Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 19479
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
'cause all this chatter ain't doin' me any kindness. | ...çünkü bu sohbet yumuşamamı sağlamıyor. ...çünkü bu sohbet yumuşamamı sağlamıyor. ...çünkü bu sohbet yumuşamamı sağlamıyor. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Why don't you just go ahead and shoot me then? | O halde neden beni vurmuyorsun? O halde neden beni vurmuyorsun? O halde neden beni vurmuyorsun? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Why didn't you shoot me, back when I took my eyes off you for a split? | Bir saniyeliğine senden gözlerimi ayırdığında neden sen beni vurmadın? Bir saniyeliğine senden gözlerimi ayırdığında neden sen beni vurmadın? Bir saniyeliğine senden gözlerimi ayırdığında neden sen beni vurmadın? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I'm ashamed to say it, but I gave you the window. | İtiraf etmeye utanıyorum ama sana fırsat vermiştim. İtiraf etmeye utanıyorum ama sana fırsat vermiştim. İtiraf etmeye utanıyorum ama sana fırsat vermiştim. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
You and Monty fought in the war together, right? | Monty ile beraber savaştınız, değil mi? Monty ile beraber savaştınız, değil mi? Monty ile beraber savaştınız, değil mi? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Yeah, I smelled that. The war buddy bond is tough to crack. | Evet, kokusunu almıştım. Savaş arkadaşı bağını zedelemek zordur. Evet, kokusunu almıştım. Savaş arkadaşı bağını zedelemek zordur. Evet, kokusunu almıştım. Savaş arkadaşı bağını zedelemek zordur. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I knew that if I shot you I'd lose Monty anyways. | Seni vurursam, Monty'yi de kaybedeceğimi biliyordum. Seni vurursam, Monty'yi de kaybedeceğimi biliyordum. Seni vurursam, Monty'yi de kaybedeceğimi biliyordum. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
You just had a better hand of cards this time. | Bu sefer senin elin daha iyi gelmişti. Bu sefer senin elin daha iyi gelmişti. Bu sefer senin elin daha iyi gelmişti. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
It ain't a hand of cards. It's called a life. | Buna hayat deniyor, şansına sana gelmiş kâğıtlar değil. Buna hayat deniyor, şansına sana gelmiş kâğıtlar değil. Buna hayat deniyor, şansına sana gelmiş kâğıtlar değil. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Seriously, Mal, you gotta give me a ride. | Çok ciddiyim Mal, beni bir yere bırakmalısın. Çok ciddiyim Mal, beni bir yere bırakmalısın. Çok ciddiyim Mal, beni bir yere bırakmalısın. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Woman, you are completely off your nut. I won't make trouble. | Kadın, tamamen kafayı yemişsin. Bela çıkartmam. Kadın, tamamen kafayı yemişsin. Bela çıkartmam. Kadın, tamamen kafayı yemişsin. Bela çıkartmam. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
You can stick me in one of those crates if you like. Just don't leave me here. | Sandıklardan birine tıkabilirsin istersen. Sadece burada terk etme. Sandıklardan birine tıkabilirsin istersen. Sadece burada terk etme. Sandıklardan birine tıkabilirsin istersen. Sadece burada terk etme. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
This was all your fault, you know. I had the perfect crime lined up. | Hepsi senin suçun. Mükemmel bir vurgun ayarlamıştım. Hepsi senin suçun. Mükemmel bir vurgun ayarlamıştım. Hepsi senin suçun. Mükemmel bir vurgun ayarlamıştım. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Sure, you were gonna steal a man's beard. No, you monkey's butt! | Tabi, adamın sakalını çalacaktın. Hayır, seni ahmak. Tabi, adamın sakalını çalacaktın. Hayır, seni ahmak. Tabi, adamın sakalını çalacaktın. Hayır, seni ahmak. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
