Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 179952
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| And your stupidity insults my father. | Sizin aptallığınız yüzünden babam aşağıIanıyor. Sizin aptallığınız yüzünden babam aşağılanıyor. Sizin aptallığınız yüzünden babam aşağılanıyor. Sizin aptallığınız yüzünden babam aşağılanıyor. | War-5 | 2007 | |
| We were just discussing... | Sadece ne yapacağımızı... | War-5 | 2007 | |
| I've brought word from Shiro directly. | Size Shiro'dan mesaj getirdim. | War-5 | 2007 | |
| You are to do nothing until he instructs you to. | O talimat verene kadar hiçbir şey yapmayacaksınız. | War-5 | 2007 | |
| If we do not strike back... | KarşıIık vermezsek... Karşılık vermezsek... Karşılık vermezsek... Karşılık vermezsek... | War-5 | 2007 | |
| Are you disobeying my father? | Babamın emrine karşı mı geliyorsun? | War-5 | 2007 | |
| Good. I'd like a salad. | Güzel. O zaman bir salata alayım. | War-5 | 2007 | |
| I just got off a fourteen hour flight. | 14 saat süren bir uçak yolculuğu yaptım. | War-5 | 2007 | |
| I'd like a salad. | Salata istiyorum. | War-5 | 2007 | |
| Will somebody get me a salad? | Bana salata getiren yok mu? | War-5 | 2007 | |
| What What kind? | NasıI olsun? Nasıl olsun? Nasıl olsun? Nasıl olsun? | War-5 | 2007 | |
| Chef. No blue cheese. | Şefin salatası. Mavi peynir olmasın. | War-5 | 2007 | |
| No blue cheese. | Mavi peynir olmayacak. | War-5 | 2007 | |
| With dressing on the side, please. | Yanında da salata sosu Iütfen. Yanında da salata sosu lütfen. Yanında da salata sosu lütfen. Yanında da salata sosu lütfen. | War-5 | 2007 | |
| Hai. | Başüstüne. | War-5 | 2007 | |
| Special Agent Crawford. | Özel Ajan Crawford. | War-5 | 2007 | |
| A messenger. | Bir elçi. | War-5 | 2007 | |
| A messenger, huh? | Elçi, öyle mi? | War-5 | 2007 | |
| The police captain in the restaurant, was he part of your message? | Restorandaki polis amiri de getirdiğin mesaja dahil miydi? | War-5 | 2007 | |
| He was a crooked cop. | O şerefsiz bir polisti. | War-5 | 2007 | |
| I just did what you want to do. | Ben sadece senin yapmak istediğini yaptım. | War-5 | 2007 | |
| What the hell do you know about what I want, you fuck? | Benim ne istediğim hakkında ne biliyorsun, sik kafalı herif? | War-5 | 2007 | |
| I saw it in your eyes, John. | Gözlerinde gördüm, John. | War-5 | 2007 | |
| Yeah, what did you see? | Ne gördün? | War-5 | 2007 | |
| Pain. Rage. Loneliness. | Acı. Öfke. Yalnızlık. | War-5 | 2007 | |
| I'll tell you what, | Ne diyeceğim... | War-5 | 2007 | |
| why don't we meet at my shrink's office and discuss it. | ...psikoloğumun ofisinde buluşup bu meseleyi tartışsak olur mu? | War-5 | 2007 | |
| You want the stolen shipment? | Çalınan malları mı istiyorsun? | War-5 | 2007 | |
| Warehouse Sixteen. One hour. | 16 numaralı ambar. Bir saat sonra. | War-5 | 2007 | |
| CHANG'S WAREHOUSE 16 | CHANG'IN AMBARI 16 | War-5 | 2007 | |
| Remain where you are and keep your hands above your heads. | Olduğunuz yerde kalıp ellerinizi başınızın üstüne koyun. | War-5 | 2007 | |
