Search
English Turkish Sentence Translations Page 13931
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Detective, chief, mayor. | Dedektif, şef, belediye başkanı. Dedektif, amir, belediye başkanı. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Governor. | Vali. Vali. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Husband. | Koca. Koca. ...yalan mı söylüyorsun? | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Not yet. Not yet. | Daha değil. Daha değil. Daha değil. Daha değil. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Been a minute. | Bir dakika geçti. Uzun zaman oldu. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Yeah, it's been a little too long, man. | Evet, çok uzun geldi, adamım. Evet, çok uzun zaman oldu adamım. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
It's been long enough that people were starting to assume you were either dead or worse arrested. | Bu, insanların senin hakkında öldüğünü veya daha kötüsü, tutuklandığını düşünmeleri için yeterince uzun zaman oldu. O kadar uzun zaman oldu ki, insanlar senin ya ölmüş... | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
None of the above. | Hiçbir değil. Hiçbiri değil. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
But I was in florida, which is damn near like death. | Ama Florida'daydım, ki bu da ölüme yakın bir şeydir. Ama Florida'daydım, ki orada da ölü sayılırsın. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
You know what I mean? Is that right, huh? | Ne dediğimi anlıyor musun? Öyle mi? Anlıyor musun? Öyle mi? | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Florida, huh? Check it out. | Florida, öyle mi? Bak şuna. Florida demek? Şunu bir dinle. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
I landed in tampa right the next day. | Ertesi gün Tampa'ya indim. Ertesi gün direk Tampa'ya indim. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
One of the cats gets picked up on parole violation. | "Kediler"den biri şartlı tahliye kararını bozmuş. Adamlardan biri şartlı tahliye ihlalinden yakalanmış. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
I'm stuck like chuck laying low ever since in miami. | Miami'den beri böyle alçakta kalmamıştım. Sap gibi ortada kaldım, o günden beri de Miami'de saklanıyordum. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
So, uh... | Eee... Peki... | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Whose crew? | Kimin çetesindeydin? ...kimin tayfası? | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
A russian dude litchko. You know him? | Rus biri... Litchko. Tanıyor musun? Rus bir herif, Litchko diye. Tanıyor musun? | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Yeah, five years in riverbend. | Evet, Riverbend'de beş yıl yedi. Evet, Riverbend'de beş sene kalmıştı. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
You mean pelican bay. | Yani, Pelikan Körfezi demek istiyorsun. Pelican Körfezi mi demek istedin? | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Look here, ramone. I need a big payday. | Bak, Ramone. Parası bol bir işe ihtiyacım var. Bak, Ramone. Yüklü bir paraya ihtiyacım var. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Okay. Well, it's obvious you don't watch the news, huh? | Tamam. Şey, haberleri izlemediğin belli oluyor, izlemedin, değil mi? Tamam. Son zamanlarda haberleri izlemediğin belli. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
We in a bit of a recession. | İşlerde düşüş var. Şu an kriz var. Saflığı ölçüyor. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
I heard franzine's back in town. | Franzine'in döndüğünü duydum. Franzine'in geri döndüğünü duydum. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Come on, man. | Yapma, adamım. Hadi ama, adamım. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Let me tell you something, dog. You don't just send in a?? To franzine. | Sana bir şey söyleyeceğim, dostum. Franzine'e katılmak için öyle bir özgeçmiş falan gönderemezsin. Sana bir şey diyeyim, Franzine'e öylecene özgeçmişini yollayamazsın. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
He picks you, man. | O seni seçer, adamım. O seni seçer, adamım. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
I'm on my last leg here, man. You know? | Tek ayağımın üzerindeyim, adamım. Bilirsin. Başka çarem kalmadı, biliyor musun adamım? | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Anything I had, I lost in florida. | Kazandığım her şeyi, Florida'da kaybettim. Her şeyimi Florida'da kaybettim. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
If I don't get something soon, ramone, I'm done. I'm toast. | En kısa zamanda bir iş bulamazsam, Ramone, işim biter. Mahvolurum. Eğer çok yakında para bulamazsam, ben bittim Ramone. Yandım. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
All right. | Peki. Pekala. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
I'll tell you what I'm gonna do for you, all right? | Senin için ne yapabileceğimi söylüyorum, tamam mı? Senin için ne yapacağımı söylüyorum, tamam mı? | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
This guy might have some work. | Bu adamın bazı işleri var. Bu herifte iş olabilir. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
