• tr flag Türkçe
    • en flag İngilizce

Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 147830

İngilizce Türkçe Film Adı Film Yılı Ayrıntılar
Hello! Hello! We've brought you some strangers! Merhaba! Merhaba! Size biraz yabancı getirdik! Merhaba! Merhaba! Size misafir getirdik! Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
Hallooo! Hallooo! Where are you all? Merhaba! Merhaba! Hepiniz neredesiniz? Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
Are we never to have a moment to ourselves? Kendi başımıza bir dakika bile geçiremeyecek miyiz? Hiç baş başa kalamayacak mıyız? Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
Ah! There you are! Ah! Buradasınız! Ah! İşte buradasınız! Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
What a surprise we have for you! Sizin için güzel bir süprizimiz var! Sizin için bir süprizimiz var! Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
Here is my other daughter Charlotte and her husband, Mr Palmer! Bu benim diğer kızım Charlotte ve onun kocası, Bay Palmer! Bu benim diğer kızım Charlotte, ve onun kocası Bay Palmer! Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
I had no idea it could be them. We heard the carriage, Onların olabileceğini hiç düşünmemiştim.Arabanın sesini duyduk, Arabayı duyunca, onların olabileceğini düşünmemiştim. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
and thought it must be Colonel Brandon again. ve yine Albay Brandon olabileceğini düşündüm. Yine Albay Brandon geldi diye düşündük. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
Oh, what a delightful place. I do love a cottage, don't you, my love? Oh, ne güzel bir yer.Sayfiyeleri severim, ya sen aşkım? Ne güzel bir yer. Sayfiyeleri çok severim, ya sen aşkım? Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
I wanted Charlotte to stay home and rest, but she would come, Charlotte'ın evde kalıp dinlenmesini istedim, ama geldi, Charlotte'ın evde kalıp dinlenmesini istedim, ama geldi. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
she so longed to see you all! sizi görmeyi çok istedi! Sizi görmeyi çok istedi. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
She expects to be confined soon, you know! Bebek bekliyor,biliyorsunuz! Bebek bekliyor, biliyorsunuz! Yakında bebeği olacak biliyor musunuz? Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
And our nieces, the Miss Steeles, will be with us by the afternoon! Ve kuzenlerimiz,Bayan Steele'ler, öğlene bizimle beraber olacak! Ve kuzenlerimiz, Bayan Steele'ler, öğlene bizimle beraber olacak! Kuzenlerimiz Bayan Steele'ler, bu öğlen bizimle beraber olacak. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
Miss Lucy Steele is very eage to make the acquaintance Bayan Lucy Steele Bayan Dashwood'larla Bayan Lucy Steele, Dashwood bayanlarıyla... Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
of the Miss Dashwoods, you know! So! tanışmak için sabırsızlanıyor! Pekala! ...tanışmak için sabırsızlanıyor! Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
You are commanded to Barton Park for dinner! Akşam yemeğine Barton Park'a davetlisiniz! Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
But me no buts! The carriage will be sent for you at four o'clock! İtiraz istemem! Araba saat dörtte sizi almaya gelecek! Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
Come along, Palmer! Buraya gel, Palmer! Gidelim, Palmer! Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
Thats ceiling's very crooked. Bu çatı çok eğri. Bu tavan ne kadar eğri. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
Miss Dashwood, Miss Marianne, Miss Margaret Dashwood, Bayan Dashwood, Bayan Marianne, Bayan Margaret Dashwood, Bayan Dashwood, Bayan Marianne, Bayan Margaret Dashwood,... Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
allow me to introduce my second cousins by marriage, ikinci derece kuzenlerimi tanıştırmama izin verin, ...ikinci dereceden kuzenlerimi tanıştırmama izin verin. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
the Misses Steele. Bayan Steele'ler. Bayan Steele'ler! Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
Don't you think they're a fine pair of pretty girls? Sizce de hoş kızlar değil mi? Ne kadar güzel iki kız, öyle değil mi? Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
Oh, Sir John, for shame! Oh, Sör John, çok ayıp! Oh, Sir John, çok ayıp! Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
How do you like Devonshire, Miss Dashwood? Devonshire'ı seviyor musunuz,Bayan Dashwood? Devonshire'ı seviyor musunuz, Bayan Dashwood? Devonshire'ı nasıl buldunuz, bayan Dashwood? Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