| What? Not happy to see us? | Ne oldu? Bizi gördüğünüze sevinmediniz mi? | War-5 | 2007 | |
| This is private property. | Burası özel mülktür. | War-5 | 2007 | |
| RSVP. We came to party, baby. | Davetiye göndermişler. Partiye geldik yavrum. | War-5 | 2007 | |
| Li Chang. You still pretending to be legit? | Li Chang. Hâlâ yasadışı işlerine yasal süsü mü veriyorsun? | War-5 | 2007 | |
| Watch your mouth. You forget who you're talking to here. | Ağzından çıkanı kulağın duysun. Kiminle konuştuğunu unutma. | War-5 | 2007 | |
| I said, open it. | Kapıyı aç dedim. | War-5 | 2007 | |
| Put your hands on the back of your head. | Ellerini başının üstüne koy! | War-5 | 2007 | |
| Now, motherfucker. | Hemen, hergele herif. | War-5 | 2007 | |
| Get your fucking hands up. | Kaldır ellerini. | War-5 | 2007 | |
| No weapons. He's clean. | Silahı yok. Temiz. | War-5 | 2007 | |
| Victor Shaw. | Victor Shaw. | War-5 | 2007 | |
| So that's what you call yourself now huh? | Şimdi de bu ismi mi kullanıyorsun? | War-5 | 2007 | |
| Hong Kong passport but security license out of Tokyo. Fine. | Hong Kong pasaportu ama silah ruhsatı Tokyo'dan alınmış. | War-5 | 2007 | |
| Check the warehouse. Make sure nothing's hidden. | Ambarı arayın, bir şey gizliyorlarsa bulun. | War-5 | 2007 | |
| I remember your eyes. | Gözlerini hatırlıyorum. | War-5 | 2007 | |
| There's something real familiar about them. | Çok tanıdık geldi. | War-5 | 2007 | |
| It's the one thing the surgeons can't change, can they? | Cerrahların değiştiremeyeceği tek şey değil mi? | War-5 | 2007 | |
| They did a helluva job on the rest of you, though. | Yüzünün geri kalanını gerçekten iyi değiştirmişler. | War-5 | 2007 | |
| Wouldn't even know you're the same man. | Aynı kişi olduğun hiç belli olmuyor. | War-5 | 2007 | |
| But you are, aren't you? I know you are. | Ama O'sun, değil mi? Seni tanıyorum. | War-5 | 2007 | |
| So what's the Yakuza hit man doing working forthe Triads? | Yakuza'nın tetikçisi neden mafya adına çalışıyor peki? | War-5 | 2007 | |
| I know you understand me. | Beni anladığını biliyorum. | War-5 | 2007 | |
| It was you on the phone, wasn't it? | Telefondaki sendin, değil mi? | War-5 | 2007 | |
| What, don't remember? | Ne oldu? Hatırlamıyor musun? | War-5 | 2007 | |
| Maybe you remember my partner. | Ortağımı hatırlarsın belki. | War-5 | 2007 | |
| You do, don't you? | Hatırlıyorsun, değil mi? | War-5 | 2007 | |
| Remember his name? Tom Lone. | Adını hatırlıyor musun? Tom Lone. | War-5 | 2007 | |
| Remember his wife, Diane? | Karısı Diane'i hatırlıyor musun? | War-5 | 2007 | |
| His four year old daughter, Amy? | Dört yaşındaki kızı Amy'i? | War-5 | 2007 | |
| Remember a cabin in the woods. | Ormanda bir kulübeyi vardı. | War-5 | 2007 | |
| A cabin that you burned to the ground with their bodies still inside? | Cesetler hâlâ içindeyken yaktığın kulübe. | War-5 | 2007 | |
| Rememberthat? | Hatırladın mı? | War-5 | 2007 | |
| Do you rememberthat? | Hatırladın mı? | War-5 | 2007 | |
| Say it. Say it. Say you remember. | Söyle. Hatırladığını söyle. | War-5 | 2007 | |
| Say you fucking remember blowing my partner's goddamn head off! | Ortağımın kafasını uçurduğunu hatırladığını söyle! | War-5 | 2007 | |
