Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 171982

İngilizce	Türkçe	Film Adı	Film Yılı	Ayrıntılar
Your major's French.	Branşın Fransız Dili.	The Social Network-1	2010
And yours? Mine?	Seninkisi? Benimki mi?	The Social Network-1	2010
I don't have one. You haven't declared?	Benim yok. Seçmedin mi?	The Social Network-1	2010
You're kidding. No.	Şaka yapıyorsun? Hayır.	The Social Network-1	2010
Well, where did you go to school?	Hangi okula gittin?	The Social Network-1	2010
William Taft Elementary, for a little while.	Bir süre William Teft Ortaokuluna gittim.	The Social Network-1	2010
Seriously?	Sahi mi?	The Social Network-1	2010
You're not like 15 years old or anything, are you?	15 yaşında falan değilsin ya?	The Social Network-1	2010
Wait, you're not like 15, are you?	Sen öyle değilsindir umarım? Hayır.	The Social Network-1	2010
So, what do you do?	Ne yaparsın peki?	The Social Network-1	2010
You're unemployed. I wouldn't say that.	İşsizsin. Ben öyle demezdim.	The Social Network-1	2010
What would you say?	Ne derdin? Ben bir girişimciyim.	The Social Network-1	2010
Well, then, what was your latest preneur?	En son girişimin neydi?	The Social Network-1	2010
Well, I founded an Internet company that let folks download and share music for free.	İnsanlar netten ücretsiz müzik indirebilsin diye bir şirket kurdum.	The Social Network-1	2010
Kind of like Napster?	Napster gibi mi? Gibisi fazla oldu.	The Social Network-1	2010
I founded Napster.	Napster'ı ben kurdum.	The Social Network-1	2010
Sean Parker founded Napster.	Napster'ı Sean Parker kurdu. Tanıştığımıza sevindim.	The Social Network-1	2010
You're Sean Parker?	Sean Parker mısın?	The Social Network-1	2010
You see, the shoe's on the other...	Acaba kim kimin...	The Social Network-1	2010
Foot? Table, which has turned.	Ne? ...adını bilmiyormuş?	The Social Network-1	2010
I just slept with Sean Parker?	Sean Parker'la mı yattım? Sean Parker'ın kollarında yattın.	The Social Network-1	2010
You're a zillionaire. Not technically.	Sen milyardersin. Teknik olarak değil.	The Social Network-1	2010
What are you?	Nasıl yani?	The Social Network-1	2010
Broke. There's not a lot of money in free music,	Beş parasızım.	The Social Network-1	2010
even less when you're being sued by everyone who's ever been to the Grammys.	Grammy törenine katılan herkes dava açmışsa daha da kötü.	The Social Network-1	2010
This is blowing my mind.	Buna kızdım işte.	The Social Network-1	2010
I appreciate that.	Beni anladığın için sağ ol.	The Social Network-1	2010
I gotta hop in the shower and get ready for class.	Ben duşa girip okul için hazırlanayım. Duşa girip derse yetişmeliyim.	The Social Network-1	2010
Biochem, even though you're a French major whose name is Amy.	Adın Amy, Fransızca okuyorsun ama nedense Biyokimya dersi alıyorsun.	The Social Network-1	2010
I'm a hard worker.	Çok çalışkanımdır.	The Social Network-1	2010
There's juice or anything else you can find. Help yourself.	İçecek bir şey istersen dolapta var. Kafana göre takıl.	The Social Network-1	2010
You mind if I check my e mail?	E postama bakabilir miyim?	The Social Network-1	2010
Yeah, go ahead.	Tabii, ne demek.	The Social Network-1	2010
Amy! Can you come out here? Yeah?	Amy! Bakabilir misin? Efendim?	The Social Network-1	2010
Just a second.	Biraz bekle.	The Social Network-1	2010
There's a snake in here, Amy.	Burada bir yılan var, Amy. Ne?	The Social Network-1	2010
Where?	Nerede? Yılan falan yok. Bir şey soracağım.	The Social Network-1	2010
Are you kidding me? I could've been killed.	Dalga mı geçiyorsun? Ölebilirdim.	The Social Network-1	2010
By running too fast and getting twisted in the curtain.	Koşarken ayağım takılabilir ya da kayabilirdim.	The Social Network-1	2010
What do you need to ask me?	Neyse, sen ne soracaktın?	The Social Network-1	2010
