Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 150905
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Do you know who l am? | Do you know who l am? Kim olduğumu biliyormusunuz? Beni tanıyor musunuz? Benim kim oldugumu biliyor musunuz? Kim olduğumu biliyor musunuz? | Snatch-1 | 2000 | |
| l do. | l do. Ben biliyorum. Ben tanıyorum. Ben biliyorum. Ben biliyorum. | Snatch-1 | 2000 | |
| Good. That will save me some time, then. | Good. That will save me some time, then. İyi. Bu bana vakit kazandıracak o zaman. İyi. Bu beni vakit kaybından kurtarır. Iyi, bu bana biraz zaman kazandirir. İyi. Bu bana vakit kazandıracak o zaman. | Snatch-1 | 2000 | |
| Well, l don't. | Well, l don't. Şey, ben bilmiyorum. Ama ben tanımıyorum. Ee, ben bilmiyorum. E, ben bilmiyorum. | Snatch-1 | 2000 | |
| You're always gonna have problems lifting a body in one piece. | You're always gonna have problems lifting a body in one piece. Bedeni tek parça olarak taşımak her zaman problemdir. Bir cesedi tek parça halinde kaldırmak her zaman sorundur. Bir cesedi tek parca halinde kaldirmaya calismak her zaman sorundur. Bedeni tek parça olarak taşımak her zaman problemdir. | Snatch-1 | 2000 | |
| Apparently, the best thing to do... | Apparently, the best thing to do... Anlaşılan, Yapılacak en iyi şey... En iyi yöntem... Acikcasi, yapilacak en iyi sey... Öyle görünüyor ki, yapılacak en iyi şey... | Snatch-1 | 2000 | |
| ...is cut up a corpse into six pieces and pile it all together. | ...is cut up a corpse into six pieces and pile it all together. ...ceseti altı parçaya bölmek ve bir araya yığmak. ...cesedi altı parçaya bölüp, bir araya yığmaktır. ...cesedi alti parcaya ayirip bir araya koymaktir. ...ceseti altı parçaya bölmek ve bir araya yığmak. | Snatch-1 | 2000 | |
| Would someone mind telling me, who are you? | Would someone mind telling me, who are you? Bana kim olduğunuzu söylermisiniz? Biri bana kim olduğunu söyleyecek mi? Birisi bana bu adamin kim oldugunu soyleyebilir mi? Bana kim olduğunuzu söyler misiniz? | Snatch-1 | 2000 | |
| When you got your six pieces, you gotta get rid of them. | When you got your six pieces, you gotta get rid of them. Altı parçaya ayırdığınızda, ondan kurtulması daha kolay olur. Bu altı parçadan kurtulmanız gerekir. Alti parcaya boldukten sonra bu parcalardan kurtulmaniz gerekir. Altı parçaya ayırdığınızda, ondan kurtulabilirsiniz. | Snatch-1 | 2000 | |
| lt's no good leaving it in the freezer for your mum to discover. | lt's no good leaving it in the freezer for your mum to discover. Onu buzdolabında saklamak iyi bir fikir değil.Anneniz farkedebilir. Buzdolabına koymanız ve annenizin bulması iyi olmaz. Bunlari buzdolabina koymak hicde iyi olmaz, annen gorebilir. Onu buzdolabında saklamak iyi bir fikir değil. Anneniz farkedebilir. | Snatch-1 | 2000 | |
| Then l hear the best thing to do is feed them to pigs. | Then l hear the best thing to do is feed them to pigs. Daha sonra duyduğum en iyi şey, onu domuzlara yem olarak vermek. Duyduğuma göre en iyisi domuzlara yedirmekmiş. Sonra duydum ki en iyisi bunlari domuzlara yedirmekmis. Daha sonra duyduğum en iyi şey, onu domuzlara yem olarak vermek. | Snatch-1 | 2000 | |
