Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 168660
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Beautiful. | harika Çok güzel. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| David Ershon. | David Ershon. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| You're under arrest for fraud, embezzlement, | dolandırıcılık, şantaj ve... Seni dolandırıcılıktan tutukluyorum, yolsuzluk... | The Other Guys-9 | 2010 | |
| and in connection to the murder of Don Beaman. | Don Beamon cinayetindenden tutuklusun. ...ve Don Beaman'ın cinayetinde bağlantın olmasından. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Gentlemen, you're here illegally and without a warrant. | Beyler burada illegal olarak bulunuyorsunuz, Beyler, burada yasadışı ve izinsiz olarak bulunuyorsunuz. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| We are within our rights to take action. | ve bizim saldırma hakkımız var. Yani kendimizi savunma hakkına sahibiz. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Go! | yürü Gidin! | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Gentlemen, | Size 'Rock Of Ages' bileti verebilirim. Baylar, size Rock of Ages için hemen bilet bulabilirim. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Even I admit that's not very tempting, | Emin olun ben bile bilmek istemiyorum. Çok iyi bir teklif olmadığını biliyorum ama elimde başka bilet yok, lanet olsun! | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Get in the front! How do you start this freaking thing? | Ön tarafa otur! Bu lanet şey nasıl çalışıyor? | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Go on! Go! | haydi yürü Gazla! Gidelim! | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Shit! Go! | siktir yürü Lanet olsun! Gidelim! | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Oh, my... | Oh, Aman... | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Jeanie! Get over here! You, go get the bloody car! | Vurun onu! Jamie buraya gel, sen de arabayı getir! Jeanie! Buraya gel! Sen, gidip arabayı getir. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Open the back! I got it. I got it! | arkayı aç Bagajı aç! Tamamdır. Tamam! | The Other Guys-9 | 2010 | |
| They're gonna kill me. And then they will kill you. | Önce beni sonra sizi öldürürler. Önce ben seni öldüreceğim. Beni öldürecekler. Sonra da sizi öldürecekler. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Well, I'm gonna kill you first! And then they will kill me. | Tamam senden sonra onlar beni öldürecek. Önce ben seni öldüreceğim! O zaman sonra beni öldürürler. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| and holding David Ershon hostage. Stupid pricks! | ...ve tehlikeli polis memuru vakası. ...ayrıca David Ershon ellerinde. Aptal herifler! | The Other Guys-9 | 2010 | |
| It's us, we're good guys! Exactly. They're the good guys. | Bizler iyi adamlarız. Kesinlikle iyi adamlar onlar Biziz, bizler iyi adamlarız! Kesinlikler. Onlar iyi adamlar. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Let's hear it from the top, every detail. | En başından başlayıp bütün detayları anlat bakalım. Her şeyi baştan anlat, bütün detaylarıyla. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| I think the best way to tell the story is | Sondan başlamak en iyisi. Bence en iyisi bu hikayeye en sonundan başlamak... | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Just to give it a bit of dynamism, | Öbür türlü sıradan bir hikayeden farkı kalmaz Olaya biraz dinamizm katarlar, yoksa hikaye çok sıkıcı olur. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Just tell us what happened. | söyle ne oldu. Sadece ne olduğunu anlat. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| I lost a bunch of money from some people | Bu adamların parasını kaybettim ve şimdi onlar paralarını geri istiyor. Bazı insanların paralarını kaybettim ve onlar da geri istiyor. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| He forced him at gunpoint to drink a bunch of gin | Silah zoruyla sarhoş edip, pencere önüne çıkarmışlar. Silah zoruyla bir sürü cin içirdi... | The Other Guys-9 | 2010 | |
| At least we stopped you from getting the pension fund. | Emeklilik Fonunu hortumlamanı engelleriz artık. En azından emekli ikramiyelerini çalmanı önledik. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| By 9:01, it's gone. | 9:01 gibi Saat 09.01'de, para gitmiş olacak. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Well, what if we stop the transfer? But you can't. | Ya havaleyi durdurursak? Durduramazsınız. Peki ya aktarımı durdurursak? Ama yapamazsınız. Yani ortada... | The Other Guys-9 | 2010 | |
| You'd have to be at Endemic Bank for 9:00 exactly, | 9'dan önce, onlar varmadan orada olmanız.. Bunun için saat tam 09.00'da Endemic Bankası'nda olmanız gerek... | The Other Guys-9 | 2010 | |
