Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 19757
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| ...to your 1963 Basketboys. | ...Mayfield Okulu selamı verelim. | Flipped-1 | 2010 | |
| I could say I didn't care all I wanted... | Umurumda olmadığını söyleyebilirim... | Flipped-1 | 2010 | |
| ...but seeing Bryce walk out in his jacket and tie... | ...ama Bryce'ı ceket ve kravat takmış şekilde... | Flipped-1 | 2010 | |
| ...holding that picnic basket... | ...elinde piknik sepetiyle çıkışını gördüğümde... | Flipped-1 | 2010 | |
| ...set my head spinning again. | ...başım tekrar dönmeye başladı. | Flipped-1 | 2010 | |
| Fifteen going once. | 15 dolara gidiyor. | Flipped-1 | 2010 | |
| The auction seemed to fly by. Fifteen going twice. | Müzayede akıp gidiyordu sanki. 15 dolara gidiyor. | Flipped-1 | 2010 | |
| Sold to Macy Taylor for $15. | 15 dolara, Macy Taylor'a satıldı. | Flipped-1 | 2010 | |
| Before I knew it, Eddie Trulock was called. | Kendime geldiğimde, Eddie Trulock çağırıldı. | Flipped-1 | 2010 | |
| Which meant Bryce was next. | Bunun anlamı, bir sonraki Bryce olacak demekti. | Flipped-1 | 2010 | |
| Eddie is a member of the debate team. | Eddie, münazara grubunun bir üyesi. | Flipped-1 | 2010 | |
| And his hobbies include fishing... | Ve hobileri ise balık tutmak... | Flipped-1 | 2010 | |
| ...and model airplane building. | ...ve uçak modeli yapmak. | Flipped-1 | 2010 | |
| Who will give me $5? | Kim 5 dolar verecek? | Flipped-1 | 2010 | |
| Why isn't anyone bidding? He's so nice. Exactly. | Neden kimse teklif vermiyor. Çok iyi biri. | Flipped-1 | 2010 | |
| Sold to Juli Baker for $8. | 8 Dolara, Juli Baker'a satıldı. | Flipped-1 | 2010 | |
| Was it because I felt bad for Eddie? | Eddie'ye acıdığım için mi? | Flipped-1 | 2010 | |
| Or was it because I couldn't trust myself with Bryce? | Yoksa Bryce konusunda kendime güvenemiyor muydum? | Flipped-1 | 2010 | |
| As I made my way to the multi purpose room... | Çok amaçlı odaya doğru yol alırken... | Flipped-1 | 2010 | |
| ...I contemplated the startling turn of events. | ...gelişen şaşırtıcı olayları düşünüyordum. | Flipped-1 | 2010 | |
| Here I was, about to have lunch with Eddie Trulock... | İşte ben, Eddie Trulock ile birlikte yemeğe gidiyordum... | Flipped-1 | 2010 | |
| ...while the boy I mooned over for half my life... | ...uğruna hayatımın yarısından fazlasını dalgın dalgın geçirdiğim çocuk... | Flipped-1 | 2010 | |
| ...was going to share a meal with my mortal enemy. | ...can düşmanımla birlikte aynı yemeği paylaşmak üzereyken. | Flipped-1 | 2010 | |
| I wanna thank you for bidding on me. | Bana teklif verdiğin için teşekkür etmek istiyorum. | Flipped-1 | 2010 | |
| It was touch and go there for a while. | Bir süreliğine belirsizlik vardı. | Flipped-1 | 2010 | |
| No, I wanted to. This will be fun. | Hayır, ben de istemiştim. Eğlenceli olacak. | Flipped-1 | 2010 | |
| I hear you like building model airplanes. Yeah. | Model uçaklar yaptığını duydum. Evet. | Flipped-1 | 2010 | |
| My father and I just finished a Russian MiG 19. It was made in 1955. | Babamla Rus Mig 19 modelini henüz bitirdik. 1955'te yapılmıştı. | Flipped-1 | 2010 | |
| MiG's first supersonic fighter. Tricky because the cockpit was recessed... | MiG, ses üstü ilk savaş uçağıdır. Biraz kurnazca çünkü kokpit... | Flipped-1 | 2010 | |
| I tried to give Eddie my full attention. | Bütün dikkatimi Eddie'ye vermeye çalıştım. | Flipped-1 | 2010 | |
| But it was difficult, because Bryce was right behind him. | Ama oldukça zordu, çünkü Bryce tam karşımda oturuyordu. | Flipped-1 | 2010 | |
| Eddie was saying something about intake valves... | Eddie, emme supaplarından bahsettiği sıralar... | Flipped-1 | 2010 | |
| ...when out of nowhere, Bryce stood up and marched straight towards me. | ...hiç ortada yokken, Bryce ayağa kalkıp bana doğru yürümeye başladı. | Flipped-1 | 2010 | |
| Hey, Juli, I gotta talk to you. | Juli seninle konuşmam gerekiyor. | Flipped-1 | 2010 | |
| He was going to kiss me. To kiss me. | Beni öpmek üzereydi. Beni öpmek. | Flipped-1 | 2010 | |
| All my life I've been waiting for that kiss. | Tüm hayatım boyunca bunu bekledim. | Flipped-1 | 2010 | |
| But not like this. Not this way. | Ama bu şekilde değil. Böyle değil. | Flipped-1 | 2010 | |
| I pedaled home so hard, I thought my lungs would burst. | Eve o kadar hızlı pedalladım ki, ciğerlerim patlayacak sandım. | Flipped-1 | 2010 | |
| Julianna? | Julianna? | Flipped-1 | 2010 | |
| ...you can tell me. | ...bana anlatabilirsin. | Flipped-1 | 2010 | |
| Bryce tried to kiss me. | Bryce beni öpmeye çalıştı. | Flipped-1 | 2010 | |
| He did? | Gerçekten mi? | Flipped-1 | 2010 | |
| In school. | Okulda. | Flipped-1 | 2010 | |
| In front of everybody. | Herkesin gözü önünde. | Flipped-1 | 2010 | |
| Mom, please don't get it. | Anne, lütfen kapıya bakma. | Flipped-1 | 2010 | |
| It's probably him. | Muhtemelen odur. | Flipped-1 | 2010 | |
| Sweetheart... | Bir tanem... | Flipped-1 | 2010 | |
| ...maybe you should talk to him. | ...belki de onunla konuşmalısın. | Flipped-1 | 2010 | |
| Bryce wouldn't leave me alone. | Bryce'ın beni yalnız bırakacağı yoktu. | Flipped-1 | 2010 | |
| He kept calling on the phone. | Durmadan telefonla arıyordu... | Flipped-1 | 2010 | |
| And knocking on the door. | ...ve kapıyı çalıyordu. | Flipped-1 | 2010 | |
| He even snuck around the house and tapped on my window. | Hatta, evin etrafında gizlice dolaşıp penceremi tıklatıyordu. | Flipped-1 | 2010 | |
| Juli! Please, I gotta see you! | Juli, lütfen. Seni görmem gerek. | Flipped-1 | 2010 | |
| Come on out, just for a minute! | Hadi dışarı çık. Bir dakikalığına. | Flipped-1 | 2010 | |
| Why didn't he understand that I just wanted to be left alone? | Neden, sadece yalnız kalmak istediğimi anlamıyordu? | Flipped-1 | 2010 | |
| After two days, Bryce stopped. | İki gün sonra, Bryce vazgeçti. | Flipped-1 | 2010 | |
| And I thought it was finally over. | ...ve nihayet sona erdi sandım. | Flipped-1 | 2010 | |
| Then, one afternoon, I was coming into the front room to read... | Ardından, bir öğle sonu oturma odasına kitap okumak için geldiğimde... | Flipped-1 | 2010 | |
| ...when I heard a noise in the yard. | ...bahçeden gelen sesleri duydum. | Flipped-1 | 2010 | |
| Hey, what's he doing? | Ne yapıyor bu? | Flipped-1 | 2010 | |
| Juli, calm down. I gave him permission. | Juli, sakin ol. Ona ben izin verdim. | Flipped-1 | 2010 | |
| Permission? Permission for what? He's digging a hole. | İzin mi? Ne için izin verdin? Çukur kazıyor. | Flipped-1 | 2010 | |
| I told him he could. | Kazabileceğini söyledim. | Flipped-1 | 2010 | |
| It was torture seeing him dig up my grass. | Çimlerimi kazmasını izlemek işkenceydi. | Flipped-1 | 2010 | |
| How could my father let him do this? | Babam, bunu yapmasına, nasıl izin verebilir? | Flipped-1 | 2010 | |
| Bryce knew I was there too. | Bryce, benim de orada olduğumun farkındaydı. | Flipped-1 | 2010 | |
| A tree? | Ağaç mı? | Flipped-1 | 2010 | |
| He's planting a tree? | Ağaç mı dikiyor? | Flipped-1 | 2010 | |
| Is it a? | Yoksa o bir? | Flipped-1 | 2010 | |
| I didn't really need to ask. | Sormam gerekmiyordu bile. | Flipped-1 | 2010 | |
| I could tell from the shape of the leaves... | Yaprakların şeklinden ve gövdenin dokusundan... | Flipped-1 | 2010 | |
| ...and the texture of the trunk. | ...anlayabiliyordum. | Flipped-1 | 2010 | |
| It was a sycamore tree. | Bu bir çınar ağacıydı. | Flipped-1 | 2010 | |
| When she walked out of the door, I thought back to the first time I saw her. | Kapıdan dışarı adım attığında, onu ilk defa gördüğüm zamanı düşündüm. | Flipped-1 | 2010 | |
| How could anybody, ever, have wanted to run away from Juli Baker? | Bir insan nasıl olur da Juli Baker'dan kaçmak ister. | Flipped-1 | 2010 | |
| He looked at me with those eyes. | Bana o gözlerle baktı. | Flipped-1 | 2010 | |
| Those once again dazzling eyes. | Yine o büyüleyici gözlerle. | Flipped-1 | 2010 | |
| And I knew that Bryce Loski was still walking around with my first kiss. | Ve biliyordum ki Bryce Loski hâlâ ortalıkta... | Flipped-1 | 2010 | |
| But he wouldn't be for long. | Ama fazla dolaşamayacaktı. | Flipped-1 | 2010 | |
| As we stood there, I realized that all these years... | Orada öyle dururken, geçen onca yıl boyunca gerçek anlamda... | Flipped-1 | 2010 | |
| ...we never really talked. | ...hiç konuşmadığımızı fark ettim. | Flipped-1 | 2010 | |
| Do you need some help? | Yardım ister misin? | Flipped-1 | 2010 | |
| But that day, we started. | Ama o gün başladı. | Flipped-1 | 2010 | |
| And I knew we'd be talking for a long time. | ...Ve biliyordum ki, uzunca bir süre konuşacaktık. | Flipped-1 | 2010 | |
| BRYCE: All I ever wanted was for Juli Baker to leave me alone. | Tek istediğim, Juli Baker'ın beni rahat bırakmasıydı. | Flipped-2 | 2010 | |
| STEVEN: Here we are. PATSY: Ha, ha. | İşte geldik. | Flipped-2 | 2010 | |
| What do you guys think? LYNETTA: I like this place. | Ne düşünüyorsunuz çocuklar? Bu evi sevdim. | Flipped-2 | 2010 | |
| BRYCE: It's cool. LYNETTA: Uh, what color is my room? | Güzelmiş. Odam hangi renk? | Flipped-2 | 2010 | |
| BRYCE: Let's see what's inside. STEVEN: Hey, come on, buddy Bryce. | Bakalım içeride ne varmış? Hadi Bryce kardeş. | Flipped-2 | 2010 | |
| BRYCE: For me, it was the beginning of what would be... | Benim için, beş yıldan fazla sürecek saklanmaların ve... | Flipped-2 | 2010 | |
| BRYCE: It didn't take long to realize this girl could not take a hint. | Bu kızın imalardan anlamadığını fark etmek uzun sürmedi... | Flipped-2 | 2010 | |
| BRYCE: Of any kind. You wanna push this one together? | ...Hiçbir imadan. Bunu birlikte kaldıralım mı? | Flipped-2 | 2010 | |
| BRYCE: I mean, nothing would stop her. | Yani, bu kızı hiçbir şey durduramıyordu. | Flipped-2 | 2010 | |
| How did I get into this mess? PATSY: Well, hello. | Bu karmaşaya nasıl bulaştım? Merhaba. | Flipped-2 | 2010 | |
| BRYCE: Finally, I did the only manly thing available when you're 7 years old. | Sonunda dayanamayıp, yedi yaşındaki birine göre... | Flipped-2 | 2010 | |
| BRYCE: ...it was clear: | ...anlamıştım. | Flipped-2 | 2010 | |
| BRYCE: I was branded for life. | Ömrümün sonuna kadar etiketlenmiştim. | Flipped-2 | 2010 | |
| GIRLS [SINGING]: Bryce and Juli sitting in a tree | Bryce ve Juli, ağacın üzerine oturmuş... | Flipped-2 | 2010 | |
| BRYCE: My first year in town was a disaster. | Kasabadaki ilk senem, tam bir felaketti. | Flipped-2 | 2010 | |
| GIRL: Look at them. | Şunlara bakın. | Flipped-2 | 2010 |