• tr flag Türkçe
    • en flag İngilizce

Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 155564

İngilizce Türkçe Film Adı Film Yılı Ayrıntılar
So how is that possible? Peki bu nasıl mümkün oluyor? Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
You make it sound like some sort of a... paradise? Öyle söylüyorsun ki şeymiş gibi... Cennet mi? Evet, çünkü öyle. Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
And that's a problem because... Bu bir sorun, çünkü... Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
because human life, quite simply, dr. Weir, is more fragile than that. Çünkü Doktor Weir, insan yaşamı basitçe bundan daha kırılgandır. Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
I don't care what galaxy we're in. Hangi galakside olduğumuz umurumda bile değil. Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
It's unnatural. Bu doğal değil. Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
The ocean air is so invigorating. Okyanus havası canlandırıcı. Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
Plenty of that here. Burada ondan birçoğu var. Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
Most of the planet's ocean. Gezegenin çoğu okyanus. Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
Well surely there's enough land to resettle the refugees. Mültecileri yerleştirmek için yeterince toprak olduğundan eminim. Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
Well, there is. Var zaten. Güvenliklerini garanti edemeyiz sadece. Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
Even though you control all of this? Bütün bunları kontrol edebildiğiniz hâlde mi? Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
I'd be lying if I said we controlled it all. Hepsini kontrol edebildiğimizi söylersem yalan söylemiş olurum. Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
This place is so far beyond us in so many ways. Bu yer birçok yönden bizden çok ötede. Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
For example, Atlantis does have a shield that can withstand anything Mesela, Atlantis'in Wraithlerin bize atabileceği her türlü şeye dayanabilen bir kalkanı var. Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
We can't risk taking in any more refugees than we already have. Şu an olan mültecilerden daha fazlasını riske atamayız. Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
Major Sheppard... Binbaşı Sheppard... Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
I'd prefer you call me John. Bana John demeni tercih ederim. Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
That was my fault. O benim hatamdı. Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
I basically woke them up trying to rescue some people they'd captured. Yakaladıkları insanlarımdan bazılarını kurtarmaya çalışırken uyandırdım onları. Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
They didn't take too kindly to that. Bunu pek kibarca karşılamadılar. Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
But you saved your people? Ama insanlarını kurtardın mı? Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
And that is how you know for sure they're coming back? Geri geleceklerinden böyle mi emin oluyorsun? Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
Yeah, we just don't know when. Evet, sadece ne zaman geleceklerini bilmiyoruz. Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
Main control console, environmental support systems, communications, Ana kontrol konsolu, çevresel destek sistemleri, iletişimler... Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
and this, this is, uh... ve bu, bu... Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
Sorry, Major. We haven't the faintest idea what it... Afedersin Binbaşı. Ne olduğu hakkında en ufak fikrimiz... Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
this is a new piece of equipment we found in another section of the city. Şehrin başka bir bölümünde bulduğumuz yeni bir ekipman bu. Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
It hadn't yet been initialized. Henüz çalıştırılamadı. Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
So you're saying she has... Yani diyorsun ki onda... Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
she has the gene. Onda gen var. Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
Then I did this? Bunu ben mi yaptım? Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
What does the machine do? Makine ne işe yarıyor? Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
We don't know. Not yet, anyway. Bilmiyoruz. Henüz değil aslında. Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
The Atlanteans were good at lots of things, Atlantisliler birçok şeyde iyilermiş Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
but writing instruction manuals wasn't one of them. ...ama kullanma klavuzu yazmak onlardan biri değilmiş. Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
We should probably wrap this tour up. Bu turu muhtemelen bitirmeliyiz. Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
I know dr. Weir is anxious to talk to you. Doktor Weir'ın seninle tanışmakta sabırsızlandığını biliyorum. Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
Will I see you afterwards? Ondan sonra seni görecek miyim? Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
And during. O sırada da. Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
in which refugees rendered homeless Wraithler yüzünden evsiz kalmış mültecilerin Proculis'e yerleşmesi için. Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
In return, we can offer you services and knowledge Karşılığında, hizmetlerimizi ve bilgimizi sunabiliriz... Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
which would be of benefit to your people. ...halkına yararı olabilecek şeyler. Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
Well, you've seen the sort of technology we possess here. Burada kullandığımız teknolojileri gördün. Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
We could help you down a path to a more industrialized society, Daha endüstriyel bir toplum yolu kurmanıza yardım edebiliriz... Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
but at a pace that will maintain your planet's ecological balance. ...ama gezegeninizin ekolojik dengesini sürdürebilecek hızda. Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
Your scientific knowledge is impressive, dr. Weir, but we have no need of it. Bilimsel bilgileriniz etkileyici, Doktor Weir, ama buna ihtiyacımız yok. Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
Athar provides us with everything we require. Athar bize gereken her şeyi sağlıyor. Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
Well, food just doesn't show up on the dinner table. Yiyecek yemek masanızda aniden ortaya çıkmıyor. Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
You do plant all your own crops? Mahsûlunuzu kendiniz ekiyorsunuz değil mi? Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
Of course we do. Tabii ki ekiyoruz. Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
