Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 21802
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Elisha, | Elisha, arkadaşlarının gelip gelmemesine müsaade ettin mi? | Gett-1 | 2014 | ![]() |
Very few came over. Not often, I admit it. | Çok az geldiler. Kabul ediyorum, pek sık değildi. Gelmelerini istemedim. | Gett-1 | 2014 | ![]() |
Why not? | Neden istemedin? Sayın Yargıç... | Gett-1 | 2014 | ![]() |
I'm a man whose privacy and modesty are important to him. | Başkalarına karşı kendi mahremiyetini ve iffetini her şeyden önde gören bir erkeğim. | Gett-1 | 2014 | ![]() |
Just like my parents, may they rest in peace. | Tıpkı annemle babam gibi, huzur içinde yatsınlar. | Gett-1 | 2014 | ![]() |
But she... | Lakin Viviane... Arkadaşlarına ve kardeşlerine ne varsa anlatıyor. | Gett-1 | 2014 | ![]() |
And they came over. That's normal. | Onlar da gelip durdular. Doğal olarak. | Gett-1 | 2014 | ![]() |
Why did they come over? To reconcile between us. | Neden geldiler? Bizi barıştırmak için. Çekilir gibi değildi. | Gett-1 | 2014 | ![]() |
They came over so often I started to detest them. | Çok sık geldikleri için onlardan hoşlanmamaya başladım. | Gett-1 | 2014 | ![]() |
Every time they came over I had to defend myself. | Her geldiklerinde kendimi müdafaa etmek zorunda kaldım. | Gett-1 | 2014 | ![]() |
They were all on her side. | Hep Viviane'nın tarafındaydılar. Nasıl arkadaş olabiliriz ki? | Gett-1 | 2014 | ![]() |
They never took my side. | Hiç benim tarafımda olmadılar. | Gett-1 | 2014 | ![]() |
I'm not like her, I can't express my feelings. | Onun gibi değilim, duygularımı belli edemem. | Gett-1 | 2014 | ![]() |
Your Honor... | Sayın Yargıç... Hayatım boyunca yetim kalmıştım. | Gett-1 | 2014 | ![]() |
And the children? Always on her side. | Peki ya çocuklar? Daima Viviane'nın tarafındaydılar. | Gett-1 | 2014 | ![]() |
They saw their mother fall apart | Annelerini darmadağın, babalarını da... | Gett-1 | 2014 | ![]() |
and their father standing there, motionless, speechless. | ...orada durgun, sessizce dururken gördüler. | Gett-1 | 2014 | ![]() |
What were they to think? | Kim bilir neler geçiyordu akıllarından! | Gett-1 | 2014 | ![]() |
Children always take the mother's side, it's normal. | Çocuklar hep annelerinin yanında oldular, doğal olarak. | Gett-1 | 2014 | ![]() |
I didn't abandon my mother either. | Ben de annemi terk etmedim. Son nefesini verene kadar yanındaydım. | Gett-1 | 2014 | ![]() |
No one took care of her. None of my brothers helped me. | Kimse ona bakmadı. Kardeşlerimin hiçbiri bana yardımcı olmadı. | Gett-1 | 2014 | ![]() |
Thank God, | Şükürler olsun Rabbime, hepsinin eşleri ve çocukları vardı. | Gett-1 | 2014 | ![]() |
And I... | Bense annemle beraberdim. | Gett-1 | 2014 | ![]() |
You couldn't talk to each other? | Birbirinizle konuşamaz mıydınız? | Gett-1 | 2014 | ![]() |
You can't talk to her. | Onunla konuşulmaz. Tek yaptığı bağırmak. | Gett-1 | 2014 | ![]() |
I feel sorry for you, my brother. | Senin adına kötü hissediyorum kardeşim. | Gett-1 | 2014 | ![]() |
I'm sorry we didn't see you. | Ne çektiğini göremediğimiz için özür dilerim. | Gett-1 | 2014 | ![]() |
Elisha, | Elisha, bu kadın sana saygı gösteriyor mu? | Gett-1 | 2014 | ![]() |
No, my brother. | Göstermiyor, ağabey. | Gett-1 | 2014 | ![]() |
Then why do you want her back? | O zaman ne diye geri dönmesini istiyorsun? | Gett-1 | 2014 | ![]() |
She's my destiny and I'm hers. | O, benim kaderim ben de onun kaderiyim. | Gett-1 | 2014 | ![]() |
We will never part. | Biz ayrılamayız. Hepsi bu kadar mı? | Gett-1 | 2014 | ![]() |
