• tr flag Türkçe
    • en flag İngilizce

Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 148011

İngilizce Türkçe Film Adı Film Yılı Ayrıntılar
Obviously! Bu aşikâr! evet tabiki! Bu aşikâr! Seven Pounds-1 2008 info-icon
If I'm able to manage and personal money in this way ... Bunu daha önce yapabilseydim... simdi yapilacak islerim var. Bunu daha önce yapabilseydim... Seven Pounds-1 2008 info-icon
You never have be here. No offense. ...sen de orada oturuyor olmazdın. Darılmak yok. oturmasaydin daha iyi olurdu. kirilma. ...sen de orada oturuyor olmazdın. Darılmak yok. Seven Pounds-1 2008 info-icon
Is your BMW's out? Dışarıdaki BMW senin mi? disaridaki yeni BMW'n mi? Dışarıdaki BMW senin mi? Seven Pounds-1 2008 info-icon
Ben, look what I mean ... Ben, demek istediğim... Ben, demek istedigim... Ben, demek istediğim... Seven Pounds-1 2008 info-icon
When I learned that the transplant bone marrow he got it ... ...kemik iliği naklinin başarılı olmadığını öğrendiğimde... kemik iligi naklinin basarisiz olacagini ogrendigim zaman... ...kemik iliği naklinin başarılı olmadığını öğrendiğimde... Seven Pounds-1 2008 info-icon
I know what is the status of your care. Sağlık durumunun farkındayım. ne yani, saglik durumun kotuye mi gidiyor. Sağlık durumunun farkındayım. Seven Pounds-1 2008 info-icon
Status is not promiþãtoare for me. Durumum benim açımdan hiç de umut verici değil. bu durum benim icin o kadar da umut verici degil. Durumum benim açımdan hiç de umut verici değil. Seven Pounds-1 2008 info-icon
Remember ... Bak. bak, Bak. Seven Pounds-1 2008 info-icon
In January, I'll get a bonus. Ocak'ta, ikramiye alacağım. ocakta ikramiye alicam. Ocak'ta, ikramiye alacağım. Seven Pounds-1 2008 info-icon
We need that the postponement of six months. Altı aylık ertelemeye gerçekten ihtiyacım var. su alti aylik ertelemeye gercekten ihtiyacim var. Altı aylık ertelemeye gerçekten ihtiyacım var. Seven Pounds-1 2008 info-icon
I mean, I do everything I can here, I swear. Demek istediğim, elimden gelen her şeyi yapacağım, söz veriyorum. bak, burada yapabildigimin en iyisini yapiyorum, emin ol. Demek istediğim, elimden gelen her şeyi yapacağım, söz veriyorum. Seven Pounds-1 2008 info-icon
I'll go ... Keep in touch. Kendim çıkarım. İrtibatta olalım. disari kendim cikarim... sonra gorusuruz. Kendim çıkarım. İrtibatta olalım. Seven Pounds-1 2008 info-icon
Thanks, I appreciate enormously. Thus, like tigã everybody, right? Teşekkürler, durumu iyice kavradım. Böylece herkes kazanır, değil mi? tesekkur ederim, gercekten.. demek istedigim, herkez bu duruma dusebilir degil mi? Teşekkürler, durumu iyice kavradım. Böylece herkes kazanır, değil mi? Seven Pounds-1 2008 info-icon
I'm called Ben. Adım Ben. benim adim Ben. Adım Ben. Seven Pounds-1 2008 info-icon
You do not know if there a point I speak not with me, Benimle konuşmak istemezseniz bunu gerçekten anlarım. eger benimle konusmazsaniz gercekten anlarim Benimle konuşmak istemezseniz bunu gerçekten anlarım. Seven Pounds-1 2008 info-icon
