Türkçe
İngilizceAra
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 18486
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Molly Woods. | Molly Woods. | Extant-1 | 2014 |  |
| Can you stop the progression in this woman? | Bu kadının ilerlemesini durdurabilir misin? | Extant-1 | 2014 | |
| Maybe, with a full plasma and marrow transplant, but... | Belki, tam plazma ve ilik nakliyle olabilir, lakin... | Extant-1 | 2014 | |
| it could kill her. Do it. 1 | ...bu onu öldürebilir. Yap gitsin. | Extant-1 | 2014 | |
| We need her consent. 1 | İznini almamız lazım. | Extant-1 | 2014 | |
| With all due respect, she has rights. | Saygısızlık etmek istemem, ama hakkı var. | Extant-1 | 2014 | |
| Mei Fong is now an enemy of the state. | Mei Fong şu an ülkemizin bir düşmanıdır. | Extant-1 | 2014 | |
| Consent is not required. You have your orders. | İznini almamız gerekmiyor. Emir verilmiştir. | Extant-1 | 2014 | |
| We thought Molly Woods was on the other side. | Molly Woods'un diğer tarafta olduğunu sanıyorduk. | Extant-1 | 2014 | |
| It turns out she is the other side. | Görünüşe göre diğer taraf kendisiymiş. | Extant-1 | 2014 | |
| Where are you going? To see Taylor. | Nereye gidiyorsun. Taylar'ı görmeye. | Extant-1 | 2014 | |
| Don't you think it's about time I met him? | Sence onunla tanışma vaktim gelmedi mi? | Extant-1 | 2014 | |
| When Taylor thinks it's necessary, he'll let me know. | Taylor gerekli olduğunda beni haberdar edecektir. | Extant-1 | 2014 | |
| I figure we might want to get one or two of these things running. | Bunlardan bir ya da iki tanesini çalıştırmak isteyebiliriz. | Extant-1 | 2014 | |
| What? Why are you doing this? | Ne? Bunu neden yapıyorsun? | Extant-1 | 2014 | |
| You know, when I was a kid, my dad and I, | Çocukluğumda, babamla ben... | Extant-1 | 2014 | |
| we used to take old cars and work on them... | ...eski araçları alıp tamir ederdik. | Extant-1 | 2014 | |
| I'm... not talking about the engines. | Motorlardan söz etmiyorum. | Extant-1 | 2014 | |
| I'm an enemy of the state now, Molly. | Ben ülkenin düşmanı değilim, Molly. | Extant-1 | 2014 | |
| Not a lot of options. | Pek bir seçeneğim yok. | Extant-1 | 2014 | |
| You could just dump all this stuff off and leave. | Sadece her şeyi bırakıp gidebilirsin. | Extant-1 | 2014 | |
| I'm not a deserter. | Ben dönek değilim. | Extant-1 | 2014 | |
| I'm not saying that you are. Molly. | Öyle olduğunu söylemiyorum. Molly. | Extant-1 | 2014 | |
| Heleos and some others have volunteered to keep watch. | Heleos ve diğerleri gönüllü olarak nöbet tutacaklar. | Extant-1 | 2014 | |
| We're making up sleeping quarters. | Biz de yatakları hazırlayacağız. | Extant-1 | 2014 | |
| Come. Let's get you settled. | Gel. Gidip seni yerleştirelim. | Extant-1 | 2014 | |
| So, Heleos, how old are you, one month or two? | Peki, Heleos, kaç yaşındasın? Bir aylık mı, iki aylık mı? | Extant-1 | 2014 | |
| Never mind. Gallows humor. | Boşver. Kara mizah. | Extant-1 | 2014 | |
| Tobias Shepherd. Identification confirmed. | Tobias Shepherd. Kimlik tespiti doğrulandı. | Extant-1 | 2014 | |
| What do you know? K 27416... | Ne biliyorsunuz? K 27416... | Extant-1 | 2014 | |
| W 45113... | W 45113... | Extant-1 | 2014 | |
| M 9808. Password confirmed. | M 9808. Şifre doğrulandı. | Extant-1 | 2014 | |