I love her. I've always loved her. | Onu seviyorum. Hep sevdim. | Gett-1 | 2014 | ![]() |
That's all. | Soracaklarım bundan ibarettir. | Gett-1 | 2014 | ![]() |
Orphaned of a father. | Yetim demek. Üzücü. | Gett-1 | 2014 | ![]() |
But now you're a husband and a father. | Lakin artık sen bir koca ve babasın. Öyle. | Gett-1 | 2014 | ![]() |
You said she never compromises. | Karının hiç taviz vermediğini söylemiştin. | Gett-1 | 2014 | ![]() |
Your mother lived with you for over 20 years! | Annen yaklaşık yirmi yıldır senin yanında kaldı! | Gett-1 | 2014 | ![]() |
I was always grateful for that. | Bunun için daima minnettar oldum. Minnettarlığını nasıl gösterdin? | Gett-1 | 2014 | ![]() |
And how, Elisha, | Nasıl, Elisha... İlişkinizi nasıl onarabilirsin? | Gett-1 | 2014 | ![]() |
This woman... | Karın, seni istemiyor. | Gett-1 | 2014 | ![]() |
She doesn't love you anymore. | Karın artık seni sevmiyor. | Gett-1 | 2014 | ![]() |
Isn't that reason enough to let her go? | Gitmesine müsaade etmek için yeterli bir sebep değil mi? | Gett-1 | 2014 | ![]() |
Can you really live with someone who doesn't love you? | Seni sevmeyen biriyle sahiden yaşayabilir misin? | Gett-1 | 2014 | ![]() |
Not to say, is sick of you? | Hem de senden bıkmış biriyle? | Gett-1 | 2014 | ![]() |
One more question, Elisha Amsalem. | Bir sorum daha olacak Elisha Amsalem. | Gett-1 | 2014 | ![]() |
Have you tried to meet your wife halfway? | Hiç karını alttan almaya çalıştın mı? İsteklerini karşılamaya çalıştın mı? | Gett-1 | 2014 | ![]() |
Like what? | Ne gibi? En son ne zaman karını kafeye falan götürdün? | Gett-1 | 2014 | ![]() |
A café? It's not kosher. | Kafe mi? Oralar helal değildir. | Gett-1 | 2014 | ![]() |
You could pack sandwiches | Sandviç falan paketleyip... | Gett-1 | 2014 | ![]() |
and take her to the beach. You live by the sea, no? | ... eşini sahile götürebilirdin. Evin deniz kenarında değil mi? Evet. | Gett-1 | 2014 | ![]() |
So? | Öyleyse? Açıkçası bu hiç aklıma gelmemişti. | Gett-1 | 2014 | ![]() |
Movies are kosher. And I hear you love cinema. | Filmler helaldir. Duyduğum kadarıyla sinemayı seviyormuşsun. | Gett-1 | 2014 | ![]() |
I love cinema, | Sinemayı severim, Charles Bronson'dan tutun... | Gett-1 | 2014 | ![]() |
from Charles Bronson to... | ...Gregory Peck'e kadar... | Gett-1 | 2014 | ![]() |
Gregory Peck. | ...bütün ünlüleri bilirim. Lakin sinema artık ahlaksızlık kaynıyor. | Gett-1 | 2014 | ![]() |
Indecency, Your Honor. | Ahlaksızlık, Sayın Yargıç. Görmek istemediğim şeyleri gösteriyorlar. | Gett-1 | 2014 | ![]() |
It didn't use to be that way. | Eskiden böyle değildi. | Gett-1 | 2014 | ![]() |
A flower... When did you last come home with flowers and say: | Çiçek... En son ne zaman eve elinde çiçekle gelip... | Gett-1 | 2014 | ![]() |
"Viviane, these are for you"? | ..."Viviane, bunlar senin için. " dedin? | Gett-1 | 2014 | ![]() |
When did you last tell her: "Viviane, I love you"? | En son ne zaman Viviane'a onu sevdiğini söyledin? | Gett-1 | 2014 | ![]() |
Begging the court's pardon, I must ask a question, | Mahkemeye özürlerimi sunarak bir soru sormak zorundayım... | Gett-1 | 2014 | ![]() |
perhaps I'll finally find grounds for divorce. | ...belli mi olur sonunda boşanma sebebi bulurum. | Gett-1 | 2014 | ![]() |
When did you last have relations? | En son ne zaman ilişkiye girdiniz? | Gett-1 | 2014 | ![]() |
She doesn't want to. | Karım istemiyor. | Gett-1 | 2014 | ![]() |
No more questions. | Başka sorum yoktur. Teşekkürler, Elisha Amsalem. | Gett-1 | 2014 | ![]() |