but I like to kidnap Just a minute of your time Sadece bir dakikanızı ayırırsanız minnettar kalırım. fakat bana bir dakikanizi ayirirsaniz gercekten memnun olurum. Sadece bir dakikanızı ayırırsanız minnettar kalırım. Seven Pounds-1 2008 info-icon
I'm trying to find out What kind of man is Stewart Goodman. Stewart Goodman'in nasıl biri olduğunu öğrenmeye çalışıyorum. Stewart Goodman'in nasil biri oldugunu anlamaya calisiyorum. Stewart Goodman'in nasıl biri olduğunu öğrenmeye çalışıyorum. Seven Pounds-1 2008 info-icon
It's in my power to change the situation radically. Bulunduğu durumu tamamen değiştirebilirim. onun su anki bulundugu noktayi degistirebilecek guce sahibim. Bulunduğu durumu tamamen değiştirebilirim. Seven Pounds-1 2008 info-icon
But I do not want to give a gift you do not deserve it. Ama ona hak etmediği bir hediye vermek istemiyorum. fakat ona haketmedigi bir sey vermek istemiyorum. Ama ona hak etmediği bir hediye vermek istemiyorum. Seven Pounds-1 2008 info-icon
Want to Tell me if or is not a good man. Senden, onun iyi biri olup olmadığını söylemeni istiyorum. senden onun neden iyi yada kotu biri oldugunu soylemeni istiyorum. Senden, onun iyi biri olup olmadığını söylemeni istiyorum. Seven Pounds-1 2008 info-icon
"The medicine that I get I do not ameþesc. " "Verdiği ilaç beni sersemletiyor." "bana verdikleri ilac basimi donduruyor. " "Verdiği ilaç beni sersemletiyor." Seven Pounds-1 2008 info-icon
"I want another." "Başka bir ilaç istiyorum." "baska bir tane istiyorum." "Başka bir ilaç istiyorum." Seven Pounds-1 2008 info-icon
It seems very reasonable, Inez. What else? Bu çok mantıklı, Inez. Başka bir şey var mı? bu gercekten dogru bir neden, Inez. Bu çok mantıklı, Inez. Başka bir şey var mı? Seven Pounds-1 2008 info-icon
You can trust me. Bana güvenebilirsin. baska ne var? Bana güvenebilirsin. Seven Pounds-1 2008 info-icon
What else, Inez? Başka bir şey var mı, Inez? bana guvenebilirsin. baska ne var, Inez? Başka bir şey var mı, Inez? Seven Pounds-1 2008 info-icon
I punishments me? In what way? ''Bana eziyet ediyor.'' Sana nasıl eziyet ediyor? seni cezalandiriyor. nasil cezalandiriyor? ''Bana eziyet ediyor.'' Sana nasıl eziyet ediyor? Seven Pounds-1 2008 info-icon
What is your punishment it, Inez? Sana nasıl eziyet ediyor, Inez? seni nasil cezalandiriyor, Inez? Sana nasıl eziyet ediyor, Inez? Seven Pounds-1 2008 info-icon
Where's the bathroom? Right. Banyo nerede? Sağda. banyo nerde? sagda. Banyo nerede? Sağda. Seven Pounds-1 2008 info-icon
Is something wrong? Bir sorun mu var? bu senin problemin mi? Bir sorun mu var? Seven Pounds-1 2008 info-icon
Do the bathroom. Now! Of course! Yıkayın onu. Hemen! Elbette! ona banyo yaptirin. hemen! kesinlikle! Yıkayın onu. Hemen! Elbette! Seven Pounds-1 2008 info-icon
Thanks. Thanks ... Teşekkürler. Teşekkürler... tesekkurler. tesekkurler ... Teşekkürler. Teşekkürler... Seven Pounds-1 2008 info-icon
Ben, I think you have made I think itã mistake. Ben, sanırım yanlış bir izlenime kapıldın. Ben, sanirim burada bir yanlis anlama var. Ben, sanırım yanlış bir izlenime kapıldın. Seven Pounds-1 2008 info-icon