Have you found any smart beaux? Hiç yakışıklı kavalyeler buldunuz mu? Yakışıklı bir kavalye buldunuz mu? Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
There cannot be so many here as there are in Sussex? Burada Sussex'de oldukları kadar çok olamazlar,değil mi? Burada Sussex'de oldukları kadar çok olamazlar, değil mi? Burada Susex'de olduğu kadar çok yok değil mi? Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
Anne, must you always be talking of beaux? Anne, her zaman kavalyelerden konuşmak zorunda mısın? Ann, sürekli erkeklerden bahsetmek zorunda mısın? Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
Some young ladies don't care for them, but I think they're vastly agreeable, Bazı genç hanımlar onlarla ilgilenmez, ama ben ce onlar çok hoşlar, Bazı genç hanımlar onlarla hiç ilgilenmez, ama bence çok hoşlar. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
provided they dress smart and behave civil. güzel giyimlerini ve hoş tavırlarını göz önünde bulundurursak. Hele ki iyi giyimli ve kibarlarsa. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
But I can not bear to see them dirty and nasty, can you? Ama ben onları kirli ve bakımsız görmeye dayanamam, ya siz? Ama onları kirli ve bakımsız görmeye dayanamam, ya siz? Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
Erm, no. Şey, hayır. Hayır. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
We've heard all about your sister's conquest, Hepimiz kızkardeşinizin keşfini duyduk, Hepimiz kız kardeşinizin fethini duyduk. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
and that Mr Willoughby is the smartest beau that anyone could wish for ve Bay Willoughby birinin arzu edebileceği en şık kavalye Bay Willoughby, birinin arzu edebileceği en şık kavalye. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
and prodigious handsome too! ve oldukça yakışıklı! Ayrıca çok yakışıklı. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
T'will be fine to have her married so young. Onun böyle genç yaşta evlenmesi güzel olacaktır. Onun böyle genç yaşta evlenmesi ne hoş. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
And I hope you may have as good luck yourself soon... Ve umarım yakında siz de bu kadar şanslı olabilirsiniz... Umarım yakında siz de aynı şansa sahip olursunuz. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
But perhaps you have a friend in the corner already! Ama belki köşede bir yerde zaten bir arkadaşınız vardır! Belki zaten bir köşede bekleyen bir arkadaşınız vardır! Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
Indeed she has, and he was in the neighbourhood very lately! Gerçekten de var,yakınlarda buraya uğradı! Gerçekten de var, yakınlarda buraya uğradı! Aslında var, daha yeni buraya uğradı, geçenlerde. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
And what is his name, pray? Oh, it is a great secret, İsmi nedir, yalvarırım? Oh, bu büyük bir sır, İsmi nedir Tanrı aşkına? Oh, bu büyük bir sır. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
but we all know that it begins with F. Ama hepimiz F ile başladığını biliyoruz. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
But more than that, we cannot say. Ama bundan fazlasını söyleyemeyiz. Bundan fazlasını söyleyemeyiz. Ferrars! Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
(Ferrars!) (Ferrars!) Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
We know a Mr Ferrars. He's a very agreeable young man... Biz bir Bay Ferrars tanıyoruz. Çok münasip genç bir beyefendi... Biz bir Bay Ferrars tanıyoruz. Çok hoş, genç bir bey. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
We know him very well! How can you say so, Anne? Onu çok iyi tanıyoruz! Nasıl böyle söyleyebilirsin, Anne? Onu çok iyi tanıyoruz! Nasıl böyle söyleyersin, Ann? Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
We have seen him once or twice at my uncle's, but Onu yanlızca bir ya da iki kere amcamların evinde gördük, ama Yalnızca bir iki kere amcamların evinde gördük. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
it's rather too much to pretend to know him very well! onu çok iyi tanıyormuş gibi davranmak çok fazla! Onu çok iyi tanıyormuş gibi davranmak bence fazla. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
I always say the wrong thing! Yes, you do. Her zaman yanlış olanı söylerim! Evet, öyle. Her zaman yanlış şeyler söylerim! Evet, öyle. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
Look... The weather is much brighter! I wonder, Miss Dashwood, Bakın... Hava daha açık! Acaba, Bayan Dashwood, Bakın hava biraz daha açmış! Acaba, Bayan Dashwood... Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
