Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 158276
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Hey, cool it, brother. I sense a little too much hostility. | Sakin ol, kardeş. Düşmanca tavırlar seziyorum. Sakin ol, kardeş. Düşmanlık duygusu seziyorum. | Takers-2 | 2010 | |
| I was just trying to make everybody... | Ben sadece milleti... Ben sadece, herkesi... | Takers-2 | 2010 | |
| I give you dispatcher, and you do job with somebody else! | Sana hareket memurunu ben verdim, sen işi başkasıyla yaptın! Seni grup başı yaptım ve, sende işi başkalarıyla yaptın! | Takers-2 | 2010 | |
| Two of my men dead. I kill you! | Adamlarımdan ikisi öldü. Seni geberteceğim! Senin yüzünden, iki adamım öldü! | Takers-2 | 2010 | |
| You do not wanna kill me. If I'm dead, how am I gonna get you half the money? | Beni öldürmek işine gelmez. Ben ölürsem paranın yarısını kimden alacaksın? Beni öldürmek istemezsin. Beni öldürürsen paranın yarısını nasıl alacaksın? | Takers-2 | 2010 | |
| You listening now? Thought so. | Şimdi dinliyor musun? Ben de öyle düşündüm. Dinliyor musun? Bende öyle düşünüyorum. | Takers-2 | 2010 | |
| Hey, we meeting at the Roosevelt Hotel. I'm gonna convince them to give you half. | Roosevelt Otel'inde buluşacağız. Onları paranın yarısı için ikna edeceğim. Roosevelt Hotel'de buluşacağız ve paranın yarısı için seni ikna edeceğim. | Takers-2 | 2010 | |
| I'll call you later with the room number. | Seni daha sonra odadan ararım. Oda numarasını sonra arar söylerim. | Takers-2 | 2010 | |
| We're all real sorry, Jack. I just spoke with his wife. | Çok üzgünüz, Jack. Karısıyla az önce konuştum. Gerçekten üzgünüz, Jack. Karısıyla yeni konuştum. | Takers-2 | 2010 | |
| What about the surveillance tape? His family? | Gözetim kameraları ne olacak? Ailesi ne olacak? Gözetim kayıtları ne olacak? Ailesi ne olacak? | Takers-2 | 2010 | |
| Forget the tape. He was killed in the line of duty. | Kasetleri unut. Görev sırasında öldürüldü. Kayıtları unut. Görev başında öldü. | Takers-2 | 2010 | |
| He'll get a cop's burial and full benefits. | Polis cenazesi yapılacak ve her şeyden yararlanacak. Tam olarak bir polis cenazesi yapılacak. | Takers-2 | 2010 | |
| Good. Thanks. | İyi. Sağ ol. İyi. Teşekkürler. | Takers-2 | 2010 | |
| You were making headway with FedCal Bank. Was it them? | FedCal Bankası soygununda ilerleme göstermiştiniz. Bunlar onlar mı? Bunu Federallerin aradığı banka soyguncuları mı yaptı. Onlar mıydı? | Takers-2 | 2010 | |
| I don't know. Guy started running, we chased him. | Bilemiyorum. Adam kaçmaya başladı, biz de kovaladık. Bilmiyorum. Adam koşmaya başladı, bizde kovalamaya. | Takers-2 | 2010 | |
| Eddie got shot. I got nothing. | Eddie vuruldu. Bana bir şey olmadı. Eddie vuruldu. Bende bir şey yok. | Takers-2 | 2010 | |
| Jake? You heard from Jesse? No, not yet. | Jake, Jesse'den haber aldın mı? Hayır, henüz almadım. Jake? Jesse'den haber var mı? Hayır, henüz yok. | Takers-2 | 2010 | |