Going to go around from time to time Bazen, senin gibilerin gösterdiği lanet alakadan... senin gibi lanet insanlarin beklentilerini karsilamamak icin, Bazen, senin gibilerin gösterdiği lanet alakadan... Seven Pounds-1 2008 info-icon
to make sure that I think respecþi people you knew. ... ötürü duruyorum. zaman zaman bu isi birakmak istiyorum. ... ötürü duruyorum. Seven Pounds-1 2008 info-icon
It's a surprise, right? Not so you act with people. Ortada bir yanlış anlama var. Tamam mı? İnsanlarla böyle oynama. bu anlasilir gibi degil tamam mi? insanlari bu sekilde tehdit etme. Ortada bir yanlış anlama var. Tamam mı? İnsanlarla böyle oynama. Seven Pounds-1 2008 info-icon
Let me explain to you, Ben. Do not you agree postponement. Açıklamama izin ver, Ben. Ertelemeyi kabul etmiyorum. aciklamama izin ver, Ben. sana uzatma hakki vermiyorum. Açıklamama izin ver, Ben. Ertelemeyi kabul etmiyorum. Seven Pounds-1 2008 info-icon
Does not give you anything! Sana hiçbir şey vermiyorum! hayir sana hic birsey vermiyorum! Sana hiçbir şey vermiyorum! Seven Pounds-1 2008 info-icon
I almost thought, you bastard. I almost thought! Neredeyse sana inanıyordum, orospu çocuğu. Neredeyse inanıyordum! sana neredeyse inaniyordum orospu cocugu. neredeyse inaniyordum! Neredeyse sana inanıyordum, orospu çocuğu. Neredeyse inanıyordum! Seven Pounds-1 2008 info-icon
Hi! Selam! hey! Selam! Seven Pounds-1 2008 info-icon
Hi, Michelle. Selam, Michelle. merhaba, Michelle. Selam, Michelle. Seven Pounds-1 2008 info-icon
Good to see you. Me too. İyi görünüyorsun. Sen de. seni gordugume sevindim. bende. İyi görünüyorsun. Sen de. Seven Pounds-1 2008 info-icon
What are you doing? Okay. Nasılsın? iyiyim. nasilsin? iyi. Nasılsın? iyiyim. Seven Pounds-1 2008 info-icon
Hey, man. What are you doing here? Hey, adamım. Burada ne yapıyorsun? Hey, adamim. ne yapiyorsun burada? Hey, adamım. Burada ne yapıyorsun? Seven Pounds-1 2008 info-icon
I came to see if Do you fight at all. Onun, senin kıçını hâlâ tekmelediğinden emin olmaya geldim. sey, buraya gelip onun hala hergun senin kicini tekmelediginden emin olmak istedim. Onun, senin kıçını hâlâ tekmelediğinden emin olmaya geldim. Seven Pounds-1 2008 info-icon
And that's it. Öyle. ve bende oyle yapiyorum. Öyle. Seven Pounds-1 2008 info-icon
Can we talk a little bit? Yes. Bize bir dakika verir misin, tatlım? Evet. bize biraz izin verir misin? tabii. Bize bir dakika verir misin, tatlım? Evet. Seven Pounds-1 2008 info-icon
Are you all right? Yes. You said you call me. İyi misin? Evet, iyiyim. Arayacağını söylemiştin. sen iyi misin? evet. beni arayacagini soylemistin. İyi misin? Evet, iyiyim. Arayacağını söylemiştin. Seven Pounds-1 2008 info-icon
On 15. Today we are 19. On beşinde. Bugün on dokuzundayız. 15'inde. bugun 19'u. On beşinde. Bugün on dokuzundayız. Seven Pounds-1 2008 info-icon