A million square job. The big time. | Bir milyonluk bir vurgun. Büyük iş. Bir milyonluk bir vurgun. Büyük iş. Bir milyonluk bir vurgun. Büyük iş. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I was gonna cut Monty and his crew in, but you screwed that royal. | Monty ile tayfasına da pay verecektim ama sen içine ettin. Monty ile tayfasına da pay verecektim ama sen içine ettin. Monty ile tayfasına da pay verecektim ama sen içine ettin. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Odd, but I don't think I'll be losin' any sleep over it. | Garip ama uykularımı kaçıracağını sanmam. Garip ama uykularımı kaçıracağını sanmam. Garip ama uykularımı kaçıracağını sanmam. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I've got the layout, entrance codes. | Mekânın planı, giriş kodları elimdeydi. Mekânın planı, giriş kodları elimdeydi. Mekânın planı, giriş kodları elimdeydi. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Believe me. This practically robs itself. | İnan bana, soygun kendi kendine olacaktı. İnan bana, soygun kendi kendine olacaktı. İnan bana, soygun kendi kendine olacaktı. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Bye bye, now. I'm handing you a fortune on a gold platter, sweetheart. | Hoşça kal. Sana gümüş tepside bir servet sunuyorum, tatlım. 1 Hoşça kal. Sana gümüş tepside bir servet sunuyorum, tatlım. 1 Hoşça kal. Sana gümüş tepside bir servet sunuyorum, tatlım. 1 | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Don't you even want to hear the details? 1 | Detayları duymak istemiyor musun? Detayları duymak istemiyor musun? Detayları duymak istemiyor musun? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Whoa, Cap? Don't tell me you got into a fight with Monty. | Kaptan? Monty ile kavga ettiğinizi söyleme sakın. Kaptan? Monty ile kavga ettiğinizi söyleme sakın. Kaptan? Monty ile kavga ettiğinizi söyleme sakın. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Oh, really? But I thought we loved Monty. | Gerçekten mi? Monty'yi sevdiğimizi sanıyordum. Gerçekten mi? Monty'yi sevdiğimizi sanıyordum. Gerçekten mi? Monty'yi sevdiğimizi sanıyordum. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
We love Monty, don't we? If he had a tussle with that Sasquatch... | Monty'yi çok seviyoruz, değil mi? O yarma ile boğuşmuş olsaydı... Monty'yi çok seviyoruz, değil mi? O yarma ile boğuşmuş olsaydı... Monty'yi çok seviyoruz, değil mi? O yarma ile boğuşmuş olsaydı... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
we'd all be in the dirt right about now, | ...hepimiz şu anda kaptanın dişlerini yerden topluyor olurduk, haksız mıyım efendim? ...hepimiz şu anda kaptanın dişlerini yerden topluyor olurduk, haksız mıyım efendim? ...hepimiz şu anda kaptanın dişlerini yerden topluyor olurduk, haksız mıyım efendim? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
You know what? I don't particular wanna talk about it. | Bakın ne diyeceğim? Bu konudan özellikle bahsetmek istemiyorum. Bakın ne diyeceğim? Bu konudan özellikle bahsetmek istemiyorum. Bakın ne diyeceğim? Bu konudan özellikle bahsetmek istemiyorum. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
So, later with the talking then. | Sonra konuşuruz o zaman. Sonra konuşuruz o zaman. Sonra konuşuruz o zaman. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
What happened? | Ne oldu burnuna? Ne oldu burnuna? Ne oldu burnuna? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Hear you're looking for me? I was. Care to sit? | Beni arıyormuşsun. Evet. Oturur musun? Beni arıyormuşsun. Evet. Oturur musun? Beni arıyormuşsun. Evet. Oturur musun? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I was hoping we could talk a little business. Would you like some tea? | Biraz iş konuşuruz demiştim. Çay ister misin? Biraz iş konuşuruz demiştim. Çay ister misin? Biraz iş konuşuruz demiştim. Çay ister misin? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Okay. | Pekâlâ. Pekâlâ. Pekâlâ. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
What's your game? I offered you tea. | Ne dolap çeviriyorsun? Çay ikram ettim. Ne dolap çeviriyorsun? Çay ikram ettim. Ne dolap çeviriyorsun? Çay ikram ettim. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