| $19.3 million, so far. Easily the biggest lick yet, gentlemen. | Şimdiye kadar 19,3 milyon dolar. En iyi soygunumuz, beyler. 19.3 milyon dolar. Şimdiye kadar ki en kolay işti. | Takers-2 | 2010 | |
| Witnesses report... | Tanıkların bildirdiğine göre... Tanık raporlarına göre... | Takers-2 | 2010 | |
| I can feel it, man. Something's not right. | Hissedebiliyorum, dostum. Yanlış bir şeyler var. Hissediyorum, adamım. Bir şeyler iyi gitmiyor. | Takers-2 | 2010 | |
| This is my fault, man. I should've never brought him in. | Bu benim hatam. Onu hiç getirmemeliydim. Bu benim suçum, adamım. Onu hiç bu işe katmamalıydım. | Takers-2 | 2010 | |
| Hey, Ghost? Yes, sir? | Hey, Hayalet? Efendim? Ghost? Emredersiniz, efendim? | Takers-2 | 2010 | |
| Yeah. | Evet. İşte. | Takers-2 | 2010 | |
| That's the account card for the '04 job. | 2004'teki işten payına düşen paranın hesap kartı. 04'deki işten kazancının kartı. | Takers-2 | 2010 | |
| That's $250,000 for the Russians. | Bu da Ruslar için 250,000 dolar. Bu da Ruslar için 250.000 dolar. | Takers-2 | 2010 | |
| That puts us even now, Ghost. | Böylece ödeşiyoruz, Hayalet. Ne dedin, Rahway? Böylece sınandın, Ghost. | Takers-2 | 2010 | |
| You heard me. That puts us even. | Beni duydun. Ödeştik. Evet, tamam. Beni duydun. Bu sınamaydı. | Takers-2 | 2010 | |
| I knew I could trust y'all. | Size güvenebileceğimi biliyordum. Bana güvenebileceğinizi biliyorum. | Takers-2 | 2010 | |
| It's him. Where you been? I been calling you! | O geldi. Nerede kaldın? Seni arayıp durdum? Bu o. Neredeydin? Seni arayıp durdum! | Takers-2 | 2010 | |
| Police chased me. Police? Where? | Polisler beni takip etti mi? Polis mi? Nerede? Polis peşime düştü. Polis mi? Nerede? | Takers-2 | 2010 | |
| You brought them here? Jesse, you brought them here? | Onları buraya mı yönlendirdin? Jesse, onları buraya mı yönlendirdin? Polisleri buraya mı getirdin? Jesse, onları buraya mı getirdin? | Takers-2 | 2010 | |
| No. I shot one of them. | Hayır. Bir tanesini vurdum. Hayır. Birini vurdum. | Takers-2 | 2010 | |
| What? What? | Ne? Ne? Ne yaptın? Ne yaptın? | Takers-2 | 2010 | |
| Hold on! You shot a cop? I had to, man. | Bir dakika! Polis mi vurdun? Vurmak zorundaydım. Bekle biraz, Polis mi vurdun? Buna mecburdum, adamım. | Takers-2 | 2010 | |
| Where the money? I stashed it. | Para nerede? Sakladım. Para nerede peki? Bıraktım. | Takers-2 | 2010 | |
| You left the money? Damn! Goddamn! | Parayı bıraktın mı? Lanet olsun! Parayı mı bıraktın? Siktir! Siktir be! | Takers-2 | 2010 | |
| Stashed it? Hold, hold on! Everyone, hold on. What happened, Jesse? Talk to me. | Sakladın mı? Bekle, bekle! Millet, durun. Ne oldu, Jesse? Anlat bakalım. Bıraktın mı? Bekle, bekle biraz. Herkes dursun, ne oldu Jesse? Anlat bakalım. | Takers-2 | 2010 | |
| At the subway station, there was two cops. | Metro istasyonunda iki tane polis vardı. Metro istasyonunda, iki polis vardı. | Takers-2 | 2010 | |
