Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 19404
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
It's 'cause I'm confused. | Çünkü kafam karışık. Çünkü kafam karışık. Sebebi kafamın karışık olması. Çünkü kafam karışık. | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
You know, I'm wondering why you didn't do anything | Bilirsin, neden ölen dostlarım için hiç bir şey Bilirsin, neden ölen dostlarım için hiç bir şey Anlarsın, kaybettiğim arkadaşlarım için neden... Bilirsin, neden ölen dostlarım için hiç bir şey | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
about those friends I lost. | yapmadığını merak ediyorum. yapmadığını merak ediyorum. ...bir şey yapmadığını merak ediyorum. yapmadığını merak ediyorum. | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
That's one of the seven deadly sins: | Bu, yedi ölümcül günahtan biri: Bu, yedi ölümcül günahtan biri: Yedi ölümcül günahtan biri... Bu, yedi ölümcül günahtan biri: | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
sloth, | Tembellik, Tembellik, ...tembellik,... Tembellik, | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
failure to utilize your talents and gifts. | yeteneklerini ve nimetleri kullanmakta başarısızlık. yeteneklerini ve nimetleri kullanmakta başarısızlık. ...yani yetenekleri ve nimetleri heba etmek. yeteneklerini ve nimetleri kullanmakta başarısızlık. | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
The news says | Haberlere göre, Haberlere göre, Haberler diyor ki... Haberlere göre, | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
it's looking like homicide. | cinayet gibi görünüyor. cinayet gibi görünüyor. ...olay cinayete benziyor. cinayet gibi görünüyor. | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
Yeah, it was homicide. | Evet, cinayetti. Evet, cinayetti. Evet, cinayetti. Evet, cinayetti. | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
I just haven't gotten around to it. | Sadece, yakınlarda değildim. Sadece, yakınlarda değildim. Henüz meselenin üstüne gitmemiştim. Sadece, yakınlarda değildim. | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
I've been a little busy with the trial. | Duruşma ile biraz meşguldüm. Duruşma ile biraz meşguldüm. Davayla meşguldüm. Duruşma ile biraz meşguldüm. | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
Oh. | Oh. Oh. Ya! Oh. | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
Have you heard from your witness? | Tanığından mı duydun? Tanığından mı duydun? Tanığı mı dinledin? Tanığından mı duydun? | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
Looks like he's been a little busy too. | Görünüşe göre, o da biraz meşgul. Görünüşe göre, o da biraz meşgul. Tanık da çok meşgul görünüyor. Görünüşe göre, o da biraz meşgul. | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
I'll tell you what: | Bak ne diyeceğim: Bak ne diyeceğim: Bak sana ne diyeceğim:... Bak ne diyeceğim: | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
we oughta skip the trial. You'll save some time, | Duruşma kısmını geçelim. Zaman kazanacaksın, Duruşma kısmını geçelim. Zaman kazanacaksın, ...davayı geçelim. Zaman kazanacaksın. Duruşma kısmını geçelim. Zaman kazanacaksın, | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
kill me. | öldür beni. 1 öldür beni. Beni öldür. öldür beni. 1 | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
Come on. I won't blame you. | Hadi ama. Seni suçlamayacağım. Hadi ama. Seni suçlamayacağım. Hadi ama. Seni suçlamayacağım. Hadi ama. Seni suçlamayacağım. | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
Every man's got his dark side. | Her erkeğin karanlık bir tarafı vardır. Her erkeğin karanlık bir tarafı vardır. Her erkeğin karanlık bir tarafı vardır. Her erkeğin karanlık bir tarafı vardır. | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
Just shoot me. | Sadece vur beni. Sadece vur beni. Sadece vur beni. Sadece vur beni. | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
Come on. | Hadi. Hadi. Haydi. Hadi. | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
What's the matter? Your gun broke? | Sorun ne? Silahın bozuk mu? Sorun ne? Silahın bozuk mu? Sorun ne? Silahın mı bozuk? Sorun ne? Silahın bozuk mu? | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
It works just fine. | İyi çalışıyor. İyi çalışıyor. İyi çalışıyor. İyi çalışıyor. | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