| You gotta starve the pigs for a few days... | You gotta starve the pigs for a few days... Domuzları birkaç gün aç bırakacaksınız... Onları birkaç gün aç bırakın. Domuzlari bir kac gun ac birakmalisin... Domuzları birkaç gün aç bırakacaksınız... | Snatch-1 | 2000 | |
| ...then the chopped up body will look like curry to a pisshead. | ...then the chopped up body will look like curry to a pisshead. ...Sonra parçalanmış cesetten geriye hiç bir şey kalmaz. O zaman doğranmış ceset onlara nefis görünür. ...daha sonra parcalar halindeki ceset iyice kivamina gelir. ...Sonra parçalanmış ceset bir salçaya döner. | Snatch-1 | 2000 | |
| You gotta shave the heads of your victims and pull the teeth out... | You gotta shave the heads of your victims and pull the teeth out... Kurbanlarınızın saçını traş etmek ve dişlerini çekmek gerekir. İyi sindirsinler diye, kurbanın kafasını tıraş... Kurbanlarinizin baslarini kaziyip dislerini cekmeniz gerekir... Kurbanlarınızın saçını traş etmek ve dişlerini çekmek gerekir. | Snatch-1 | 2000 | |
| ...for the piggies' digestion. | ...for the piggies' digestion. ...domuzcukların sindirimi için. ...edip, dişlerini sökün. ...domuzlarin sindirimi icin. Domuzların sindirimi için. | Snatch-1 | 2000 | |
| You could do this afterwards, of course... | You could do this afterwards, of course... Tabii bunu daha sonrada yapabilirsiniz elbette... Bunu sonra da yapabilirsiniz. Bunu daha sonra da yapabilirsiniz tabi... Tabii bunu daha sonrada yapabilirsiniz... | Snatch-1 | 2000 | |
| ...but you don't want to sieve through pigshit, do you? | ...but you don't want to sieve through pigshit, do you? ...ama domuz boklarını süzmek istemezsiniz, değil mi? Tabii domuz bokunu elemek isterseniz. ...ama domuz pisliklerinin icinde ugrasmak istemezsiniz, oyle degil mi? ...ama domuz boklarını süzmek istemezsiniz, değil mi? | Snatch-1 | 2000 | |
| They will go through bone like butter. | They will go through bone like butter. Kemikleri tereyağ gibi yiyeceklerdir. Kemikleri, tereyağı yer gibi yiyeceklerdir. Kemikleri tereyag gibi oguturler. Kemikleri tereyağ gibi yiyeceklerdir. | Snatch-1 | 2000 | |
| You need at least 16 pigs to finish the job in one sitting... | You need at least 16 pigs to finish the job in one sitting... İşin bir defada bitmesi için en az 16 domuz gereklidir... İşi bir kerede bitirmek için 16 domuza gerek var. Isi bir kerede bitirmek icin en az 16 domuz gerekir... İşin bir defada bitmesi için en az 16 domuz gereklidir... | Snatch-1 | 2000 | |
| ...so be wary of any man who keeps a pig farm. | ...so be wary of any man who keeps a pig farm. ...yani domuz çiftliği olan bir adama karşı tedbirli olun. Domuz çiftliği olan birine karşı uyanık olun. ...bu yuzden domuz ciftligi sahibi adamlardan uzak durun. ...yani domuz çiftliği olan bir adama karşı tedbirli olun. | Snatch-1 | 2000 | |
| They will go through a body that weighs 200 pounds... | They will go through a body that weighs 200 pounds... 200 kiloluk bir bedeni... Doksan kiloluk bir cesedi yaklaşık... 100 kiloluk bir vucudu... 100 kiloluk bir bedeni... | Snatch-1 | 2000 | |