I'm gonna let him know that me and you go way back. | Ona, sen ve benim tekrar döndüğümüzü söyleyeceğim. Benim eski bir dostum olduğunu söyleyeceğim ona. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
They call him wade. | Ona Wade derler. Ona Wade diyorlar. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
But you're gonna do both of us a favor. Anything. | Ama ikimize de bir iyilik yap. Ne istersen. Ama ikimize de bir iyilik borçlusun. Ne olursa. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
You're not gonna go around asking about franzine no more. | Etrafta Franzine'den bahsetmeyi keseceksin. Etrafta dolaşıp Franzine hakkında sorular sormayacaksın. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Done. | Tamamdır. Tamamdır. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
We got an i.d. Match off the video. | Videodaki görüntüyle eşleşen birini bulduk. Videodan bir kimlik tespit edebildik. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Dean phillips State raised in chino, carjacking, assault, | Dean Phillips, Chino'da yetişmiş, araba hırsızlığı, suikast, Dean Phillips. Chino'da devlet yetiştirmiş. Araba hırsızlığı, saldırı... | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
three years at fresno for armed robbery. | ...ve silahlı soygun nedeniyle de üç yıl Fresno'da yatmış. ...silahlı soygundan Fresno'da üç yıl yatmış. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Yeah, that sounds like someone franzine might recruit. | Evet, bu özellikler kulağa Franzine'in çaylak üyesi olabilir gibi geliyor. Evet, Franzine'in yanına alabileceği tarzda biri. Burda olma nedenin ne? | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Right. See, that's the thing. It feels too much like that. | Evet. Bak, olay bu zaten. Böyle olması biraz fazla gibi. İşte, sorun da o. Çok fazla o tarzda. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
When I was in miami, one of the things we used to do | Ben Miami'deyken, yaptığımız şeylerden biri de... Miami'deyken yaptığımız şeylerden biri de buydu... | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
was help undercover agents with false identities. | ...gizli ajanlara, sahte kimlik hazırlamakta yardımcı olmaktı. ...gizli göreve giden ajanlara sahte kimlikler düzenlemek. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
You construct an alias. | Bir sahte kimlik hazırlarsın. Bir kişilik oluşturuyorsun. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
So if anyone's looking, they go right down that path. | O yoldan çabucak inmek isteyen biri olursa... Böylelikle arayan biri olursa, direk yemi yutuyor. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
This looks like something we would do. | ...biz de böyle bir şey yapardık. Bu bizim yaptığımız bir şey gibi. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Can you try to find a match with him on the l.a.p.d. Database? | Onu, L.A.P.D veritabanında araştırır mısın? LAPD veri tabanından karşılaştırmayı dener misin? | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
You think this guy's a cop? | Sence o bir polis mi? Bu adamın bir polis olduğunu mu düşünüyorsun? | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
You catch carter's face when he saw that video? | O videoya bakarken Carter'ın yüzünü gördün mü? Videoyu izlediğinde Carter'ın yüzünü gördün mü? | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Like he caught his own kid stealing from his wallet. | Kendi çocuğunu, cüzdanından para çalarken yakalamış gibiydi. Kendi çocuğunun para çaldığını görmüş gibiydi. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Yeah, yeah. | Evet, evet. Evet, evet. Rolüm hala iyi, Carter. Rubin hala bana güveniyor. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
I think he's working for carter. | Bence Carter için çalışıyor. Bence Carter için çalışıyor. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
What if I'm here to see wade? | Eğer buraya Wade'i görmeye geldiysem? Ya Wade'le görüşeceksem? | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Keep it walking. | İlerle. Devam et. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Where's wade? | Wade nerede? Wade nerede? | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Hold up, homes. | Bekle, dostum. Dur bakalım, ahbap. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Ramone says you got some skills. Where did you educate? | Ramone yetenekli olduğunu söyledi. Nerede yetiştin? Ramone yetenekli olduğunu söyledi. Nerede eğitildin? | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Uh, you know, here and there. | Bilirsin, burada ve orada. Bilirsin, orada burada. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Mostly folsom Five year program. | Beş yıllık, çoğunlukta aşırı, bir programdı. Çoğunlukla Folsom'da, beş sene. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
What type of gainful employment you looking for? | Kazançlı işlerden hangi tür bir şey istiyorsun? Ne tarz bir ücretli iş arıyorsun? | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