| There's no way. | başka yol yok Bu imkânsız. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Every cop, the crazy Australian and his crew, | Olmaz, polis, o deli avusturyalı ve adamları peşimizde olacaktır. Bütün polisler, çılgın Avustralyalı ve ekibi hepsi peşimizde olacak. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| It's not a bribe. Of course it's a bribe. | Rüşvet sayılmaz. Bal gibi de sayılır. Bu rüşvet değil. Tabii ki rüşvet. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| It's not a bribe. | Rüşvet sayılmaz. Bu rüşvet değil. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| We hang low here tonight. Nobody knows about this place. | Bu akşam burada kalıyoruz. Kimse burayı bilmediğinden burada güvende oluruz. Bu gece burada kalalım. Burayı kimse bilmiyormuş. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| We'll be safe. And tomorrow, we hit it. | Yarın da oraya gideriz. Güvende oluruz. Ve yarın işi hallederiz. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Okay. Okay. | Okay. Okay. Tamam. Tamam. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Tell her. Say Terry was asking about you. | Ona 'Terry seni sordu.' de.. Ona de ki, Terry seni soruyor de. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| He wants to make sure you know | Eğer bir şey olursa onun yanında olmak istediğimi söyle ona. Sana bir şey olursa, onun yanında olacağımı bildiğine emin ol. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| that he'll be there for you if anything happens. | Ne olursa olsun farketmez. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Yeah. Drop of a hat, I'm there. | Tamam. Anında yanında olacağım. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| If something happens to you, I need to be there to take care of her. | Eğer sana bir şey olursa, ona ben göz kulak olurum. Sana bir şey olursa, onunla ilgilenmek benim işim olur. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| All of her wants, her needs, and desires are now my responsibility. | Onun bütün ihtiyaç ve arzularına amadeyim. Bütün istekleri, ihtiyaçları, arzuları artık benim sorumluluğuma girer. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Go. | git Git. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Janeco Gallery. | Janeco Gallery. Janeco Galeri. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Hello. | Hello. Alo? | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Hey, sweetie. I was praying you'd be at your mom's house. | Hey, tatlım Ben de tam inşallah annenlerdesin diyordum. Merhaba, tatlım. Annende olman için dua ediyordum. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| I'm near the place where we did it three Halloweens ago. | 3 yıl önce cadılar bayramı kutladığımız yerdeyim, Cadılar Bayramı'ndan önce üç defa yaptığımız yere yakınım. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Okay, yeah, I got it. | Okay, Hatırladım. Tamam, evet. Anladım. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| I'm just warning you, though. | Dikkatli ol, evi izliyorlar. Seni uyarmak istedim. Dikkatli ol. Sanırım evi izliyorlar. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| There's some very dangerous people after him, | Ortağım ile benim peşimde Ershon'un peşinde çok tehlikeli adamlar var... | The Other Guys-9 | 2010 | |
| and now they're after us. | çok tehlikeli adamlar var. ...şimdi de bizim peşimizdeler. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Hello, Allen. | Hello, Allen. Merhaba, Allen. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| She also says... Yes. | o dediki... evet. Ayrıca dedi ki... Evet. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| ...she wants you on top of her, holding her hair, | Ayrıca onun üstüne çıkıp, saçından tutup... ...senin üstüne çıkmak istiyormuş, saçını tutmanı istiyormuş... | The Other Guys-9 | 2010 | |
| and riding her like a bucking bronco | ...onu bir at sürer gibi becerirken.. ...ve onun parmağını emerken... | The Other Guys-9 | 2010 | |
| while she sucks your thumb and says, "Mommy likey. " | ...baş parmağını yalayıp, anneciğin hoşuna gidiyor demen hoşuna gidiyormuş. ...çok güzel diyerek onu vahşi bir boğa gibi becermeni istiyor. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| He also says that | o dediki Ayrıca dedi ki... | The Other Guys-9 | 2010 | |
| he wants you to stare into each other's eyes | Ayrıca gözlerinizi kırpıştırmadan sürekli bakışmanızı istiyor. ...sevişirken birbirinize hiç gözünüzü kırpmadan bakmak istiyormuş. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| You say things that are too personal. | Son bir kez daha. Çok özel şeyler söylüyorsunuz. Tamam ama son bir şey. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| and wants to hold your hand and have iced tea with you. | ve elini tutarken buzlu çay içmek istediğini söyledi. ...ve senin elini tutarak buzlu çay içmek istiyormuş. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Come on. That's not all she said. | Bu kadarcık mı? Hadi ama. Bütün söyledikleri bu olamaz. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| She says other things, but I don't want... Please, please, please. | Hayır. Başka şeyler de söyledi.. lütfen lütfen lütfen Başka şeyler de söyledi ama ben... Lütfen, lütfen, lütfen. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| You don't realize, I may be killed tomorrow. | Yarın ölmüş olabilceğimi anlamıyor musun? Anlamıyorsun, yarın öldürebilirim. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| That's just lovely. | bu güzelmiş Bu harika. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| It involves a mannequin hand | Vitrin mankeni eli ve elektrikli traş makinesi içeren birşey söyledi. Hatta golf sopası da vardı. İçinde elinde tıraş makinesi olan ve golf sopasına bağlı olduğun fanteziler var. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| I'm afraid that if I admit to how stunning | ...seni kaybetmemden korkmamdı. ...senin ne kadar çarpıcı... | The Other Guys-9 | 2010 | |