| And they just started chasing me. | Adamlar beni kovalamaya başladı. Sonra da peşime takılmaya başladılar. | Takers-2 | 2010 | |
| And they chased you out the crowd because of what? | O kalabalığın içinde niye seni kovaladılar ki? Peşine takıldıkları için mi parayı bıraktın? | Takers-2 | 2010 | |
| How, how the hell am I supposed to know? | Ben nereden bileyim? Nerden, bunu nerden bilmeliyim? | Takers-2 | 2010 | |
| Why? Ghost. Hold on. | Niye? Hayalet. Bekle. Neden? Ghost. Bekle. | Takers-2 | 2010 | |
| Hold on! Hold on! No, man, let him tell me why! | Bekle! Bekle! Hayır, bırak sebebini söylesin! Bekle! Bekle! Hayır, adamım. Nedenini açıklasın! | Takers-2 | 2010 | |
| So, what happened? You shot because? I don't know! | Peki, ne oldu? Niye vurdun? Bilmiyorum! Ne oldu? Neden ateş ettin? Bilmiyorum! | Takers-2 | 2010 | |
| I had to. He had me... Why'd you shoot him? | Mecburdum. O bana... Niye vurdun? Mecburdum. Beni vuracaktı... Neden onu vurdun? | Takers-2 | 2010 | |
| 'Cause you stupid. | Çünkü salağın tekisin. Çünkü sen aptalsın! | Takers-2 | 2010 | |
| I had no choice! He had me. He had me cold, man. | Başka çarem yoktu! Beni mecbur bıraktı. Seçeneğim yoktu! Ya o beni, ya da ben onu vuracaktım. | Takers-2 | 2010 | |
| But he never fired at me. It was... It was kind of like... | Ama bana ateş etmedi. Sanki... Sanki o... Ama ateş etmeyecek gibiydi... Sanki... Sanki... | Takers-2 | 2010 | |
| Like he wanted me to shoot him. | Sanki o benim onu öldürmemi ister gibiydi. Sanki onu vurmamı ister gibiydi. | Takers-2 | 2010 | |
| Stupid ass! | Dangalak! Aptal herif! | Takers-2 | 2010 | |
| Shit! I'll beat the shit out of you. | Seni geberteceğim. Siktir! Seni eşek sudan gelinceye kadar döveceğim! | Takers-2 | 2010 | |
| G! G! Wait! Let him go! Let him go! | G! G! Bekle! Bırak onu! Bırak! G! G! Bırak! Bırak gitsin! Bırak! | Takers-2 | 2010 | |
| Get off me! Yo, cool it. Get your hands off me! | Bırak beni! Çek ellerini! Çek ellerini! Çek ellerini üzerimden! | Takers-2 | 2010 | |
| Back off! Back off! You understand what you just did? | Geri dur! Geri dur! Ne yaptığının farkında mısın? Geri çekil! Geri çekil! Ne yaptığını anladın mı? | Takers-2 | 2010 | |
| It wasn't my fault! You don't shoot cops! | Benim hatam değildi! Polis öldüremezsin! Benim hatam değildi! Polis vurmamalıydın! | Takers-2 | 2010 | |
| I'll deal with it! Let him go! | Ben hallederim! Bırak onu! Onunla anlaşacağız! Bırak gitsin! | Takers-2 | 2010 | |
| You deal with it then, Jake! | O halde sen hallet, Jake! Onunla anlaştığında, Jake! | Takers-2 | 2010 | |
| That's a death sentence, young blood, and I ain't going with you. | Bu ölüm fermanı, delikanlı ve seninle ölmeyeceğim. Bu ölüm cezasını gerektirir. Kana kan. Seninle hiçbir iş yapmıyorum. | Takers-2 | 2010 | |
| Nice one, Jesse. | Aferin, Jesse. Güzel işti, Jesse. | Takers-2 | 2010 | |