| ...in about eight minutes. | ...in about eight minutes. ...yaklaşık 8 dakikada bitirirler. ...sekiz dakikada yerler. ...sekiz dakikada tuketirler. ...yaklaşık 8 dakikada bitirirler. | Snatch-1 | 2000 | |
| That means that a single pig... | That means that a single pig... Yani tek başına bir domuz... Bu demektir ki... Bu da demektir ki, tek bir domuz... Yani tek başına bir domuz... | Snatch-1 | 2000 | |
| ...can consume two pounds of uncooked flesh... | ...can consume two pounds of uncooked flesh... ...dakikada... ...bir domuzun dakikadaki et tüketimi... ...her bir dakikada... ...dakikada... | Snatch-1 | 2000 | |
| ...every minute. | ...every minute. ...2 poundluk pişmemiş et yiyebilir. ...1 kiloya yakın. ...1 kilo cig et tuketebilir. ...1 kiloluk pişmemiş et yiyebilir. | Snatch-1 | 2000 | |
| Hence the expression... | Hence the expression... ''Domuz kadar aç''... '' Domuz gibi açgözlü'' ... Bu sebepten dolayi soyle derler... ''Domuz kadar aç''... | Snatch-1 | 2000 | |
| ...''as greedy as a pig.'' | ...''as greedy as a pig.'' ...deyimi buradan gelir. ...deyimi buradan gelir. ...''Domuz gibi istahli.'' ...deyimi buradan gelir. | Snatch-1 | 2000 | |
| Well, thank you for that. That's a great weight off me mind. | Well, thank you for that. That's a great weight off me mind. Şey, teşekkür ederim bilgi için. Gerçekten çok iyi aydınlattın beni. Sağol. Beni büyük bir dertten kurtardın. Verdigin bilgiler icin tesekkurler. Oldukca aydinlandim. Şey, teşekkür ederim bilgi için. Gerçekten çok iyi aydınlattın beni. | Snatch-1 | 2000 | |
| Now, if you wouldn't mind telling me who the fuck you are... | Now, if you wouldn't mind telling me who the fuck you are... Şimdi, eğer bana kim olduğunu söylemezsen... Şimdi sakıncası yoksa kimin nesi olduğunu söyle. Simdi eger senin icin sakincasi yoksa soyler misin, kimsin sen lanet olasica... Şimdi, bana kim olduğunu söyler misin? | Snatch-1 | 2000 | |
| ...apart from someone who feeds people to pigs, of course. | ...apart from someone who feeds people to pigs, of course. ...domuz besleyen bir salak olduğunun dışında elbette. Domuzlara insan yediren biri olman hariç. ...tabi domuzlari insan ile besleyen biri oldugunun disinda. Domuz besleyen bir salak olmanın dışında elbette. | Snatch-1 | 2000 | |
| Do you know what ''nemesis'' means? | Do you know what ''nemesis'' means? ''Nemesis'' ne demek biliyormusun? '' Nemesis'' ne, bilir misiniz? 'Nemesis' ne anlama gelir bilir misiniz? ''Nemesis'' ne demek biliyor musun? | Snatch-1 | 2000 | |
| ''A righteous infliction of retribution... | ''A righteous infliction of retribution... ''Hakedilen cezanın haklı cezası.. '' Uygun bir görevli tarafından... ''hakedilen cezanin dogru olarak yerine getirilmesi...'' ''Hakedilen cezanın haklı cezasının... | Snatch-1 | 2000 | |
| ...manifested by an appropriate agent.'' | ...manifested by an appropriate agent.'' ...ilgili bir ajan tarafından verilmesi'' Aynı gece Yesrip'e yola çıkmadan önce Peygamberimiz (S. A. V) tepenin... ...hak edilen bir cezanın infaz edilmesi.'' ...bir araci tarafindan.'' ...ilgili bir ajan tarafından verilmesi'' | Snatch-1 | 2000 | |