| What do you have? | Neyiniz var? | Extant-1 | 2014 | |
| Alexander the Great tetradrachma. | Büyük İskender'in parası. | Extant-1 | 2014 | |
| Object confirmed. | Nesne onaylandı. | Extant-1 | 2014 | |
| Hello, Taylor. | Merhaba, Taylor. | Extant-1 | 2014 | |
| Hello, General Shepherd. What can I do for you? | Merhaba, General Shepherd. Sizin için ne yapabilirim? | Extant-1 | 2014 | |
| I need analysis of every location that might serve | Melezlerin kalıyor olabileceği her yerin... | Extant-1 | 2014 | |
| as a compound for the hybrids. Certainly, General. | ...analizini istiyorum. Elbette, General. | Extant-1 | 2014 | |
| When would you like these projections? | Bu projeksiyonları ne zaman istemiştiniz? | Extant-1 | 2014 | |
| Yesterday. That's impossible. | Dün. Bu mümkün değil. | Extant-1 | 2014 | |
| Can I assume that's sarcasm? | Bunu iğneleme mı anlamalıyım? Evet, öyle anlayabilirsin. | Extant-1 | 2014 | |
| It is. | Öyle zaten. Sadece şunu yap. | Extant-1 | 2014 | |
| JD! They found her innocent. | JD. Onu masum buldular. | Extant-1 | 2014 | |
| Stop it! Right now! | Kes şunu. Hemen şimdi! | Extant-1 | 2014 | |
| JD? You son of a bitch. | JD? Seni orospu çocuğu. | Extant-1 | 2014 | |
| No, no, no. JD, no! | Hayır, hayır, hayır. JD, dur! | Extant-1 | 2014 | |
| He's running our perimeter lines. | Kaçmaya çalışıyor. | Extant-1 | 2014 | |
| I thought we should get to know the man in charge of our survival. | Hayatta kalmamızdan sorumlu adamı tanımamız gerektiğini düşünmüştüm. | Extant-1 | 2014 | |
| Yeah, is that how you treat your friends? | Arkadaşlarına böyle mi davranıyorsun? O senin arkadaşın. | Extant-1 | 2014 | |
| A man unfaithful to his wife; left his daughter; | Karısına sadık olmayan, kızını terk eden... | Extant-1 | 2014 | |
| and who had a hand in the deaths of hundreds of his own kind. | ...ve kendi türünden yüzlerce kişinin ölmesine neden olan bir adam. | Extant-1 | 2014 | |
| You ask us to trust that? Okay, you need to go. | Buna güvenmemizi mi istiyorsun? Pekâlâ, gitmen gerek. | Extant-1 | 2014 | |
| He's just trying to protect us. | Sadece bizi korumaya çalışıyor. | Extant-1 | 2014 | |
| Yeah, I feel real safe. | Evet, gerçekten güvende hissediyorum. | Extant-1 | 2014 | |
| Heleos. | Heleos. | Extant-1 | 2014 | |
| 48 hours, and we were done here. | 48 saat, sonra burada işimiz bitecek. | Extant-1 | 2014 | |
| Meaning this was supposed to be a pit stop, not a parking lot. | Buraya geçici olarak geldi, kalıcı değiliz demek oluyor. | Extant-1 | 2014 | |
| When we first got here, it was about you figuring out | Buraya ilk geldiğimizde sana olanları tersine çevirmenin bir yolunu | Extant-1 | 2014 | |
| how to reverse what was happening to you. | ...bulmaya çalışıyordun. Artık bundan söz etmiyorsun bile. | Extant-1 | 2014 | |
| Because I don't even know if I can reverse it. | Çünkü tersine çevireceğimi bile bilmiyorum. | Extant-1 | 2014 | |
| You've stopped trying! | Çabalamayı bıraktın! | Extant-1 | 2014 | |
| These people, they aren't like us. All right? They are unknown. | Bu insanlar, bizim gibi değiller. Ne oldukları bilinmiyor. | Extant-1 | 2014 | |
| And what am I? Am I an unknown? | Peki ben neyim? Benim de mi ne olduğum bilinmiyor? | Extant-1 | 2014 | |