I know, the doctor had no results, so I had what information to give you. Biliyorum, doktor hâlâ sonuçları almadı. O yüzden sana ne söyleyeceğimi bilmiyorum. biliyorum, doktor halen sonuclari vermedi. yani sana soyleyebilecegim birsey yok. Biliyorum, doktor hâlâ sonuçları almadı. O yüzden sana ne söyleyeceğimi bilmiyorum. Seven Pounds-1 2008 info-icon
And even so, I should call. Yine de arayabilirdin. halen beni arayabilirsin. Yine de arayabilirdin. Seven Pounds-1 2008 info-icon
No? Yes, I know. Değil mi? Evet, biliyorum. degil mi? Değil mi? Evet, biliyorum. Seven Pounds-1 2008 info-icon
There are friends, right? Yes. Hâlâ dostuz, değil mi? Evet. hala arkadasiz, degil mi? evet. Hâlâ dostuz, değil mi? Evet. Seven Pounds-1 2008 info-icon
I'm looking and I get some people, understand? Sadece. Vicdan muhasebesi yapıyorum. ben sadece, sadece arayis icindeyim, anliyor musun? Sadece. Vicdan muhasebesi yapıyorum. Seven Pounds-1 2008 info-icon
Do not do that. Bunu yapma. boyle yapma. Bunu yapma. Seven Pounds-1 2008 info-icon
We have a plan. I know. Bir planımız var. Biliyorum. bizim bir planimiz var. biliyorum. Bir planımız var. Biliyorum. Seven Pounds-1 2008 info-icon
Do what you promised. That'll do. Verdiğin sözü tut. Tutacağım. bana soz verdigin seyi yap. yapicam. Verdiğin sözü tut. Tutacağım. Seven Pounds-1 2008 info-icon
Do you know I can rent clubs from the club. Kulübün, golf sopası kiraladığını biliyor musun? kulupte kiralik golf sopalarinin oldugunu biliyorsun, degil mi? Kulübün, golf sopası kiraladığını biliyor musun? Seven Pounds-1 2008 info-icon
I know this very well. I guess I do not want to get beat today. Bunu biliyorum. Ama sanırım bugün kıçımı tekmeletmeyeceğim. evet biliyorum. fakat ben kicima tekme yemek istemiyorum. Bunu biliyorum. Ama sanırım bugün kıçımı tekmeletmeyeceğim. Seven Pounds-1 2008 info-icon
I looked at him or me? Ona mı bakıyorsun, bana mı? onlara mi bakiyorsun yoksa bana mi? Ona mı bakıyorsun, bana mı? Seven Pounds-1 2008 info-icon
In fact, just sat here. Aslında, sadece burada oturuyorum. aslinda, sadece burada oturuyorum. Aslında, sadece burada oturuyorum. Seven Pounds-1 2008 info-icon
I do it right? Yanlış bir şey mi yaptım yoksa? yanlis birsey mi yaptim? Yanlış bir şey mi yaptım yoksa? Seven Pounds-1 2008 info-icon
I think I saw recently in the elevator. Yes ... Sanırım geçenlerde seni asansörde gördüm. Evet... sanirim seni gecen gun asansorde gordum. evet... Sanırım geçenlerde seni asansörde gördüm. Evet... Seven Pounds-1 2008 info-icon
In fact, you do an audit. Aslında, denetimdeydiniz. aslinda, su anda denetim altindasiniz. Aslında, denetimdeydiniz. Seven Pounds-1 2008 info-icon
My name is Ben Thomas. I'm from the exchequer. Adım Ben Thomas. Devlet gelirleri dairesinden. Adim Ben Thomas. IRS icin calisiyorum. Adım Ben Thomas. Devlet gelirleri dairesinden. Seven Pounds-1 2008 info-icon
And you're owe the state with 56240.19 U.S. dollars. Devlete 56240.19 dolar borcunuz var. ve sizin devlete 56240.19 dolar borcunuz var. Devlete 56240.19 dolar borcunuz var. Seven Pounds-1 2008 info-icon
I know. And now, you scroll with me. Biliyorum. Bunun için buradayım. bi! bi! biliyorum. ve simdi, beni tanidin. Biliyorum. Bunun için buradayım. Seven Pounds-1 2008 info-icon