| Personified, in this case, by a horrible cunt: | Personified, in this case, by a horrible cunt: Kişileştirirsek, bu durumda, korkunç bir a.. olarak: Bu vakada zalim bir hergele kişiliğinde: bir kisi, ki bu durumda bela bir tip: Kişileştirirsek, bu durumda, korkunç bir sikici tarafından: | Snatch-1 | 2000 | |
| Me. | Me. Ben. Ben. Ben. Ben. | Snatch-1 | 2000 | |
| Gentlemen.... | Gentlemen.... Baylar.... Beyler. Baylar.... Baylar.... | Snatch-1 | 2000 | |
| Why can't you find me Franky, Doug? | Why can't you find me Franky, Doug? Neden bana Franky i bulmuyorsunuz, Doug? Franky'yi niye bulamıyorsun? Bana neden Franky`i bulamiyorsun, Doug? Neden bana Franky'yi bulamıyorsun, Doug? | Snatch-1 | 2000 | |
| Avi, what do you want me to do? l'm not a bounty hunter. | Avi, what do you want me to do? l'm not a bounty hunter. Avi, Ne yapmamı istiyorsun? Ben bir kelle avcısı değilim. Avi, ne yapmamı istiyorsun? Ben kelle avcısı değilim. Avi, benden ne yapmami bekliyorsun? Ben bir odul avcisi degilim. Avi, ne yapmamı istiyorsun? Ben bir kelle avcısı değilim. | Snatch-1 | 2000 | |
| What about Tony? | What about Tony? Tony e ne dersin? Tony'ye ne dersin? Peki ya Tony? Tony'e ne dersin? | Snatch-1 | 2000 | |
| Bullet Tooth Tony. | Bullet Tooth Tony. Kurşun diş ony. Mermi Diş Tony. Kursun dis Tony. Kurşun Diş Tony? 843 00:55:15,680 > 00:55:16,476 Kurşun Diş'te kim? | Snatch-1 | 2000 | |
| Who's Bullet Tooth | Who's Bullet Tooth Kurşun diş te kim Mermi Diş kim? Kim bu kursun dis | Snatch-1 | 2000 | |
| Tony! You silly fuck. | Tony! You silly fuck. Tony! Seni salak lanet Tony! Seni salak şey. Tony! Seni pic. Tony! Seni amına koduğum! | Snatch-1 | 2000 | |
| He's a liability. | He's a liability. O bir sorumluluk. Başa dert olur. O sorumluluk ornegidir. O bir sorumluluktur. | Snatch-1 | 2000 | |
| He'd find Moses and the burning bush. | He'd find Moses and the burning bush. Musa ve yanan çalıyı bile bulabilir. Bulamayacağı şey yoktur. Aradigin kisiyi mutlaka bulur. Yanan çalının içinde Musa'yı bile bulabilir. | Snatch-1 | 2000 | |
| You are gonna die, Tony! | You are gonna die, Tony! Öleceksin Öleceksin, Tony! Oleceksin, Tony! Öleceksin, Tony! | Snatch-1 | 2000 | |
| He got shot six times, had the bullets moulded into gold. | He got shot six times, had the bullets moulded into gold. Tam altı defa vuruldu, altın kaplı kurşunlarla. Altı kez vurulup, mermileri altın kaplattı. Alti defa vuruldu, Mermileri altinla erittirdi. Tam altı defa vuruldu ve kurşunları altın kaplattı. | Snatch-1 | 2000 | |
| l shoot you, you go down! | l shoot you, you go down! Sein vurdum, yere düşmelisin! Seni vurunca, ölürsün! Seni vurdum, yere dusmen gerek! Seni vurdum, yere düşmelisin! | Snatch-1 | 2000 | |
| He has two in his teeth that Dad did, so he loves Dad. | He has two in his teeth that Dad did, so he loves Dad. İkisini Dad in yaptığı dileriyle tuttu. Dad i çok sever. İki dişi mermi. Babam yaptı. Babamı çok sever. Dad`in attigi mermilerden yaptigi iki tanesi dislerinde, yani Dad`i sever. Dişlerinde babamın yaptığı ikisini taşır. Onun için babamı sever. | Snatch-1 | 2000 | |