After inviting me into your shuttle, of your own free will. | Mekiğini beni davet ettikten sonra, hem de kendi isteğinle. İki olay da emsalsiz... Mekiğini beni davet ettikten sonra, hem de kendi isteğinle. İki olay da emsalsiz... Mekiğini beni davet ettikten sonra, hem de kendi isteğinle. İki olay da emsalsiz... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Which makes me more than a little skittish. | ...ve biraz gerilmeme sebep oluyor. ...ve biraz gerilmeme sebep oluyor. ...ve biraz gerilmeme sebep oluyor. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Honestly, Mal, if we can't be civilized and talk... I'm plenty civilized. | Medeni bir şekilde konuşamayacaksak Ben gayet medeniyim. Medeni bir şekilde konuşamayacaksak Ben gayet medeniyim. Medeni bir şekilde konuşamayacaksak Ben gayet medeniyim. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
You're usin' wiles on me. | Bana cilve yapıyorsun. Bana cilve yapıyorsun. Bana cilve yapıyorsun. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I'm using what? Your feminine wiles. | Ne yapıyorum? Kadınsı cilve. Ne yapıyorum? Kadınsı cilve. Ne yapıyorum? Kadınsı cilve. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Your Companion training, or some might say uncanny ability to make a man... | Dam eğitimin ya da bazılarına göre adamı terleten ve/veya uysallaşmasını sağlayan... Dam eğitimin ya da bazılarına göre adamı terleten ve/veya uysallaşmasını sağlayan... Dam eğitimin ya da bazılarına göre adamı terleten ve/veya uysallaşmasını sağlayan... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
...sweaty and/or compliant of which I've had just about enough of today. | ...esrarengiz yeteneğin ki bugün yeterince maruz kaldım. ...esrarengiz yeteneğin ki bugün yeterince maruz kaldım. ...esrarengiz yeteneğin ki bugün yeterince maruz kaldım. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Maybe this isn't the best time. No, no. This is a fine time. | Belki iyi bir zaman seçmedim. Yo, yo, zamanı uygun. Belki iyi bir zaman seçmedim. Yo, yo, zamanı uygun. Belki iyi bir zaman seçmedim. Yo, yo, zamanı uygun. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
You just talk plainly is all. | Sade bir şekilde konuş sadece. Sade bir şekilde konuş sadece. Sade bir şekilde konuş sadece. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I'm not sleeping with you, Mal. | Seninle yatmıyorum Mal. Seninle yatmıyorum Mal. Seninle yatmıyorum Mal. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
No, I think I would have noticed. I think my keenly trained senses... | Hayır, yoksa fark ederdim bence. Bence hassas algım Hayır, yoksa fark ederdim bence. Bence hassas algım Hayır, yoksa fark ederdim bence. Bence hassas algım | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
You're not my lover. Neither are you my mother, my house mistress... | Ne aşığım, ne annem, ne yatakhane müdürüm ne de işlerimi... Ne aşığım, ne annem, ne yatakhane müdürüm ne de işlerimi... Ne aşığım, ne annem, ne yatakhane müdürüm ne de işlerimi... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
nor anyone who has the slightest say on how I conduct my affairs. | ...nasıl yürüteceğim hakkında fikir beyan etme hakkına sahipsin. ...nasıl yürüteceğim hakkında fikir beyan etme hakkına sahipsin. ...nasıl yürüteceğim hakkında fikir beyan etme hakkına sahipsin. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Well enough. So? So let me conduct my affairs. | Peki. Eee? Bırak da işimi yürüteyim. Peki. Eee? Bırak da işimi yürüteyim. Peki. Eee? Bırak da işimi yürüteyim. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Who's keeping you from conduct... I haven't had a client for three weeks. | Kim yürütmeni engelliyor ki? Üç haftadır müşteri organize edemedim. Kim yürütmeni engelliyor ki? Üç haftadır müşteri organize edemedim. Kim yürütmeni engelliyor ki? Üç haftadır müşteri organize edemedim. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Backwater moons, slums, frontier planets without so much as a temple built. | Yoksul, gelişmemiş uydular, üstünde bir tapınak bile olmayan hudut gezegenleri. Yoksul, gelişmemiş uydular, üstünde bir tapınak bile olmayan hudut gezegenleri. Yoksul, gelişmemiş uydular, üstünde bir tapınak bile olmayan hudut gezegenleri. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
We go where the work is. There's all kinds of work, Mal. | İşin bizi götürdüğü yere gideriz. Bir sürü iş var Mal. İşin bizi götürdüğü yere gideriz. Bir sürü iş var Mal. İşin bizi götürdüğü yere gideriz. Bir sürü iş var Mal. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
