Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 172936

İngilizce	Türkçe	Film Adı	Film Yılı	Ayrıntılar
No paper to roll it in?	Saracak kag?t Yok mu?	The Treasure of the Sierra Madre-2	1948
Papers?	Kag?t m??	The Treasure of the Sierra Madre-2	1948
Matches?	Kibrit?	The Treasure of the Sierra Madre-2	1948
Yeah? I could use a good mule driver...	ÖYle mi? IYi bir kat?rc? isime Yarar.	The Treasure of the Sierra Madre-2	1948
How much is the pay?	Ücret ne kadar?	The Treasure of the Sierra Madre-2	1948
Are you alone? No.	Yaln?z m?s?n? HaY?r.	The Treasure of the Sierra Madre-2	1948
Seems to me like hides. Yeah.	Posta benziYor. Evet.	The Treasure of the Sierra Madre-2	1948
We can sell those burros for just as good a price as you'd get.	Biz esekleri ald?g?n paraYa satar?z.	The Treasure of the Sierra Madre-2	1948
We'll take that chance. Get back there.	Biz sans?m?z? deneYecegiz. Geri çekilin.	The Treasure of the Sierra Madre-2	1948
Shooting. Volley. Execution, probably.	Ates ediliYor. YaYl?m ates. Birileri idam ediliYor herhalde.	The Treasure of the Sierra Madre-2	1948
All I'm out is $200 when you come right down to it.	Asl?nda topu topu iki Yüz dolar kaYbettim.	The Treasure of the Sierra Madre-2	1948
Good luck. Same to you.	IYi sanslar. Sana da.	The Treasure of the Sierra Madre-2	1948
It was they who led me to your door.	Beni kapınıza salık veren onlardı.	The Tree of Life-1	2011
A man's heart has heard two ways through life.	Bir insanın kalbi hayatı boyunca iki şekilde atar.	The Tree of Life-1	2011
The way of nature.	Doğayı seçerek,...	The Tree of Life-1	2011
And the way of grace.	...ya da erdemi seçerek.	The Tree of Life-1	2011
You have to choose which one you'll follow.	Hangisini takip edeceğiniz size kalmıştır.	The Tree of Life-1	2011
Grace doesn't try to please itself.	Erdem kendisini memnun etmeye çalışmaz.	The Tree of Life-1	2011
It accepts being slighted, forgotten, disliked...	Önemsenmemeyi, unutulmayı, sevilmemeyi kabullenir.	The Tree of Life-1	2011
It accepts insults and injuries.	Hakareti ve yara almayı kabullenir.	The Tree of Life-1	2011
Nature only wants to please itself.	Doğa kendini memnun etmek ister.	The Tree of Life-1	2011
Bless our lord this food...	Tanrım, yemeğimizi kutsa.	The Tree of Life-1	2011
Get others to please it too.	Diğer insanların da onu memnun etmesini ister.	The Tree of Life-1	2011
...Loving and faithful service...	Sevgi dolu ve sadık hizmetimiz...	The Tree of Life-1	2011
It likes to lord it over them.	...Bunu diğerlerine dayatmak hoşuna gider.	The Tree of Life-1	2011
...Bless these boys...	...Bu çocukları kutsa...	The Tree of Life-1	2011
To have its own way.	Kendi yolunda gider.	The Tree of Life-1	2011
It finds reasons to be unhappy.	Bütün dünya etrafında parlarken...	The Tree of Life-1	2011
When all the world is shining around it.	...ve aşk her şeyin içnden bize gülümserken...	The Tree of Life-1	2011
And love is smiling through all things.	...mutsuz olmak için bahaneler bulur.	The Tree of Life-1	2011
They taught us, that no one who loves the way of grace,	Derler ki, erdemin yolunu seçen her kimse,	The Tree of Life-1	2011
ever comes to a bad end.	sonu asla hüsran olmazmış.	The Tree of Life-1	2011
I will be true to you.	Sana karşı açık olacağım.	The Tree of Life-1	2011
Whatever comes...	Her ne gelirse...	The Tree of Life-1	2011
I just want to die. To be with him.	ÖImek istiyorum. Onunla olmak için.	The Tree of Life-1	2011
He's in God's hands now.	O şimdi tanrının ellerinde.	The Tree of Life-1	2011
He was in God's hands the whole time.	Her zaman tanrının ellerindeydi.	The Tree of Life-1	2011
I shall fear no evil.	Şeytandan korkmam.	The Tree of Life-1	2011
Fear no evil, for you are with me.	Sen yanımda oldukça asla korkmam şeytandan.	The Tree of Life-1	2011
What did you gain?	Ne kazandın?	The Tree of Life-1	2011
Be not far from me, for trouble is near.	Benden uzaklaşma, zira bela yakındır.	The Tree of Life-1	2011
Go on now, we're alright.	Gidebilirsin, biz iyiyiz.	The Tree of Life-1	2011
We're alright.	Biz iyiyiz.	The Tree of Life-1	2011
Shouldn't have your memories of him, ...	Onunla ilgili anılarından uzaklaşmalısın,	The Tree of Life-1	2011
You have to be strong now, and...	GüçIü olmalı, ve...	The Tree of Life-1	2011
I know, the pain will, it will pass in time.	Biliyorum, acı, acı zamanla geçecektir.	The Tree of Life-1	2011
You know, it might seem,	Bilirsin, sanki...	The Tree of Life-1	2011
hard, my saying that, but it's true.	Zor gibi gözükebilir, ama bunu yapman gerekli.	The Tree of Life-1	2011