We can show you ways to increase your crop yields. Ürününüzün verimini yükseltme yolları gösterebiliriz. Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
We grow all the food we need to live. Yaşamamız için gereken bütün yiyeceği yetiştirebiliyoruz. Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
Anything else would be gluttony. Fazlası oburluk olur. Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
Building materials, then. İnşaat malzemeleri o zaman. Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
We have abundant timber and iron ore to forge what little metal we need. İhtiyacımız olan az metali işlemek için bereketli kerestemiz ve demir cevherimiz var. Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
Athar is kind. Athar cömerttir. Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
What can your culture provide in that regard? Bu bakışta kültürünüz ne sağlayabilir? Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
Earth's people don't share a single spiritual belief. Dünya'nın insanları tek bir ruhani inancı paylaşmaz. Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
We embrace a number of different religions and philosophies... Çok sayıda farklı dini ve felsefeyi kapsıyoruz... Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
Christianity, Buddhism, Hristiyanlık, Budizm, Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
Judaism, Islam... Musevilik, İslamiyet... Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
Hinduism. Hinduizm. Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
Kwanzaa... Kwanzaa... Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
All of them? Hepsinden mi? Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
Yes. They sound fascinating. Evet. Kulağa harika geliyor. Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
Well, I am hardly competent to discuss all of Earth's religions, Dünya dinlerini tartışmak açısından yeterli olduğumu sanmıyorum... Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
but I can offer you some resources. ama sana bazı kaynaklar sunabilirim. Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
With very little training, you could have complete access to our historical database. Çok az bir eğitimle, tarihsel veritabanımıza tamamen erişimin olabilir. Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
That would be wonderful. Bu harika olur. Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
You got it working? Çalıştırdın mı? Evet. Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
Well, do we know what it does? Ne yaptığını biliyor muyuz? Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
It would appear to be an internal external biometric sensor array. Bir çeşit iç ve dış biyometrik sensör düzeni gibi görünüyor. Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
See, now, sadly, I understood that. İşte şimdi üzücü ama bunu anladım. Bütün o cumartesi akşamları nereye gitti? Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
These seem to be the biosignatures of everyone in Atlantis. Bunlar Atlantis'teki herkesin biyolojik izleri gibi görünüyor. Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
How can you tell? I can't make heads or tails out of that mess. Nerden biliyorsun? Karışıklıkta kafaları ve kuyrukları ayıramıyorum. Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
I've been working on deciphering the ancient logarithms. Kadim logaritmalarını çözmeye çalışıyordum. Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
I suspect this was designed primarily as an early warning system, Bunun öncelikle bir uyarı sistemi olarak dizayn edildiğini düşünüyorum... Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
to signal any alien presence in the city, like the Wraith. Şehirde yabancı varlığını işaret etmek için, mesela Wraithlerin. Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
And you're saying that it activated when our visitor touched it? Yani ziyaretçimiz dokunduğu zaman mı çalıştı diyorsun? Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
Which must mean she has the ancient gene. Bunun anlamı onda kadim geni var demektir. Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
Or it was initialized already and only activated because it was detecting her. Ya da çoktan hazır durumdaydı ve sadece dokunduğu için çalıştı. Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
I mean, she could be some kind of an alien, Yani o bir çeşit uzaylı olabilir... Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
and this thing knows more about her than we've been able to decipher. bu şey kadın hakkında çözebildiğimizden fazlasını biliyor. Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
Major Sheppard is. Binbaşı Sheppard gözetiyor. Eminim gözetiyordur. Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
Not entirely for the reasons you think. Tam olarak sandığın sebeplerden değil. Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
Dr. Weir asked him to. Doktor Weir ondan istedi. Eminim istemiştir. Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
Dr. Weir wanted me to make sure Chaya saw everything. Doktor Weir, Chaya'nın her şeyi gördüğünden emin olmamı istedi. Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
Well, not everything, everything. Her şeyi gibi her şeyi değil. Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
Chaya mentioned she wanted to see the best view of the city at night, Chaya geceleyin şehrin en güzel manzarasını görmek istediğini söyledi... Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
which I think is atop the southwest pier, and since it's such a long walk, ...ben de güney batı rıhtımının üstü olduğunu düşünüyorum. Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
Continuing our efforts to secure a treaty. Bir anlaşma sağlamak için çabalarına devam ediyorsun. Aynen. Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
As our ambassador. Büyükelçimiz olarak. Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
I am an ambassador, and she is a... Ben bir büyük elçiyim ve o da bir... Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
diplomat. Diplomat. Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
On a late night... picnic? Gece yarısı bir piknikte mi? Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
but you... ama senin de... birilerine karşı duygular beslemene izin var. Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
Oh. No, this is a... Hayır, bu bir... Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
this is an ambassadorial, diplomatic picnic outing. bu bir büyükelçilik, diplomatik piknik olayı. Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
Without... Başka birine haklılığını göstermeden. Stargate: Atlantis Sanctuary-1 2004 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 155559
  • 155560
  • 155561
  • 155562
  • 155563
  • 155564
  • 155565
  • 155566
  • 155567
  • 155568
  • …
  • »
  • »»
Kısıtlı Mod:   
  • Katkıda Bulun
  • Hakkımızda
  • Sorumluluk Reddi
  • İletişim