Justice. You see, | Adalet. Görüyorsun, Adalet. Görüyorsun, Adalet. Görüyorsun... Adalet. Görüyorsun, | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
there ain't enough of that going around for the white man. | beyaz adam için etrafta yeterince adalet yok. beyaz adam için etrafta yeterince adalet yok. ...beyaz adam için etrafta yeterince adalet yok. beyaz adam için etrafta yeterince adalet yok. | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
Not enough of that going around for murderers either. | Katiller için de etrafta pek fazla adalet yok. Katiller için de etrafta pek fazla adalet yok. Katiller için de ondan yeterince yok. 1 Katiller için de etrafta pek fazla adalet yok. | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
I'm gonna kill that boy. | O çocuğu öldüreceğim. O çocuğu öldüreceğim. O çocuğu öldüreceğim. O çocuğu öldüreceğim. | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
I'm gonna | Kanının Kanının Bir domuz gibi... Kanının | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
bleed him out like a sow. | oluk gibi akmasını sağlayacağım. oluk gibi akmasını sağlayacağım. ...kanını akıtacağım. oluk gibi akmasını sağlayacağım. | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
I lost a lot of good people. | Bir sürü iyi adam kaybettim. Bir sürü iyi adam kaybettim. Bir sürü iyi insan kaybettim. Bir sürü iyi adam kaybettim. | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
And that hurts me. It does. It really does. | Ve bu bana acı veriyor. Gerçekten acı veriyor. Ve bu bana acı veriyor. Gerçekten acı veriyor. Ve bu beni yaralıyor.. Evet. Gerçekten de yaralıyor. Ve bu bana acı veriyor. Gerçekten acı veriyor. | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
And you know what that's like 'cause, | Ve bunun nasıl bir duygu olduğunu bilirsin, Ve bunun nasıl bir duygu olduğunu bilirsin, Ve sen bu acıyı bilirsin. Ve bunun nasıl bir duygu olduğunu bilirsin, | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
as I recall, you | çünkü hatırladığım, sen çünkü hatırladığım, sen Hatırladığım kadarıyla... çünkü hatırladığım, sen | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
you lost some good people, too, some friends | sen de bazı iyi insanlar kaybettin, iyi arkadaşlar, sen de bazı iyi insanlar kaybettin, iyi arkadaşlar, ...sen de iyi adamlar kaybetmişsin. Arkadaşın gibi. sen de bazı iyi insanlar kaybettin, iyi arkadaşlar, | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
I've been told. | duymuştum. duymuştum. Bana bahsettiler. duymuştum. | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
Close friends. | Yakın arkadaşlar. Yakın arkadaşlar. Yakın arkadaşlar. Yakın arkadaşlar. | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
You're not gonna kill anyone else. | Başka kimseyi öldürmeyeceksin. Başka kimseyi öldürmeyeceksin. Hiç kimseyi öldürmeyeceksin. Başka kimseyi öldürmeyeceksin. | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
Hey, cry baby. | Hey, ağla bebek. Hey, ağla bebek. Ağla bebek. Hey, ağla bebek. | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
Come on, get up. | Hadi, kalk. Hadi, kalk. Hadi kalk. Hadi, kalk. | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
Get up off your ass! Get up! Get up off your ass, go! | Kaldır kıçını! Kalk! Kaldır kıçını, yürü! Kaldır kıçını! Kalk! Kaldır kıçını, yürü! Kaldır kıçını! Kalk! Kaldır kıçını, defol! Kaldır kıçını! Kalk! Kaldır kıçını, yürü! | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
As you can see, it has been a bloody day in Long Beach. | Gördüğünüz gibi, Long Beach'te kanlı bir gün yaşandı. Gördüğünüz gibi, Long Beach'te kanlı bir gün yaşandı. Gördüğünüz gibi, Long Beach'te kanlı bir gün yaşandı. Gördüğünüz gibi, Long Beach'te kanlı bir gün yaşandı. | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
A long simmering feud between the Eastside Grips | Eastside Crips ile rakipleri beyaz güç çetesi arasında uzun Eastside Crips ile rakipleri beyaz güç çetesi arasında uzun Uzun zamandır sakin devam eden Doğu Yakası Cripler'le... Eastside Crips ile rakipleri beyaz güç çetesi arasında uzun | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
and a rival white power gang has now exploded | zamandır kaynayan kavga sonunda zamandır kaynayan kavga sonunda beyaz güç çetesi arasındaki çatışma zamandır kaynayan kavga sonunda | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