would you do me the honour of taking the air with me? benimle biraz temiz hava almaya çıkar mısınız? ...benimle biraz temiz hava almaya gelir misiniz? Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
You will think my question an odd one, I dare say, Miss Dashwood... Sorumu biraz garip görebilirsiniz, söylemeliyim ki, Bayan Dashwood... Sorumu biraz tuhaf bulabilirsiniz Bayan Dashwood ama... Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
But are you acquainted with your sister in law's mother, Mrs Ferrars? ama yengenizin annesiyle tanışıyor musunuz, Bayan Ferrars'la? ...acaba yengenizin annesi, Bayan Ferrars'la tanışıyor musunuz? Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
No, I have never met her. Hayır, onunla hiç tanışmadım. Hayır hiç tanışmadık. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
I never understood that you were connected with that family at all. Sizin o aileyle bağınızın olduğunu düşünmemiştim. Sizin o aileyle bağlantınızı anlayabilmiş değilim. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
Oh, Miss Dashwood. Oh, Bayan Dashwood. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
If I dared tell you all, you would be very surprised. Eğer size söylemeye cesaret edebilsem, çok şaşırırdınız. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
Mrs Ferrars is certainly nothing to me at present Bayan Ferrars şu anda benim hiçbir şeyim olmuyor Bayan Ferrars şu anda hiç bir şeyim olmuyor... Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
but the time may come when we will be very intimately connected. ama bağımızın olacağı bir zaman gelebilir. ...ama çok yakın olacağımız zaman her an gelebilir. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
Are you acquainted with Mr Robert Ferrars? Bay Robert Ferrars'la tanışıyor musunuz? Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
No, not with him! I never saw him in my life! Hayır, hayır onunla değil! Onu hayatım boyunca hiç görmedim! Hayır, onunla değil! Onu hayatımda hiç görmedim. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
But with his elder brother. Ama onun abisi. Ama, onun abisiyle. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
We are engaged. Biz nişanlıyız. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
Mr... Edward Ferrars? Bay... Edward Ferrars? Bay Edward Ferrars mı? Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
Of course you are surprised because it was always meant to be a great secret. Elbette şaşırdınız çünkü hep büyük bir sır olarak kalması gerekti. Elbette şaşırdınız çünkü bunun büyük bir sır olarak kalması gerekti. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
None of my relations know of it except Anne. Anne dışında ailemden hiçbirisi bilmiyor. Ann dışında ailemden hiç kimse bilmiyor. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
It would be terrible if it reached his mother. Eğer annesinin kulağına ulaşırsa çok kötü olur. Eğer annesi duyarsa çok kötü olur. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
I have no fortune, you know, Hiç servetim yok, biliyorsunuz, Hiç servetim yok. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
and I fancy she is a very proud woman. ve onun çok gururlu bir bayan olduğunu biliyorum. Ve bence o çok gururlu bir bayan. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
May I ask if your engagement is of long standing? Nişanlılığınızın uzun süreden beri olup olmadığını sorsam? Ne zamandır nişanlı olduğunuzu sorabilir miyim? Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
We have been engaged these four years. Four years! Dört yıldır nişanlıyız. Dört yıl! Dört yıldır nişanlıyız. Dört yıl mı? Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
I met him at my uncle's. Onunla amcamın evinde tanıştım. Amcamın evinde tanıştık. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
He's a schoolmaster and Edward was under his care. Amcam bir öğretmen ve Edward onun himayesi altındaydı. Amcam öğretmen ve Edward onun himayesi altındaydı. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
Because he lives in London, Çünkü Londra'da yaşıyor, Londra'da yaşadığı için... Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
we hardly see each other, writing is our only comfort. birbirimizi çok az görebiliyoruz, mektuplarımız bizim tek tesellimiz. ...birbirimizi çok az görebiliyoruz. Tek tesellimiz mektuplar. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
Except I have his picture Bende onun bir resminin olması ve Aynı zamanda bende bir resmi var. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
and he has a lock of my hair that I gave him, set in a ring. onda da benim saçımdan bir parça olması dışında, yüzüğünün içinde. Onun da yüzüğünde saçımdan bir bukle var. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
