark Blue-1 2009 info-icon
He can take care of himself. O kendine bakabilir. Kendi başının çaresine bakabilir. Dark Blue-1 2009 info-icon
You don't believe that any more than I do. Buna benden çok inanıyor olamazsın. O dediğine sen de inanmıyorsun. Birini tanıyorum. Dark Blue-1 2009 info-icon
I hopecarter'slosing sleep over this, too. Umarım Carter da bunun yüzünden uykusuz kalıyordur. Umarım Carter da bu konu yüzünden uykusuz kalıyordur. Dark Blue-1 2009 info-icon
He would if he slept. Uykusuz kalırdı, eğer uyusaydı. Uyusaydı kalırdı. Dark Blue-1 2009 info-icon
You're supposed to be on break. Ara vermiş olman gerekiyordu. İzinde olman gerekiyordu. Dark Blue-1 2009 info-icon
I'll be back as soon as I can, babe. En kısa zamanda döneceğim, bebeğim. Elimden geldiğince erken döneceğim, bebeğim. Dark Blue-1 2009 info-icon
I'm not worried about when you come back. Benim endişelendiğim ne zaman döneceğin değil. Ne zaman döneceğinden endişelenmiyorum. Acemi değil ki. Dark Blue-1 2009 info-icon
I'm worried about who you are when you do. Benim endişelendiğim söndüğünde nasıl bir insan olacağın. Kim olarak döneceğinden endişeleniyorum. Dark Blue-1 2009 info-icon
Come come here. Come here. Gel. Gel buraya. Gel buraya. Hadi ama, gel buraya. Dark Blue-1 2009 info-icon
It's not forever. Bu sonsuza kadar devam edecek değil. Sonsuza kadar değil. Dark Blue-1 2009 info-icon
But if I do well with carter, the sky's the limit for us. Ama Carter'la birlikte işimi iyi yaparsam, sınırımız ancak gökyüzü olacaktır. Ama Carter'la aramı sıcak tutarsam, istediğimiz her şeyi yapabiliriz. Dark Blue-1 2009 info-icon
You've been saying that for a year. Bunu bir yıldır söylüyorsun. Bir senedir bunu diyorsun. Dark Blue-1 2009 info-icon
I think you like this. Bunu sevmeye başladın sanırım. Bence bunu sen de seviyorsun. Dark Blue-1 2009 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 13925
  • 13926
  • 13927
  • 13928
  • 13929
  • 13930
  • 13931
  • 13932
  • 13933
  • 13934
  • …
  • »
  • »»
Restricted Mode:   
  • Contribute
  • About Us
  • Disclaimer
  • Contact