into all out warfare. | savaş olarak patlak verdi. savaş olarak patlak verdi. ...alevlendi. savaş olarak patlak verdi. | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
It began last night with the slaying | Geçen gece Ari suç patronu David Hagan'ın Geçen gece Ari suç patronu David Hagan'ın Dün gece Ari suç patronu David Hagan'ın... Geçen gece Ari suç patronu David Hagan'ın | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
of three soldiers of Aryan crime boss | üç askerinin öldürülmesi ile başladı üç askerinin öldürülmesi ile başladı üç elemanının öldürülmesiyle olay patlak verdi. üç askerinin öldürülmesi ile başladı | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
David Hagan, and there have been multiple... | ve sonrasında pek çok kez... ve sonrasında pek çok kez... ve bir kısım... ve sonrasında pek çok kez... | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
Adam, you've got a Marshal Durham here to see you. | Adam, Polis müdiresi Durham seni görmeye geldi. Adam, Polis müdiresi Durham seni görmeye geldi. Adam, seni görmek isteyen bir tanık koruma görevlisi var. Adam, Polis müdiresi Durham seni görmeye geldi. | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
So really a horrific bloody crime scene out here. | Yani burada korkunç ve kanlı bir suç mahali var. Yani burada korkunç ve kanlı bir suç mahali var. Yani burada korkunç ve kanlı bir suç mahali var. | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
Now back to you in the studio. | Şimdi stüdyoya dönüyoruz. Şimdi stüdyoya dönüyoruz. Şimdi stüdyoya dönüyoruz. | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
Has anyone approached you recently about Jeremy Coleman? | Jeremy Coleman hakkında birileri sana ulaştı mı? Jeremy Coleman hakkında birileri sana ulaştı mı? Jeremy Coleman'la ilgili sizinle iletişime geçen kimse oldu mu? Jeremy Coleman hakkında birileri sana ulaştı mı? | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
Look, it'd be weird if I had heard from him, right? | Bak, eğer bunu ondan duymuş olsaydım, tuhaf olurdu değil mi? Bak, eğer bunu ondan duymuş olsaydım, tuhaf olurdu değil mi? Bak, onunla iletişim kurmam garip kaçardı, değil mi? Bak, eğer bunu ondan duymuş olsaydım, tuhaf olurdu değil mi? | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
It happens. Witnesses get distraught, | Bazen olur. Tanıklar kendinden geçer, Bazen olur. Tanıklar kendinden geçer, Bazen olur. Bazen tanıklar ne yaptığını bilmez. Bazen olur. Tanıklar kendinden geçer, | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
they make mistakes. | hatalar yaparlar. hatalar yaparlar. Hata yaparlar. hatalar yaparlar. | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
I keep them safe from everyone, | Ben onları, kendileri de dahil Ben onları, kendileri de dahil Ben onları herkesten korurum. Ben onları, kendileri de dahil | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
including themselves. | herkesten korurum. herkesten korurum. Kendilerinden bile. herkesten korurum. | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
You know Jeremy lost his folks when he was young? | Jeremy küçükken ailesinin öldüğünü biliyor muydun? Jeremy küçükken ailesinin öldüğünü biliyor muydun? Jeremy'nin küçükken ailesini kaybettiğini biliyorsun, değil mi? Jeremy küçükken ailesinin öldüğünü biliyor muydun? | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
That was one of the things he loved about this job. | İşiyle ilgili sevdiği şeylerden biriydi bu. İşiyle ilgili sevdiği şeylerden biriydi bu. Yaptığı işi sevmesinin bir nedeni de buydu. İşiyle ilgili sevdiği şeylerden biriydi bu. | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
You know, it feels like a family. | Bilirsin, aile gibi hissettiriyor. Bilirsin, aile gibi hissettiriyor. Bilirsin, aile gibi hissettirir. Bilirsin, aile gibi hissettiriyor. | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
But I worry about him | Ama onun için endişeleniyorum Ama onun için endişeleniyorum Onun için endişeleniyorum. Ama onun için endişeleniyorum | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
because even though this feels like a family, it's not really. | çünkü aile gibi hissettirmesine rağmen, gerçekte öyle değil. çünkü aile gibi hissettirmesine rağmen, gerçekte öyle değil. Çünkü aile gibi hissettirse de aslında öyle değil. çünkü aile gibi hissettirmesine rağmen, gerçekte öyle değil. | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