| and intelligent and wonderful you are, | eğer senin ne kadar güzel, akıllı ve mükemmel olduğunu kabul edersem... ...zeki ve harika olduğunu kabul edip söylersem... | The Other Guys-9 | 2010 | |
| I'd just lose you. Shut up, Allen. I love you. | Sus, seni seviyorum Allen. ...seni kaybetmekten korkuyordum. Kapat çeneni, Allen. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| I brought some music. | biraz müzik Müzik de getirdim. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Not what I would've chosen, but screw it. | Pek tercihim değil ama salla gitsin. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| All right. Let's go, Monday morning, time to go to work. | Ben istemedim ama gene de evet. "Pazartesi sabahı, işe gitme zamanı" Tamam, hadi bakalım. Pazartesi sabahı, işe gitme vakti. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| You want my gate code? Shut up, man! | Kapı şifremi vereyim mi? Kapa çeneni! Garaj şifremi ister misiniz? Kapat çeneni adamım! | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Oh, my God! Shit. | Oh, tanrım sktir Aman tanrım! Lanet olsun. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Do something, Allen! Hold on, hold on. | Daha hızlı Allen. Dur biraz. Bir şey yap, Allen! Bekleyin, bekleyin. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| I did that! Oh, my God! | Ben yaptım. Oh, tanrım Ben yaptım! Aman tanrım! | The Other Guys-9 | 2010 | |
| That's what I'm talking about! We jackknifed them! | Onların icabına baktım. İşte bahsettiğim şey buydu! İşlerini bitirdik! | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Did you see that? It went backwards and then turned upside down. | Geri geri gidip takla attılar. Şunu gördünüz mü? Önce yan döndü sonra da takla attı. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Gator turns vans upside down | Timsah adamı böyle yapar işte. Timsah minibüsü ters çevirdi, sanki çamaşır makinesinin içindeydiler. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| He was a pimp. Yeah, I was. I was a pimp. | Pezevenkti. Evet, pezevenktim.. Pezevenkti yani. Evet, pezevenktim. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Is it me or does it smell like deer vagina in here? | Sorun bende mi yoksa burası geyik vajinası gibi mi kokuyor? | The Other Guys-9 | 2010 | |
| My poor car. | arabam. Zavallı arabam. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Right now the streets are a bloodbath. | Sokaklarda ki her gün katliamlar artıyor. Artık sokaklar kan gölüne döndü. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Gentlemen, we got a hot one. | Beyler, Beyler, acil durum. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Good. Who wants to go on a ride along? | Kim bizimle gelmek ister? Güzel. Kim bizimle gelmek ister? | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Move! Let's go. Come on! | haydi haydi! Hadi, kıpırda! Gidelim! | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Jesus! | tanrım Tanrım! | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Damn it. | siktir ya Lanet olsun. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Watch your head. God, your hair is soft. | Saçların ne yumuşakmış öyle. Başını aşağı eğ. Tanrım, saçın çok yumuşak. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| I'm gonna wreck! You're right! You want me to drive? | Bir bok olmaz.doğru sürmek istiyomusun Haklısın! Ezileceğiz! Benim sürmemi ister misin? | The Other Guys-9 | 2010 | |
| This was a very clever idea. Yeah. | Bu çok zekice bir fikirdi. Yeah. Bu çok akıllıca bir fikirdi. Evet. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| They're gone. | gittiler Gittiler. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| This is a shortcut. Are you kidding me? | Kestirmeden gireceğim. Dalga mı geçiyorsun, oradan geçemezsin. Burası kestirme. Benimle alay mı ediyorsun? | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Where are we? Chelsea Pier. | Neredeyiz? Chelsea İskelesindeyiz Neredeyiz? Chelsea Rıhtımı. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Go! | yürü Gidelim! | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Come on! | haydi Hadi koşun! | The Other Guys-9 | 2010 | |
| This is Martin and Fosse, en route. | Biz Martin ve Fosse. Aramaya başlayın. Martin ve Fosse, yoldayız. Geri çekilin! Bu bizim işimiz! | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Set up a perimeter. No arrests until we get there! | Alanı boşaltın, biz gelene kadar tutuklamayın.! Bölgeyi sarın. Biz gelene kadar tutuklama yapmayın! | The Other Guys-9 | 2010 | |
| This is David Ershon. The transfer is for him. | Bu David Ershon ve sana havaleyi yapamamanı söylüyor.. Bu, David Ershon. Transferi o yapıyordu. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Tell him! Yeah, do as they say. Stop the transfer. | Söyle! Evet, dediğini yap. Transferi durdur. | The Other Guys-9 | 2010 | |
| Approve it. | Onayla şunu. | The Other Guys-9 | 2010 |