Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 180972
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
You can forget that. Vic's my partner, 50 50. | Az önce olanları unutabilirsin. Vic benim, yüzde 50 50 ortağım. | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
Cody Jarrett going 50 50? | Cody Jarrett yüzde 50 50 mi paylaşıyor? | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
I split even with Ma, didn't I? I see. | Annemle bile paylaşıyordum, değil mi? Anlıyorum. | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
My name's Daniel Winston. San Diego. Securities. | Benim adım Daniel Winston. San Diego. Menkul değerler. | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
Glad to know you, Mr. Winston. | Sizi tanıdığıma sevindim, Bay Winston. | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
Hold it. Where you going, Pardo? | Dur bakalım. Nereye gidiyorsun, Pardo? | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
What's doing, kid? I don't like being pushed around. | Neler oluyor, evlat? Adamına bana emir verilmesinden hoşlanmadığımı söyle. | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
My orders was nobody was to leave. | Emirlerim hiç kimsenin buradan ayrılmaması yönündeydi. | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
That might go for hoods like him. When I got a reason to leave, I leave. | Bu onun gibi serseriler için geçerli olabilir. Gitmek için bir nedenim varsa giderim. | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
Nobody has any reasons I don't know about. | Hiç kimsenin benden habersiz bir nedeni yoktur. | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
He jumped me, Cody. Get back on the job. | Aniden bana saldırdı, Cody. İşinin başına dön. | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
That was pretty fancy wrestling, kid. Where'd you learn it? | Bu oldukça gelişmiş bir dövüş stiliydi evlat. Nereden öğrendin? | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
In the army. You're a liar. | Orduda. Sen bir yalancısın. | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
They don't take cons in the army. | Orduya mahkumları kabul etmezler. | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
When the war broke out, I didn't have any record except kid stuff. | Savaş başladığında, ufak tefek şeyler dışında hiç sabıkam yoktu. | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
What were you doing just now, soldier? Going over the hill? | Peki, az önce ne yapıyordun, asker? Dağları mı aşacaktın? | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
No. I figured maybe I'd run in to L.A. | Hayır. Los Angeles'e gidip biraz kaçamak yapabileceğimi düşündüm. | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
Be back before anyone knew. | Kimseler fark etmeden geri dönecektim. | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
What's doing in L.A.? My wife. She don't know where I am. | L.A'ta ne yapacaktın? Karım. Nerede olduğumdan habersiz. | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
When we crashed out, I didn't leave no forwarding address. | Firar ettiğimizden beri, haberleşemedik. | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
It's the truth, Cody. Why didn't you ask me? | Gerçekten, Cody. Niçin bana sormadın? | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
I figured you might get sore. | Kızabileceğini düşündüm. | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
So you took off on your own. | Demek kendi başına hareket ettin. | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
I haven't seen her in a long time. | Onu uzun zamandır görmedim. | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
I'm human, you know, like everyone else. | Ben de insanım, anlarsın, diğer herkes gibi. | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
All right, kid. | Tamam, evlat. | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
You're just lonesome. | Sadece yalnızlık hissine kapılmışsın. | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
Lonesome like me. | Benim gibi. | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
You? | Senin gibi mi? | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
What about... You mean Verna? | Peki ama... Verna mı demek istiyorsun? | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
All I ever had was Ma. Now... | Tek sahip olduğum annemdi. Şimdiyse... | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
Your mother alive? | Annen sağ mı? | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
No, she died before I even knew her. | Hayır, ben daha onu tanımadan ölmüş. | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
I was just walking around out there talking to mine. | Ben de biraz önce etrafta dolaşıp benimkiyle konuşuyordum. | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
That sounds funny to you? No. | Bu sana tuhaf geliyor mu? Hayır. | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
Some might think so. | Bazıları öyle düşünebilir. | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
My old lady never had anything. | Yaşlı annem asla bir şeylere sahip olamadı. | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
Always on the run, always on the move. Some life. | Yakalanmamak için hep kaçıyordu, hep hareket halindeydi. Harika bir hayat. | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
First, it was my old man, died kicking and screaming in a nut house... | İlk önce, yaşlı babam bir tımarhanede tekmeler ve çığlıklar atarak öldü... | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
then my brother, and after that, it was taking care of me. | ...sonra da kardeşim, tüm bunlardan sonra ise bana göz kulak olmakla meşgul oldu. | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
Always trying to put me on top. | Beni hep zirveye taşımaya çalıştı. | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
"Top of the world," she used to say. | "Dünyanın zirvesine," derdi. | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
And then, times when I'd be losing my grip... | Ve her ne zaman, kontrolümü kaybediyor gibi olsam... | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
there she'd be, right behind me... | ...orada, tam benim arkamda... | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
pushing me back up again. And now... | ...beni yukarı ittiriyor olurdu. Ama şimdiyse... | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
Anyway, she quit running, Cody. | En azından, kaçıp durmaktan kurtuldu, Cody. | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
Yeah. Quit running. | Evet. Kaçmaktan kurtuldu. | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
That was a good feeling out there, talking to her. | Orada onunla konuşmak kendimi iyi hissettirdi. | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
Just me and Ma. | Sadece ben ve annem. | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
A good feeling. I liked it. | Hoş bir his. Bunu sevdim. | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
Maybe I am nuts. | Belki de deliğimdir. | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