Now you gotta have more in your life. | Artık hayatında daha fazlasına ihtiyacın var. Artık hayatında daha fazlasına ihtiyacın var. Artık onun daha fazlasına ihtiyacı var. Artık hayatında daha fazlasına ihtiyacın var. | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
Look, if he if he did find someone | Bak, eğer eğer gerçekten değer verdiği Bak, eğer eğer gerçekten değer verdiği Bak, eğer o değer verdiği birini bulmuşsa... Bak, eğer eğer gerçekten değer verdiği | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
that he really cared about... | birini bulduysa... birini bulduysa... ...bence o kadın için... birini bulduysa... | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
I think he would do anything for her. | Sanırım onun için her şeyi göze alırdı. Sanırım onun için her şeyi göze alırdı. ...herşeyi yapar.. Sanırım onun için her şeyi göze alırdı. | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
Things that might even be hard to accept. | Bazı şeyleri kabullenmek çok zor olabilir. Bazı şeyleri kabullenmek çok zor olabilir. Kabullenmesi zor işleri bile... Bazı şeyleri kabullenmek çok zor olabilir. | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
Where is he, Adam? | O nerede, Adam? O nerede, Adam? Nerede o, Adam? O nerede, Adam? | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
Look, if I do hear from him, do you have a card or something? | Bak, eğer ondan haber alırsam, kartvizit ya da onun gibi bir şeyin var mı? Bak, eğer ondan haber alırsam, kartvizit ya da onun gibi bir şeyin var mı? Bak, ondan haber alırsam, haber vermek için kartın falan var mı? Bak, eğer ondan haber alırsam, kartvizit ya da onun gibi bir şeyin var mı? | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
Yeah, I do and normally I would give you one | Evet, var ve normalde onu sana verdikten sonra Evet, var ve normalde onu sana verdikten sonra Evet, tabii ki sana bir tane vereceğim... Evet, var ve normalde onu sana verdikten sonra | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
and tell you to call our field office, | saha ofisimizi aramanı söylerdim, saha ofisimizi aramanı söylerdim, ...ve ofisimizi aramanı isteyeceğim. saha ofisimizi aramanı söylerdim, | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
but I'm not here officially. | ama resmi görevde değilim. ama resmi görevde değilim. ...fakat benim burada bulunuşum resmi değil. ama resmi görevde değilim. | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
I'm trying to keep this off the books. | Bunu kayıt dışı tutmaya çalışıyorum. Bunu kayıt dışı tutmaya çalışıyorum. Yaptığım iş resmi değil. Bunu kayıt dışı tutmaya çalışıyorum. | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
And I have until the end of the day | Gün sonuna kadar vaktim var Gün sonuna kadar vaktim var Günün sonuna kadar vaktim var... Gün sonuna kadar vaktim var | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
and then no one can help him. | ve sonrasında kimse ona yardım edemez. ve sonrasında kimse ona yardım edemez. ...daha sonra hiçkimse yardım edemeyecek ona. ve sonrasında kimse ona yardım edemez. | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
There. | İşte. İşte. Burada. İşte. | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
Thank you. Thank you. | Sağ ol. Sağ ol. Sağ ol. Sağ ol. Teşekkür ederim. Teşekkür ederim. Sağ ol. Sağ ol. | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
Thanks so much for waiting. | Beklediğiniz için teşekkürler. Beklediğiniz için teşekkürler. Beklediğin için teşekkürler. Beklediğiniz için teşekkürler. | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
Do you know where the Loam Motel is? | Loam Moteli nerede biliyor musunuz? Loam Moteli nerede biliyor musunuz? Loam Motel'in nerede olduğunu biliyor musun? Loam Moteli nerede biliyor musunuz? | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
You bet. | Elbette. Elbette. Elbette. Elbette. | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
Talia. | Talia. Talia. Talia. Talia. | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
You wrote this in case you died. | Bunu öldükten sonra okunsun diye yazmışsın. Bunu öldükten sonra okunsun diye yazmışsın. Bunu öleceksin diye mi yazdın? Bunu öldükten sonra okunsun diye yazmışsın. | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
And when I read it, I thought you already had. | Ve okuduğumda, ölmüş olduğunu sandım. Ve okuduğumda, ölmüş olduğunu sandım. Ve ben okuduğumda öldüğünü zannettim. Ve okuduğumda, ölmüş olduğunu sandım. | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