Yeah, I went to check my e mail and there's a website open on your computer.	E postamı kontrol edecektim ki bilgisayarında açık duran siteyi gördüm.	The Social Network-1	2010
Yeah, after you passed out last night I went on The Facebook for a little bit.	Evet, dün akşam sen sızdıktan sonra, bir süre TheFacebook'ta takıldım.	The Social Network-1	2010
What's that? The Facebook?	Nedir bu? TheFacebook mu?	The Social Network-1	2010
Stanford's had it for, like, two weeks now.	Standford'a özel. İki hafta oldu.	The Social Network-1	2010
It's really awesome, except it's freakishly addictive.	Müthiş bir şey fakat acayip bağımlılık yapıyor.	The Social Network-1	2010
Seriously, I'm on the thing like five times a day.	Cidden, günde beş kez giriyorum. Bir e posta gönderebilir miyim?	The Social Network-1	2010
Yeah, is everything okay?	Elbette, her şey yolunda mı? Fazlasıyla hem de. Evet. Her şey yolunda mı?	The Social Network-1	2010
I just need to find you, Mark Zuckerberg.	Bulmam gereken tek şey... İşte, Mark Zuckerberg.	The Social Network-1	2010
I've never been in this building before.	Buraya hiç gelmemiştim.	The Social Network-1	2010
This building's 100 years older than the country it's in, so do be careful.	Bu bina ülkemizden 100 yıl daha yaşlı. Bu yüzden dikkatli olun.	The Social Network-1	2010
We're sitting in chairs.	Sandalyelerde oturuyoruz.	The Social Network-1	2010
Very good. You can go in now.	Harika. Şimdi girebilirsiniz.	The Social Network-1	2010
That's their own stupidity. I should've been there.	Sadece kendi aptallıkları, orada olmalıydım.	The Social Network-1	2010
Well, darkness is the absence of light,	Karanlık, ışığın olmadığı yerde olur. Bu kez benim olmadığım yerde aptallık olmuş.	The Social Network-1	2010
Catherine, I've got students in my office now.	Catherine, şu an ofisimde öğrenciler var.	The Social Network-1	2010
Students. Undergrads.	Lisans öğrencileri.	The Social Network-1	2010
I don't know.	Bilmiyorum. Bana kitap satmaya çalışacaklarmış gibi bir halleri var.	The Social Network-1	2010
All right, bye bye.	Tamam, güle güle.	The Social Network-1	2010
I'm Cameron Winklevoss and this is my brother, Tyler.	Ben Cameron Winklevoss, bu da kardeşim Tyler.	The Social Network-1	2010
And you're here because...	Ziyaretinizin sebebi...	The Social Network-1	2010
Either of you can answer.	Biriniz cevaplasın.	The Social Network-1	2010
I'm sorry, sir, I thought you were reading the letter.	Dilekçeyi okuduğunuzu sanıyordum, efendim. Mektubu okuyorsunuz sandım.	The Social Network-1	2010
I've read the letter.	Okudum.	The Social Network-1	2010
Well, we came up with an idea for a website called Harvard Connection...	Aklımıza HarvardConnection isimli bir site fikri geldi.	The Social Network-1	2010
We've since changed the name to ConnectU. And Mark Zuckerberg stole that idea...	Gerçi ismini ConnectU olarak değiştirdik. Mark Zuckerberg bu fikri çaldı.	The Social Network-1	2010
And I'm asking what you want me to do about it.	Fakat benden ne yapmamı istiyorsunuz?	The Social Network-1	2010
Well, sir, in the Harvard Student Handbook, which is distributed to each freshman,	Öğrencilere üniversiteye girdiğinde verilen Harvard El Kitapçığı'nda...	The Social Network-1	2010
under the heading "Standards of Conduct in the Harvard Community,"	"Harvard'a Uyum Kriterleri" başlığında...	The Social Network-1	2010
it says the college expects all students to be honest and forthcoming	...şöyle der: Üniversite tüm öğrencilerden dürüst,	The Social Network-1	2010
in their dealings with members in this community.	...ve birbirlerine karşı açık sözlü olmalarını bekler.	The Social Network-1	2010
Students are required to respect public and private ownership,	Öğrenciler kamusal ve özel mülkiyete saygı göstermelidir.	The Social Network-1	2010