| You need to figure out which world you want to live in. | Hangi dünyada yaşamak istediğini tercih etmen gerek. | Extant-1 | 2014 | |
| You can't have both. | Her ikisinde de yaşayamazsın. | Extant-1 | 2014 | |
| What do you think? An oldie but a goodie? | Ne düşünüyorsun? Eski ama güzel bir şey mi? | Extant-1 | 2014 | |
| I'm sick of children's stories. | Çocuk masallarından bıktım. | Extant-1 | 2014 | |
| I want something more grown up, like Lucy would read. | Daha yetişkin şeyleri istiyorum. Lucy'nin okudukları gibi. | Extant-1 | 2014 | |
| Oh, really? Like what? | Gerçekten mi? Ne gibi mesela? | Extant-1 | 2014 | |
| Julie's been reading "Huckleberry Finn." | Julie "Huckleberry Finn'in Maceraları"nı okuyor. | Extant-1 | 2014 | |
| How about that? Really? | Ona ne dersin? Harbiden mi? | Extant-1 | 2014 | |
| Julie said she's reading that? It's supposed to be a classic. | Julie onun okuduğunu mu söyledi? Klasik falan olması gerekiyor. | Extant-1 | 2014 | |
| Very advanced thematically. | Konu olarak çok ilerde. | Extant-1 | 2014 | |
| I want that one. Okay. | Onu istiyorum. Pekâlâ. | Extant-1 | 2014 | |
| Got to cater to your audience. | Dinleyicinin istediğini yapalım bari. | Extant-1 | 2014 | |
| "HUCKLEBERRY FINN'IN MACERALARI" MARK TWAIN | Extant-1 | 2014 | |
|
| John and Julie? Did you find it? | John ve Julie mi? Buldun mu? | Extant-1 | 2014 | |
| Yeah, I found it. | Evet, buldu onu. | Extant-1 | 2014 | |
| I'm sorry about that. | Bunun için üzgünüm. 1 | Extant-1 | 2014 | |
| With Ares. | Ares için. | Extant-1 | 2014 | |
| JD has been... | JD sadece... | Extant-1 | 2014 | |
| nothing but kind, helpful and generous. | ...nazik, yardımsever ve cömert olmaya çalışıyor | Extant-1 | 2014 | |
| I know he's unhappy here. | Burada mutlu olmadığını biliyorum. | Extant-1 | 2014 | |
| And you're wondering if you should be here... | Sen de burada kalmak ve Ethan'la beraber olmak... | Extant-1 | 2014 | |
| or with Ethan. You see? | ...arasında kaldın. Gördün mü? | Extant-1 | 2014 | |
| See, you are in my head. | Sen kafamın içindesin. | Extant-1 | 2014 | |
| You know my thoughts and my feelings, and that's what I don't want. | Düşüncelerimi ve hissettiklerimi biliyorsun. İşte bu istemediğim bir şey. | Extant-1 | 2014 | |
| You can control what's happening to you, Molly. | Sana olanları kontrol edebilirsin. Molly. | Extant-1 | 2014 | |
| The headaches, the urges. | Baş ağrıları, dürtüler... | Extant-1 | 2014 | |
| You see that they've already started to recede. | Onların azalmaya başladığını görebiliyorsun. | Extant-1 | 2014 | |
| I don't know what I am. | Ne olduğumu bilmiyorum. Evet biliyorsun. | Extant-1 | 2014 | |
| And your best chance of survival is embracing that. | Ve hayatta kalmak için en iyi şansın bunu kabul etmek. | Extant-1 | 2014 | |
| Why are you still awake? | Neden hâlâ uyanıksın? | Extant-1 | 2014 | |
| Why aren't you powered down? | Neden gücün kapalı değil? Sıkıldım. | Extant-1 | 2014 | |
| You get bored easily. | Çok kolay sıkılıyorsun. | Extant-1 | 2014 | |
| Whose Pyxis Cube is that? | O Pyxis Cube kimin? | Extant-1 | 2014 | |
| It's Julie's. | Julie'nin. | Extant-1 | 2014 | |
| There's no photos of you on it. | Üzerinde fotoğrafın yok. | Extant-1 | 2014 | |
| Only... John Woods. | Yalnızca... John Woods. | Extant-1 | 2014 | |