Instead there a point to contact, please, Miss Posar? Biraz oturabilir miyiz, lütfen, Bayan Posa? oturabilir misiniz, lutfen, Bayan Posa? Biraz oturabilir miyiz, lütfen, Bayan Posa? Seven Pounds-1 2008 info-icon
I looked over declaraþiile income in the past three years. Son üç yılın gelir tablosunu inceliyordum. son 3 yilin gelir tablosunu arastiriyorduk. Son üç yılın gelir tablosunu inceliyordum. Seven Pounds-1 2008 info-icon
2005, 200 ... You were ... 2005, 200 ... Siz... 2005, 200 ... 2005, 200 ... Siz... Seven Pounds-1 2008 info-icon
You were like in my room last night? Geçen gece odama geldiniz mi? gecen gece benim odama geldin mi? Geçen gece odama geldiniz mi? Seven Pounds-1 2008 info-icon
No, ma'am. I was in your room last night. Hayır, bayan. Geçen gece odanıza gelmedim. hayir, hanimefendi. gecen gece sizin odaniza gelmedim. Hayır, bayan. Geçen gece odanıza gelmedim. Seven Pounds-1 2008 info-icon
This is not protocol a staff of the exchequer. Bu Gelir Dairesi personellerinin bir protokolü değil. Normalde bu bir IRS protokolu degil. Bu Gelir Dairesi personellerinin bir protokolü değil. Seven Pounds-1 2008 info-icon
I looked over declaraþiile in 2005, 2006 and 2007 2005, 2006 ve 2007 senelerinin gelir tablolarını inceleyince... 2005, 2006 ve 2007'deki beyannamenize bakinca, 2005, 2006 ve 2007 senelerinin gelir tablolarını inceleyince... Seven Pounds-1 2008 info-icon
and appears to be a discrepanþã between the declaration and I. .. ...tablo ile beyannameniz arasında farklılıklar gördüm ve... ortada bir uyusmazlik var ve ben de.. ...tablo ile beyannameniz arasında farklılıklar gördüm ve... Seven Pounds-1 2008 info-icon
Mr Thomas ... Sayın Thomas. Bay Thomas ... Sayın Thomas. Seven Pounds-1 2008 info-icon
I have just been fired. İşten çıkarıldım. isimden kovuldum. Daha yeni taburcu oldum. Seven Pounds-1 2008 info-icon
So if I send in a prison of Tax Bu yüzden hapse atılana ya da başka bir şey olana kadar beni bırakın. yani ya IRS'i arayip beni hapse atin. Bu yüzden hapse atılana ya da başka bir şey olana kadar beni bırakın. Seven Pounds-1 2008 info-icon
I want very much to get home. Şimdi evime gitmek istiyorum. yoksa gercekten eve gitmek istiyorum simdi. Şimdi evime gitmek istiyorum. Seven Pounds-1 2008 info-icon
Sure. No problem. Tabii. Sorun değil. oh tabiki. problem degil. Tabii. Sorun değil. Seven Pounds-1 2008 info-icon
Þinem connection. Sizinle irtibatta olacağım. sizle irtibatta olucam. Sizinle irtibatta olacağım. Seven Pounds-1 2008 info-icon
Welcome to Travel Inn. How can I help? Konak Motel'e hoş geldiniz. Nasıl yardımcı olabilirim? Travel Inn'e hos geldiniz. nasil yardimci olabilirim? Konak Motel'e hoş geldiniz. Nasıl yardımcı olabilirim? Seven Pounds-1 2008 info-icon
I want a room. For how many hours? Bir oda istiyorum. Kaç saatliğine? bir oda istiyorum. kac saatlik? Bir oda istiyorum. Kaç saatliğine? Seven Pounds-1 2008 info-icon
A couple of weeks. İki hafta kadar. Seven Pounds-1 2008 info-icon