| You will find only pain, living in the past. | Geçmişte yaşayarak sadece acı çekersin. | War-5 | 2007 | |
| Crawford, there's nothing here. He checks out. | Crawford, hiçbir şey bulamadık. Her yere baktık. | War-5 | 2007 | |
| It's him, Terry. I fucking know it. | Bu o, Terry. Adım gibi eminim. | War-5 | 2007 | |
| So what if it is? Hm? Look, right now we got nothing. | Öyle olsa ne olacak? Elimizde hiç kanıt yok. | War-5 | 2007 | |
| Come on, man, it'll be another day. All right? | Gidelim dostum. Başka bir gün hesaplaşırsınız. Tamam mı? | War-5 | 2007 | |
| But right now we wait. We play it smart. And we do it right. | Ama şimdilik bekleyeceğiz. Akıllı oynayıp, oyunu kazanacağız. | War-5 | 2007 | |
| Another day you and I are going to finish this. | Bu işi başka bir gün bitireceğiz. | War-5 | 2007 | |
| Count on that. | Görürsün. | War-5 | 2007 | |
| Everyone move out. | Gidiyoruz. | War-5 | 2007 | |
| How in the world did you know the FBI were coming? | FBI'ın geleceğini nereden anladın? | War-5 | 2007 | |
| You have impressed me once again, my friend. | Beni bir kez daha etkiledin dostum. | War-5 | 2007 | |
| As you see, the FBI has declared war on us. | Gördüğün gibi, FBI bize savaş açtı. | War-5 | 2007 | |
| Well, fuck them! | Canları cehenneme! | War-5 | 2007 | |
| I trust you have secured my Horses? | Atlarımın senin elinde emniyette olduğuna güvenebilir miyim? | War-5 | 2007 | |
| They are safe. | Emniyetteler. | War-5 | 2007 | |
| I still have a lot of work for you to do, my friend. | Sana vereceğim daha çok iş var dostum. | War-5 | 2007 | |
| I think you'd better stay in my house for a while. | Bir süre daha benim evimde kalsan iyi olur. | War-5 | 2007 | |
| Keep an eye on things. | Bazı şeylere göz kulak olmak için. | War-5 | 2007 | |
| Understood. | AnlaşıIdı. Anlaşıldı. Anlaşıldı. Anlaşıldı. | War-5 | 2007 | |
| Oh, Victor. | Victor. | War-5 | 2007 | |
| This FBI guy, Crawford, he is trouble. | Şu FBI ajanı Crawford; baş belası. | War-5 | 2007 | |
| He's chasing ghosts. | Hayaletlerin peşinde. | War-5 | 2007 | |
| Give me a new one. | Yeni bir hedef takın. | War-5 | 2007 | |
| I said put up a new one now! | Yeni bir hedef takın dedim! | War-5 | 2007 | |
| Where is the mother? | Annen nerede? | War-5 | 2007 | |
| Do you want to play? We could play tag. | Oyun oynamak ister misin? Elim sende oynayabiliriz. | War-5 | 2007 | |
| Go find your mother. | Git annenle oyna. | War-5 | 2007 | |
| I have things to do. | Benim işim var. | War-5 | 2007 | |
| Wow! Do it again. | Vay canına! Bir daha yapsana. | War-5 | 2007 | |
| He's showing me a magic trick. | Sihirli numaralar yapıyor. | War-5 | 2007 | |
| Why don't you go downstairs and play for Mommy. | Aşağı inip orada oynasana. | War-5 | 2007 | |
| But we were playing. | Ama biz burada oynuyorduk. | War-5 | 2007 | |
| I know but I'll be downstairs in just a minute, okay? | Biliyorum ama ben birazdan aşağıda olacağım, tamam mı? | War-5 | 2007 | |
| I understand you have business here | Burada işin olduğunun farkındayım... | War-5 | 2007 |