| Why don't you fucking die? | Why don't you fucking die? Lanet olsun. Neden ölmüyorsun? Niye ölmüyorsun? Neden olmuyorsun, lanet olasi? Neden ölmüyorsun amına koyim? | Snatch-1 | 2000 | |
| He's the best chance you got. Six times? | He's the best chance you got. Six times? O sahip olacağın en iyi şans. Altı defa? En iyi şansın o. Altı tane mi? O sahip oldugun en iyi firsat. Alti kere mi? Franky için elinizdeki en iyi şans o. Altı kere mi? | Snatch-1 | 2000 | |
| ln one sitting. | ln one sitting. Bir defada. Bir defada. Bir seferde. Bir defada. | Snatch-1 | 2000 | |
| You're in trouble now. | You're in trouble now. Şimdi başın dertte. Şimdi başın dertte. Simdi basin dertte. Şimdi başın dertte. | Snatch-1 | 2000 | |
| Sounds promising. What are we waiting for? | Sounds promising. What are we waiting for? Kulağa güzel geliyor. Neden bekliyorsun. Umut verici. Ne bekliyoruz? Gayet uygun. Ne bekliyoruz? Kulağa güzel geliyor. Ne bekliyoruz. | Snatch-1 | 2000 | |
| Bonjour. | Bonjour. Bonjur. BonJour. Bonjour. Bonjour? | Snatch-1 | 2000 | |
| What's so fucking important? | What's so fucking important? Bu kadar önemli olan ne? O kadar önemli olan ne? Bu kadar onemli olan ne? Bu kadar önemli ne anlatacaksın bakalım? | Snatch-1 | 2000 | |
| Why do you think we've got a dead man... | Why do you think we've got a dead man... Sence ne, ölü bir adamımız var.. Bay Pulford, sizce burada... Sence neden ofisimizde bir kolu eksik... Sizce neden ölü bir adamımız var... | Snatch-1 | 2000 | |
| ...missing an arm in our office? Talk to me, tell me. | ...missing an arm in our office? Talk to me, tell me. ...bir koluda ofisimizde? Konuş benimle. Anlat bana. ...neden kolsuz bir ölü var? Konuş. ...olu bir adam var? Konus, soyle. ...ve bir kolu yok? Peki anlat bakalım. | Snatch-1 | 2000 | |
| You give us four days... | You give us four days... Bize dört gün verin... Bize dört gün verin. Bize dort gun ver... Bize dört gün verin... | Snatch-1 | 2000 | |
| ...l'll get you a stone the size of a fucking home. l kid you not. | ...l'll get you a stone the size of a fucking home. l kid you not. ...Size bir ev büyüklüğünde elmas getireyim. Şaka yapmıyorum. Size ev kadar bir taş getireyim. Şaka etmiyorum. ...size lanet bir ev buyuklugunde bir tas getiricem, saka yapmiyorum. ...size bir ev büyüklüğünde elmas getireyim. Şaka yapmıyorum. | Snatch-1 | 2000 | |
| What do you think, Errol? | What do you think, Errol? Ne düşünüyorsun, Errol? Ne düşünüyorsun? Ne dusunuyorsun, Errol? Ne düşünüyorsun, Errol? | Snatch-1 | 2000 | |
| l think we should drip dry them, while we got the chance. | l think we should drip dry them, while we got the chance. Bence onları kıyma yapalım, halen şansımız varken. Fırsatımız varken onları kesip asalım. Bence hala sansimiz varken onlari keselim. Bence hala şansımız varken onları kıyma yapalım. | Snatch-1 | 2000 | |
| lt was a rhetorical question, Errol. | lt was a rhetorical question, Errol. Laf olsun diye sormuştum, Erol. Laf olsun diye sordum. Oylesine sorulmus bir soruydu, Errol. Laf olsun diye sormuştum, Errol. | Snatch-1 | 2000 | |