And ours is the kind that gets you shut down by the Alliance. | Bizimki de işinin İttifak tarafından bitirilmesini sağlayacak cinsten. Bizimki de işinin İttifak tarafından bitirilmesini sağlayacak cinsten. Bizimki de işinin İttifak tarafından bitirilmesini sağlayacak cinsten. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I opt to stay off the radar. There are plenty of worlds | Ben olsam göze batmazdım. İkimizin de iş yapabileceği bir sürü gezegen var. Ben olsam göze batmazdım. İkimizin de iş yapabileceği bir sürü gezegen var. Ben olsam göze batmazdım. İkimizin de iş yapabileceği bir sürü gezegen var. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Are you saying I'm doing this deliberate on account of you? | Bilerek yaptığımı mı söylüyorsun? Bilerek yaptığımı mı söylüyorsun? Bilerek yaptığımı mı söylüyorsun? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
That there's some reason I want you off the job? Is there? | Bir nedenden dolayı işsiz kalmanı mı istiyorum yani? Öyle mi? Bir nedenden dolayı işsiz kalmanı mı istiyorum yani? Öyle mi? Bir nedenden dolayı işsiz kalmanı mı istiyorum yani? Öyle mi? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
This is one of the crazier things I've heard today. | Bugün duyduğum en çılgın fikirlerden biri. Bugün duyduğum en çılgın fikirlerden biri. Bugün duyduğum en çılgın fikirlerden biri. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
And when I tell you about the rest of my day, | Günümün geri kalanından bahsettiğimde, takdir edecek... Seni suçlamıyorum Mal. Günümün geri kalanından bahsettiğimde, takdir edecek... Seni suçlamıyorum Mal. Günümün geri kalanından bahsettiğimde, takdir edecek... Seni suçlamıyorum Mal. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Hey, no. Let's set a course for the planet of the lonely, rich, | Yok, yok. Yalnızlık çeken, zengin ve... Yok, yok. Yalnızlık çeken, zengin ve... Yok, yok. Yalnızlık çeken, zengin ve... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Wanna keep me off the job now? The best job you ever pulled | Şimdi de sen mi beni engelleyeceksin? En büyük vurgunun merkez gezegendeydi. Şimdi de sen mi beni engelleyeceksin? En büyük vurgunun merkez gezegendeydi. Şimdi de sen mi beni engelleyeceksin? En büyük vurgunun merkez gezegendeydi. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
That didn't take long. You keep out of my thieving. | Çok uzun sürmedi, değil mi? ...sen de benim hızsızlık yapmama karışma, olur mu? Çok uzun sürmedi, değil mi? ...sen de benim hızsızlık yapmama karışma, olur mu? Çok uzun sürmedi, değil mi? ...sen de benim hızsızlık yapmama karışma, olur mu? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I know my job very well. Thank you very much. | İşimi gayet iyi biliyorum. Çok sağ ol. Tabi ya, suç dehasısın. İşimi gayet iyi biliyorum. Çok sağ ol. Tabi ya, suç dehasısın. İşimi gayet iyi biliyorum. Çok sağ ol. Tabi ya, suç dehasısın. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
What was the last cargo we snuck past the Alliance to transport? | İttifaktan gizli en son naklettiğimiz kargo neydi? İttifaktan gizli en son naklettiğimiz kargo neydi? İttifaktan gizli en son naklettiğimiz kargo neydi? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
That was... What was the cargo? | O iş... Kargo neydi? O iş... Kargo neydi? O iş... Kargo neydi? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
They were dolls. They were little geisha dolls with big heads that wobbled. | Oyuncak bebek. Koca kafaları sallanan geyşa bebekleri. Oyuncak bebek. Koca kafaları sallanan geyşa bebekleri. Oyuncak bebek. Koca kafaları sallanan geyşa bebekleri. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Hey, people love those! And what exactly was our net profit... | Hey, çok beğeneni var! Kafaları sallanan meşhur bebek... Hey, çok beğeneni var! Kafaları sallanan meşhur bebek... Hey, çok beğeneni var! Kafaları sallanan meşhur bebek... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
on the famous wobbly headed doll caper? | ...vurgunundan karımız neydi? ...vurgunundan karımız neydi? ...vurgunundan karımız neydi? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