Let's go in and have a drink. | İçeri gidip bir şeyler içelim. | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
Tell you what, Vic. I've got an idea. | Sana bir şey söyleyeyim mi Vic. Bir fikrim var. | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
We'll pick up your wife after the job tomorrow. | Yarın iş bittikten sonra karını da alacağız. | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
We'll all take a little trip. Just the four of us. | Ve hep birlikte ufak bir geziye çıkacağız. Sadece dördümüz. | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
You mean that, honey? We could have fun. Live big. | Bunda ciddi misin, hayatım? Eğlenebiliriz. Zenginler gibi yaşarız. | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
That's an idea. It's a good idea. | Bu bir sav. İyi bir sav. | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
Europe, maybe. Paris. | Belki, Avrupa. Paris. | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
Rubbing shoulders with the best of them. | En zenginlerle omuz sürtüştürmek. | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
How do you do, Countess? | Nasılsınız, Kontes? | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
Sable coats, jewels just dripping from my fingers. | Samur kürkler, parmaklarımdan sarkan mücevherler. | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
I'd knock their eyes out, Cody. You'd be real proud of me. | Gözlerinin yerlerinden çıkmasına neden olurdum, Cody. Benimle gerçekten gurur duyardın | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
Don't go flipping your lid. | Fazla havalara girmeye başlama. | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
He ain't thought of a vacation in years, Vic. Don't let him forget it. | Tatil yapmayı yıllardır aklından geçirmedi Vic. Unutmasına izin verme. | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
Here's to us, top of the world. | Bizlere kadeh kaldıralım, dünyanın zirvesine. | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
How's the radio coming, Verna? | Radyo nasıl oldu, Verna? | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
A crystal set would play better. Yeah? | Kristal ile çalışan radyolar bile, daha iyi ses verir. Öyle mi? | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
Maybe I could fix it for you. | Belki senin için onu onarabilirim. | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
I wish you would, Vic. I'm dead without music. | Yapabilmeni isterdim, Vic. Müzik olmadan ölü gibiyim. | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
We'll get a new one. | Yeni bir tane alırız. | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
I don't mind fixing it, Cody. Keep me busy. I can't sleep anyhow. | Tamir etmek benim için sorun olmaz, Cody. Beni oyalar. Zaten uyku tutmuyor. | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
Anything you say, kid. | İstediğin gibi olsun, evlat. | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
I was just gonna throw it away. I'm not making any promises. | Ben de çöpe atmak üzereydim. Hiçbir söz vermiyorum ama. | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
We better hit the hay, Duchess. We got a heavy day tomorrow. | Biz de yatmaya gitsek iyi olur, Düşes. Yarın zorlu bir gün olacak. | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
See you in the morning. Right. | Seninle sabah görüşürüz. Tamam. | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
Grab the brass ring. | Şişeyi de kap bakalım. | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
What are you doing? We're on our way. | Ne yapıyorsun? Yola çıkmak üzereyiz. | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
You've got to have a chain on the ground, get rid of electricity. | Elektriği alması için yere değen bir zincirin bulunmalı. | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
That's only when you got gasoline or chemicals inside. | Bu ancak içeride yanıcı ya da kimyasal bir şeyler varsa geçerlidir. | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
You want to have some traffic cop think you got a load of something else? | Bazı trafik polislerinin başka bir şey taşıdığını düşünmesini ister misin? | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
That's using your head, kid. All right, snap it up. | Buna kafanı çalıştırmak denir, evlat. Tamam, hemen yap öyleyse. | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
You all know what you're to do... | Hepiniz ne yapacağınızı biliyorsunuz... | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
and you know where the rendezvous is. | ...ve buluşma noktasının nerede olduğunu da biliyorsunuz. | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
We're to pick up our driver there at 5:00... | Sürücümüzü 5:00'te oradan alacağız... | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
and we'll be at the plant right after the day shift has checked off. | ve gündüz vardiyası hemen bittikten sonra fabrikada olacağız. | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
Now, Vic and Tommy, we go in the truck. | Şimdi, Vic ve Tommy, biz kamyonda gideceğiz. | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
The rest of you go with Verna in the sedan. | Geri kalanınız Verna ile sedanda gidiyor. | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
Baby, don't get picked up for speeding. | Bebeğim, hız yapmaktan yakalanma. | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
But get them there. | Ama onları oraya ulaştır. | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
Don't worry, honey. I'll get them there. | Endişelenme, hayatım. Onları oraya ulaştıracağım. | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
$12,000 and she's getting ready to blow up in your face. | $12,000 veriyorsun, oysa o yüzünde patlamaya hazırlanıyor. | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
Might be a cracked radiator. We'd better stop somewhere. | Çatlak bir radyatör yüzünden olabilir. Bir yerlerde dursak iyi olur. | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
There's a gas station down the hill, Cody. | Tepenin aşağısında bir benzin istasyonu var, Cody. | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
Pull in and watch yourself. | Kenara çekip kendin bir bak. | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
With water, bub. Check that radiator. Okay. | Suyla, dostum. Radyatörü de kontrol et. Olur. | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
You got a washroom, mister? Yeah. Cleanest in the West. | Lavabonuz var mıydı, bayım? Evet. Batıdaki en temiz lavabo. | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
Dry as a bone. | Bir kemik kadar kuru. | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
Go get Vic. Hurry up. | Git Vic'i getir. Acele et. | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
Cody says to hurry up. All right. | Cody acele etmeni söylüyor. Tamam. | White Heat-1 | 1949 | ![]() |
I thought you said cleanest in the West. | Batıdaki en temiz lavabo dediğini sanmıştım. | White Heat-1 | 1949 | ![]() |