| What have l told you about thinking? | What have l told you about thinking? Sana düşünme hakkında ne söylemiştim? Düşünmek konusunda ne dedim sana? Sana dusunmek konusunda ne soylemistim? Sana düşünme hakkında ne söylemiştim? | Snatch-1 | 2000 | |
| You got 48 hours. Yeah. | You got 48 hours. Yeah. 48 saatiniz var. Evet. 48 saatiniz var. Evet. 48 saatiniz var. Evet. 48 saatiniz var. Tamam. | Snatch-1 | 2000 | |
| You can keep that silly, fat wanker. The lads can't lift him. | You can keep that silly, fat wanker. The lads can't lift him. Şu salak, şiman otuzbirciyide alın. Kadınlar onu kaldıramaz. Bu aptal şişko kalsın. Onu kaldıramıyorlar. Bu aptal siskoyu da alin, cocuklar onu kaldiramiyorlar nasilsa. Şu salak, şişman otuzbirciyide alın. Çocuklar onu kaldıramıyor. | Snatch-1 | 2000 | |
| Forty eight hours. | Forty eight hours. 48 saat. Kırk sekiz saat. 48 saat. 48 saat. | Snatch-1 | 2000 | |
| After that it's your family... | After that it's your family... Sonra ailenizden.. Ondan sonra aileniz. Vakit dolduktan sonra... Sonra aileniz işe karışır. | Snatch-1 | 2000 | |
| ...and the pigs finish what the dogs don't do. | ...and the pigs finish what the dogs don't do. ...arta kalanları köpekler ve domuzlar paylaşacak. Ve köpeklerin yapmadığını domuzlar bitirir. ...bizim basladigimizi domuzlar bitirir. ...ve köpeklerin bıraktığı işi domuzlar bitirir. | Snatch-1 | 2000 | |
| So, what should l call you? Should l call you ''Bullet''? ''Tooth''? | So, what should l call you? Should l call you ''Bullet''? ''Tooth''? Seni nasıl çağırayım? ''Kurşun''? , ''Diş'' ? Sana ne diyeyim? '' Mermi'' mi, '' Diş'' mi? Seni nasil cagiriyim? Kursun Tony mi? Dis Tony mi? Seni nasıl çağırayım? ''Kurşun''? , ''Diş'' ? | Snatch-1 | 2000 | |
| Call me ''Susan'' if it makes you happy. | Call me ''Susan'' if it makes you happy. Bana ''Susan''de. Eğer seni memnun edecekse. İstersen ''Susan'' de. Eger seni memnun edecekse Susan bile diyebilirsin. Bana ''Susan''de. Eğer seni memnun edecekse. | Snatch-1 | 2000 | |
| Tony, there is a man l'd like you to find. | Tony, there is a man l'd like you to find. Tony, senden birini bulmanı istiyorum. Tony, bulmanı istediğim bir adam var. Tony, bulmani istedigim bir adam var. Tony! Senden birini bulmanı istiyorum. | Snatch-1 | 2000 | |
| That depends on all the elements in the equation. How many are there? | That depends on all the elements in the equation. How many are there? Bu denklemdeki elemanlara bağlı, Kaç tane var? Bu, denklemin tüm elemanlarına bağlı. Kaç para var? Bu sorunun icindeki bilinenlere bagli. Neleri biliyoruz? Bu denklemdeki elemanlara bağlı. Kaç tane var? | Snatch-1 | 2000 | |
| Forty thousand. | Forty thousand. 40 bin. Kırk bin. Kirk bin pound. 40 bin. | Snatch-1 | 2000 | |
| Where was he last seen? | Where was he last seen? En son nerede görüldü? En son nerede görülmüş? En son nerde goruldu? En son nerede görüldü? | Snatch-1 | 2000 | |
| At a bookies. | At a bookies. Bir gişede. Bir bahisçide. Bahiscide. Bir bahisçide. | Snatch-1 | 2000 | |