| Still taking passengers tonight? | Yine de bu geceki yolcuları alacak mısın? Van Nuys Havaalanı, 8:30. Hâlâ, bu akşam ki yolcuları alacak mısın? | Takers-2 | 2010 | |
| Look, with everything that happened today, nothing personal, | Bugün olanlardan sonra, yanlış anlamayın ama... Bakın, bu gün olan her şey, kişisel değildi... | Takers-2 | 2010 | |
| I'll take care of your finances and then I'm out. | ...finans işlerinizi hallederim ve yollarımız ayrılır. Finansal işlerinizi halleder, aranızdan ayrılırım. | Takers-2 | 2010 | |
| Okay. Fair enough. | Tamam. Bizce makul. Tamam. Yeterince adil. | Takers-2 | 2010 | |
| I'm standing about a block away from the Monroe office building | Los Angeles şehir merkezinde, yarım saat önce bir dedektifinin vurularak öldürüldüğü... Monroe ofis binasının birkaç blok ötesinden duyuruyorum... | Takers-2 | 2010 | |
| where an LAPD detective was shot and killed about an hour ago. | ...Monroe binasından bir blok ötede duruyorum... ...Los Angeles Polis Departmanındaki bir dedektif bir saat önce ve öldü. | Takers-2 | 2010 | |
| Witnesses describe... | Tanıkların tarifine göre... Görgü tanıklarına göre... | Takers-2 | 2010 | |
| So, Jesse, how'd it feel losing that money, shooting that cop? | Peki, Jesse, o kadar parayı kaybetmek ve bir polisi vurmak nasıl hissettiriyor? Jesse, Parayı kaybedip, polis vurmak nasıl bir duygu? | Takers-2 | 2010 | |
| Ghost. Easy. What? | Hayalet, sakin ol. Ne? Ghost. Sakin. Ne oldu? | Takers-2 | 2010 | |
| Now, we can't confirm, at this hour, but the suspect... | Şu an itibariyle, tam olarak doğrulama gelmedi, ama şüpheli... Bu saate kadar doğrulama olmadı, ama şüpheli... | Takers-2 | 2010 | |
| Ghost, we ain't gotta act like we friends anymore, do we? | Hayalet, artık arkadaşmışız gibi davranmayacağız, değil mi? Ghost, artık arkadaşmışız gibi davranmamıza gerek yok, değil mi? | Takers-2 | 2010 | |
| Hey, business is business. Money is money. | İş iştir. Para da para. İş, iştir. Para, paradır. | Takers-2 | 2010 | |
| I never said we were friends. | Hiçbir zaman arkadaş olduğumuzu söylemedim. Arkadaş olduğumuzu hiç söylemedim zaten. | Takers-2 | 2010 | |
| Now, me and Lilli, however. Come here! You wanna... | Ama, benle Lili'yi sorarsan... Buraya gel! Seni... Şimdi Lilli ve ben, her halükârda... Buraya gel, seni... | Takers-2 | 2010 | |
| Hey! Take it easy! Hey, Jake, Jake, Jake! | Hey! Sakin olun! Jake! Jake! Jake! Sakin ol! Jake. Jake, Jake! | Takers-2 | 2010 | |
| Hey, come on, take it easy! He's not worth it, all right? | Hadi, sakin ol! Buna değmez. Hadi, sakin ol! Buna değmez, tamam mı? | Takers-2 | 2010 | |
| All right, let's get the fellas and get out of here. | Tamam, arkadaşları alıp buradan gidelim. Tamam, milleti alıp buradan gidelim. | Takers-2 | 2010 | |
| I'm here. Which room? | Ben geldim. Hangi oda? Oteldeyim. Hangi oda? | Takers-2 | 2010 | |