Mrs. Viviane Amsalem, please take the stand. | Bayan Viviane Amsalem, kürsüye buyurun. | Gett-1 | 2014 | ![]() |
Your Honor, may I? | Müsaade var mı, Sayın Yargıç? | Gett-1 | 2014 | ![]() |
Viviane Amsalem. | Viviane Amsalem. Buyur, Shimon? | Gett-1 | 2014 | ![]() |
Do you love my brother? | Kardeşimi seviyor musun? | Gett-1 | 2014 | ![]() |
Have you tried to understand him and his needs? | Onu ve ihtiyaçlarını anlamaya çalıştın mı? | Gett-1 | 2014 | ![]() |
Yes. | Evet. İlişkinize bir şans daha tanıdın mı? | Gett-1 | 2014 | ![]() |
I tried every possible way. | Mümkün olan her yolu denedim. | Gett-1 | 2014 | ![]() |
Why, then, did you insist on putting my brother in situations | O zaman neden çıtını çıkaramayacağını bildiğin ortamlara girmesinde... | Gett-1 | 2014 | ![]() |
where you knew he couldn't deliver? | ...ısrarcı oldun? | Gett-1 | 2014 | ![]() |
Why did you embarrass him time after time | Neden arkadaşlarının ve ailenin karşısında... | Gett-1 | 2014 | ![]() |
in front of friends and family? | ...onu defalarca kez mahcup ettin? | Gett-1 | 2014 | ![]() |
He's ignored me and my needs all my life. | Beni ve hayatımdaki tüm ihtiyaçlarımı görmezden geldi. | Gett-1 | 2014 | ![]() |
He acts as if I was thin air. | Sanki hiçmişim gibi davranıyor. Çocuklarını ona karşı doldurdun mu? | Gett-1 | 2014 | ![]() |
And told them what transpired between you? | Aranızda geçenleri onlara anlattın mı? | Gett-1 | 2014 | ![]() |
He didn't spare them either. | Onlara anlatmaktan da geri kalmazdı. | Gett-1 | 2014 | ![]() |
He'd bring them into the room to talk behind closed doors. | Odaya götürüp kapalı kapılar ardında onlarla konuşurdu. | Gett-1 | 2014 | ![]() |
You shamed him in front of the neighbors. | Komşularınızın yanında onu mahcup ettin. | Gett-1 | 2014 | ![]() |
You screamed and swore at him. You beat him in front of strangers. | Bağırıp çağırıp ona küfürler yağdırdın. Yabancıların önünde ona vurdun. | Gett-1 | 2014 | ![]() |
Why? | Neden yaptın? Hiç de öyle değil. | Gett-1 | 2014 | ![]() |
You didn't beat him? | Ona vurmadın mı? | Gett-1 | 2014 | ![]() |
You didn't break dishes, throw things at him? | Tabakları da kırmadın, ona bir şeyler de fırlatmadın yani? | Gett-1 | 2014 | ![]() |
I had outbursts. | Bir anda patlayıverdim. Yaptım, evet. | Gett-1 | 2014 | ![]() |
It's easy to blame the one who yells. | Sesi çok çıkanı suçlamak kolaydır. | Gett-1 | 2014 | ![]() |
The one who whispers venom is innocent. | Fısıldayarak kötülük edense masumdur. | Gett-1 | 2014 | ![]() |
He went to hell and back with you | Seninle her zorluğa göğüs gerdi... | Gett-1 | 2014 | ![]() |
and now you want to shame him? | ...şimdi ondan utanır mı oldun? | Gett-1 | 2014 | ![]() |
To rub his failure in his face? | Akametini yüzüne yüzüne mi vurmak istiyorsun? | Gett-1 | 2014 | ![]() |
You always wanted your marriage to fail | Hep bu evlilik bitsin diye bakıyordun. 1 | Gett-1 | 2014 | ![]() |
and your husband was loyal and despite your actions | Kocan da sana sadıktı ve yaptıklarına rağmen... | Gett-1 | 2014 | ![]() |
he protected you and your children. | ...seni de çocuklarını da koruyup kolladı. | Gett-1 | 2014 | ![]() |
Why must you harm him again and again? | Neden sürekli ona zarar vermek zorundasın? | Gett-1 | 2014 | ![]() |
What did Elisha Amsalem ever do but make you happy? | Elisha Amsalem'in yaptıkları seni mutlu etti mi? | Gett-1 | 2014 | ![]() |
If I were happy, would I want to go? | Mutlu olmuş olsaydım neden gitmek isteyeyim? | Gett-1 | 2014 | ![]() |
Don't you think I'd rather grow old peacefully? | Sence çocuklarımlayken, ailem etrafımdayken... | Gett-1 | 2014 | ![]() |