| Bookies? | Bookies? Gişe? Bahisçi mi? Bahiscide mi? Bahisçide? | Snatch-1 | 2000 | |
| Pass us the blower, Susi. | Pass us the blower, Susi. Vantilatörü bize de çevir, Susi. Telefonu ver, Susi. Telefonu uzat Susi. Vantilatörü bize çevir, Susi. | Snatch-1 | 2000 | |
| Bookies got blagged last night. Blagged? Speak English. | Bookies got blagged last night. Blagged? Speak English. Gişeler geçen gece hortumlandı. Hortumlandı? İngilizce konuş. Bir bahisçi kaldırılmış. İngilizce konuş. Bahisciyi dun yoldular. Yolmak mi? Ingilizce konus. Bahisçi dün gece hortumlandı. Hortumlandı mı? Aynı dili mi konuşuyoruz? | Snatch-1 | 2000 | |
| This country spawned the language, and nobody seems to speak it. | This country spawned the language, and nobody seems to speak it. Bu ülke dilini kaybetti ve kimse İngilizce konuşmuyor. Bu dili bu ülke yarattı, ama kimse konuşmuyor. Bu ulke ingilizce`nin icine etti. Kimse artik ingilizce konusmuyor. Bu ülke dilini kaybetti ve kimse anlayabileceğim şekilde konuşmuyor. | Snatch-1 | 2000 | |
| Blagged, robbed. | Blagged, robbed. Hrtumlandı, soyuldu. Kaldırılmış: Soyulmuş. Yolmak, soymak. Hortumlandı, soyuldu. | Snatch-1 | 2000 | |
| We'll see a man that may know something. | We'll see a man that may know something. Bir şeyle bilen birini göreceğiz. Bilen birini göreceğiz. Birseyler bilme ihtimali olan birini gormeye gidiyoruz. Haberi olan birini görmeye gideceğiz. | Snatch-1 | 2000 | |
| l need a gun. | l need a gun. Bir silaha ihtiyacım var Bana silah lazım. Bir silaha ihtiyacim var. Bir silaha ihtiyacım var | Snatch-1 | 2000 | |
| You don't, Rosebud, me old son. You need me. | You don't, Rosebud, me old son. You need me. İhtiyacın yok, Rosebud, benim eski dostum. Bana ihtiyacın var. Hayır, oğlum. Sana ben lazımım. Hayir yok, bana ihtiyacin var. İhtiyacın yok, Rosebud, benim eski dostum. Bana ihtiyacın var. | Snatch-1 | 2000 | |
| l got fucking black ink all over fuck boy. | l got fucking black ink all over fuck boy. Tüm siyah mürekkepi lanet çocuğun başından aşağı döktüm. Üstüm siyah mürekkep oldu. Lanet olasi cocugun ustune bastan asagiya siyah murekkep doktum. Koduğumun siyah mürekkebini mal eşşeğinin üzerine döktüm. | Snatch-1 | 2000 | |
| He's stained for fucking life. | He's stained for fucking life. Hayatı boyunca lekeli kaldı. Ömür boyu lekelendi. Lanet bir zenciye donmus. Hayatı boyunca lekeli kaldı. | Snatch-1 | 2000 | |
| That and the golden teeth as well. Fucking hell | That and the golden teeth as well. Fucking hell Ve şu altın dişte öyle. Lanet olsun Bir de altın dişleri. Bu ve bir de altin dis. Lanet olsun... 889 00:57:37,800 > 00:57:39,074 Pekala, Mullet? Ve şu altın dişte öyle. Siktir et! | Snatch-1 | 2000 | |
| All right, Mullet? | All right, Mullet? Tama,Mullet? Ne haber, Balık? Pekala, Mullet? | Snatch-1 | 2000 | |
| How you doing? You all right, mate? | How you doing? You all right, mate? Nasıl gidiyor? Sen iyimisin, dostum? Nasılsın, dostum? Neler yapiyorsun? Iyi misin ahbap? Nasıl gidiyor, Tony? İyi misin, ortak? | Snatch-1 | 2000 | |
| Nice tie. | Nice tie. Güzel kıravat. Güzel kravat. Guzel kravat. Güzel kravat. | Snatch-1 | 2000 | |