and instances of theft, misappropriation or...	Hırsızlık, suistimal ya da...	The Social Network-1	2010
Anne? Yes, sir?	Anne? Buyurun, efendim?	The Social Network-1	2010
Punch me in the face. Go ahead.	Bana bir yumruk at. Devam edin.	The Social Network-1	2010
...or unauthorized use will result in disciplinary action,	...ya da izinsiz kullanım disiplin suçudur.	The Social Network-1	2010
including the requirement to withdraw from the college.	Gerekirse uzaklaştırma cezası verilebilir.	The Social Network-1	2010
And you memorized that instead of doing what?	Bunu ne amaçla ezberlediniz?	The Social Network-1	2010
What my brother and I came here today to ask of you, respectfully, of course...	Kardeşim ve ben buraya gelip, tüm saygımızla...	The Social Network-1	2010
Sir, it's against university rules to steal from another student, plain and simple.	Efendim, hırsızlık yapmak üniversite kurallarına aykırı. Açık ve net.	The Social Network-1	2010
And you've spoken to your House Master?	Danışmanınızla konuştunuz mu?	The Social Network-1	2010
Yes, sir. And the House Master made a recommendation to the Ad Board,	Evet efendim. Yönetim Kurulu'nu bilgilendirse de bize kulak asmadılar. Evet. O da yönetim kuruluna görüş bildirdi.	The Social Network-1	2010
Have you tried dealing with the other student directly?	Öğrenciyle uzlaşma yoluna gittiniz mi?	The Social Network-1	2010
Mr. Zuckerberg hasn't been responding to any of our e mails or phone calls	Bay Zuckerberg ne mesajlarımıza ne telefonlarımıza iki haftadır cevap vermiyor. Bay Zuckerberg iki haftadır telefonlarımıza ve e postalarımıza cevap vermiyor.	The Social Network-1	2010
He doesn't answer when we knock on his door at Kirkland,	Kapısını da çaldık fakat cevap veren olmadı.	The Social Network-1	2010
and the closest I've come to dealing with him face to face	Onunla uzlaşmaya en çok yaklaştığım an...	The Social Network-1	2010
is when I saw him on the quad and chased him through Harvard Square.	...onu bahçede görüp, Harvard Meydanı'na kadar takip ettiğim andı.	The Social Network-1	2010
You chased him?	Takip etmek mi?	The Social Network-1	2010
I saw him and I know he saw me. I went after him and then he disappeared.	Onu gördüm, biliyorum o da beni gördü, peşinden gittim ama sonra kayboldu.	The Social Network-1	2010
I don't see this as a university issue. Of course this is a university issue.	Bunu üniversite meselesi olarak görmüyorum. Elbette üniversite meselesi.	The Social Network-1	2010
There's a code of ethics and an honor code and he violated them both.	Etik ve ahlak kuralları var ve o ikisini de çiğniyor.	The Social Network-1	2010
You enter into a code of ethics with the university, not with each other.	Birbirinize karşı değil, üniversiteye karşı sorumluluğunuz var.	The Social Network-1	2010
I'm sorry, President Summers, but what you just said makes no sense to me at all.	Üzgünüm Bay Summers ama bu dediğiniz çok anlamsız.	The Social Network-1	2010
I'm devastated by that.	Bak buna çok üzüldüm.	The Social Network-1	2010
What my brother means is, if Mark Zuckerberg walked into our dorm room	Kardeşimin demek istediği, Mark Zuckerberg odamıza girip,	The Social Network-1	2010
and stole our computer, that would be a university issue.	...bilgisayarımızı çalsaydı, bu üniversite meselesi olurdu.	The Social Network-1	2010
I really don't know. This office doesn't handle petty larceny.	Bilemiyorum. Bu ofiste küçük meselelerle ilgilenmeyiz.	The Social Network-1	2010
This isn't petty larceny.	Bu küçük bir mesele değil.	The Social Network-1	2010
This idea is potentially worth millions of dollars.	Bu fikir milyonlarca dolar değerinde olabilir.	The Social Network-1	2010
Millions? Yes.	Milyonlarca mı? Evet.	The Social Network-1	2010
You might just be letting your imaginations run away with you.	Bu hayalden vazgeçseniz iyi olur o zaman.	The Social Network-1	2010