| Hey, Welles, where you at? You got a 20? | Welles, neredesin? Nereye gidiyorsun? Welles, neredesin? 20 sende mi? | Takers-2 | 2010 | |
| Come on, man, I know you're out there. Pick up. | Hadi, dostum. Orada olduğunu biliyorum. Cevap ver. Hadi adamım, orada olduğunu biliyorum. Cevap ver. | Takers-2 | 2010 | |
| We're worried about you. Where you... | Senin için endişeleniyoruz. Nerede... Senin için endişeleniyoruz. Nerede olduğunu... | Takers-2 | 2010 | |
| All right, fellas, we're good. We're out of here. | Pekala, arkadaşlar, tamamdır. Buradan gidiyoruz. Pekala millet iyiyiz. Buradan ayrılıyoruz. | Takers-2 | 2010 | |
| So, here's the deal. Anyone wants to fly with... | Peki, anlaşma şu şekilde. Uçakla gitmek isteyen... İşte anlaşma. Uçakla gitmek isteyenler... | Takers-2 | 2010 | |
| Where's Ghost? In the bathroom. | Hayalet nerede? Banyoda. Ghost nerede? Lavaboda. | Takers-2 | 2010 | |
| Get Ghost for me. | Hayalet'i çağır. Ghost'u çağırır mısın? | Takers-2 | 2010 | |
| Tonight, Scott, 8:30, Van Nuys Airport, all right? | Bu gece, Scott, 8:30'da, Van Nuys Havaalanında, tamam mı? Scott bu gece, 8:30'da Van Nuys Havalimanında, tamam mı? | Takers-2 | 2010 | |
| Ghost? Hey! | Hayalet! Ghost? | Takers-2 | 2010 | |
| If you need anything, make sure you give us a call. | Bir şeye ihtiyacınız olursa bizi ara. Herhangi bir şeye ihtiyacınız olursa, bizi arayın. | Takers-2 | 2010 | |
| What's he doing, taking a shower? What's going on in here? | Ne yapıyor, duş mu alıyor? İçeride ne yapıyor? Ne yapıyor, duş mu alıyor? İçerde neler oluyor? | Takers-2 | 2010 | |
| What was that? Shower's on. | O neydi? Duş açık. Nedenmiş o? Duş açık. | Takers-2 | 2010 | |
| Hey, he's gone! | Gitmiş. Kaçmış! | Takers-2 | 2010 | |
| I told you! I told you! What? | Ben demiştim! Ben demiştim! ne? Söyledim size! Söyledim! Ne? | Takers-2 | 2010 | |
| I don't know about this. Damn! | Bilemiyorum. Lanet olsun! Nedenini bilmiyorum. Lanet olsun! | Takers-2 | 2010 | |
| What are you talking about? Where'd he go? | Neden bahsediyorsun? Nereye gitti? Ne diyorsun sen? Nereye gitmiş? | Takers-2 | 2010 | |
| I knew this was a bad idea! Damn it! | Bunun kötü olacağını biliyordum! Hadi buradan gidelim, hadi gidelim. Bunun kötü fikir olduğunu biliyorum! Lanet olsun! | Takers-2 | 2010 | |
| Oh, shit! | Ha siktir! Siktir! | Takers-2 | 2010 | |
| Take out the automatic! | Otomatik silahlıyı hallet! Otomatik silahı olanı indir! | Takers-2 | 2010 | |
| Hey, Jake, you okay? | Hey, Jake, iyi misin? Jake, iyi misin? | Takers-2 | 2010 | |
| Get up, man, get up! Come on, buddy! Come on, man, come on! | Kalak ayağa, dostum! Hadi, ahbap! Hadi, hadi! Kalk adamım, kalk! Hadi dostum! Hadi, hadi! | Takers-2 | 2010 | |
| Out the back! Jesse, Jake, let's go! | Arkadan çıkalım! Jesse, Jake, gidelim! Arkadan kaçalım! Jesse, Jake, hadi gidelim! | Takers-2 | 2010 | |
| Go. I'm coming. | Git. Ben geliyorum. Git, geliyorum. | Takers-2 | 2010 |