I wonder, did you notice it? Acaba, farkettiniz mi? Acaba, fark ettiniz mi? Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
I did. Yes. Farkettim. Evet. Fark ettim. Evet. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
And you promise you will not breathe a word of this to a single soul? Ve bundan hiçkimseye bahsetmeyeceğinize dair söz verir misiniz? Bundan hiç kimseye bahsetmeyeceğinize dair söz verir misiniz? Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
Miss Dashwood? Bayan Dashwood? Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
Elinor? Elinor? Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
You promise? Söz verir misin? Söz mü? Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
I never sought your confidence, Miss Steele... Sizin güveninizi hiç istemedim, Bayan Steele... Bana güvenmenizi ben istemedim Bayan Steele. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
... but your secret is safe with me. ...ama sırrınız benimle güvende. Ama sırrınız benimle güvende. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
What was that long conversation with Lucy Steele all about? Lucy Steele'le yaptığınız o uzun konuşma ne hakkındaydı? Lucy Steele'le o kadar uzun ne konuştunuz? Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
Nothing of consequence. She was... Önemli bir şey değil.O... Önemli bir şey değil. Geleceğe dair... Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
telling me her hopes and dreams for the future. gelecekteki umutlarını ve hayallerini anlatıyordu. ...umutlarını ve hayallerini anlatıyordu. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
How very uninteresting. Yes, quite. Çok sıradan. Evet, oldukça. Hiç ilgi çekici değil. Evet, haklısın. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
Marianne, Elinor, I have a mind to spend a month or two in London, Marianne, Elinor, Londra'da bir ya da iki ay geçirme gibi bir düşüncem var, Marianne, Elinor, Londra'da bir iki ay kalacağım... Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
and I would be very glad to have your company! ve sizin de gelmenize çok memnun olurum! ...ve siz de bana eşlik ederseniz çok memnun olurum! Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
You are very kind, ma'am, but I am sure our mother could not spare us. Çok naziksiniz, bayan,ama eminim ki annemiz bizden ayrılamaz. Çok naziksiniz, bayan, ama eminim ki annemiz bizden ayrılamaz. Çok naziksiniz ama eminim annem bizden ayrılamaz. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
Oh, indeed I could, I think it is an excellent scheme. Oh, elbette ayrılabilirim, bence harika bir fikir. Elbette ayrılabilirim, bence harika bir fikir. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
I should prefer to stay in Devonshire. Devonshire'da kalmayı tercih ederim. Devonshire'da kalmayı tercih ederim anne. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
Oh, what formidable obstacle is my dear Elinor now to bring forward? Oh, ne gibi bir mazeret ortaya süreceksin Elinor? Nasıl bir mazeret sunacaksın Elinor? Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
Do not let me hear a word about the expense of it. Ne kadar pahalı olacağına dair bir söz söyleme. Ne kadar masraflı olur deme sakın. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
I should like to go to London. Of course you would! Londra'ya gitmek isterim. Elbette istersin! Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
And I think we all know the reason why! Ve hepimiz sebebini biliyoruz! Sanırım hepimiz sebebini biliyoruz! Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
And I dare say Miss Elinor has just as good a reason, if the truth were known! Ve Bayan Elinor'un da iyi bir sebebi olduğunu söyleyebilirim, eğer gerçekler söylenseydi! Gerçek bilinseydi, Bayan Elinor'un da iyi bir sebebi olduğunu söyleyebilirdim! Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
Mamma? Do you really wish it? I insist upon it. Anne? Gerçekten istiyor musun? Israr ediyorum. Anne, gerçekten istiyor musun? Israr ediyorum. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
Come, Miss Elinor! You can see your sister longs to go, Gelin, Bayan Elinor!Kardeşinizin gitmeyi ne kadar istediğini görüyorsunuz, Gelin, Bayan Elinor! Kardeşinizin gitmeyi ne kadar istediğini görüyorsunuz, Hadi ama Bayan Elinor! Kardeşinizin gitmeyi çok istiyor. Sense & Sensibility-2 2008 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 147825
  • 147826
  • 147827
  • 147828
  • 147829
  • 147830
  • 147831
  • 147832
  • 147833
  • 147834
  • …
  • »
  • »»
Kısıtlı Mod:   
  • Katkıda Bulun
  • Hakkımızda
  • Sorumluluk Reddi
  • İletişim