I was thinking about, uh, robert franzine. | Benim düşündüğüm kişi, Robert Franzine. Robert Franzine'i düşünüyordum. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Never heard of him. | Hiç duymadım. Hiç duymadım. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
hey. | Bak. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
I'll get in contact with you. | Seninle temasa geçerim. Seninle irtibata geçeceğim. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
You know, if I could If I could just... | Bilirsin, keşke... Keşke... Biliyor musun, sadece... sadece... | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Know what the job was. | ...işin ne olduğunu bilseydim. ...işin ne olduğunu bilsem. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Mm, don't think about the job. | İşi düşünme. İşi düşünme. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Just think about life the day after the job. | İşten bir sonraki günü düşün... Yalnızca işten sonraki hayatı düşün. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Or... | ..veya... Ya da... | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
you could just think about the money. | ...sadece parayı düşün. ...sadece parayı da düşünebilirsin. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
I didn't believe it when ramone told me you were back. | Ramone döndüğünü söylediğinde inanmamıştım. Ramone döndüğünü söylediğinde inanmamıştım. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Gina. | Gina. Gina. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
But there you are. | Ama işte buradasın. Ama işte buradasın. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
You just gonna walk away? | Böyle çekip gidecek misin? Öylece çekip gidecek misin? | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Is that supposed to be ironic? | İronik mi olmalıydı? Alay mı ediyorsun? | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Pull up a chair. I can explain. | Bir sandalye çek. Açıklayabilirim. Bir sandalye çek, açıklayabilirim. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
The things you said to me... | Bana gitmeden önce... Gitmeden önce... Seni geri arayabileceğim bir numara var mı? | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Before you left... | ...söylediğin şeyler... ...bana söylediklerin... | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
I thought that there was more to you. | Daha fazlası olacağını düşünmüştüm. ...senden daha fazlasını beklerdim. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
What you see is what you get. | Aldığın şey ancak gördüğün kadardı. Ne görüyorsan onu alırsın. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
I see you got a way with the ladies. | Hanımlardan kurtulduğunu görüyorum. Bakıyorum da bayanlarla aran iyi. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Come on. | Haydi. Hadi gel. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Checked you out. | Seni araştırdım. Seni araştırdım. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Everyone seems to like you. You a good earner. | Herkes seni seviyor gibi. Bir şeyleri kazanmakta iyisin. Herkes seni seviyor gibi. Çalışkanmışsın. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
I try, you know? | Denedim işte, bilirsin. Deniyorum, biliyor musun? | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
So when a small time hump like yourself | Senin gibi işin içine kısa süreli giren biri... Senin gibi önemsiz biri... | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
starts asking around about somebody like franzine... | ...Franzine gibi birini soruyorsa... ...Franzine gibi birini sormaya başlarsa... | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
They either stupid... | ...ya aptaldır... ...ya salaktır... | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Or something else. | ...ya da başka bir şeydir. ...ya da başka bir şeydir. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
You something else? | Başka bir şey misin? Sen başka bir şey misin? | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Uh, all right. | Tamam. Pekala. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Just be cool, man. | Sadece sakin ol, adamım. Rahat ol, adamım. Aslında önemli değil, öyle değil mi... | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
License and registration. | Ehliyet ve ruhsat. Ehliyet ve ruhsat. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
How you doing, officer? | Nasılsınız, Memur Hanım? Nasılsınız, Memur Bey? | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Yeah, sure. | Evet, tabii. Evet, tabi. | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Hey, man! | Hey, adamım! Adamım! | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
Man, what the | Adamım, ne... Adamım, sen ne... | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
What did you Man, what'd you do that | Ne yapt... Adamım, ne yaptın sen? Sen ne yaptın? Adamım bunu neden yaptın? | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |
You an informant, huh? You just shot a cop, man! | Sen sadece aracısın, öyle mi? Az önce bir polisi vurdun, adamım! İhbarcısın, öyle mi? Demin bir polisi vurdun adamım! | Dark Blue-1 | 2009 | ![]() |