And seven people died in a serious accident Korkunç kazada yedi kişi yaşamını yitirdi. agir kazada 7 kisi oldu </ i> Korkunç kazada yedi kişi yaşamını yitirdi. Seven Pounds-1 2008 info-icon
That's right! Come on! Bu doğru! Haydi! boyle iste! hadi! Bu doğru! Haydi! Seven Pounds-1 2008 info-icon
Ready, ready, that is! Hazır, hazır, bu kadar! hazir, hazir, iste boyle! Hazır, hazır, bu kadar! Seven Pounds-1 2008 info-icon
Rico, finish it! Rico, bitir işini! Rico, bitir sunu! Rico, bitir işini! Seven Pounds-1 2008 info-icon
Anybody want to remind them of Rico where are we? Birisi Rico'ya nerede olduğumuzu hatırlatabilir mi? biri rico'ya nerede oldugumuzu hatirlatabilir mi? Birisi Rico'ya nerede olduğumuzu hatırlatabilir mi? Seven Pounds-1 2008 info-icon
In the sanctuary, Mr trainer! Tapınaktayız, koç! tapinaktayiz, koc! Tapınaktayız, koç! Seven Pounds-1 2008 info-icon
You will not hear. In the sanctuary, Mr trainer! Sizi duyamadım. Tapınaktayız, koç! duyamiyorum. tapinakta, koc! Sizi duyamadım. Tapınaktayız, koç! Seven Pounds-1 2008 info-icon
Specifically, Rico, in the sanctuary. Bu doğru, Rico, tapınaktayız. bu dogru, Rico, tapinaktayiz. Bu doğru, Rico, tapınaktayız. Seven Pounds-1 2008 info-icon
Now do 20 starts and stops. Şimdi, yirmi mekik çekiyorsunuz. simdi 20 mekik cekin. Şimdi, yirmi mekik çekiyorsunuz. Seven Pounds-1 2008 info-icon
Hi, I'm Emily Posa. Selam, ben Emily Posa. merhaba, ben emily poza. </ i> Selam, ben Emily Posa. Seven Pounds-1 2008 info-icon
I'm not home now, but leave a message and we'll call you back as soon as I can. Şu an evde değilim, mesaj bırakırsanız en kısa sürede sizi geri ararım. suanda evde degilim, fakat eger mesaj birakirsaniz olabildigince size donmeye calisicam. </ i> Şu an evde değilim, mesaj bırakırsanız en kısa sürede sizi geri ararım. Seven Pounds-1 2008 info-icon
Thanks. Teşekkürler. tesekkurler. </ i> Teşekkürler. Seven Pounds-1 2008 info-icon
Hi, my name is Susan Noah. Selam, adım Susan Noah. merhaba Emily, ben Susan Noah. </ i> Selam, adım Susan Noah. Seven Pounds-1 2008 info-icon
because I called a friend It was the link and was wondering ... Bir arkadaşım davetiye konusunda sizi önerdi ve ben de şaşırdım... aramamin nedeni bir arkadasima hediye icin, merak ediyordum da...</ i> Bir arkadaşım davetiye konusunda sizi önerdi ve ben de şaşırdım... Seven Pounds-1 2008 info-icon
Hi. I'm Emily. Selam. Ben Emily. merhaba. Ben Emily. Selam. Ben Emily. Seven Pounds-1 2008 info-icon
Yes, people do the wedding. Currently, can not receive. Evet, düğün davetiyeleri yapıyorum, ama şu anda başka davetiye yapamıyorum. evet, evlilik davetiyeleri yapiyorum. bugunlerde, istekleri karsilayamiyorum. Evet, düğün davetiyeleri yapıyorum, ama şu anda başka davetiye yapamıyorum. Seven Pounds-1 2008 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 148006
  • 148007
  • 148008
  • 148009
  • 148010
  • 148011
  • 148012
  • 148013
  • 148014
  • 148015
  • …
  • »
  • »»
Kısıtlı Mod:   
  • Katkıda Bulun
  • Hakkımızda
  • Sorumluluk Reddi
  • İletişim