So now I know exactly how it feels! | Yani şu an nasıl bir his olduğunu biliyorum! Yani şu an nasıl bir his olduğunu biliyorum! Bu olursa ne hissedeceğimi çok iyi biliyorum artık. Yani şu an nasıl bir his olduğunu biliyorum! | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
Look, I had to do this. Now you have to stop. | Bak, bunu yapmak zorundaydım. Artık durmak zorundasın. Bak, bunu yapmak zorundaydım. Artık durmak zorundasın. Bak bunu yapmak zorundaydım. Hayır, durmak zorundasın. Bak, bunu yapmak zorundaydım. Artık durmak zorundasın. | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
Hagan will never stop, do you hear me? | Hagan asla durmayacak, duyuyor musun? Hagan asla durmayacak, duyuyor musun? Hagan asla durmayacak, anlıyor musun? Hagan asla durmayacak, duyuyor musun? | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
He's never gonna stop. He's gonna keep coming for you and for me | Asla durmayacak. Senin ve benim üzerimize gelmeye devam edecek Asla durmayacak. Senin ve benim üzerimize gelmeye devam edecek O asla durmayacak. Seni ve beni aramaya devam edecek... Asla durmayacak. Senin ve benim üzerimize gelmeye devam edecek | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
and your family. My best friend in the world | ve de ailenin. Dünyadaki en iyi arkadaşım ve de ailenin. Dünyadaki en iyi arkadaşım ...ve senin aileni. Benim en yakın arkadaşım... ve de ailenin. Dünyadaki en iyi arkadaşım | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
is in the hospital right now. | şu an hastanede yatıyor. şu an hastanede yatıyor. ...şu anda hastanede. şu an hastanede yatıyor. | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
Hey, look at me. | Hey, bana bak. Hey, bana bak. Hey, bana bak. Hey, bana bak. | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
And this is what it's gonna take for us to be together, do you hear me? | We bizi bir arada tutacak olan şey bu, duyuyor musun? We bizi bir arada tutacak olan şey bu, duyuyor musun? Ve bizi birlikte tutmanın yolu bu, anlıyorsun değil mi? We bizi bir arada tutacak olan şey bu, duyuyor musun? | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
I've had to do some awful things the last couple of days, | Geçen bir kaç gün boyunca aptalca şeyler yaptım, Geçen bir kaç gün boyunca aptalca şeyler yaptım, Son birkaç gündür fena şeyler yaptım... Geçen bir kaç gün boyunca aptalca şeyler yaptım, | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
but you're worth it. | ama sen buna değersin. ama sen buna değersin. ..fakat senin için değer. ama sen buna değersin. | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
Do you understand me? | Anlıyor musun? Anlıyor musun? Beni anlıyor musun? Anlıyor musun? | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
The police know that it's you! | Polisler sen olduğunu biliyor! Polisler sen olduğunu biliyor! Polis bunu senin yaptığını biliyor. Polisler sen olduğunu biliyor! | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
Lieutenant Cella, he figured it out. | Teğmen Cella bunun farkına varmış. Teğmen Cella bunun farkına varmış. Komiser Cella, çözdü bunu. Teğmen Cella bunun farkına varmış. | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
And if I don't get you out of Long Beach by 6:00 p.m., | Ve eğer seni saat 6'ya kadar Long Beach'ten çıkarmazsam, Ve eğer seni saat 6'ya kadar Long Beach'ten çıkarmazsam, Ve ben seni akşam 6:00'ya kadar buradan çıkarmazsam... Ve eğer seni saat 6'ya kadar Long Beach'ten çıkarmazsam, | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
he's gonna put your face on the wire. | suratını telin üzerine asacak. suratını telin üzerine asacak. ...seni kelepçeleyecek. suratını telin üzerine asacak. | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
Look, I let you in. | Bak, seni içeri aldım. Bak, seni içeri aldım. Bak, seni hayatıma aldım. Bak, seni içeri aldım. | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
I can't go back to no one. | Başka kimseye gidemem. Başka kimseye gidemem. Hiçkimseye gidemem. Başka kimseye gidemem. | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |
We can have a life together, but | Birlikte bir hayatımız olabilir, ama Birlikte bir hayatımız olabilir, ama Birlikte bir hayat sürebiliriz, ama... Birlikte bir hayatımız olabilir, ama | Fire with Fire-1 | 2012 | ![]() |