"Our" cut? So, you're in the gang now. | "Bizim" karımız mı? Sen de ekiptesin yani. "Bizim" karımız mı? Sen de ekiptesin yani. "Bizim" karımız mı? Sen de ekiptesin yani. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Since I can't seem to find work as Companion, | Dam olarak iş bulamadığıma göre, senin gibi adi bir hırsız olayım bari. Dam olarak iş bulamadığıma göre, senin gibi adi bir hırsız olayım bari. Dam olarak iş bulamadığıma göre, senin gibi adi bir hırsız olayım bari. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Petty? | Adi mi? Adi mi? Adi mi? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I didn't mean petty. What did you mean? | Adi demek istemedim. Ne demek istedin? Adi demek istemedim. Ne demek istedin? Adi demek istemedim. Ne demek istedin? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
That's Chinese for "petty." | Adi kelimesinin Çincesi. Adi kelimesinin Çincesi. Adi kelimesinin Çincesi. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
No, that's a narrow... There are nuances of meaning... | Hayır, ufak bir... Farklı bir anlamı... Hayır, ufak bir... Farklı bir anlamı... Hayır, ufak bir... Farklı bir anlamı... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Maybe you should've stuck with your wiles. | Belki sadece cilveleşmeye devam etmelisin. Belki sadece cilveleşmeye devam etmelisin. Belki sadece cilveleşmeye devam etmelisin. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Don't put all of this on me, Mal. | Bütün suçu bana atma Mal. Bütün suçu bana atma Mal. Bütün suçu bana atma Mal. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
You know you haven't been after serious work... Serious work? | Sen de biliyorsun ki, uzun zamandır ciddi bir iş peşinde... Ciddi iş mi? Sen de biliyorsun ki, uzun zamandır ciddi bir iş peşinde... Ciddi iş mi? Sen de biliyorsun ki, uzun zamandır ciddi bir iş peşinde... Ciddi iş mi? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
You want to know... If... I... | Öğrenmek istediğin... eğer... ben... Öğrenmek istediğin... eğer... ben... Öğrenmek istediğin... eğer... ben... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
What? Nothin'. | Ne var? Hiç. Ne var? Hiç. Ne var? Hiç. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
All right. Tell me more about this job of yours. | Pekâlâ, bana şu vurgundan biraz daha bahset. Pekâlâ, bana şu vurgundan biraz daha bahset. Pekâlâ, bana şu vurgundan biraz daha bahset. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
The mark's name is Durran Haymer. | Hedefin adı Durran Haymer. Hedefin adı Durran Haymer. Hedefin adı Durran Haymer. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
He may be one of the biggest collectors of Earth That Was artefacts in the 'verse. | Evrendeki en büyük Eski Dünya sanat eseri koleksiyoncularından biridir. Evrendeki en büyük Eski Dünya sanat eseri koleksiyoncularından biridir. Evrendeki en büyük Eski Dünya sanat eseri koleksiyoncularından biridir. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Guy's got warehouses full of stuff. | Adamın eşya dolu depoları var. Adamın eşya dolu depoları var. Adamın eşya dolu depoları var. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
But his prize piece is sitting in his parlour... | Ama en değerli parça salonunda duruyor... Ama en değerli parça salonunda duruyor... Ama en değerli parça salonunda duruyor... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
an antiquity of unspeakable value the Lassiter. | ...paha biçilmez bir antika Lassiter. ...paha biçilmez bir antika Lassiter. ...paha biçilmez bir antika Lassiter. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
The original handheld laser pistol. One of only two known to still exist. | Original lazer el silahı. Var olan iki taneden biri. Original lazer el silahı. Var olan iki taneden biri. Original lazer el silahı. Var olan iki taneden biri. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
The forerunner of all modern laser technology. | Modern lazer teknolojisinin atası. Modern lazer teknolojisinin atası. Modern lazer teknolojisinin atası. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Haymer got lucky, picked it up during the war for nothing. | Haymer'in şansı yaver gitti ve savaş zamanı yok fiyatına elde etti. Haymer'in şansı yaver gitti ve savaş zamanı yok fiyatına elde etti. Haymer'in şansı yaver gitti ve savaş zamanı yok fiyatına elde etti. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