I don't want it to.	Ama ben istemiyorum.	The Tree of Life-1	2011
People pass along.	İnsanlar gelip geçiyor.	The Tree of Life-1	2011
You still got the other two.	İki çocuğun daha var.	The Tree of Life-1	2011
The Lord gives and the Lord takes away.	Tanrı bağışlayan ve esirgeyendir.	The Tree of Life-1	2011
That's the way he is.	Onun mizacı bu.	The Tree of Life-1	2011
He sends flies to wounds...that he should heal.	İyileştirmek istediği yaraların üzerine kelebekler gönderir.	The Tree of Life-1	2011
I never got a chance to tell him how sorry I was.	Asla ona ne kadar üzgün olduğumu söyleyecek bir şansım olmadı.	The Tree of Life-1	2011
I even...	Hatta onun...	The Tree of Life-1	2011
...punched himself in the face for no reason.	...sebepsiz yere suratına yumruk attım.	The Tree of Life-1	2011
You sit next to me at the piano and I criticized where he'd turned the pages.	Sen piyanoda yanıma oturmuştun...	The Tree of Life-1	2011
I might even feel ashamed.	Ondan utanmış bile olabilirim.	The Tree of Life-1	2011
Why shame?	Neden utanma?	The Tree of Life-1	2011
Poor boy. Poor boy.	Zavallı çocuk. Zavallı çocuk.	The Tree of Life-1	2011
How did you come to me?	Bana nasıI geldin?	The Tree of Life-1	2011
In what shape?	Hangi biçimde?	The Tree of Life-1	2011
What disguise?	Hangi maskenin ardında?	The Tree of Life-1	2011
I see the child I was.	Çocukluğumu gördüm.	The Tree of Life-1	2011
I see my brother.	Kardeşimi gördüm.	The Tree of Life-1	2011
True.	Dürüst.	The Tree of Life-1	2011
Kind.	İçten.	The Tree of Life-1	2011
He died when he was 19.	19 yaşında öldü.	The Tree of Life-1	2011
Just check, this one against this.	Buna karşıIık şunu gözden geçir.	The Tree of Life-1	2011
She wants to get back together.	Yeniden biraraya gelmek istiyor.	The Tree of Life-1	2011
But, the chapter's closed, the story's been told.	Ama, bölüm kapandı, aynı hikaye işte.	The Tree of Life-1	2011
When you're young, it's all about your career.	Gençken, her şey kariyerle ilgilidir.	The Tree of Life-1	2011
I just feel like I'm...bumping into walls...	Sanki... Duvara toslayıp duruyor gibiyim...	The Tree of Life-1	2011
The world's gone to the dogs, people are greedy and keep getting worse.	Dünya yerle bir oluyor, insanlar aç gözlü ve gittikçe kötüleşiyor.	The Tree of Life-1	2011
I try to get into their hands.	Ben onların işine yaramaya çalışıyorum.	The Tree of Life-1	2011
Hey dad, I'm sorry I said what I said, I'm...	Baba, söylediğim şeyi söylediğim için üzgünüm, ben...	The Tree of Life-1	2011
Yea, I think about him every day. I just shouldn't have said what I did, I'm sorry.	Evet, hep onu düşünüyorum. Sadece o şeyi söylememeliydim, üzgünüm.	The Tree of Life-1	2011
What are you thinking? I know, I know what you did...	Ne düşünüyorsun? Ne yaptığının farkındayım...	The Tree of Life-1	2011
And only two of those were turned down by client...	Ve sadece iki tanesi müşteri tarafından geri çevrildi...	The Tree of Life-1	2011
How did I lose you?	Seni nasıI kaybettim?	The Tree of Life-1	2011
Wandered.	Yozlaştım.	The Tree of Life-1	2011
Forgot you.	Seni unuttum.	The Tree of Life-1	2011
Find me.	Bul beni.	The Tree of Life-1	2011
How did she bear it?	Üstesinden nasıI geldi?	The Tree of Life-1	2011
Who are we to you?	Senin için biz kimiz?	The Tree of Life-1	2011
We cry to you.	Sana yakarıyoruz.	The Tree of Life-1	2011
Hear us.	Duy bizi.	The Tree of Life-1	2011
Light up my life.	Hayatıma ışık ver.	The Tree of Life-1	2011
I search for you.	Seni arıyorum.	The Tree of Life-1	2011
You spoke to me through her.	Bana onun aracıIığla konuştun.	The Tree of Life-1	2011
You spoke with me from the sky.	Benimle göklerden konuştun.	The Tree of Life-1	2011
The trees.	Ağaçlardan.	The Tree of Life-1	2011
Before I knew I loved you ...	Kendimi bilmeden önce seni seviyordum...	The Tree of Life-1	2011
Believed in you.	sana inanıyordum.	The Tree of Life-1	2011
When did you first touch my heart?	Kalbime ilk ne zaman dokundun?	The Tree of Life-1	2011
...And manfully to fight under His banner against sin, the world, and the devil...	...Günahlara, dünyaya, şeytana karşı hepimiz onun sancağı altında toplandık...	The Tree of Life-1	2011
We're having Mr. McMander over for dinner. This is a double bidder right on in.	Bay McMander'ı yemeğe davet ediyoruz. Bu bir taşla iki kuş demek.	The Tree of Life-1	2011
Two alligators. Two alligators.	İki timsah. İki timsah.	The Tree of Life-1	2011
Kangaroo. Kangaroo.	Kanguru. Kanguru.	The Tree of Life-1	2011