| l heard you weren't about that much. | l heard you weren't about that much. Duyuduğuma göre civarda pek görünmüyormuşsun. Ortalıkta pek yoktun. Bu isleri biraktigini duydum. Duyduğuma göre civarda pek görünmüyormuşsun. | Snatch-1 | 2000 | |
| Still warm, the blood that courses through my veins. | Still warm, the blood that courses through my veins. Hala sıcak, Damarlarımdan akan kan gibi. Damarımda dolaşan kan hala sıcak. Damarlarimdaki kan hala sicak akiyor. Alakası yok. Hala sıcağım, damarlarımdan akan kan gibi. | Snatch-1 | 2000 | |
| Unlike yours, Mullet. | Unlike yours, Mullet. Seninki gibi değil, Mullet. Seninkinin aksine. Seninkinin aksine, Mullet. Seninki gibi değil, Mullet. | Snatch-1 | 2000 | |
| Who blagged Brick Top's bookies? | Who blagged Brick Top's bookies? Tuğla kafanın gişesini kim hortumladı? Tuğla'nın yerini kim soydu? Tugla kafanin bahiscisini kim yoldu? Baş Tuğla'nın bahisçisini kim hortumladı? | Snatch-1 | 2000 | |
| Do me a favour, Tone. l will do you a favour, Mullet. | Do me a favour, Tone. l will do you a favour, Mullet. Ban bir iyilik yap, Tone. Sana bir iyilik yapacağım, Mullet. Bir kıyak geç, Tone. Sana kıyak geçerim, Mullet. Bana bir iyilik yap, Tone. Sana bir iyilik yapacagim, Mullet. Yapma Tony. Yapacağım, Mullet. | Snatch-1 | 2000 | |
| l'll not bash the fuck out of you in front of all your girlfriends. | l'll not bash the fuck out of you in front of all your girlfriends. Seni kızarkadaşlarının önünde pataklamıyacağım. Kız arkadaşlarının önünde seni hastanelik etmeyeceğim. Kafani kiz arkadaslarinin onunde patlatmiycam. Seni kız arkadaşlarının önünde pataklamıyacağım. | Snatch-1 | 2000 | |
| Gonna make it worth my while, mate? Jesus, you know how it is, man. | Gonna make it worth my while, mate? Jesus, you know how it is, man. Bu değer mi, ahbap? İsa adına, bilirsin işte, adamım. Zamanıma değecek mi? Nasıl olduğunu bilirsin, dostum. Tanrim, bu isler nasildir bilirsin. Buna değer mi, ahbap? İsa adına, bu işler nasıldır bilirsin, adamım. | Snatch-1 | 2000 | |
| Comfortable, Mullet? | Comfortable, Mullet? Rahatmı, Mullet? Rahat mısın, Balık? Rahat misin, Mullet? Rahat mı, Mullet? | Snatch-1 | 2000 | |
| lt's sadly ironic it's that tie that's got you into this pickle. | lt's sadly ironic it's that tie that's got you into this pickle. Seni bu hale kıravatının getirmesi ne kadar üzücü bir ironi değil mi? Bu belaya kravatın yüzünden girmen ne kötü. Uzucu bir sekilde ironik, seni buraya sIkIstIran sey su kravatin oldu. Kravatının seni bu hale getirmesi ne kadar üzücü bir ironi değil mi? | Snatch-1 | 2000 | |
| Now, you take all the time you want, mate. | Now, you take all the time you want, mate. Şimdi, sana istediğin kadar zaman, ahbap. Şimdi istediğin kadar bekle. Simdi zamanin bol, istedigin gibi harca ahbap. Şimdi, sana istediğin kadar zaman, ahbap. | Snatch-1 | 2000 | |
| What the fuck you doing, Tone? | What the fuck you doing, Tone? Lanet olsun.Ne yapıyorsun, Tone? Ne yapıyorsun lan, Tone? Kahretsin ne yapiyorsun, Tone? Lanet olsun. Ne yapıyorsun, Tony? | Snatch-1 | 2000 |