But it wasn't just luck. Tell 'em. | Ama sadece şanslı değildi. Söyle onlara. Ama sadece şanslı değildi. Söyle onlara. Ama sadece şanslı değildi. Söyle onlara. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Haymer's Alliance. Bio weapons expert during the war. | Haymer İttifak'tan. Savaş zamanı biyolojik silah uzmanıydı. Haymer İttifak'tan. Savaş zamanı biyolojik silah uzmanıydı. Haymer İttifak'tan. Savaş zamanı biyolojik silah uzmanıydı. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
He'd target neighbourhoods with valuables... | Değerli şeyler olan mahalleleri hedef alır, mallara hasar vermeden herkesi öldürürdü. Değerli şeyler olan mahalleleri hedef alır, mallara hasar vermeden herkesi öldürürdü. Değerli şeyler olan mahalleleri hedef alır, mallara hasar vermeden herkesi öldürürdü. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Go in, take whatever he wanted. | Sonra gider ve istediği her şeyi alırdı. Sonra gider ve istediği her şeyi alırdı. Sonra gider ve istediği her şeyi alırdı. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Now he's livin' fat on a private estate on Bellerophon. | Şimdi Bellerophon'da özel bir mülkte bolluk içinde yaşıyor. Şimdi Bellerophon'da özel bir mülkte bolluk içinde yaşıyor. Şimdi Bellerophon'da özel bir mülkte bolluk içinde yaşıyor. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I've managed to get ahold of his schedule for the next eighteen months... | Önümüzdeki 18 aylık programını, mülkün planını... Önümüzdeki 18 aylık programını, mülkün planını... Önümüzdeki 18 aylık programını, mülkün planını... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
a layout of the estate grounds and every security code for the place. | ...ve bütün güvenlik kodlarını elde etmeyi becerdim. ...ve bütün güvenlik kodlarını elde etmeyi becerdim. ...ve bütün güvenlik kodlarını elde etmeyi becerdim. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Saffron has a notion we can walk right in | Saffron'ın elimizi kolumuzu sallayarak girip... Saffron'ın elimizi kolumuzu sallayarak girip... Saffron'ın elimizi kolumuzu sallayarak girip... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
there, take the Lassiter right off his shelf. | ...Lassiter'ı raftan alabileceğimiz bir fikri var. ...Lassiter'ı raftan alabileceğimiz bir fikri var. ...Lassiter'ı raftan alabileceğimiz bir fikri var. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I'm confused... You're asking yourself... | Kafam karıştı... Eğer güvenlik kodları elimdeyse... Kafam karıştı... Eğer güvenlik kodları elimdeyse... Kafam karıştı... Eğer güvenlik kodları elimdeyse... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
if I've got the security codes, why don't I grab it for myself? No. | ...neden gidip kendim çalmıyorum diye soruyorsun kendine? Hayır. ...neden gidip kendim çalmıyorum diye soruyorsun kendine? Hayır. ...neden gidip kendim çalmıyorum diye soruyorsun kendine? Hayır. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Actually, I was wondering... | Aslında, merak ettiğim... Aslında, merak ettiğim... Aslında, merak ettiğim... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
what's she doing on this ship? | ...bu kadının ne işi var gemide? ...bu kadının ne işi var gemide? ...bu kadının ne işi var gemide? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Didn't she try to kill us? Please. Nobody died last time. | Bizi öldürmeye çalışmamış mıydı? Lütfen. Geçen sefer kimse ölmedi. Bizi öldürmeye çalışmamış mıydı? Lütfen. Geçen sefer kimse ölmedi. Bizi öldürmeye çalışmamış mıydı? Lütfen. Geçen sefer kimse ölmedi. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
We're in space. How'd she get here? | Uzaydayız. Nasıl gemiye bindi? Uzaydayız. Nasıl gemiye bindi? Ama boktan bir hurda. Uzaydayız. Nasıl gemiye bindi? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
She hitched. I don't recall pulling over. | Otostop çekti. Kenara çektiğimi hatırlamıyorum. Otostop çekti. Kenara çektiğimi hatırlamıyorum. Otostop çekti. Kenara çektiğimi hatırlamıyorum. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |